Röportaj: Atilla Sertbakan
Olimpiyat yolundaki Fenerbahçelilerden biri olan milli ciritçimiz Eda Tuğsuz, Tokyo Olimpiyatları’na sayılı günler kala resmi internet sitemize açıklamalarda bulundu. Tuğsuz, "Türkiye’nin sporcu fabrikası Fenerbahçe Spor Kulübü’dür. Sporcu arkadaşlarımız her geçen gün kota haberleriyle gündemde. Olimpiyatlara en çok sporcu gönderen kulüp olacağız" dedi.
12-13 yaşlarında başlayan kariyerinde Dünya beşinciliği, Dünya gençler üçüncülüğü, Türkiye rekorları gibi pek çok önemli başarıya imza atan Fenerbahçeli milli ciritçi Eda Tuğsuz sözlerine ilk defa yaşayacağı Olimpiyat deneyimini ve bunun hissettirdiklerini ifade ederek başladı. Bir ‘oyun’ olarak başladığı bu sporun kendisini nasıl zirveye taşıdığını anlatan Tuğsuz, “Bu spora 12-13 yaşlarında başladım. Açıkçası o zamanlar bu kadar iyi ve gelecek vadeden bir sporcu olacağımı tahmin etmiyordum. Aslında spor benim için bir oyundu ve bu oyun, benim yaşıtlarımla dışarıda, parkta oyun oynamaktan daha cazipti benim için. Bu sebepten dolayı da sporu asla bırakmadım. Genç bir sporcuyum ve bugüne kadar umut verici önemli başarılar elde ettim. Bu noktada benim hayatımın dönüm noktası Büyükler Dünya beşinciliği oldu. Bu benim için çok özel bir yarış. Ben bundan 10 yıl sonra da aynı şeyi konuşacağım çünkü ilk defa büyüklerde Dünya Şampiyonası’nda yarıştım ve çok heyecanlanmıştım. Spor kariyerimde ilk defa ayaklarımın yere bastığını hissettim. Kendimi devler liginde görmeyi hayal etmiyordum ama böyle bir şeyi başardığım için çok mutluyum. Tabii bununla birlikte Avrupa U23 şampiyonluğu, Türkiye rekorları da beraberinde gelen şeyler. Bu başarılar için çok çalıştım. Şimdi sıra her sporcunun hayali olan olimpiyatlara geldi. Aslında yaşım daha çok genç ve Olimpiyat Oyunları benim için çok önemli, çok özel ve çok kıymetli. Açıkçası nasıl bir duygu içerisinde olduğumu bilmiyorum çünkü ilk defa yaşayacağım bir organizasyon. Yıldızlar Olimpiyatlarına gittim fakat yıldızlar ile büyüklerin atmosferi, ortamı nasıl olur çok da bilemiyorum. Tokyo’da piste çıkmak için sabırsızlanıyorum.” dedi.
Hazırlık süreci hakkında bilgiler veren milli atlet Eda Tuğsuz, “Tokyo’ya sayılı günler kaldı ve hazırlıklar da tempolu, stresli geçiyor. Tabii zaman zaman kaygı da var ama bu heyecandan. Artık son dönemeçteyiz ve antrenmanlar, çalışmalar gittikçe yoğunlaşıyor. Gerek saha gerek salon çalışmalarıyla performansımın en üst seviyede olması için hazırlıklarım sürüyor.” ifadelerini kullandı.
OLİMPİYATLARIN ERTELENMİŞ OLMASI AVANTAJ
Bir sporcu olarak kendi bakış açısından pandemi nedeniyle Olimpiyatların 1 yıl ertelenmesine dair görüşlerini de paylaşan milli ciritçi, “Evet, Olimpiyat Oyunları COVID’den dolayı ertelendi. Bence ertelenmiş olması avantaj. Çünkü 1 yıl demek antrenman yaşının 1 yıl ileri olması demek. Teknik hataları daha çok görmemiz ve bunun için çalışmak demek, en önemlisi de zaman demek. Bu nedenle avantaj diyebilirim. Tabii burada antrenörlerin düzenleyeceği antrenman periyotlarının da çok önemli olduğuna değinmek istiyorum. Aksi halde form kaybı da olabilir. Genel anlamda Türk sporcular için iyi bir kazanım olduğunu düşünüyorum.” şeklinde konuştu.
‘BU KIZ 65 METRENİN ÜSTÜNDE CİRİT ATABİLİR, BENCE TÜRKİYE’DE ATACAK TEK KADIN OLABİLİR’
Eda Tuğsuz, eski rekortmen ciritçimiz Fatih Avan gibi olimpiyat tecrübesi yaşamış bir ismin şu an kendisinin antrenörlüğünü yaptığını ve bundan dolayı çok gururlu olduğunu ifade etti. Tuğsuz şöyle konuştu: “Fatih ağabey (Avan) şu anda halihazırda antrenörlüğümü yapıyor. Benim ciritte olan başarım Fatih ağabey ile karşılaşmamdır. O olmasaydı ben şu an bu dereceleri atamazdım. Ben de yok olan sporculardan bir tanesi olabilirdim diye düşünüyorum. Fatih ağabey ben 12-13 yaşlarındayken beni gördü ve kendisi de aktif sporculuk döneminde Antalya’da kamptaydı. O sırada çalışırken beni gördüğünde ‘‘Bu kız 65 metrenin üstünde cirit atabilir, bence Türkiye’de atacak tek kadın olabilir’ diyordu. Tabii sonuç itibariyle Türkiye’nin en iyi ciritçisi bunu söylüyor ve sayısız başarının da sahibi. Böyle olunca da sanırım biraz daha ciddiye almaya, yoğunlaşmaya başladık. Ben onların antrenmanlarına katılmaya başladım. Gün geçtikçe de benim ciride yatkın olduğumu anladılar ve bugün elde ettiğim başarılar Fatih ağabeyin (Avan) tezlerinin haklı olduğunu gösterdi. Fatih ağabeyle antrenman yapmaya başladık. Benim bu başarılara imza atmamın tek sebebi Fatih ağabeydir. Ona da teşekkür ederim. Kendisi de çok iyi bir sporcu ve büyük başarılara imza atmış bir isim. Ben de böyle tecrübeli bir antrenörle, sporcuyla çalışıyor olmaktan dolayı mutlu ve gururluyum. Şöyle bir baktığınızda daha önce olimpiyat deneyimi yaşamış bir antrenörle çalışan sporcu çok azdır. Ben de bu konuda kendimi çok şanslı hissediyorum. Olimpiyatlara gitti, Dünya şampiyonalarında bulundu ve bunun tecrübesini yaşadı, hataları gördü, neler yapması gerektiğini biliyor. Psikolojik olarak nasıl hazır olması gerektiğini biliyor. Ben daha önce hiç olimpiyatlara gitmedim ama o gittiği için bu süreci daha iyi yönetebiliyor. O yüzden bence ben çok şanslıyım."
KULÜBÜMÜZÜN HEFORSHE HAREKETİNİN PARÇASI OLMASI GURUR VERİCİ
Fenerbahçe Atletizm Şubemizin sporcusu Tuğsuz, Kulübümüzün kadınların sesini daha çok duyurması için gösterdiği çabalara da vurgu yaparken, “Olimpiyatlarda çok sayıda kadın sporcunun kulübümüz çatısı altında katılıyor/katılacak olması gurur verici ve bunlardan bir tanesi de benim. Tabii arka plandaki ekip de bu konuda ciddi anlamda çalışma içerisinde. Ben HeForShe hareketinin de içerisinde bir sporcu, bir konuşmacı olarak yer aldım. Bu anlamda kadınlara inanılmaz bir destek var. Kadın sporcuları yükseltme adına inanılmaz projeler var. Kulübümüz de bunun bir parçası olduğu için gurur duyuyorum. Futboldan tutun da amatör branşların tamamına bunu yaymak için hem kulübümüz hem de biz, sporcular elimizden geleni yaptığımızı düşünüyorum.” dedi.
3 SANTİMETREYLE GEÇİLDİM, O GÜNÜN TECRÜBESİ BANA BUGÜNÜ KAZANDIRDI
Olimpiyat şampiyonu Sara Kolak’a sadece 3 santimetreyle geçildiği Avrupa Atmalar Kupası’nın kendisinde yarattığı hissin ‘vazgeçmemek’ olduğunu hatırlatan Eda Tuğsuz, “Avrupa Atmalar Şampiyonası’nda Olimpiyat şampiyonu Sara Kolak ile mücadele etmiştim. Aslında benim ilk büyük sporcularla karşılaşmam da Sara Kolak ile başladı diyebilirim. Yani ilk mücadelem Olimpiyat şampiyonu ile oldu. Ve böyle bir isme sadece 3 santimetreyle geçildim. O hissettiğim şey vazgeçmeyeceğimdi. Ne olursa olsun vazgeçmeyeceğimi kendime söylemiştim. Ben 3 santimetreyle geçilmiş olabilirim ama o günün tecrübesi bana bugünü kazandırdı. O yarış benim ilk kez devler sahnesinde yer alabileceğim, ‘buradayım’ diyebileceğim ve onlarla göz göze gelip korkmadan mücadele edebileceğim ilk yarışlardan bir tanesiydi. Herkesin kulvarı, attığı derece farklı. Ben de devler liginde olmak için çok mücadele ettim ve hala mücadele ediyorum. Dünyanın en iyi 10 ciritçisi arasına girmek hem benim hem de Kulübüm için gurur kaynağı.” diye konuştu.
BARBORA SPOTAKOVA BENİ ÇOK ETKİLEYEN BİR SPORCU
İdolü olan Çek atlet Barbora Spotakova’nın anneliğinin, ciride olan bağlılığının ve tutkusunun kendisini çok ama çok etkilediğini de söyleyen Eda Tuğsuz, “Barbora Spotakova bir dünya rekortmeni ve kendisi benim idolüm, aynı zamanda kendisi bir anne. Ben hem anneliğini hem de bu spora olan tutkusunu, bağlılığını, mücadele ruhunu gerçekten çok takdir ediyorum. Bu kolay bir şey değil. Şu an 30’lu yaşlarının sonunda ve hala bu sporun içinde, 60 metrelerin üstünde cirit atıyor. Bu da onun ciride olan bağlılığı, değeri gösteriyor. Beni onda etkileyen şey yarışlara oyuncak bebek getirmesi, onun saçlarıyla oynaması ve onu kendi koltuğuna oturtması. Bu bildiğim kadarıyla onu motive ediyor. Sanırım çocuklarını gözünün önüne getiriyor ve motive oluyor. Bu beni çok etkilemişti.” dedi.
BAŞKANIMIZ HER ZAMAN İLGİLENİYOR
Eda Tuğsuz, Başkanımızın ve Yönetimimizin amatör branşlara, olimpik sporculara verdiği önem ve değer ile ilgiliyse şu şekilde konuştu:
“Başkanımızın ve Yönetimimizin, amatör branşlara, olimpik sporculara/sporlara verdiği değer çok önemli. Hiçbir zaman haklarını ödeyemeyiz. Biz, burada bir aile gibiyiz. Bence başarımızın bir sebebi de bu. İstediğimiz zaman Başkanımızla, Yöneticilerimizle iletişime geçebiliyoruz. Hangi kulüp bu kadar yakın ve samimidir ki?!.. Ben her zaman şunu söylüyorum: Türkiye’nin sporcu fabrikası Fenerbahçe Spor Kulübü’dür! Sporcu arkadaşlarımız her geçen gün kota haberleriyle gündemde. Olimpiyatlara en çok sporcu gönderen kulüp olacağız ve azımsanmayacak kadar önemli bir başarı. Tabii ki bize verilen desteğin en büyük kanıtıdır diye düşünüyorum. Ben Fenerbahçe Spor Kulübü’nün sporcusu olduğum için de kendimi çok değerli hissediyorum. Çünkü sporcuya değer veriliyor, her şeyden önce değer veriliyor. Başkanımız bir derdimiz olduğunda yakından takip ediyor, aynı şekilde başarılarımızı yakından takip ediyor. Bunlar sporcuyu motive eden şeyler. Kulübümüzde herkes birbirine ‘aile’ bağlarıyla bağlı ve bu bağ çok güçlü. Başkanımız her zaman ‘nasılsın kızım, bir derdin var mı’ diye de sorar ve bunlar önemli şeyler.”
Tuğsuz, cirit dalı hakkında ise “Güç, cirit için önemli ama estetik de oldukça önemli. Aslında bizim ata sporumuz cirit ve ben fazlasıyla yatkın olduğumuzu düşünüyorum. Yetenek taraması yapıldığında ciridin ön planda olacağını düşünüyorum. Güç gerektiren bir branş olabilir ama biz kadınlar da güçlüyüz. Sonradan da kazanabilecek güce sahibiz. Ve bence erkeklere göre daha disiplinli ve daha koordineli gidiyoruz diye düşünüyorum.” dedi.
BENİ MOTİVE EDEN ŞEY CİRİDİMLE KONUŞMAK
Kendisini motive eden şey zaman zaman değişkenlik gösterse de ciridiyle uyumlu bir partner olabilmesinin en önemlisi olduğunu söyleyen Eda, “Motivasyon kaynağım çoğu zaman değişiyor. Ama ben ciridi partnerim olarak görüyor ve onunla ahenkli bir şekilde dans etmek için sahaya çıkıyorum, onunla konuşuyorum. Sanırım beni motive eden şey ciridimle konuşmak. Çünkü onunla ne kadar uyumlu olursam o kadar iyi performans sergiliyorum.” dedi.
ZİHNİN DAHA ÖN PLANDA OLDUĞUNA İNANIYORUM
Bir sporcu için psikolojinin öneminin altını çizen şampiyon ciritçi, “Başarı birçok sporcu için önemli ama bence biraz da bu spora nasıl bağlandığın, bu spor için nelerden ödün verdiğin, ne gibi fedakarlıklar yaptığın, karakterinin, özelliklerinin nasıl olduğu çok önemli. Hani bir söz vardır: ‘Zirveye çıkmak kolay ama zirvede kalmak daha zor.’ Başarılı olmak için belli bir efor sarf ediyorsun ve buna ulaşıyorsun fakat ben performansın %70’inin psikolojik olduğunu düşünüyorum. Ben, vücuttan çok zihnin daha ön planda olduğuna inanıyorum. Başarıya ulaştıktan sonraki tutum çok önemli. Başardıktan sonra vazgeçmememiz gerektiğini, başarıya aç olmamız gerektiğini düşünüyorum. En önemlisi de psikolojinizin, zihninizin buna hazır olması.” şeklinde konuştu.
Başarılı milli ciritçi Eda Tuğsuz, sözlerini şu şekilde noktaladı:
“Son olarak da söylemek istediğim şey, burası çok büyük bir spor kulübü. Kulübümüzün Olimpiyatlara gönderdiği sporcu sayısına bakıldığında neden büyük bir spor kulübü olduğumuzu görebilirsiniz. Bizi destekleyin, biz de sizleri gururlandırmaya devam edeceğimizin sözünü veriyoruz.”