Tablo E-Kitap

Tarihin Sanatı taraftarla buluşuyor...

Vakt-i Fener

1907 yılının baharında, Moda Beşbıyık Sokak 3 numaralı evde toplanan üç arkadaş Necip Okaner, Ziya Songülen ve Ayetullah Bey, Fenerbahçe’nin doğuşunun ilk adımını atarlar...

Sonsuza dek sürecek Vakt-i Fener’in başlamasıyla; Fenerbahçe aşkının ilk kalp atışları da duyulur...

Var olduğu gün itibariyle milyonların sevgisiyle buluşan, taraftarının kalp atışlarında hayat bulan Fenerbahçe’nin gurur dolu tarihinin en özel günü gelmiştir...

3 Mayıs 1918 Cuma günü Fenerbahçe Spor Kulübü’ne tarihi bir ziyaret gerçekleşir. Anafartalar kahramanı Ordu Kumandanı Mustafa Kemal, arkadaşı Sabri Toprak ile birlikte uzun zamandır merak ettiği Fenerbahçe’yi tanımak için Kuşdili’ndeki Kulüp binasına gelmiştir. Mustafa Kemal’i karşılayanlar arasında Mustafa El Katipzade de bulunur. Mustafa Kemal Paşa, kulüpte 2 saate yakın bir süre kalır. Bu süre zarfında kulüp hakkında detaylı bilgiler alır. Kulüp müzesini gezer. Mustafa El Katipzade kulübün şeref defterini Mustafa Kemal Paşa’ya getirir. Paşa, kulübün şeref defterine Fenerbahçe için ebedi bir şeref meselesi olan hepimizin ezbere bildiği unutulmaz satırlarını yazar. Şeref defterini imzaladıktan sonra ayrılma vakti gelmiştir. Kulübün iskelesine inen Paşa, kendisini Moda’ya götürecek olan tekneye binmeden önce kulüp binasına doğru döner, sağ elini havaya kaldırarak: “Fenerbahçe’ye ebedi muvaffakiyetler dilerim” der.

Yıllar sonra “bu anı” Rüştü Dağlaroğlu’na gözlerinden sicim gibi yaşlar süzülerek anlatırken Mustafa El Katipzade: “Benim tanıdığım Mustafa Kemal ebedi muvaffakiyetler dilememiştir. Ebedi muvaffakiyetler emretmiştir.” der. İşte Mustafa Kemal Paşa’nın “Vakt-i Fener’i” o dilekler arasından bugün bizlere ulaşmaktadır. Bu dileklerini anlayarak Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda Fenerbahçe’yi payidar kılacak her adım için harekete geçmek de biz Fenerbahçelilerin değişmez, emredilmiş vazifesidir. Vakt-i Fener’idir.

Bugün, bu vazifenin ifası için “Vakt-i Fener” kültür ve sanat projesiyle Mustafa Kemal Atatürk’ün tarif ettiği muasır medeniyet seviyesinde dalgalanmakta olan Fenerbahçe bayrağını, tarihin sanatı vurgusuyla sonsuzluğa doğru ulaştırmak için bir arada toplanmış ve işimize dört elle sarılmış bulunuyoruz…

Bireysel hayat içinde “Vakt-i Fener”lerimiz…

Vakt-i Fener, içimizdeki Fenerbahçe’nin vaktini gösteren, bizim için Fenerbahçe zamanının başladığı noktadır. Asırlık bir çınar olan Fenerbahçe’yi Fenerbahçe yapan en önemli değerlerin, her Fenerbahçeli’nin Fenerbahçe’nin renklerine aşık olduğu anın resmidir. Mutluluklarımız, şampiyonluklarımız, sayılarımız, hayat ringindeki hüzünlerimiz, kayıplarımız, ilklerimiz, aşklarımız, sabrımız, içimizde kaldırdığımız başarı kupalarıyla hayat içerisinde Fenerbahçe ile oluşturduğumuz anlarıdır, anılardır.

İlk atılan gole, ilk kazanılan penaltıya, ilk 3’lüğe verdiği coşkunun adıdır. Kalbinde sarı lacivert renklere bağlılık duymaya başladığı ilk kutsal anın, duygu içinden sanata yansımasıdır. Sarıldığı ilk Fenerbahçeli sporcudur. Belki de elini ilk kez öptüğü Fenerbahçeli değerli bir büyüğüdür. Gazetenin ilk sayfasını okuyan babasının önüne yüzükoyun yatıp spor sayfalarında Fenerbahçe’yi bulabilme heyecanıdır. Fenerbahçe’nin tarihinden ve taraftarından aldığı güçle haksızlıklara baş kaldırmasına, adaletsizliğe karşı dimdik durmasına duyduğu sonsuz güvendir. Fenerbahçe söz konusu olduğunda bitmek bilmeyen umudu hissetmenin karşılığıdır. En iyi günde olduğu gibi en zor günde de Fenerbahçe’nin yanında olmaktır. Fenerbahçe’yi korumak, kollamak için korkusuzca yürünen köprü yolunda tüm Türkiye’ye örnek olmaktır! Vakt-i Fener, çocuklarımıza Fenerbahçe sevgisinin kutsallığını ve Fenerbahçe’nin büyüklüğünü aktarabilmektir. İşin özünde kalbe sarı lacivert kan ve can katabilmektir. Vakt-i Fener 1907’den beri her sarı lacivert gönül içinde yaşam enerjisi ile çalışan saatteki zaman kavramımızdır.

Sporun içindeki rekabet heyecanını “Vakt-i Fener” pusulasıyla keşfedebilmektir. Galibiyette takım olma duygusunu, mağlubiyette armamız için vazgeçmemeyi, mücadeleye devam etmeyi yaşamak ve yaşatmaktır.

Vakt-i Fener şanlı tarihimizin gücünden, geleceğimizi inşa edebilmektir.

Milyonlarca Fenerbahçeli ile paylaştığımız bu sinerjinin merkezinde, tablonun kalbinde yer aldığı gibi Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk bulunmaktadır. Tarihin sanatına gönüldeki sarı lacivert aşkla tanıklık edebilmektir. 1907’de Kadıköy’e dikilen fidanın, milyonları peşinden sürükleyen, dallarını dünyaya açan asırlık bir çınar oluşunun resmidir. Vakt-i Fener, sonsuzluğa uzanacak, bir asrı aşan şanlı geçmişin “Gurur Tablosudur”…

Vakt-i Fener Tablosu

Biyografi Filmi
Tablo E-Kitap

Vakt-i Fener Tablosu, Fenerbahçe ilklerini bizlerle buluşturan, bir asrı aşan şanlı tarihimizi kronolojik olarak görsel dille anlatan eşsiz bir sanat eseridir.

Fenerbahçe Spor Kulübü ve Fenerbahçe USA Derneği ortak çalışmalarıyla yürütülen ve New York’ta yaşayan mix media/kolaj konsept sanatçısı olan Burak Karavit tarafından hayata geçirilen eser, 2,28 m eninde, 1.16 m yüksekliğindedir. C Print fotoğraf baskı tekniği ile üretilmekte ve 18 mm ahşap üzerine asit içermeyen çift taraflı bantlarla sıvanmaktadır. Ortasında yer alan 3 boyutlu (Lenticular) malzeme ile iki farklı iletişim materyali birlikte kullanılmakta ve eser bu yapısıyla dünyada bir ilke imza atmaktadır.

Eser, Fenerbahçe'nin bir asırdan fazla olan geçmişini 1907’lerden bugüne uzanan anılarını, tüm başkanlarını, tüm branşlar ve kilometre taşlarını, kronolojik sırayla saat mekanizması yönünde işleyen bir sistem ile anlatmaktadır.

Çalışmanın iki boyutlu olan ilk bölümü; 1.676.000 fotoğraf ve 400.000’e yakın yardımcı görsellerin elden geçirilmesi ve 2 milyonu aşkın görsel arasından 900 adet fotoğrafın sanatçı tarafından tek tek restore edilmesi veya renklendirilmesiyle oluşturulmuştur.

Ortada yer alan ve eserin kalbi olan bölümü ise 3D Lenticular tekniğiyle tasarlamıştır. Bu üç boyutlu alan soldan sağa ilerleyen (Akan Görüntülü / Flip Animation) bir kinetiğe sahiptir. Fenerbahçe logosu 5 aşamalı geçiş yaparak Atatürk portresine dönüşmektedir. Animatik olarak tanımlayacağımız bu kısımda Fenerbahçe logosu kolaj tekniğiyle toplamda 6600 adet görsel kullanarak hazırlanmıştır.

Eserin tamamlanması yaklaşık 1,5 yıl sürmüş, sanatçı çalışmanın ilk 6 ayında Fenerbahçe tarihini çeşitli kaynaklardan derin ve detaylı şekilde incelemiş ve özümsemiştir.

Vakt-i Fener, çağımızı yansıtan dijital bir çalışma olmakla birlikte, her bir eserin farklı kodlar ile imzalanması ve alıcısına özel hale getirilmesinden kaynaklı ‘biriciklik özelliği’ taşımaktadır. Sınırlı sayıda kişiyle buluşacak bu eser, özel üretim ahşap kutusunda, orijinal mühür ve sertifikası ile birlikte, Fenerbahçe’nin kronolojik tarihinin görsel sunumunu anlatan kitapçık eşliğinde sanat severin adresine büyük bir titizlikle teslim edilmektedir. Kuşaklara aktarılacak bu paha biçilmez çalışma, gelecek nesillere tarihimizi aktaran bir görsel atlas niteliğindedir. Fenerbahçe Spor Kulübü için ‘Tarihin Sanatı’dır.

Burak Karavit

Burak Karavit Burak Karavit

1974 yılında Ankara’da dünyaya gelen Burak Karavit, çocukluğunu İstanbul’da geçirdi.

Müzisyen babasının 5 yaşındayken hediye ettiği Pentax Analog kamera ile başlayan fotoğraf sevgisi, sanatın tüm dallarına olan ilgisini pekiştirerek hayat sürecinde belirleyici oldu. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde aldığı eğitimin ardından profesyonel kariyerine grafik tasarımcı olarak başladı. Uzun yıllar Türkiye’nin tanınmış reklam ajanslarında uluslararası markalara Sanat direktörlüğü yapan Karavit, 90’lı yıllarda Silicon Graphics (SGI) sanatçısı olarak birçok reklam kampanyası ve Hollywood Film Şirketleri için sinema afişleri tasarladı.

Profesyonel kariyerinin yanı sıra tutkunu olduğu kolaj çalışmalarına üniversite yıllarında başlayan Karavit, o yıllarda tasarımlarını derinlikli ahşap konstrüksiyonlar üzerine giydirme yöntemiyle üreten öncü sanatçılar arasındaydı. Uzun yıllar geleneksel metotlarla tasarladığı kolajlarını günümüzde teknolojiyi en üst seviyede ve ustalıkla kullanarak dijital ortamda üretmeye devam etmektedir. Hayranlık uyandıran bu eserler, Karavit’in fotoğraf sanatına olan aşkı ve bunu profesyonel yaşamında edindiği teknik beceri ve tecrübelerini bir araya getirerek adeta ilmek ilmek örmesinden geçmektedir.

Büyük boyutlarda tasarladığı eserlerinde rekor sayıda kullandığı ve birbirleriyle iç içe geçmiş fotoğraf katmanlarının yer alması dikkat çekici olup, her eserin kendine özgün bir manifestosunun olması, sanatının etkisini ve eserlerinin değerini daha da artırmaktadır.

Sanatın özgürlüğe açılan kapıyı temsil ettiğini ve kitleler arası bağlantıyı kuran en yalın araç olduğunu ifade eden Karavit, eserlerinde betimlediği sosyal içerikli mesajlar ile toplumda sağduyuyu ve farkındalığı artırmayı misyon edinmiştir.

Eserlerinde ve kullandığı materyallerde devamlı yenilik arayışında olan Karavit, 2017 yılında görsel biyografiler tasarlamaya başladı. İlkini ünlü şarkıcı ve söz yazarı Alicia Keys ve ailesi için tasarladığı görsel biyografi ona bu alanda çalışan ilk ve tek sanatçı olma unvanını da vermiş oldu. Bu çalışmalarını komisyon bazlı projeler şeklinde tasarlayıp üreten Karavit’in 2019 yılında başladığı ve halen üzerinde çalışmakta olduğu Louisiana’daki Muhammad Ali Müzesi'nde sergilenecek olan “Visual Biography of Muhammad Ali” isimli çalışması sanatçının en prestijli işleri arasında yer almaktadır.

Burak Karavit halen çalışmalarına New York’taki stüdyo/atölyesinde devam etmekte olup, eserleriyle Türkiye ve yurt dışındaki sergi ve festivallere katılmaktadır.

vakt-i fener
vakt-i fener
vakt-i fener

Tarihin Sanatı taraftarla buluşuyor...