"Şampiyon kim olacak, herkes görecek"

15 Haziran 2007 Cuma 00:00

Kürek şubemizin kaptanı Ozan Bayülken basında yayınlanan haberlerle ilgili olarak bugün bir açıklama yaptı. Bayülken'in açıklaması aynen şöyle: Gazetelerde yayınlanan haberlerle ilgili bazı konulara açıklık getirmek istiyorum. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, basın açıklamasıyla gündeme getirmek istediğimiz sorunların temelinde ne şampiyonluk kaygısı, ne de yabancı sporcuların yarışıp yarışmaması endişesi vardır. 13-15 Temmuz da yapılacak Türkiye Şampiyonasında herkes şampiyonun kim olduğunu görecektir. Yabancı sporcularla ilgili hukuki süreci mutlaka kazanacağımıza yürekten inanıyorum ama yine de buradan tüm camiamıza ne Stoiç'i ne de Goran'ı Türkiye Ş ampiyonasında yarıştırmayacağımı ilan ediyorum. Federasyonla temel sorunumuz yıllardır uyguladıkları çifte standarttır. Ellerindeki tüm yetkileri Galatasaray lehine, Fenerbahçe aleyhine kullanan bu insanlarla mücadelemiz her zeminde sürecektir. Geçen sene gazete gazete dolaşıp sporcularımızı doping yapmakla suçlayıp, Atina Uluslararası Doping Merkezi'den den temiz raporları gelince bir özür bile dilemeyen zihniyetle, Dünya 3. sü hafif kilo tek çiftecimiz Mete Yeltepe yerine aynı kategoride Türkiye şampiyonluğu bile bulunmayan Galatasaraylı tek çifteciyi Milli takımla Dünya Kupasına götüren zihniyet aynıdır. Bu yıl Zagreb'te 30 tek çifte arasında (aralarında dünya üçüncüsü Slovak 1x de var) altın madalya kazanan sporcumuz Berk Günbatı milli takım için yetersiz, ama 22 ekip arasında 17. olan Galatasaray'ın iki çiftesi milli takımın demirbaşıdır. Galatasaraylı federasyon başkanlarının çifte standartlarına daha birçok örnek verebilirim ama dün gazetelere yansıyan olayların başlangıcına dönmek istiyorum ve federasyon başkanına 5 Ocak 2007 de attığım ve cevap alamadığım maili sizinle paylaşıyorum. Saygılarımla, Ozan Bayülken Sayın Çetin Öztürk, 24 Aralık 06 tarihinde özerk federasyon başkanı seçildiğinizden sonra ilk defa sizinle konuşma fırsatı buldum. 2-3 saati bulan görüşme sırasında 2 senedir federasyon tarafından en çok haksızlığa (tabii ki bana göre) uğramış bir kulübün yöneticisi olarak sorunlarımı ilettim ve federasyonun Fenerbahçe Kürek Şubesine karşı bu son derece olumsuz tutumdan artık vazgeçmesini rica ettim. Kürek sporuna Fenerbahçe Spor Kulübü'nün katkılarını kimse inkar edemez. Fenerbahçe bu spora yaptığı yatırımlarla, sportif etkinlikleriyle hem fedrasyon için, hem rakipleri için gerekli bir müesesedir. 2006 yılında Genç B, Genç A ,HK, BB, BA erkekler kategorilerinde dağıtılan 101 altın madalyadan 76 ini Fenerbahçeli sporcular kazanmıştır. Diğer rakiplerimizin hepsinin aldığı madalya sayısı 25 dir. Buna benzer örnekleri çoğaltmak mümkün. Ama bu yazıyı yazma amacım Fenerbahçe Kürek Şubesini övmek değil. Camia olarak, Galatasaray kökenli başkanların bir misyonu devam ettirircesine, şubemiz aleyhine kararlar almasını, tarafsız olmaları gereken kişilerin hak hukuk tanımadan tek taraflı bir kampanya yürürtmesini ve bunun arkasında yatan sebebleri anlayamıyoruz, ya da anlıyoruz ama bu kadarına inanamıyoruz. Demek ki şampiyonluk bu derece önemli ve hayati !!! Halbuki Fenerbahçe'nin rakipleri de bu şampiyonluğu defalarca kazandı hem de federasyonun yardımı olmadan, değişen ne ???? Kazanmak için her yol mübah mı ??? İlerki dönemlerde tafarsız kişiler bu göreve gelirse ne olacak ??? Evet, daha fazla uzatmadan geçmiş federasyondan kalan problemlerin üstüne eklediğiniz konulara geçelim, bunları konuşmuştuk ama söz uçar yazı kalır demişler onun için tekrar etmekte fayda görüyorum. ''YABANCI SPORCULAR TÜRK KÜREĞİNE ZARARLI''Ne zamandan beri?? Çok eskiye değil 2002 aralık ayına dönelim, Antalya'da kürek kongresi, kürsüde yabancı sporcuların Türkiye'de yarışması gerektiğini savunan siz değil miydiniz? O dönem federasyon başkanı değil miydiniz? Teknik komitede başkanı Sn. Yunus Yılmaz ve milli takımlar baş antrenörü Sn. Recep Akıcı da sizinle aynı görüşte değil miydi?? Şampiyonluk çekişmesinin dorukta olduğu 2003 sezonunda Nikolai Stoiç Galatasaray formasıyla 1x ve 8+ yarışlarına girmedi mi? Bu iki yarışı da Galatasaray kazanmadı mı? Demek ki yabancılar kimine faydalı, kimine zararlı!!! Hangi takımda olduklarına mı bağlı?? 2004 yılında 35 yaşında kürek sporuyla tanışmış 37 yaşındaki Mrs.Robin Smith i milli takıma siz almadınız mı?? Gerçekten Türk küreğine sayenizde büyük katkısı oldu!Benim anlamadığım bu yabancılar Fenerbahçeli olunca mı zaralı hale geliyorlar?Yabancı sporcularla ilgili karar almadan önce 2006 yılında bu yabancılarla çalışmış olan bizlere ne faydasını gördünüz diye sorsaydınız, biz de şöyle derdik;1- Yabancı sporcuları sadece yarıştan bir gün önce getirip yarıştan bir gün sonra gönderirseniz bu işin hiçbir anlamı yok.2-Sadece şampiyon olmak için getiriyorsanız zaten ayıp edersiniz. Biz yabancıları şampiyonluk yarışın en zor olduğu 2003 ve 2004 sezonunda getirmedik(2004 de 5 sporcumuz Galatasaray a transfer olmasına rağmen)2005 te de getirmedik,sporcu sayısı itibariyle sezon başında şampiyon olmamızın garanti olduğu 2006 yılında getirdik. 3- 2006 TR şampiyonasında erkeklerde 13 birincilik aldık,Galatasaray 3 birincilik. Sırp sporcular olmasaydı 11-5 olurdu (en kötü). Sizce fark var mı?4-Yabancılarla anlaşırken 3 kez Türkiye de, 2 kez onların ülkesinde beraber kamp yapma şartı koyduk ve bunu uyguladık.5-Karma ekipler kurduk, yutiçinde ve dışında bu ekiplerle yarıştık.6-Ekipleri tamamlamak için kadromuzda bulundurmak zorunda kaldığımız, antreman düzenine uymayan(veya uyamayan) sporcularımızla yollarımızı ayırdık ve böylece antreman kalitesini arttırdık.7- Antrenörlerinden danışman olarak faydalandık, sporcularımız beraber antreman yaptıkları dünya şampiyonu sporculardan birçok konuda olumlu etkilendi.Bu örnekleri çoğaltmak mümkün ama hepimiz biliyoruz ki konu yabancılar faydalı mı değil mi konusu değil.İşin hak hukuk boyutuna gelirsek. 2004 yılında yürürlüğe giren ve 27 Aralık'ta apar topar değiştirdiğiniz yönetmelikte şöyle diyor;4 yabancı transfer hakkınız var, transfer dönemi de 1 Eylül-31 Aralık!!Biz yabancılarla 12 Aralık'ta anlaştık, paralarını ödedik. 2007 kadromuzu da buna göre şekillendirdik. Ama Federasyon 27 Aralık ta kanunları değiştirdi. Hangi kanun geriye doğru işler??? Koyduğunuz kriterler başka hangi federasyonun transfer yönetmeliğinde var?? Birtane örnek veremezsiniz. Çifte standarta bir başka örneğe geçelim. AKIN SAATÇİ---METE YELTEPE 2004 yılının Ocak ayında lisanslı sporcumuz Akın Saatçi (o tarihte 22 yaşını doldurmamış durumda) Galatasaray'la transfer görüşmesi yaptığı için süresiz kadro dışı bırakıldı.7 gün sonra tüm itirazlarımıza rağmen Fethiye de milli takım kampına çağrıldı. Milli takım kampı dağılırken Akın Galatasaray a gitmişti çoktan(yaşı tutmamasına rağmen). Milli takımın vazgeçemediği Akın ,2003 yılının Ağustos ayında Belgrad'da yapılan U23 Dünya Şampiyonasında Kıbrıs Rum Kesimi nin ardından 25 ekip arasında 25. olmuştu(1x kategorisinde).Daha sonra 22 yaşını doldurduğu gün lisansı çıkarıldı ve 2004 sezonunda Fenerbahçe ye karşı yarıştı. Aradan çok uzun zaman geçmedi, başkan aynı başkan ama transfere taraf olan kulüpler bu sefer çoooook farklı.2006 Dünya şampiyonası sonrası BJK tan Mete Yeltepe Fenerbahçe kulübüne geçmek istedi, Fenerbahçe Kulübü de Mete Yeltepe'yi transfer etmek istedi ve iki taraf anlaştı. Mete 7 temmuz 2007 tarihinde 22 yaşını dolduracağı için Türkiye Şampiyonasına girebilecekti (Aynı Akın Saatçi nin yaptığı gibi). Ama federasyonumuz bunu da engelliyecek bir formül buldu ve 22 yaşını dolduran sporcuların sezon sonu transfer edilmesi şartı koydu.Şimdi size soruyorum, Mete Fenerbahçe ye değil de Galatasaray da transfer olsa bu maddeyi çıkarabilirmiydiniz?Mete bu sene yarış çekemeyeceğine göre milli takıma giremeyecek. Dünya 25. si olan Akın Saatçi için yaptıklarınızın tam tersini 2006 yılında U23 te bronz madalya alan,bu sene altın madalyanın en büyük favorisi Mete için niye yapıyorsunuz??Tarafsızlığınızı bu kadar mı kaybettiniz? Mete nin transferi federasyonu mu ilgilendirir yoksa Fenerbahçe ve BJK kulüplerini mi? Federasyon için önemli olan Mete gibi bir sporcunun nereye transfer olduğumudur yoksa çalışma imkanlarının artıp artmadığı mıdır? Teknik komite olayına hiç girmek istemiyorum çünkü öyle bir komite olmadığına inanıyorum. Daha bir ay önce açıkladıklarından teker teker vazgeçen bir komite herhalde sezon sonunu zor görür,belki de istenen budur değil mi? Bu kadar küçük bir camiada bu kadar kaos yaratabildiğiniz için sizi tebrik ediyorum. Kuralları baştan koyup, gerisini antrenör ve sporcuların becerisine bırakacak bir federasyonun eninde sonunda kurulacağına hala inanıyorum ama herhalde biraz zaman alıcak. Saygılarımla,Ozan Bayülken Not:Bu maili yönetim kurulunda bulunan ve anlatılan konuları yaşamış ama yine de bu kararların altına imza atmış birkaç büyüğüme daha atıyorum.Federasyonun asli görevlerine dönmesi için Fenerbahçe nin şampiyonluğu kaybetmesi önşart denmiyorsa ,yukarıda bahsi geçen sorularıma lütfen gerçekçi cevaplar veriniz. Yazının sonunda teknik komiteyle ilgili bir yorum yapmışım,o arkadaşlar hepsi ilk 3 ay içersinde istifa ettiler.Nuri Topsakal (GS), Yüksel Taşcı (GS), Batuhan Kısacıkoğlu (FB), Aytunç Eraslan (FB)