“Bomba gibi dönüyorum”

01 Ekim 2008 Çarşamba 00:00

Sezon başında yeniden Fenerbahçe'ye dönen Tümer Metin, uzun süren sakatlığının ardından futbola susamış bir halde, dergimizin sorularını cevaplandırdı. Sakatlığının tamamen geçtiğini, kondisyon açığını kapatıp gerekli gücü topladıktan sonra bomba gibi sahalara döneceğini söyleyen Tümer Metin, uzun zaman önce uzatmaya başladığı sakallarını ne zaman keseceğini de açıkladı. Tümer, futbola duyduğu özlemi dile getirircesine, 1 dakika da olsa resmi bir maçta yeniden forma giydiği gün sakallarını da keseceğini söyledi. -Sakallarımı uzatıyorum ve maç kadrosuna girip, 1 dakika da olsa oyunda kaldığım zamana kadar da onları kesmeyeceğim. Bu sakallar bana, her aynaya baktığımda sahalara döneceğim anın mutluluğunu hatırlatıyor. Zaten bu nedenle sakal bıraktım. Umarım çok uzamadan da onları keserim. Zaten daha fazla uzayacağını da sanmıyorum. Çünkü şu an için sakatlığımdan eser kalmadı. - Fenerbahçe karakterini sahaya yansıtırsak, şampiyonluk için favori yine biz oluruz. Çünkü, kazandıkça takımda güven yerine gelecek. Ayrıca ilk yarıdaki tüm derbi maçları da kendi sahamızda oynayacağız. Bu durum bizim için şimdi bir avantaj haline geldi. Bu maçları da kazandığımız zaman bizi kimse tutamaz diye düşünüyorum. Bence burada en büyük sıkıntıyı rakip takımlardan değil de kendi içimizde yaşarız. Yani sakatlıklar ve cezaları kastediyorum. Eğer bu konularda büyük bir handikap yaşamazsak kendimize geliriz. - Tümer, öncelikle sakatlığının başlaması, gelişimi ve son durum hakkında senden bilgiler alabilir miyiz? Aslında sezon sonu Larisa'da oynarken böyle bir sıkıntım ve sakatlığım yoktu. Milli Takım'da oluştu bu sakatlık. Kasığımda yırtık meydana geldi. Şampiyonada son maçlara iğneyle çıktım ve yırtık büyüdü. İyileşmesi daha uzun sürdü. Orada zorlamasaydım çok daha önce başlardım. Hatta Fenerbahçe'nin sezon öncesi hazırlıklarına da tam kapasiteyle katılabilirdim. Ancak zorlama olunca yırtık büyüdü ve iyileşmesi bu kadar uzun sürdü. Bunları şikayet olarak değil de bilinmesi için söylüyorum. Yoksa milli forma için canımız feda olsun. Hiçbir önemi yok ama sakatlığımın sebebi bu. Ancak şu anda iyileştim. Yakında sahalara döneceğim. - Senin için ilk başlarda sezonu kapattığın söylendi. Hatta 'Deivid ve Vederson'dan sonra Fenerbahçe'ye ikinci şok Tümer de devre arasında kadar yok' şeklinde haberler çıktı. Böyle bir şey yok. İlk başlarda en kötü ihtimaller düşünülerek böyle söylenmiş olabilir. Ben tamamen iyileştim. Deivid ve Vederson da beklenenden önce sahalara dönecekler sanırım. Sakatlık dönemim tamamen bitti ve şu an için sadece kondisyon yüklemesi yapılıyor. Sahaları, futbolu, taraftarları çok özledim ve bomba gibi geri geliyorum diyebilirim. - Sakallarını uzatman ile sakatlığın ve futbol arasında bir ilişki olduğunu duyduk. Ne derece doğrudur bu? Evet, doğru duymuşsunuz. Sakallarımı uzatıyorum ve maç kadrosuna girip, 1 dakika da olsa oyunda kaldığım zamana kadar da onları kesmeyeceğim. Bu sakallar bana, her aynaya baktığımda sahalara döneceğim anın mutluluğunu hatırlatıyor. Zaten bu nedenle sakal bıraktım. Umarım çok uzamadan da onları keserim. Zaten daha fazla uzayacağını da sanmıyorum. Çünkü dediğim gibi şu an için sakatlığımdan eser kalmadı. Sadece fizik kondisyon olarak hazır hale gelmeyi ve takımın maç kadrosuna girecek kadar form tutmayı bekliyorum. Bunlar da en kısa zamanda gerçekleşecek. - Aragones'i nasıl değerlendirirsin? Sence nasıl bir teknik direktör? Fenerbahçe'ye nasıl faydalı olabilir? Her şeyden önce Aragones çok samimi bir insan ve çok yönlü bir kişiliği var. Kişilik özelliklerini de mesleğine yansıtmış bir teknik direktör. Kariyeri mükemmel. Futbolu da çok iyi biliyor ve oyuncularıyla birebir çok zaman geçiriyor. Özellikle Türk Milli Takımı'ndan beni yakından tanıdığını söyledi ve sakatlığım boyunca benimle inanılmaz ilgilendi. Sakatlığımın bir an önce geçmesini, benim kadar hoca da istedi. Benden faydalanmayı düşündüğünü anlattı. Bu durum bana daha fazla azim ve gayret verdi. Ancak yeni bir ülkede, yeni bir takımla işe henüz yeni başladı. Biraz daha zaman gerekli bence. Fenerbahçe'ye çok faydası olacak. Ben buna inanıyorum. Tecrübesi ve futbol bilgisiyle takıma çok şey katacak. Zaman ilerledikçe Aragones'in artıları daha da çok ön plana çıkacak. Oynatmaya çalıştığı sistemi tam anlamıyla oturttuğunda Fenerbahçe yenilmesi çok zor olan bir takım haline gelecek. Bekleyip göreceğiz. - Ancak Fenerbahçe tarihindeki en kötü sezon açılışlarından biriyle lige başladı. Üst üste alınan yenilgilerden sonra, çok şeyler beklenen Avrupa Şampiyonlar Ligi'ne de kötü başladık. Bunlar için neler diyeceksin? Kötü başlangıç yapmış olabiliriz. Birçok takım yeni sezonda lige kötü başlar. Bunun birçok sebebi vardır. Yeni teknik kadronun çalışmaları, oyuncuların tatilde ipin ucunu kaçırmaları ve yeni sezona hazır gelmemeleri, sezon başı yaşanan ve hiç hesapta olmayan sakatlıklar bunlara sebeptir. Ama Fenerbahçe her takımdan farklı bir takım. Farklı bir yapıya sahip. Çok kısa sürede krize girebildiği gibi, bu krizden de çok kısa sürede çıkma yeteneğine sahip bir takım ve camia Fenerbahçe. O nedenle ben çok kısa sürede toparlanıp, Fenerbahçe'nin bıraktığı yerden devam edeceğini düşünüyorum. Avrupa'da başarılar gelecek ve ligde de iyi yerlere mutlaka geleceğiz. Bence teknik heyet hakkında ilk yargılara varmak için, en zamından ligin ilk yarısının sona ermesine beklemek lazım diye düşünüyorum. Kaldı ki bu süre bile yeni bir takımın oluşması için bence yetersiz. - Fenerbahçe için hangi maçlar dönüm maçları olur? Gençlerbirliği maçındaki hava her maçta yeniden yakalanabilir mi? Bence Gençlerbirliği maçı gibi bir iki kritik maç daha kazanırsak, şampiyonluğun en büyük adayı yine Fenerbahçe olur. Ben bunun gerçekleşeceğine inanıyorum. Fenerbahçe karakterini sahaya yansıtırsak, şampiyonluk için favori yine biz oluruz. Çünkü, kazandıkça takımda güven yerine gelecek. Ayrıca ilk yarıdaki tüm derbi maçları da kendi sahamızda oynayacağız. Bu durum bizim için şimdi bir avantaj haline geldi. Bu maçları da kazandığımız zaman bizi kimse tutamaz diye düşünüyorum. Bence burada en büyük sıkıntıyı rakip takımlardan değil de kendi içimizde yaşarız. Yani sakatlıklar ve cezaları kastediyorum. Eğer bu konularda büyük bir handikap yaşamazsak kendimize geliriz. - Yeni transferler hakkında neler diyeceksin? Transferlerin hepsi kendisini kanıtlamış oyuncular. Güiza, Avrupa şampiyonu olmuş bir takımın santrforu. Teknik direktörümüz Luis Aragones de onu çok iyi tanıyor ve neler yapabileceğini çok iyi biliyor. Yeni bir ülke, yeni bir lig, yeni bir futbol anlayışı nedeniyle Güiza'nın ilk başlarda zorlanması bence gayet normal. Ancak gollerin devamı gelecek. Bir de Türkiye'de futbol fizik mücadele daha çok ön plana çıkartılarak oynanıyor. Buna alışması zaman alabilir. Çünkü o bir santrfor ve bu tip müdahalelere çok fazla maruz kalabilir. Kısacası Güiza, gün geçtikçe daha iyi oyacak ve takıma çok gol kazandıracak. Zaten Semih'le de iyi anlaşıyorlar bence bir sorun çıkmayacak. Emre'yi anlatmaya zaten gerek yok. Oyun karakteri, benim saha içinde en iyi anlaşabileceğim bir yapıda. Tekniği yüksek ve bunun yanında mücadele gücü de yüksek. Ayrıca sert ve isabetli şutlar çekebiliyor. Türk Milli Takımı'nın kaptanlığını yapan birisi Fenerbahçe'ye elbette büyük katkı sağlar. Burak da Türk futbolunun geleceği açısında önemli bir oyuncu. Her iki ayağını da iyi kullanan hızlı bir futbolcu. Josico'yu daha henüz yeterince tanımıyorum ama Aragones'in tavsiyesiyle alındığına göre eminin o da takıma çok faydalı olacaktır. - Peki gidenler için neler diyeceksin? Bence yeri dolmayacak futbolcu yoktur. Herkesin yeri bir şekilde dolar. Gerçi eski arkadaşlarımı da takımda görmek isterdim ama profesyonel futbolda bu var. Giden arkadaşlara gittikleri takımlarda başarılar diliyorum. - Biraz da senden bahsedelim. Askerlik meselesi yüzünden takımdan ve ülkeden ayrıldın. Yarım sezon Yunanistan'da oynadın. Şimdi sporcular için askerlik yaşının yükseltilmesiyle yeniden ülkene ve Fenerbahçe'ye döndün. Bu konuda neler diyeceksin? Şimdi bu konu çok fazla dillendirildi. Beni eleştirmek için sürekli ısıtılıp aleyhime kullanıldı askerlik meselesi. Benim askerden kaçmak gibi bir amacımı yok. Bu anlaşılamadı. Ben sadece belli bir yaşa kadar futbolumu oynamak istiyorum. Daha önce askere gitseydim ya da şimdi askerde olsaydım futbola devam edemeyeceğimi veya geri dönemeyeceğimi düşünüyorum. Yasal haklarıma göre askerliğimin tecil edilmesi için bir takım şeyler gerekliydi. Ben de bunları yerine getirdim. Yurtdışına gitmek bunlardan biriydi. Daha doğrusu yurtdışında çalışanlar için askerlikte bir takım kolaylıklar getirilmişti. Ben de bu hakkımı kullanmak için yurtdışına gittim. Daha sonra bu yasa çıktı ve milli futbolcu olduğum için 38 yaşıma kadar tecil hakkı elde ettim. Bu nedenle de ülkeye ve Fenerbahçe'ye yeniden döndüm. Yani olanlar bundan ibaret. Askerlikten kaçmak gibi bir şey söz konusu değil. Eninde sonunda askere gideceğim. Bunu biliyorum ama ben futbolda verimli olabileceğim bir zamanda futbol oynamak, askere daha sonra gitmek istiyorum. Bütün mesele bu. Yoksa her Türk erkeği gibi ben de askerliğimi yapmaktan şeref duyarım. - Son olarak taraftarlara vermek istediğin mesajlar nelerdir? Demin bahsettiğimiz nedenlerden ötürü onlardan çok fazla süre ayrı kaldım. Futbolu ve taraftarlarımızı çok özledim. En kısa zamanda takıma döneceğim ve kadroda kendime yer bulacağım. Beni beklesinler. (FB DERGİ68-Diğer Fotoğraflar Fenerbahçe Dergisi'nde) Büyük resimlere ulaşmak için tıklayınız.https://cdn.fenerbahce.org/pic_lib/2008-10-01_basin17.jpghttps://cdn.fenerbahce.org/pic_lib/2008-10-01_basin18.jpg