FB DOĞUŞ YELKEN

Yöneticimiz Selma Altay Rodopman’dan açıklamalar

02 Eylül 2021 Perşembe 10:34

Yönetim Kurulu Üyemiz Selma Altay Rodopman, Galataport İstanbul Podcast’in konuğu oldu.
 
Fenerbahçe Doğuş Yelken Şubemizin çalışmalarını anlatan Yöneticimiz Selma Altay Rodopman, Yelken Şubemizdeki kadın-erkek eşitliğine de değindi.
 
2015 yılında Yelken Şubemizde ilk kadın Yelken Şube Sorumlusu olarak göreve başladığını belirten Selma Altay Rodopman, pandemi sürecinde sporcularımızın hazırlıklarının nasıl sürdüğünü aktardı. Tokyo Olimpiyatları’nın hazırlıklarıyla ilgiliyse Rodopman, “Bu süreç uzun, son derece detaylı bir planlama ve programla gerçekleşen bir süreç. Bugün bunun en son basamağını görüyoruz. Göreve geldiğim 2015 yılında şubede genel bir değerlendirme yaptık; atılması gereken adımlar, 2020 Tokyo Olimpiyatları’na nasıl hazırlanabiliriz, elimizdeki sporcular kimler ve bunun mali altyapısı nedir ve nasıl olur… Atletik planınızla mali yapınız örtüşmezse bir sonraki sene bir hayat endişesi, spora odaklanamama sorunu yaşıyoruz. Bunu bir kurumsal sponsorlukla olması gerektiğini biliyorduk. Daha önce Rodopman A.Ş. olarak Laser takımına sponsor olmuştuk ancak bireysel sponsorlukların yeterli olmadığını gördük. Sağlam, kurumsal bir sponsora ihtiyacımız vardı ve yolumuz Doğuş Grubu’yla kesişti. İyi ki de kesişmiş. Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ferit Şahenk’le görüştüğümüzde o d abu planı destekleme kararı alındı. Dönüm noktası da bu oldu. Önce adımız Fenerbahçe Doğuş Yelken oldu. Olimpik sporcularımıza ayrı bir program içerisinde dizayn ettik. Uluslararası antrenörlerle, antrenman partnerleriyle çalışma imkanı buldular. Böylece Türk yelken tarihinde bir ilke imza atılmış oldu. İlk önce 4 yıllık bir planlama olması daha sonra da bu kadar kapsamlı spor dünyasının önde gelen isimlerinden ve adı bugün olimpiyatlara en fazla sporcu yollayan kulüp olarak anılan Fenerbahçe Spor Kulübü bünyesinde diğer tarafta da iş dünyasının önde gelen gruplarından Doğuş Grubu’nun birlikteliği bizleri bugüne kadar getirdi. 2020 yılında olimpiyatların ertelenmesiyle birlikte Doğuş Grubu bu desteğe 1 yıl daha devam etme kararı aldı” dedi.
 
Yelken sporu özelinde geçmişle geleceği kıyaslayan Rodopman, “Bu sponsorlukla birlikte doğru bir yapılanmayla başarının geldiğini gördük. Sonuçta yelken şubesinde alınan bu destekle birlikte derecelerde istatistiksel olarak baktığımızda Dünya 4.’sü, Avrupa 5.’si gibi dereceler üst üste gelmeye başladı. Bu başarı aslında bir çalışmanın ürünü. Yelkenci sayımız az olmakla birlikte nicelik olarak da nitelik olarak da çok yüksek yelken sporu. Dünya sıralamasında en üst yerlerde. Türkiye’de henüz tabana pek yayılmamış bir spor branşı. Bu olimpiyatlardan sonra belki de bunun bir tarihi bir dönüm noktası olabileceğine inanıyoruz. Fenerbahçe Spor Kulübü’nde yelken 1910 yılından beri yapılıyor. İlk 1936 senesinde olimpiyatlara sporcu yollanmış. Dolayısıyla DNA’sında olimpiyatlar olan bir kurumdan bahsediyoruz.” şeklinde konuştu.
 
Kadın ve kız çocuklarının fırsat eşitliği konusuyla ilgili de görüşlerini aktaran Yöneticimiz Selma Altay Rodopman, “Spor dünyası erkek egemen olan bir sektör. Fenerbahçe bu anlamda kadın-erkek eşitliğine çok önem gösteriyor. Fenerbahçe Spor Kulübü bu anlamda çok önemli adımlar atmış durumda. Kadına şiddet konusunda farkındalık yaratmak için birçok kampanyalar düzenlendi. Ben de bu büyük kulübün bir parçası olmaktan gurur duyuyorum. Yelkende ilk şube sorumlusu olmayı da Fenerbahçe’nin aydınlık yüzü olarak değerlendiriyorum. Aynı zamanda sporun gücü toplumda kadın-erkek cinsiyet eşitliğini aşılamak anlamında da çok önemli bir platform. Kulübümüz bunu da çok doğru kullanıyor. Birleşmiş Milletler’in HeForShe adında kadın-erkek eşitliği için kurmuş olduğu bir hareket ver. Fenerbahçe Spor Kulübü bu hareket dahil olan ilk spor kulübü. Bugün hala kulübün içerisinde bir kültür haline getirilmeye çalışılıyor. Kadın-erkek bir arada, yan yana. Bugün yönetim kurulumuza baktığımızda 4 kadın yönetim kurulu üyesi görev yapıyor. Bu da diğer spor kulüpleri arasında bambaşka bir şekilde ayrıştığımızı gösteriyor.” dedi.
 
Bir yelkencide olmazsa olmazların neler olduğuyla ilgiliyse Selma Altay Rodopman, “İlk başta tutku. Denizde olmak, onu sevmek bir tutku. Disiplinli çalışma olmazsa ileri gidemiyorsunuz ve adanmışlık, asla vazgeçmemek, sonuna kadar devam etmek, süreçten bir şeyler öğrenmek. Bunların muhakkak bir arada olması gerektiğini düşünüyorum. Daha sayabileceğimiz çok özellik var ama en başta bunların olması gerekiyor.” diye konuştu.
 
Bu yıl da Galataport İstanbul’un ev sahipliğinde gerçekleştirilecek olan Cumhurbaşkanlığı Uluslararası Yat Yarışları’yla ilgili de görüşlerini aktaran Rodopman, “Yelken ülkemizin modern yapısının, Galataport da dünyaya açılan penceremiz. İkisi bir arada çok kıymetli bir organizasyon oluyor. Bu organizasyon aynı zamanda ülkemizin marka değeri bakımından da çok değerli. Hem görsellik açısından hem de iki kıtanın birleştiği bir alanda yapılması açısından çok ayrı bir değeri var. Aynı zamanda dünyaya baktığınızda çok markalaşmış, yıllardır süren, klasikleşmiş yelken yarışları var. Bunların her birine baktığınızda kurumsal sponsorlar ve devlet tarafından sahiplenildiğini görüyorsunuz. Burada da en yüksek merci tarafından, Cumhurbaşkanlığı tarafından himaye ediliyor olması da bambaşka bir önem atfediyor. Bu yarışın da yurt dışındaki örnekleri gibi yıllarca devam edecek bir yarış olması markalaşmasını temenni ediyor, Türkiye’nin tanıtımı için önemli bir adım olduğunu düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.