KULÜP

Yöneticilerimiz Fethi Pekin ve Can Gebetaş ile kulüp avukatımız İrfan Coşkun’dan 4 Nisan ile ilgili önemli açıklamalar: Adaletin tecelli etmesini istiyoruz ve bunun için elimizden gelen her şeyi yapacağız

04 Nisan 2023 Salı 18:32

Yönetim Kurulu Üyelerimiz Fethi Pekin ve Can Gebetaş ile kulüp avukatlarımızdan İrfan Coşkun, 4 Nisan 2015’te yaşanan ve dava dosyasında henüz hiçbir sonuca ulaşmamış takım otobüsümüzün kurşunlanma olayıyla ilgili Fenerbahçe TV’deki "4 Nisan Özel Yayını"nda açıklamalarda bulundu. Sürece dair tüm gelişmelerin konuşulduğu programdan derlediklerimiz şu şekilde:
 
Yönetim Kurulu Üyemiz Can Gebetaş: Bugün 4 Nisan 2015 saldırısıyla ilgili yeni bir sürecin ilk adımıdır.  Devamı gelecek
 
“Bugün bildiğiniz üzere 4 Nisan 2015, hain saldırının üzerinden 8 yıllık bir süreç geçti. 3 Temmuz Davası, 4 Nisan kurşunlanma davası, Şike Kumpası gibi davaların saha sonuçlarından bağımsız bir şekilde süreçlerinin de devam ettirilmesi gerçeği de tartışmaya kapalı. Nihayetinde bir tane 4 Nisan var. 365 günün içerisinde ve biz bu hain saldırının 8. yıl dönümünde özellikle dosya içerisinde bu denli çarpıklıklar varken ki birazdan Sevgili Fethi Pekin ev İrfan beyler detaylarıyla açıklayacaklar. Bu nedenle bizim bu günü pas geçmemiz, ertelememiz çok da mantıklı değildi. Elbette farkındayız, biliyoruz pazar günkü mağlubiyet bu işin etkisini belki beklediğimizden, umduğumuzdan çok daha aşağılara çekecek ama bunu da şuradan ifade etmem gerekiyor ki bugün 4 Nisan 2015 saldırısıyla ilgili yeni bir sürecin ilk adımıdır. Ateşi bugün yakıyoruz. Bunun devamı da gelecek. Sayın Başkanımız Ali Koç nezdinde de gelecek, devam ettireceğiz. Bunun bir ilk adım gibi düşünelim. Bugün biz burada süreci 3 ana çerçevede değerlendireceğiz. Birinci kısım, olayın olduğu andan gizlilik kararına kadar olan kısım; ikinci kısım gizlilik kararıyla takipsizlik kararı ki orada takipsizlik kararı tam anlamıyla bir hukuki garabettir, tam anlamıyla hukuki skandaldır. Gerekçelerinin ve sebeplerinin ne olduğunu birazdan çok net bir şekilde ifade edeceğiz; üçüncü kısım da takipsizlik kararı verilmesinden sonraki aşamalar. Yine kulübümüz tarafından yapılan itiraz ve süreçleri ve yapılacak olanları, yani süreci 3 ana konuya ayırdık. Bütün bu süreçlerle ilgili gerekli bilgileri ve detaylı bilgileri vermek zorundayız. Bu saha sonuçlarından bağımsız bir durumdur.”
 
Hukuk İşlerinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyemiz Fethi Pekin, yaşanan menfur olayın ardından yetkililer tarafından yapılan bazı açıklamaları ve atılan twitleri okudu
 
“Sizlerin de ifade ettiği gibi 4 Nisan saldırısının bugün 8. yılına girmiş olduk. Ben, saldırının yapıldığı ilk günlere dönmek istiyorum ve devlet büyüklerimizin, Trabzon Cumhuriyet Başsavcısı’nın çok önemli bazı açıklamalarına değinmek istiyorum. İlk önce 6 Nisan 2015 tarihinde yani eylemin iki gün sonrasında Trabzon Cumhuriyet Başsavcısı’nın açıklaması:
 
‘4 Nisan 2015 gecesi Rize’den Trabzon Havalimanı’na gitmekte olan ve Fenerbahçe Spor Kulübü’nün mensuplarını taşıyan otobüse saat 22.00 sıralarında muhtemelen av tüfeğiyle ateş edilmiştir. Olayda araç sürücüsü başından yaralanmış, araçta maddi hasar meydana gelmiştir. Araç sürücüsünün baş kısmından muhtemelen av tüfeğinden atıldığı düşünülen saçma nüvesi çıkarılarak incelenmek üzere el konulmuştur. Araç sürücüsü geçici doktor raporuna göre hayati tehlikeye maruz kalmıştır. Halen genel durumu iyi olduğu bilgisi alınmıştır. Olay mahallinde delil olma ihtimali olan materyaller ve bir adet av tüfeği bulunmuştur. Bunlar üzerinde kriminal incelemeler devam etmektedir. Ayrıca olayla ilgili geniş kapsamlı incelemeler yapılmaktadır. Somutlaştığında kamuoyuna ayrıca bilgi verilecektir. Adli yönden şüpheli veya şüpheliler hakkında Sürmene Cumhuriyet Başsavcılığı’nda silahla adam öldürmeye teşebbüs ve olası kast ile birden fazla kişiyi öldürmeye teşebbüs, mala zarar verme suçlarından soruşturma başlatılmıştır. Olayla ilgili olması muhtemelen her türlü delil başsavcılığımızca değerlendirilmektedir. Olaydan hemen sonra Trabzon Cumhuriyet Başsavcı Vekilimiz ve Sürmene Cumhuriyet Savcımız olay yerine giderek incelemelerde bulunmuş, yapılması gerekenler için ilgililere talimatlar verilmiştir. Basına da yansıdığı gibi internet ortamındaki tehdit mesajları bulunan M.D. isimli şahız gözaltına alınmış, halen soruşturması devam etmektedir. Olayın aydınlatılması ve faillerin belirlenip yakalanması için bu aşamada fazla bilgi paylaşılması sakıncalı olduğundan kamuoyunun anlayışını bekler, gerektiğinde başkaca bilgilerin Cumhuriyet Başsavcılığımızca kamuoyuyla paylaşılacağı hususunu bilgilerinize sunarım.’
 
Bu açıklama tam 2 gün sonra yapılıyor. Şimdi çok önemli bulduğum 4 tane açıklamaya daha değineceğim. Bu açıklamaların tamamında Fenerbahçemize geçmiş olsun mesajları da var. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamasıyla başlamak istiyorum.
 
“Fenerbahçe’ye yapılan silahlı saldırıyı şiddetle kınadığımı ifade etmek istiyorum. Saldırıda yaralanan otobüs şoförümüze Allah’tan acil şifalar diliyorum. Fenerbahçe Spor Kulübümüze, sporcularımıza, taraftarlarımıza ve tüm milletimize geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.”
 
Vandallık yapanların ülkeye zarar verdiğini vurgulayan Sayın Erdoğan, “futbolun da esası centilmenliktir. Şiddetin hele hele silahlı saldırının olduğu yerde spor bitmiş, yerine vandallık gelmişt, demektir. Vandallık yapanlar kendi takımlarına değil, tüm ülkeye ihanet ettiklerini bilmelidirler. Bu tür hadiselere karşı, kulüplerimizin ve ilgili kurumlarımızın gerekli tedbirleri en kısa zamanda alacaklarına inanıyorum. Bu olayla ilgili İçişleri Bakanlığımız yoğun bir çalışmayla şu anda kısmi olarak bazı delilleri ele geçirmenin yanında bazı emareler de gözaltında. Bunlarla ilgili çalışmalar devam ediyor.”
 
Yine dönemin İçişleri Bakanımız Sebahattin Öztürk’ün açıklamasını sizlerle paylaşacağım:
 
“Saldırıya ilişkin bilgi veren Bakan Öztürk, suç delillerinin ellerinde olduğunu ve faillerin kısa süre içinde yakalanacağını söyledi. Öztürk, güvenlik açısından liglerin ertelenmesini ve tatil edilmesini gerektirecek bir durum olmadığını da sözlerine ekledi. Bakan Öztürk, özetle şunları söyledi. “Derede bir tüfek bulundu. Bulundukları yeri arkadaşlarımız aşağı yukarı tespit etmişlerdir. Şu an itibarıyla size söyleyebileceğim en önemli husus; suç delillerinin önemli bir kısmının elimizde olduğu ama failin henüz elimizde olmadığıdır. Fenerbahçe spor camiasına geçmiş olsun diyorum. Stadyumlardaki maçların ertelenmesi konusu federasyonumuzun alanına giriyor. Ama bence Türkiye’de güvenlik bakımından ertelenmeyi veya iptal etmeyi gerektirecek bir durum yoktur. En kısa zamanda failinin bulunmasıyla bu meselenin açıklığa kavuşacağına inanıyorum. Böyle bir güzide kurumumuza yapılmış olan bu menfur saldırının izahı yoktur, akılla izah edilecek bir tarafı yok, taraftarlıkla da izah edilecek bir durumu yok. Böyle şeyler oluyor ama olduğu takdirde de gerekenler yapılacaktır.”
 
Dönemin Gençlik ve Spor Bakanımız Akif Çağatay Kılıç’ın açıklamalarından bir bölümü:
 
"Valimiz açıklama yaptı. Maalesef yüzüne isabet eden kurşun yarası olduğuna dair elimizde bilgi var. Ne olduğu, tam olarak yapılan incelemelerden sonra ortaya çıkacak. Bu akşam yapılan alçakça saldırı, tamamen bir insanlık dışı davranıştır. Hiçbirimiz bunu hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Bunu yapanların da sporla, taraftarlıkla ilgisi yoktur. Tüm spor camiamızın, medyasından yöneticisinden futbolcusundan herkes bir olarak, beraber olarak karşısında en şiddetli ve birlik beraberlik içinde durmamız gerekiyor.
 
Sayın Emniyet Müdürümüz ve Sayın Valimiz ile görüşmemiz oldu. Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızı bilgilendirdik. Bunu yapanların en kısa sürede ortaya çıkması lazım. Emniyetimiz şu anda çalışıyor. Bunu yapanların kim olduğu ortaya çıktıktan sonra tüm resim ortaya çıkacak.
 
Burada medyaya da büyük görevler düşüyor. Birlik içinde, buna karşı en ağır şekilde tepkimizi göstereceğiz ve inanıyorum ki bundan sonra böyle olaylar yaşanmayacak."
 
Son olarak Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın Twitleri: "Güvenlik güçlerimiz, bu karanlık saldırıyı bütün boyutlarıyla aydınlatacaktır. Fail/failler yargıya hesap verecek, hak ettikleri cezayı da alacaklardır."
 
“Barış ve kardeşlik olan spora şiddet, silah, terör bulaştıranlar, hem spora, hem kardeşliğimize/birliğimize hem de ülkemize ihanet etmiş sayılır.”
 
“Fenerbahçe Spor Kulübümüzün futbolcularını taşıyan otobüse yapılan saldırıyı ve saldırganı/saldırganları şiddetle kınıyorum/lanetliyorum."

Buna benzer daha çok açıklama var.  
 
Yöneticimiz Can Gebetaş: Olayın yaşandığı ilk süreç ve sonrası arasındaki farkı açıkça ifade etmek için bunları okuyoruz
 
"Biz bunları niye okuyoruz, oraya açıklık getirmek lazım. Olayın yaşandığı ilk süreçte devletimizin olayı nasıl bir ciddiyetle ele aldığını göz önüne sermek istiyoruz. Dönemin Trabzon Valisi’nin olaydan sonra yaptığı açıklamaları hariç tutarak, Sayın Cumhurbaşkanımız ve 4-5 Bakanımız nezdinde olayın başlangıcı ve hatta soruşturma sürecinin başlangıcının nasıl ciddiyetle ele alındığını...İkinci kısımda da olayın nasıl savsaklandığı… Birinci durumla ikinci durum arasındaki farkı açıkça ifade etmek istiyoruz. Olayın girişi, Sayın Cumhurbaşkanımızın, dönemin bakanlarının ortaya koymuş olduğu iradeler bu anlamda önemli. Altını çizerek vurgulamak istedik. Dönemin Trabzon Valisinin 'kurşun değil, cama gelen bir taş parçası' açıklamasını ayrı tutuyoruz."
 
Kulüp Avukatımız İrfan Coşkun: Bence bu eylemi gerçekleştirenler kadar adli yargıda, idari tarafta ve sportif alanda da bu olayın üstünün kapatılmasına sebep olanlar da bu eylemi gerçekleştirenler kadar suçludur
 
“Aslında nereden, ne şekilde başlanacağının belli olmadığı bir duygu içerisindeyiz. Bu hazırlığı yaparken nereden başlayacağım konusunda karar veremeyince o gece hissettiklerimi düşündüm. O akşam otobüste bulunan 39 insanın canına vahşice kastedildi. Vahşet ve katliam duyguları içerisinde gerçekleştirilen bir eylem söz konusu. Bence bu eylemi gerçekleştirenler kadar adli yargıda, idari tarafta ve sportif alanda da bu olayın üstünün kapatılmasına sebep olanlar da bu eylemi gerçekleştirenler kadar suçludur. Öncelikle bunun altının çizilmesi gerekiyor ve bütün kamuoyu tarafından bunun kabul edilmesi gerekiyor. Kamuoyunda bu dosyanın faili meçhul bir dosya olarak değerlendirildiği izlenimi var. Bana göre bu dosya faili meçhul değildir. Failleri bellidir, azmettiricisi de meşhur birisidir. Bu noktadan baktığımızda aslında olayın nasıl başladığı, ne şekilde geliştiği ve nasıl sonlandığını herkes açıkça biliyor.

Burada araya giren Yönetim Kurulu Üyemiz Can Gebetaş: "Başkanımız 'Faili belli meçhul' diye nitelendirmişti."

Kamuoyu bilgisinin aksine dosya kapsamında eylemi gerçekleştirenlerin kimler olduğu, nasıl gerçekleştirdikleri, eylemi gerçekleştirirken hangi aşamalardan geçtikleri konusunda herhangi bir eksiklik yok. Tümü tespit edilmiş vaziyette ama son kararlar bunun aksini gösteriyor.”
 
Kulüp Avukatımız İrfan Coşkun: Dosya içerisinde soruşturma savcılığı ve kolluk kuvvetleri 2 asli, 3 adet de tali olarak değerlendirebileceğimiz şüpheli tespit ediyorlar
 
Bir olayın soruşturmasının nasıl yapılacağı hakkında bilgiler verdikten sonra 4 Nisan saldırının dosyasıyla ilgili bilgiler aktaran Avukat İrfan Coşkun, “Soruşturma savcılığı ve kolluk kuvvetleri olayın olduğu andan itibaren çok detaylı ve titiz bir çalışma gerçekleştirdiklerini görüyoruz. Dosya içerisinde soruşturma savcılığı ve kolluk kuvvetleri iki asli, üç adet de tali olarak değerlendirebileceğimiz şüpheli tespit ediyorlar. Bu şüphelilerin isimlerini, hangi aşamalarda eylemde bulunduklarını ve eylem içerisindeki görevlerini tespit ediyorlar. Bunları da HTS kayıtlarıyla ve yan delillerle birlikte dosyaya ekliyorlar. Bu başlangıç çalışmasından sonra 10 Nisan 2015 tarihinde soruşturma savcılığı ve kolluk kuvvetleri bir fezleke hazırlanıyor. Her olayda olduğu gibi. 4 Nisan akşamı olay oluyor, 10 Nisan’da fezleke hazırlanıyor ve soruşturma savcılığı bu fezlekede şüphelilerin tespit edildiği ve bu şüphelilerin adam öldürmeye teşebbüs suçunu işlediklerini tespit ediyor ve buna istinaden 2 asli şüpheli tutuklanma talebiyle Sulh ve Ceza Hakimliğine sevk ediliyor. Dosyaya müdahale bu aşamadan itibaren başlıyor. Bununla da kalmıyor dosyaya gizlilik kararı veriliyor. Suçtan zarar görenler, o anda otobüsün içinde bulunan şahıslar da dahil olmak üzere hiç kimse dosyadaki gelişmelerden haberdar olmayacak. Dosyaya giren delil ve belgelerden haberdar olmayacak. Ne zamana kadar, soruşturma sonuna kadar. Bizim dosyamızda da tutuklama talebinin reddi ile gizlilik kararı oluşturuluyor. Dosyaya erişim engelleniyor.”
 
Yöneticimiz Fethi Pekin: Tutuklama talebinin ret kararını veren hakim 15 Temmuz darbe girişimi sonrası hapis cezası aldı
 
“Tutuklama talebinin ret kararını veren ilgili Sulh ve Ceza Mahkemesi hakimi 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında kanun hükmünde kararname ile ihraç edildiğini ve örgüt üyeliğinden tutuklanarak yargılama sonrasında hapis cezası aldığını ifade etmek istiyorum.”
 
Yöneticimiz Fethi Pekin, Trabzon Cumhuriyet Başsavcına gerçekleştirdikleri ziyaretle ilgili açıklamalarda bulundu
 
“2018 yılının haziran ayında göreve geldik. Bu andan itibaren hukuktan sorumlu olarak Alper bey (Pirşen) ve ben Fenerbahçemizin hukuki incelemelerini yaptık. En önemli üç davadan biri buydu. Diğer ikisi Sözde Şike ve Kumpas Davasıydı. Bu davayı bizden önce Yönetim Kurulu Üyesi olarak Sayın Şekip Mosturoğlu takip etmiş. Biz yönetime geldiğimizde de hukuk departmanımızda özellikle ceza davalarından sorumlu Sayın Abdürrahim Erol da mevcuttu. Onun takip ettiği süreci biz devralmış olduk. Kendisi bir süre bizlerle beraber devam etti. Daha sonra ayrıldı ancak hiçbir zaman desteğini esirgemedi. Bir detaya değinmek istiyorum. Abdürrahim bey 9 Temmuz 2015 tarihinde bir hamle yapıyor. Adalet Bakanlığı Ceza İşler Genel Müdürlüğüne gönderilmek üzere İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına bir dilekçe veriyor. Nisan’dan Temmuz ayına kadarki süreçte anlaşılan kulüp bazı duyumlar alıyor ve bazı endişeleri var. Abdürrahim beyin dilekçesinde kısaca; 'Kulübümüzü ve mensuplarını hedef alan saldırılar hakkında gerekli incelenmelerin yapılması talebimiz hakkında' konulu bir dilekçe veriliyor. Burada kısaca benim programın başında ifade ettiğim gibi birebir; “Kamuoyunun malumu olduğu üzere 4 Nisan 2015 tarihinde futbolcularımızı ve teknik heyetimizi taşıyan takım otobüsü Trabzon Sürmene ilçesinde silahlı saldırıya uğramıştır. Olay kamuoyunda büyük etki yaratmış, devletin en üst makamındaki kamu görevlileri olayın önemine binaen açıklamalar yapmış, ‘biraz önce bazılarını okudum.’ Ve faillerinin yakalanacağını beyan etmişlerdir. Böyle bir giriş yapıyor. Daha sonra aradan geçen uzunca süreye rağmen olayın aydınlığa kavuştuğuna dair kamu görevlilerince tarafımıza somut bir bilgi iletilmemiştir. Soruşturma dosyasında kısıtlama yani gizlilik kararı bulunması nedeniyle doğrudan bilgi alma imkanı söz konusu olmamıştır. Hal böyle iken Trabzon adliyesinde görevli hakimle ilgili, HSYK tarafından avukatlıktan hakimliğe geçiş sınavlarında usulsüzlük yapıldığı gerekçesiyle görevden alınan kişiler arasında yer almış, hem de sosyal medya hesabından kulübümüzle ilgili önceki yıllarda yaptığı çirkin propaganda içeren paylaşımları tarafımızca tesadüfen öğrenilmesi üzerine silahlı saldırıya dair yapılan soruşturma faili ortaya çıkartılması konusundaki endişelerimizi arttırmıştır." Bunlar çok önemli şeyler ve bunların araştırılmasını talep ediyor. Aradan çok süre geçmeden 4 Ağustos 2015 tarihinde bu dilekçeye cevap şöyle: “4 Nisan 2015 tarihinde Fenerbahçe Spor Kulübü futbolcuları ve teknik heyeti taşıyan otobüsün silahlı saldırıya uğramasıyla ilgili olarak olayın faillerinin tespiti ve yakalanabilmesi maksadıyla halen duruşma devam etmekte olup, olay yerinden ele geçirilen somut deliller, faillere ait iz ve emare tespit edilmediğinden şüpheli şahıslarla ilgili soruşturmaya devam edildiği olayda ihmali bulunan herhangi bir kamu görevlisi mevcut olmadığı anlaşılmakta. Bilgelerinize.” Biz tam bu tarihten 3 sene sonra göreve gelmişiz. O üç senede de bir gelişme yok. Zaten dosyada gizlilik kararı olduğu için maalesef bir gelişme olup olmadığından da haberimiz olamıyor. Biz göreve geldiğimizde Alper bey ile birlikte Trabzon Cumhuriyet Başsavcısını ziyaret ettik. Gizlilik kararı olmasına rağmen bu konunun camiamız için, yönetimiz için ne kadar önemli olduğunu, üzerine basarak vurgulamak ve bizden istedikleri herhangi bilgi ve belge olduğu takdirde kendilerine destek vereceğimizi ve bunları paylaşacağımızı ifade etmek için...Dediğim gibi gizlilik kararı olduğu için fazla bir bilgi sahibi olamadık. O günkü görüşmeyi çok iyi hatırlıyorum. Bu arada kendisi bizim gittiğimiz tarihten 10 ay önce göreve gelmişti. Dolayısıyla bu olay olduğunda Trabzon Cumhuriyet Başsavcısı değildi. Sayın Başsavcı dedi ki, ‘Ben dosyayı inceledim. Dosyada bazı eksiklikler olduğunu gözlemledim. Bunlarla ilgili teferruatlı araştırmalar yapılacaktır’ dedi. Biz de teşekkür ederek makamından ayrıldık.”

Kulüp Avukatımız İrfan Coşkun: Gizlilik kararı ile birlikte dosyanın seyri değişmeye başlıyor
 
“Gizlilik kararı sebebiyle Kulübümüz dosyaya müdahil olamamıştır. Dosyadaki gelişmelerden hiçbir şekilde haberdar edilmemiştir. Bu işin özü soruşturma savcılığı tarafından hazırlanan 10 Nisan tarihli fezleke. Bu fezlekede şüpheliler ve deliller tespit ediliyor. Şüpheliler ile mevcut delilerin HTS kayıtlarına uyumu tespit ediliyor ve bu kişiler hakkında kamu davası açılması isteniyor. Bundan tam 4 ay sonra bir başka savcının yazdığı yazıda fail veya faillere ait iz ve emare tespit edilemediğinden şüpheli şahıslarla ilgili soruşturmaya devam edildiği yazıyor. Aslında dosya içerisindeki temel çelişkinin hangi noktada başladığı, hangi noktadan sonra aslında dosyanın seyrinin değiştiğini burada anlayabiliyoruz. Gizlilik kararı ile birlikte dosyanın seyri değişmeye başlıyor. Biz takipsizlik kararından müdahil olduk. Bu da 2020 yılında.”

Yöneticimiz Can Gebetaş: Takipsizlik kararı başlı başına skandal, hukuki bir garabettir
 
“Fenerbahçe Spor Kulübü takipsizlik kararıyla birlikte tamamıyla hukuki alanını daraltmaya, hatta bırakın daraltmayı tamamen hukuki alanını yok etmeye yönelik bir hamle gibi görüyorum, bu takipsizlik kararını. Gizlilik kararı olabilir. Emsallerde gizlilik kararı olan dosyalar var, olmayan var ama en azından beklenti gizlilik kararıyla birlikte iddianamenin hazırlanıp yargılama sürecine geçilmesiydi ama tamamıyla burada takipsizlik kararı Fenerbahçe Spor Kulübü’nün hukuki alanını yok etmeye yönelik, hukuken garabet bir karardır. Bunu bu şekilde engelleyemezler. Bunun devamını getireceğiz. Takipsizlik kararı başlı başına skandal, hukuki bir garabettir.”

Kulüp Avukatlarımızdan İrfan Coşkun: Olayda toplanan deliller, elde edilen veriler, HTS kayıtları, şüphelilerin çelişkili ifadeleri, fezlekeyi doğruladığı halde maalasef takipsizlik kararı verilmiştir
 
“Biz takipsizlik kararıyla birlikte tekrar dosyaya müdahil olabildik ve dosyayı imcelediğimiz zaman aslında ilk bir haftalık süreçten sonra dosya üzerinde hiçbir çalışma yapılmadı. Hiçbir yeni delil toplanmadı. Hiçbir yeni ifade alınmadı. Gizlilik kararı ile takipsizlik kararı arasında geçen 5.5 yıllık sürede hiçbir yeni işlemin yapılmadığını gözlemledik. Savcılık şüphelilerin lehine ya da aleyhine hiçbir yeni işlem yapmamış. Hiçbir yeni ifadeye başvurmamış ve hiçbir yeni delil toplamamış. Buna rağmen ilk fezlekenin tümüyle tersi bir karar vererek, takipsizlik kararı vermiştir. Olayda toplanan deliller, elde edilen veriler, HTS kayıtları, şüphelilerin çelişkili ifadeleri, fezlekeyi doğruladığı halde maalasef takipsizlik kararı verilmiştir.”

Burada araya giren Yönetim Kurulu Üyemiz Can Gebetaş: “Normalde herhangi bir dosyada şüpheliler yönünde çok suç emarelerini güçlendirici deliller var iken, dosyada şüphelilerle ilgili kendi lehlerine, şüphelilerin lehlerine hiçbir yeni delil olmamasına rağmen takipsizlik kararı verildi.  Aslında bu da baktığınızda hukuki bir garabettir, en önemli konularından bir tanesi bu. Trabzon İl Emniyet Müdürlüğünün yazılı evrakı bulunurken, yine soruşturma aşamasında fezleke var iken, tutuklanma talepleri var iken hiçbir yeni delil, bilgi-belge gelmeden takipsizlik kararı veriliyor. Hukukçular bunun ne anlama geldiğini bilir ama hukukun dışındakiler için bir kez daha belirtmek istedim."
 
Sözlerine devam eden Kulüp Avukatımız İrfan Coşkun, “Bu noktada şunu da ilave etmek lazım. Kolluk kuvvetleri ve soruşturma savcılığı olayın ilk bir haftalık bölümünde çok titiz bir çalışma gerçekleştiriyor. Elde edilen HTS kayıtları var. Bunlara istinaden şüphelilerin irtibatları tespit ediliyor. Şüphelilelerin birbirleriyle iletişimleri tespit ediliyor. Bunlarla şüphelilerin ifadelerinin çeliştiği de tespit ediliyor. Gizlilik kararından sonra dosyaya şüpheliler lehine herhangi bir yeni delil girmiyor. Dosyaya yeni bir tanık da eklenmiyor. Hatta mevcut tanıkların ifadeleri dahil alınmıyor. Buna rağmen takipsizlik kararı veriyor. Gizlilik kararı kalktıktan sonra dosyayı incelediğimizde takım otobüsünün Rize’den hareketi ile birlikte eylemi kurgulayanların harekete geçtiğini, otobüsle hareket eden bir grubun olduğunu yine eylemin gerçekleştiği alanda bekleyen bir grubun olduğunu açıkça dosya içerisindeki verilerden görmekteyiz. (Çaykur Rize Stadı ile Trabzon Havalimanı arasındaki mesafe haritası ekrana getiriliyor) İtiraz dilekçesine bunu bir simülasyon olarak sunduk, dosyaya. Savcılık ve hakimlik aslında görsün istedik. Tespit ettikleri delilin dosyada olduğunu ve aslında bu delile bakarak aslında şüphelileri tespit edebileceklerini ve bu şüpheliler hakkında yargılama yapabileceklerini belirtmek açısından bunları söyledik. Bu haritalarda takım otobüsü ile birlikte hareket eden şüphelilerin HTS kayıtları, baz istasyonlarından aldıkları sinyallere göre bulundukları aşamaları yani otobüsün hareketinden itibaren ve bu andan itibaren olayın oluş saatine kadar geldiği noktaları tek tek gösterdik ve izah ettik. Sadece haritan da ibaret değil. Bizim dilekçemizde bizim iddialarımızda HTS kayıtlarında hangi numara ile hangi numaranın hangi dakikada hangi konumda iken konuştuğunu burada tespit etmiştik.”
 
Yöneticimiz Can Gebetaş: İki tane şüpheli var. Bu şüphelilerin isimleri aslında dava dosyasında mevcut

“Burada iki tane şüpheli var. Bu şüphelilerin isimleri aslında dava dosyasında mevcut. Biz bugün bu isimleri hukuki bazı gerekçelerle isim olarak yayınlayamıyoruz, şüpheli 1 ve şüpheli 2 olarak kodluyoruz. Ama iki şüpheli var. Bunlardan bir tanesi Rizespor maçının ardından takım otobüsümüzün Rize’den Trabzon’a hareket ettiği an itibarıyla otobüsümüzü takip ettiğine dair HTS kayıtlarında güçlü emareler var. İkincisinin de olay yerinde beklediğine dair HTS kayıtlarında güçlü emareler var ve bu ikisi, bu yolculuk esnasında ki az önce ekrana gelen haritadaki uçlar arasındaki 35-40 dakikalık yolculuk sürecinde defalarca telefonla yaptıkları görüşmeler sabit bir şekilde görünüyor.”

Kulüp Avukatımız İrfan Coşkun: İki şüpheliden birisi takipte, birisi olay yerinde beklemede ve olaya iki dakika kala 22.16 civarında bu iki şüpheli arasında 3 ayrı görüşme oluyor

“Şahıs takım otobüsünü takip etti iddiasını destekleyecek veri savcılık dosyasının içerisinde var. Nasıl var? Otobüsün hareket saatiyle birlikte şüphelilerden bir tanesinin de Rize’den hareket ettiğini tespit ediyoruz. Olayın asıl önemli noktası olayın oluş saati itibarıyla yani 22:16.06, 22:16.10, 22:16.25’te 2 şüphelinin birbirleriyle olan iletişim kayıtları dosya içerisinde mevcut. Yani olay 22.18’de gerçekleşiyor, şüphelilerden bir tanesi HTS kayıtlarına göre Rize’den itibaren otobüsü takip ediyor ki bu hem otobüsteki HTS kayıtlarıyla hem de şüphelilerin HTS kayıtlarıyla uyumlu, 22.16 itibarıyla da şüpheliler birbirleriyle iletişime geçiyor. İki şüpheliden birisi takipte, birisi olay yerinde beklemede ve olaya iki dakika kala 22.16 civarında bu iki şüpheli arasında 3 ayrı görüşme oluyor. Kısa süreli üç ayrı görüşme oluyor. Bu bile tek başına olayda birbirleriyle olan iletişimlerini, birisinin otobüsü takip ettiğini, birisinin ilgili olay yerinde gösteren bir delil olarak değerlendirmek lazım.Bunun haricinde elimizde ne var? Olayda kullanılan tüfek!

Yöneticimiz Can Gebetaş: Şüphelilerin HTS kayıtlarında tüm detaylar var

“Tüfek konusuna geçmeden önce şu an ekranda görmüş olduğunuz görüntüler (şüphelilerin HTS kayıtları) şüpheli kişilerin verdiği ifadelerdeki beyanları. Bulundukları yerler, bulundukları beyanlar fakat bütün gün akışı içerisine gelirseniz yaklaşık olarak 15-16 madde var ve İrfan beyler detaylı çalışarak tespit etti. İfadesinde Sürmene’de olduğunu söylüyor, Sürmene’de ya da değil...Bütün akışlarda detaylı şekilde göreceksiniz.”

Kulüp Avukatımız İrfan Coşkun: Şüpheliler arasındaki görüşmenin olay yerine yakın bir yerde gerçekleştirildiği baz istasyonundan alınan frekanslardan tespiti yapılıyor

“Tüfek konusuna geri dönecek olursak olayda kullanılan tüfek olay mahalline 200 metre mesafede bulunmuştu. Bu tüfekle ilgili de ilginç bir durum var. Şüphelilerden bir tanesinin daha önceki sosyal medya paylaşımlarında bu tüfeğe benzer bir tüfekle paylaşımlarının olduğu emniyet mensupları tarafından tespit ediliyor.

7 Nisan 2015 tarihli araştırma ve delil tespit tutanağının 4 numaralı maddesinde ‘Elinde bulunan av tüfeğinin 13 numaralı fotoğrafta olay yerinde ele geçirilen tüfeğin yapısıyla benzerlik gösterdiği anlaşılmıştır.’ şeklinde emniyetin delil ve araştırma tespit tutanağında tespit ediliyor. Ama savcılık ne hikmetse bunun üzerinde de bir araştırma yapmıyor. İfadeden öte bir tespit bu.

Biraz önce bahsettiğim gibi 22.18’de eylem gerçekleştiriliyor. İki şüpheli arasında 22.16’da 3 ayrı zaman dilimi içerisinde görüşme gerçekleştiriliyor. Asıl önemli nokta da bu görüşmenin olay yerine yakın bir yerde gerçekleştirildiği baz istasyonundan alınan frekanslardan tespiti yapılıyor. Sizin de bahsettiğiniz gibi birisi takipte, birisi olay yerinde beklemekte. Peki, bunu nasıl çıkacağız? Biz, takipsizlik kararından sonra 5-10 günlük kısıtlı bir sürede bu bilgilere ulaştık. Aslında bu bilgileri biz kendimiz bulup itiraz dilekçemize eklemedik. Soruşturma aşamasında savcılığın ve kolluk kuvvetlerinin tespit ettiği hususlar bunlar. Şu şekilde bir olay var, Trabzon İl Emniyet Müdürlüğünün raporu söz konusu: Trabzon Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü’nün 8 Nisan 2015 tarihli 2015/126 sayılı yazısında; şüphelinin internet ve YouTube görüntüleri incelendiğinde şahsın avcılık yaptığı 4.4.2015 günü saat 22.15 sıralarında meydana gelen olayın ertesi günü olay yerine yaklaşık 200 metre mesafede suç delili olarak bulunan Zarife marka kundak kısmı ağaç kaplamalı süper pose av tüfeğinin çok benzerini kullandığı görülmüş. Bu nedenle olayın meydana geliş sırasında diğer şüpheli şahsın Rize ilinden konvoyu takiple Sürmene ilçesi girişine kadar geldiği, zaman zaman şüpheliler arasında konum hakkında telefon ile bilgi verildiği ve ikinci şüphelinin ise olayın meydana geldiği yerde bekleyerek olayı gerçekleştirmiş olabileceği değerlendirilmiştir.’ 8 Nisan 2015 tarihinde Trabzon Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü’nün yazısında ortaya konan tespittir."

Yöneticimiz Can Gebetaş: Bu hukuki garabet, hukuki bir skandal değil de nedir?

“Buna rağmen takipsizlik! Bu hukuki garabet, hukuki bir skandal değil de nedir? Şu paragraf dahi başlı başına soruşturmanın nasıl bir yargılama sürecine dönmesi gerektiğini gösteren çok net bir gösterge değil mi? Kamuoyu da bunu takdir etsin. Bunlar resmi belgelerdir. İl Emniyet Müdürlüğü’nün resmi belgeleri ve biz bunlara maalesef takipsizlik kararından sonra ulaşabildik.”

Kulüp Avukatımız İrfan Coşkun: Aradan geçen 5.5 yıllık sürede hiçbir işlem yapılmıyor, şüpheliler lehine herhangi bir delil dosyaya girmiyor

“Hukuk adına buradaki en acı nokta şu: 2015 yılında çok iyi bir soruşturma başlıyor, hemen hemen tüm deliller o tarih itibarıyla tespit ediliyor, aradan geçen 5.5 yıllık sürede hiçbir işlem yapılmıyor, şüpheliler lehine herhangi bir delil dosyaya girmiyor, hiçbir tanık ifadesi alınmıyor ama bundan sonrasında böyle bir fezleke varken takipsizlik kararı veriliyor. Sürecin buraya gelmesi de başlangıçta söylediğimiz adli, idari ve sportif alandaki müdahalelerle gelinen noktayı gösteriyor. Çünkü biz bu ortaya koyduğumuz verileri biraz önce de ifade ettiğim gibi kendimi bulmadık ya da kendimiz oluşturmadık. Bunlar tümüyle kolluk kuvvetlerinin ve savcılık makamının dosyaya koyduğu delillerdir. Kendileri delilleri topluyorlar, sonra kendi topladıkları delilleri görmezden gelerek takipsizlik kararı veriyorlar. Takipsizlik kararına açıkça ve çok detaylı bir şekilde itiraz ediyoruz. İnceleme yapılmadan ret kararı veriliyor. Aslında bundan sonraki süreçte olacaklarla birlikte aydınlanmasını ümit ediyoruz.”

Yöneticimiz Fethi Pekin: İtirazları yaptık, çeşitli adımlar atıyoruz, atmaya da karar verdik. Bir yol haritamız var. Bu dosyadaki açık hak ihlalleri sebebiyle Anayasa Mahkemesi’ne müracaat ettik ve değerlendirme devam ediyor

“Dile kolay 8 sene olmuş. Bunun 5,5 senesi bir gizlilik kararıyla devam eden bir süreç. Ancak İrfan Beyin de ifade ettiği gibi aslında en önemli kısmı ilk 1-2 haftada yerine getirilmiş, gayet iyi ve titiz çalışmayla yerine getirilmiş, fezleke hazırlanmış, tutuklama talebi olmuş ancak 5,5 sene gizlilik kararıyla dolayısıyla bizler tarafından herhangi bir bilgi edinememe suretiyle bu süreç bitmiş. Nasıl bitmiş? Takipsizlik kararı ve gizliliğin kaldırılması. O noktadan itibaren yani 2,5 senelik süre içerisinde bahsettiğimiz itirazları yaptık, çeşitli adımlar atıyoruz, atmaya da karar verdik. Bir yol haritamız var. Tabii burada tüm detaylarını kamuoyuyla paylaşmamız doğru olmaz ama ben kısaca ana başlıklarına değineceğim.

Bütün bu anlattıklarımızda, Can Beyin de garabet olarak ifade ettiği şey ne demek? Burada açık hak ihlalleri söz konusu. Bu dosyadaki açık hak ihlalleri sebebiyle Anayasa Mahkemesi’ne müracaat ettik ve değerlendirme devam ediyor. Aynı zamanda bu süreç hakkında çizdiğimiz yol haritası kapsamında atılacak olan adımlarımızla ilgili diğer müracaatlarımız da hazırlanmış ve bir kısmı yapılmıştır. Bunların içerisinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de dahil olmak üzere birçok adım atılacaktır. Başta da hepimizin ifade ettiği gibi bu Fenerbahçe için son derece önemli bir konudur.  8 sene önce Fenerbahçe Spor Kulübü’nün futbol takımına, çalışanlarına bir suikast girişiminde bulunulmuştur. Bu kişilerin öldürülmesine teşebbüs edilmiştir. Spor dünyasında eşi ve benzeri olmayan bir olaydır. Bu kadar kararlı açıklamalar en üst yetkili kişilerden, mercilerden yapılmış olmasına rağmen 8. yılında maalesef bir arpa boyu yol alınmamıştır. Burada bir gizlilik kararı var. Belli bir noktaya geldikten sonra bazı adımlar atabiliyorsunuz. Hepsi bir süreç. Hukukta belli başlı süreler var. Mesela takipsizlik kararı vermeden itiraz edemiyorsunuz, bunun gibi bir şey...

Kulüp Avukatımız İrfan Coşkun: Birkaç aylık süreçte adımlarımızı atacağız

“Buradaki asıl mesele gizlilik kararı ve doğrudan bütün bilgi ve belgelere takipsizlik kararıyla birlikte ulaşabilme noktasında oldu. Bu noktadan sonra Fethi Beyin de bahsettiği gibi itirazları gerçekleştirdik. İtirazlardan sonra hak ihlalleri sebebiyle ve adil yargılanmanın gerçekleştirilmemesi sebebiyle Anayasa Mahkemesi’ne bir müracaat söz konusu oldu. Yine mevcut ve yürüyen bir tazminat sürecinde İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı sürece dahil edildi. O süreç de ayrıca devam etmektedir. Yine bunun yanında hareket planlarımızı tespit ettik ve birkaç aylık süreç içerisinde tüm adımlarımızı da atacağımızı değerlendirebiliriz.

Yöneticimiz Can Gebetaş: Dolayısıyla dosyanın içeriğine hakim olmadan, takipsizlik verilip verilmeyeceğini bilmeden, konunun yargılamaya dönüp dönmeyeceğini bilmeden herhangi bir adım atma şansımız yoktu

“Daha önceden bir adım atamaz mıydık? Atamazdık. Daha önce söylediğimiz gibi bir gizlilik kararı ve ardından gelen bir takipsizlik kararı var. Fenerbahçe’nin hukuki adımlarını daraltmaya hatta bir adım öteye taşıyıp tamamen yok etmeye yönelik bir gelişme kısmı var. Giriş, gelişme, sonuç vardır ya. Giriş iyi ama gelişme kısmında tamamen hukuki adımları daraltmaya ve yok etmeye yönelik adımlar atıldı. Dolayısıyla dosyanın içeriğine hakim olmadan, takipsizlik verilip verilmeyeceğini bilmeden, konunun yargılamaya dönüp dönmeyeceğini bilmeden herhangi bir adım atma şansımız yoktu. Bundan sonra bu konu da diğerlerinde olduğu gibi bıçağı kemiğe dayandırmış bir sürece geldi.”

Kulüp Avukatımız İrfan Coşkun: Hem 4 Nisan olayında hem de federasyonun kurşunlanması olayında emniyet güçleri çok iyi çalıştı ve iki olayda da failleri yakaladı

“Hem 4 Nisan olayında hem de federasyonun kurşunlanması olayında emniyet güçleri çok iyi çalıştı ve iki olayda da failleri yakaladı. Federasyona yapılan saldırıda gizlilik kararı konulmadı, yakalanan failler hakkında iddianame hazırlandı ve kamu davası açıldı. 4 Nisan olayında ise yakalanan failler hakkında gizlilik kararı konuldu ve takipsizlik kararı verildi.”

Yöneticimiz Can Gebetaş: İki olayın girişleri aynı ama gelişme kısımları tamamen siyahla beyaz kadar hem hukuki anlamda hem atılan adımlar anlamında birbirinden farklı konular

“Girişleri aynı. Girişlerde başarılı bir süreç var ama gelişme ve sonuç kısımları birbirinden siyahla beyaz gibi farklı. Aslında eylemler birebir benzer, girişler birebir aynı ama gelişme ve sonuç kısımları –bizim için henüz sonuçlanmış bir dava değil- tamamen siyahla beyaz kadar hem hukuki anlamda hem atılan adımlar anlamında birbirinden farklı konular.”

Yöneticimiz Fethi Pekin: En kısa zamanda Ankara’da bazı ziyaretler yapmayı planlıyoruz. Üst düzey yetkililerle görüşmeler yapacağız

Bu konu bizim için son derece önemli. Süreç içerisinde senede bir kere saldırının yıl dönümünde değil, gerekli bilgilendirmeler daha sık bir şekilde yapılacaktır; attığımız ve atacağımız hukuki adımlarla ilgili. En kısa zamanda Ankara’da bazı ziyaretler yapmayı planlıyoruz. Üst düzey yetkililerle görüşmeler yapacağız. Burada bir garabet var. Eminim onların da konuya bizler tarafından bir daha duyduktan sonra daha farklı bakacağına inanıyorum. Dediğim gibi diğer hukuki aksiyonlar da alındıkça bir araya geleceğiz. Özellikle Başkanımız bu noktada konuyla çok yakından ilgilendiği için o da yakından takip edecek. Muhtemelen bir sonraki aşamada ziyaretlerimizi Başkanımızla birlikte yapacağız.

Kulüp Avukatımız İrfan Coşkun: Adaletin tecelli etmesini istiyoruz ve bu adaletin tecelli etmesi için de elimizden geleni yapacağız

Savcılık soruşturması halen devam ediyor. Burada anlattığımız şeyler aslında olay anında yakalanan ve tespit edilen failler hakkında verilen takipsizlik kararıydı. Savcılık dosyası açık ve yürüyen bir dosya söz konusu. Bu çerçevede yapılacak yeni müracaatlarla birlikte olayın tekrar başa dönüp yeniden adaletin yerini bulacağını, hakkaniyetle maddi gerçekliğe uygun bir karar oluşturacağımızı düşünüyoruz. Adaletin tecelli etmesini istiyoruz ve bu adaletin tecelli etmesi için de elimizden geleni yapacağız.

Yöneticimiz Can Gebetaş: Bu kadar açık, aleni görülmesi gereken dosyaların sonuçlarında yapılan her türlü müdahale benim vicdanımda ciddi bir yara

“Hepimiz bu camiayı temsil eden, bazı görev ve sorumlulukları olan yöneticileriz. Bundan bağımsız bir şekilde hukukun üstünlüğüne inanan bir vatandaş olarak ben kamu vicdanımın bu ve buna benzer dosyaların açıkta kalmasını bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak içime sindiremiyorum. Bu kadar açık, aleni görülmesi gereken dosyalarda gelişme ve sonuçlarında yapılan her türlü müdahale benim vicdanımda ciddi bir yara. Önce Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bir yara, Fenerbahçe taraftarı olarak bir yara, bir de Fenerbahçe taraftarının sorumluluğunu taşıyan Fenerbahçe Spor Kulübü yöneticisi olarak bir yara.”

Yöneticimiz Fethi Pekin: Saldırının hemen akabinde yapılan açıklamalardaki kararlılık neyi ifade ediyorsa bugün de aynı noktada olunması ve bu garabetin ortadan kaldırılması gerekiyor

“Bunun ortaya çıkarılması gerekiyor. Saldırının hemen akabinde yapılan açıklamalardaki kararlılık neyi ifade ediyorsa bugün de aynı noktada olunması ve bu garabetin ortadan kaldırılması gerekiyor. Bu kesin. İrfan Bey de son derece detaylı açıkladı. Fezlekede her şey belli. Bu işte savsaklama mı dersiniz, iş bilmezlik mi dersiniz, kasıt mı dersiniz bilmiyorum ama onlar da ortaya çıkacaktır. Ama bir yanlışlık olduğu kesin ve net.”


Basın Fotoğrafları