KULÜP

Serhat Pekmezci: Dövizi ülkeden çıkaracak formül yerine ülkeye döviz getirecek formüller üreteceğiz

18 Ekim 2019 Cuma 10:08

Fenerbahçe Dergisi’nin 200. sayısında Futbol Altyapı Oyuncu İzleme Birimi Sorumlumuz Serhat Pekmezci’yle mücadele ettiği 9 branşta da şampiyonlukların en güçlü adayı Fenerbahçe Spor Kulübü’nün futbol altyapısının bugününü ve yarınını konuştuk. Yeteneğin keşfi, işlenmesi, yönetilmesi ve A Takıma kazandırılması konusunda ne tür çalışmalar yapıldığını detaylıca anlatan Pekmezci, Türkiye’deki oyuncu havuzunun da fotoğrafını çekti. Akademi Scouting çalışmasıyla Fenerbahçe’ye çok önemli yıldızlar kazandıracaklarını ve bu projenin birçok kulübe de model olacağını belirten deneyimli futbol adamı, Fenerbahçe’nin geleceğini inşa etmekle ilgili çok ciddi ve ağır bir sorumluluk taşıdıklarını sözlerine ekledi. Fenerbahçe’de çalışıyor olmaktan dolayı mutlu ve gururlu olduğunu da ifade eden Serhat Pekmezci, ülkeye döviz getirecek formüller üreteceklerini söyledi.
 
Röportaj: Burak Soyer
Fotoğraflar: Ahmet Hopyar

 
Altınordu’da görev yaptığınız sırada Türkiye’deki ilk Scout Birimini kurdunuz. Bu süreç nasıl başladı?
 
Takımlarında sakat oyuncu sayısı fazla olan takımların teknik direktörleri altyapıdan oyuncu ister. Kimlerin gideceğini de akademi antrenörleri belirler. Benim PTT ve Süper Lig’de yardımcı antrenörlük, bilgisayarlı maç analizi uzmanlığı, performans antrenörlüğü yaptığım zamanlarda genelde gelen çocuklarının hayata bakışları, davranış kalıpları, yetenek-beceri kıstasları bana çok tuhaf geliyordu. Bir gariplik vardı. Sonrasında yardımcı antrenörlük yaptığım takımlarda akademi maçlarını kendim izlemeye başladım ve şunu gördüm. Türkiye’de yetenekli olmanın iri, kaslı, kuvvetli, uzun boylu olmakla eşanlama geldiğini gördüm. Oysa ki birçok yetenekli zayıf çocuğun arada heba olduğunu fark ettim. Bununla ilgili çok kitap ve makale okudum. Özellikle Almanya ve Hollanda’da çok gözlem yaptım. O dönemde ileride belki altyapıya scout şefi olurum diye düşünmedim ama kendimi yetenekli olup da kıyıda köşede kalmış çocuklara karşı hep sorumlu hissettim. Ergen ve çocuk psikolojisiyle ilgili çok okudum, araştırma yaptım ve Avrupa, yetenek yönetimine geçmişken Türkiye’de yetenek seçimi kriterlerinin çok yanlış olduğunu fark ettim. 2012 yılında kızımın doğması, Seyit Mehmet Özkan beyin Altınordu’yu şirketleştirmesi, İzmir’de yaşıyor olmam gibi sebeplerin de etkisiyle önce A Takım Scouting görevi yaptım ve ondan sonraki sene de Türkiye’de ilk kez akademi scouting departmanını kurduk. Türkiye’yi karış karış gezdik.
 
Türkiye’deki oyuncu havuzu ne durumdaydı?
 
İki kırmızı çizgi belirlemiştik. Yabancı oyuncu oynatmayacağız ve 5 yıl sonra A Takımda tamamı altyapıdan oyuncularla oynayacağız. Büyük bir projeydi. Bucaspor Kulübü’nden 90’a yakın oyuncu gelmişti. Gelen oyuncuların tamamının yetenek seçim kriterlerine uymadığını fark edip bir ekip kurup Türkiye’deki doğal yetenekli oyuncuları tarayıp kulübe kazandırmanın öneminden bahsettik. 2018 yılı Temmuz ayına kadar 7 kişilik bir ekiple 450 binin üzerinde oyuncu izledik. Futbol okulları turnuvaları, yerel turnuvalar, elit ligler, gelişim ligleri, Milli müsabakalar, bölgesel ligler… Hepsini canlı takip ettik. Bunun ülke futbolu adına ciddi bir sorumluluk olduğunu düşündük. Türkiye aslında yetenek bakımından çok zengin ama çocuklarımıza zorda kalmadıkça imkan tanımıyoruz. Yetenek tanımı çok farklı. Yetenekli olmanın asla yetmeyeceğini, becerili olma iradesine sahip çocukları bulmamız gerektiğini fark ettik. Yetenek tanımı nedir? Becerili olma nedir? Elit oyuncuları elit yapan faktörler nelerdir? Dünyadan, Avrupa’dan ve Türkiye’den oyuncuları analiz etmeye başladık ve şunu fark ettik. Sahada gördüklerimiz işin %30’u.
 
Neden %100 değil?
 
Kalan %70 için genetik, çevresel ve aile gibi faktörlerin çok önemli olduğuna kanaat getirdik. Babaların şuursuzca baskısı, antrenörlerin yeterince eğitimli olmaması, pedagojik formasyon almamış olmaları, çocukların oyun oynayacakları alan bulmakta sıkıntı yaşamaları, amatör kulüplerin ekonomik sıkıntıları vs.
 
Oyuncularda en dikkat ettiğimiz konular; yaşam enerjisi ve coşkusu yüksek, kendisiyle barışık, hedeflerini somut bir şekilde belirlemiş yetenekli çocuklar. Neden mi?
 
İnsan günde 66 bin kez düşünüyor farkında olmadan. Bu düşüncelerin 3’te 2’si de insanın fıtratı gereği olumsuz. Bardağın dolu tarafını görmesi neyle ilintili diye araştırmaya başladık. Özellikle erkek çocuklarına enerji, coşku, mutluluk geni mitokondri aracılığıyla anneden geçiyor. O zaman ‘Anne-babaları tanımalıyız’ dedik. Altınordu kulübünde 178 transferde imzam var. Bu transferler öncesinde hepsinin evlerine girdik. Evdeki standartları, öncelikleri, evde yaşayan diğer bireyleri gözlemledik. Evde dominant karakter kim? Çocuk kaç kardeş? Evinin okuluna uzaklığı ne kadar? Anne hamileyken folik asit açısından zengin gıdalar tüketmiş mi, balık yemiş mi? Evde kitaplık var mı?
 
Bizleri birim olarak, çocukların kasları ve kemiklerinden çok merkezi sinir sistemleri ilgilendiriyor. Çocuğun ayak tabanları ile yere teması çok önemli. Ritim duygusu gelişmişse, sahanın tamamını görebilme becerisi mevcutsa, top ayağındayken doğru kararı verip uygulama becerisine sahipse özel olma ihtimali yüksek. Çünkü bu tip çocukların gerek fiziksel gerekse de psikolojik gelişimleri daha iyi oluyor.
 
Dörtlü koordinasyon becerileri dediğimiz; mekan algısı, ritim, hareketlilik ve denge, bizim oyuncuları izlerken en değer verdiğimiz formülümüz. Bu tip becerilere sahip çocuklar, Freud’un bahsettiği, gündüz uyanıkken düş gören sanatçılar olmaya en meyilli çocuklar.

Aradığımız kriterler tabii ki mevkilere göre değişiyor. Burada devreye, deneyim, anatomi ve biyomekanik bilgisi ve güncel oyunu doğru okuma becerileri giriyor. Beyin neye hazırsa göz onu görür. Müze gezmeyen, bir resmi saatlerce analiz etmeyen, estetik kaygıları olmayan, edebiyat ve sinemaya merakı olmayan ve sürekli okumayan bir futbol insanının elit bir scout olma şansı yok denecek kadar az. Böyle entelektüel merakı olmayan insanların, performans / potansiyel farkını anlayabileceklerini düşünmüyorum.

Peki ya aile depresifse?

Anne ve babayı tanıdıktan sonra depresif bir durum varsa bu çocukları transfer etmiyoruz. Beynin yeteneği yöneten prefrontal korteks isminde bir merkezi var. Sezgi, kas becerileri, duygu, davranış kalıpları hep bu merkezde toplanıyor ve bilim dünyası elit oyuncuların prefrontal kortekslerinin tertemiz olduğunu ortaya çıkardı. Eğer annede depresif bir ruh hali varsa çocuklarının da içe dönük ve uyum yeteneklerinin daha zayıf olduğunu gördük.
 
Bu süreçte ailelerin çocukların gelişimine etkisi nedir?
 
Ben 7 yıldır Akademi Scouting yöneticiliği yapıyorum. 7 yılda 450 bin oyuncu izleyen bir birimin başındayım. Tecrübelerimiz şu ki, anne-babalar işin içine ne kadar çok dahil oluyorlarsa, çocukların başarılı olma ihtimali o kadar düşüyor. Çocuk şemsiyenin altından ne kadar erken çıkarsa o kadar başarılı oluyor. Ailelerin geçmişte kendi yapamadıklarını çocuklara yüklemelerinin sonu maalesef hep hüsranla bitiyor. U12-13-14 maçlarında bağıran, kendini yırtan, hakemle kavga eden insanlar var. Bu çocuklar oyun çağındalar ama aileler maalesef bunu anlamamakta ısrar ediyor. Sportif Direktörümüz Damien Comolli, altyapıda bir kültür oluşturulmasıyla ilgili toplantı tertipledi. Kaptanımız Emre Belözoğlu da iştirak etti. 17 yaşında Şampiyonlar Ligi oynamış, Premier Lig’de, Seri A’da, milli takımımızda bizi gururla temsil etmiş birinden bahsediyoruz. Dedi ki, ‘Ailem hayatımda sadece 1 kez maça geldi, yaşım on dörttü.’ 20, 25 sene öncesinden bahsediyoruz. Cengiz Ünder’in de, Çağlar Söyüncü’nün de gelişimini çok yakından bilen biri olarak Cengiz’in de, Çağlar’ın da babalarını 6 yılda sadece 2’şer kez gördüm. Belki de onların kendi ayakları üzerinde durmalarını kolaylaştırmak için böyle bir yol seçtiler.
 
Peki, bu konuyla ilgili bir çözümünüz var mı?
 
Fenerbahçe Futbol Altyapı olarak velilerin antrenmanları izlemelerini engellemeye yönelik şu anda bir çalışma yapıyoruz. Bunun sebeplerini uzmanlar ailelere anlatacak. Biz de bunun çocuklarına zarar verdiğini anlatacağız. Maçlarını izlemek isteyen izleyebilir tabii. Siz antrenör olarak antrenmanda bir şey öğütlüyorsunuz çocuğa, eve gittiği zaman anne-baba bunun tam tersini söyleyebiliyor. Bunlar sürekli büyüyor, gelişiyor. Yeni nesil çok zeki, çok farklı. Dünün bilgileriyle bugünün çocuklarını yarına hazırlamak kolay değil.
 
Peki, Avrupa’da nasıl?
 
Yurt dışındaki insanların birçoğu spor yapıyor. Çocukların üzerinde baskı kurmuyorlar. Okul eğitimleri önce birey olmakla alakalı. İnsanlar orada çocukları önce A Takıma değil hayata hazırlanıyor. Dolayısıyla orada bu kadar detaylı çalışmalara gerek olmuyor. O yüzden burada bunu yapmamız gerekiyor. Bir scoutun başarısı aslında aldığı oyuncular kadar aldırmadığı oyuncularla da ilintilidir. Her yanlış transfer 2 tane doğrunun önüne geçer.
 
Fenerbahçe Scout Biriminde sizin ekibinizin oluşmasıyla çalışma şekli ve oyuncu izleme konusunda kırmızı çizgiler neler?
 
Okul hayatlarının devam etmesi, sürekli olması kırmızı çizgimiz. Hiçbir aileye transfer ettiğimiz çocukları A Takımda oynatma garantisi veremeyiz ama tüm ailelere oyuncunun buraya geldiği terbiyeden ve eğitim durumundan daha iyi hale geleceğinin garantisini verebiliriz. A Takımda oynamak çok kolay bir şey değil. Mevkideki ihtiyaç çok önemli, psikolojik durum çok önemli, teknik direktörün genç oyuncu oynatmaya yatkınlığı çok önemli.
 
Yeteneğin keşfi ve işlenmesi konusunda nasıl bir yol izliyorsunuz?
 
Görevime başlayalı henüz bir yıl bile olmadı. Akademimizdeki yetenekli oyuncu sayımızı olabildiğince arttırmak ilk hedefimizdi. Yanı sıra altyapımıza yeni bir oyuncu izleme birimi kuruyoruz. 11 Ekim 2019 tarihinde transfer dönemi sona erdiğinde, İstanbul’un Anadolu yakasındaki tüm ilk öğretim okullarında yetenek taramaları yapacağız. Futbol okullarımızın sayısını arttıracağız. Futbol Okulu antrenörlerimize scouting dersleri ve seminerleri vereceğiz. Poatnsiyel / performans ayrımını öğreteceğiz. Futbol Okullarımızın hem lokal hem de bölgesel sürekli hafta sonları çok sayıda müsabaka oynayacakları turnuvalar tertipleyeceğiz. Yurt dışında derneklerimiz üzerinden bir scouting ağı kuracağız. Elimizdeki büyük verinin işlenmesi için kulübümüze özgü bir yazılım yapmayı planlıyoruz. Bilgiye ulaşmak kadar bilginin doğru işlenmesi ve takibi de çok önemli.
 
Çocukların kaygı eşiklerinin en yüksek olduğu dönem 15 yaş. Bir çocuk bu yaşta ya tamamen hayata küsebiliyor ya da coşku ve motivasyonunu devam ettirebiliyor. Biz o yüzden bilgi bankamızı üçe ayırıyoruz; transfer edilmeli, mutlaka antrenmanda görülmeli ve gelişimi takip edilmeli. Zayıf, çelimsiz ama oyunu görme becerisi var, yetenekli, ritim becerisi iyi ama hazır değil. Bunlar için gelişim takip butonumuz var. Bu tip çocuklar 15 yaşından sonra büyük bir sıçrama yapabiliyorlar ama oynadığı takımındaki antrenörlerin kalitesi, kulübün fiziki şartları, malzeme desteği çok önemli.
 
Peki, bu süreçte rakip takımların scout birimlerinin de ne denli kaliteli ve verimli iş yaptıkları önemli hale gelmiyor mu?
Altyapı scouting birimini kuran ilk futbol insanı olarak yeteneğe ulaşma konusunda Fenerbahçe SK hep bir adım önde olacak. Samimiyetle, sevgiyle ve ilgiyle kurduğumuz ve yürüttüğümüz ilişkiler neticesinde yeteneği bulma ve doğru bilgiye ulaşma konusunda herhangi bir sıkıntı yaşamıyoruz. Çünkü dün olduğu gibi bugün de çok ama çok çalışıyoruz.
Tüm bunların neticesinde Fenerbahçe’nin altyapısına geçtiğimiz sezon arasında 13, bu sezonda ise 17+11 genç futbolcu katıldı. Transfer dönemi sonlanana kadar katılanlar da olacaktır. Oyuncu izleme havuzunuz ne kadar büyük?
Havuz çok büyük. Biz transfer edilmesi gerekli dediğimiz oyuncuların oynadığı mevkiide geçen sene ve ondan önceki sene şans bulamamış oyuncuları da tespit ettik ve bu bölgelere bazı transferlerimizi durdurduk. Önemli olan önce kendi öz değerlerimize sahip çıkmak. Geçmişte antrenör tarafından şans verilmemiş birçok oyuncu da takımlarımızda oynamaya başladı. O yüzden transfer etmiş olmak için transfer etmeyeceğiz. Sayı bizim için sadece işin sonucu. Biz, Fenerbahçe’mizin her oyuncusuna çok özel bir potansiyel ve milli bir değer olarak bakıyoruz.
 
Bu transferlerle ilgili bir değerlendirme yapar mısınız?
 
2019-2020 yaz transfer dönemimizde U19 ve U17 takımlarımıza transfer yapmadık. Ağırlıklı olarak, U16, U15, U14 ve U13 takımlarımıza transferler yaptık. Gelecek adına çok umutluyuz.
 
Peki, bu noktada altyapıyla Samandıra arasındaki diyalog nasıl?
 
Fiziki olarak uzağız. Düşünsel ve mental boyutta yakınlaşabiliriz. Bu konuda Sportif Direktörümüz Damien Comolli ile sürekli toplantılar yapıp görüş alışverişinde bulunuyoruz. Bu konudaki en büyük avantajımız Başkanımız ve Yöneticilerimizin bizlere hep destek vermeleri ve Emre Belözoğlu gibi bir kaptanımızın olması. A takım teknik direktörümüz Ersun hocam ve yıllarca Milli Takımlarımıza hizmet etmiş Alper Boğuşlu ve Niyazi Eniseler hocalarımız da çocuklarımız için gerçekten çok büyük bir avantaj. Fenerbahçe Futbol Altyapı Genel Koordinatörü Serdar Dayat hocamızla ve Fenerbahçe Altyapı Teknik Komitesi ile sürekli daha etkin ve kalıcı bir kültür nasıl yaratırız bununla ilgili projeler üzerinde çalışıyoruz. Birlikte Fenerbahçe’mizin geleceğini inşa edeceğiz.
 
İngiltere başta olmak üzere Avrupa’nın çoğu bölümünde alt yaş ligler kaldırıldı. Sizce bu karar doğru bir yöntem mi?
 
Doğru bir yöntem olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de özellikle stoper ve forvet oyuncu yetişmemesini ben U13 Türkiye Şampiyonası’na bağlıyordum örneğin. U13 Türkiye Şampiyonası’nda henüz ergenliğe girmemiş, vücudu fazla güç üretmeyen, testesteron hormonu vücuda zerk olmamış çocukların 90’a 105 bir alanda kendini ifade etmesini bekliyorsunuz. Takımlar da Türkiye Şampiyonalarına katılabilmek için belediyelerden ödenek almaya çalışıyor. Gol yememeniz lazım, stoper olarak büyük oyuncu oynatıyorsunuz. Gol atmanız lazım, forvette büyük oyuncu oynatıyorsunuz. Orta sahadaki oyuncular şut atıyor kaleyi bulmuyor, sonra çocuk şut atmaktan vazgeçiyor. Bilinç ne kadar ‘Tamam, ben küçüğüm o yüzden.’ dese de bilinçaltı ‘Galiba sen bu işi başaramayacaksın.’ diyor. Akşam Ronaldo’yu izliyor, ertesi gün onu yapmak istiyor. Prefrontal korteksin temiz olması biraz da bilinçaltıyla alakalı. Mustafa Kemal Atatürk ‘Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.’ derken özgüvenli birey spor yapan bireydir demek istemişti. Alt yaş ligleri ilk kaldıran Brezilya’ydı. 9-14 yaş arası futsal sonra ligi olmayan U15 ve U16 seviyelerinde sadece turnuva ve antrenmanlar . Bir öğretmenin vereceği katkıyı denetleyebiliriz ama vereceği zararı denetleyemez isek kuşaklar heba olur gider. 10-11-12 yaşındaki çocuklara metot adı altında taktik öğretmeye kalkmak çocukların bütün yaratıcılığını, gelişimini ve öz güvenini örseler.
 
Dünya futboluna en büyük yıldızları kazandıran, birçok futbolcunun yetiştiği alana fazla bakmıyoruz. Avrupa’ya bakıyoruz. Mesela Almanya son 10 yılda sadece akademilerine 1 milyar Euro akıttı. Buna rağmen yıldız yetiştiremiyor. İngiltere 2011 yılında bir deklarasyon yayınladı; ‘Biz yıldız oyuncu yetiştiremiyoruz, sorun nerde diye bir komite kurdular. Brezilya’daki 9-14 yaş aralığındaki çocukların topa temas sayıları Türkiye’dekilerden 10 kat daha fazla. Çocuklar çok fazla topa temas ettikleri için coşkularını koruyorlar. Çünkü bunlar oyun çağındaki çocuklar. Brezilya Futbol Federasyonu Eğitim Dairesi, ‘Ben koca ülkeyi denetleyemiyorum, alt yapı antrenörlerini denetleyemiyorum. Ya bu antrenörlerin bazıları yetenekli oyuncuları kırar, üzer, ruhlarını sakatlarsa.’ dedi. ‘Senden bir halt olmaz’ diyen bir antrenörle alkollü trafiğe çıkan bilinçsiz bir insan arasında hiçbir fark yok. Birisi fiziksel bir şekilde öldürmeye teşebbüs ediyor, diğeri ruhu sakatlıyor. Çocuk da buna inandığı zaman ne yaparsan yap düzeltemezsin. Bu şekilde lig oynayacağına antrenman yap, turnuva oynat, eğlensinler, coşsunlar. Daha sonra İngiltere 2011 yılından itibaren Brezilya’yı model alarak U16 altı ligleri kaldırdı. Almanya devam ediyor. ‘Irkımız futbola yatkın değil, bu yüzden çok çalışmamız gerek.’ dedikleri için bilinçli bir şekilde bu uygulamayı sürdürüyorlar.
 
Yani bir gün Brezilya gibi bir futbol ülkesi olabilir miyiz diyorsunuz?
 
Bunlar doğru kanalize edilirse Brezilya’yı geçeriz. Tabii insanlar inanmıyor. Gün gelecek ülkemize ekonomik olarak da çok ciddi döviz girdileri sağlanacak. Fenerbahçe bu konuda öncü bir kulüp olacak ve yaptıkları ve yapacakları birçok kulübe model olacak.
 
Doğru eğitim? Nasıl bir alt yaş eğitim stratejisiyle bunlar olacak?

9-14 yaş arası çok önemli bir yaş. Biz de 14 yaşından önce çocuklarımızı buraya alamıyoruz. 9-14 yaş bandındaki  yetenekli çocukların buraya geliş sürecine kadar nasıl planlama yapmaları lazım? 113 tane futbol okulumuz var. 113 futbol okulumuzun 2 antrenöründen bir tanesi bizim gönüllü scout sorumlumuz olacak. Hafta sonları antrenman dışında kalan zamanlarda o bölgedeki diğer futbol takımlarıyla müsabakalar yapacaklar. Onlardan sürekli veri akışı sağlayacağız. 9-14 yaş arasındaki tüm yetenekli oyuncularımızı datamıza alacağız. Bizim lokal scout sorumlularımız da var. İlk bilgi lokal futbol antrenörlerinden gelecek. Bu bilgiler lokal scout sorumlularımızla paylaşılacak. Tabii bunların öncesinde futbol okulu antrenörlerimize yetenek seçimiyle ilgili dersler vereceğiz. 9, 10, 11, 12 yaşına gelmeden anatomisiyle ilgili, fiziksel durumuyla ilgili, beslenmeyle ilgili, ailesel gelişimiyle ilgili bölgedeki üniversitelerden yardım alarak eğitimler vereceğiz. Bunu adım adım tüm Türkiye’ye yayacağız. Çocuk 14 yaşında buraya geldiğinde A Takımda oynayacak kültüre ve donanıma sahip olacak. Satranç oynayan, okuldaki ders durumu iyi, mutlaka bir müzik aletine ilgi duyan, mizah dergisi okuyan, Samandıra’yı tanıyan çocuklar haline gelecekler. Buraya 14 yaşında geldiklerinde önlerinde 3-4 sene olduğunu bilecekler. Yurt dışında çok fazla sayıda turnuvaya katılarak Barcelona’da, Bayern Münih’te, Juventus’ta oynayabileceklerini içselleştirecekler. O takımlarla maç yaptıklarında rakip takım arkadaşlarının kendilerinden daha yetenekli ve güçlü olmadıklarını deneyimleyecekler.

Peki, erken branşlaşma mı, çoklu branşa yönelme mi?

Futbola yetenekli bir çocuk üstün zekalı bir çocuktur. Bu pencereden bakmak lazım. Bilim insanları erken branşlaşmanın zararlarıyla ilgili sürekli makaleler yayımlıyor. 7-14 yaş arasında çocuklar voleybol, yüzme, masa tenisi, basketbol, tenis, atletizm yaptıkları zaman bedenlerini kontrol edebilir hale geliyorlar. Türkiye’de futbolcuların %90’ı koşmayı bilmiyor.. Bizim atletizm şubemiz dünya şampiyonları çıkarıyor. Basketbol takımımızı anlatmaya gerek yok. Voleybol takımımız gururumuz. Böyle avantajlarımız var. Çoklu branşın çok sayıda katkısı var. Çoklu branş barındıran dünyadaki tek kulübüz sanırım, neden yeni bir model ortaya koyamayalım ? Fenerbahçe Üniversitemiz ile de bu konular ile ilintili çalışmalar yapacağız.
 
Serhat Pekmezci ve ekibinin Fenerbahçe’deki hedefi nedir?
 
Bir insanın sevdiği bir işi sevdiği bir ortamda yapıyor olması tek kelimeyle harika bir duygu. Burada hedef belirleyecek olmanın hazzı başka. Bazen uykularım kaçıyor çünkü üzerimizde Fenerbahçe’nin geleceğini inşa etmekle ilgili çok ciddi ve ağır bir sorumluluk var. Siz hazırsanız bu baskı size stres ve kaygıdan çok mutluluk verir. Çok şükür ki biz hazırız. Yetinmiyoruz da. Avrupa’da dernekler üzerinden 14, 15, 16 yaşlarındaki çocukları tespit edecek bir scouting ağı kurulması ile ilgili projelerimiz var. Marka değerimiz çok büyük. Asıl hedef Fenerbahçe’nin mevcut şartlarında ekonomik sıkıntılarına çare olunan, bu asil ve onurlu formayı çok iyi temsil eden çocuklar bulup, yetiştirip A Takıma hediye eden ekibin bir parçası olarak tarihe geçmek. Çocuklarıma böyle manevi bir miras bırakmak en büyük amacım. Bu hedefimi gerçekleştirebilirsem çocuklarım benimle gurur duyacaklar. Fenerbahçe’nin hedefi ne olursa olsun her sene mutlaka en az 1 oyuncu A Takımda oynar. Yabancı oyuncularımıza saygımız sonsuz ama dövizi ülkeden çıkaracak bir formül yerine ülkeye döviz getirecek formüller üreteceğiz. Farklı pasaportlu oyunculara karşı olduğum sanılmasın. Kaliteli yabancı oyuncuların altyapımızdaki yetenekli oyuncularımıza gerek kültür gerekse de oyun deneyimi anlamında çok şey katacaklarını düşünüyorum ancak sürdürülebilir bir ekonomik model yaratma iradesi gösterecek isek, kurtuluş altyapılarda, kendi öz değerlerimizde, çocuklarımızda.

Basın Fotoğrafları