“Yapacağımız tek şey sahadaki futbolu düzeltmek"

14 Ağustos 2007 Salı 00:00

Fenerbahçe Gazetesi'nin 44. sayısının konuğu Roberto Carlos. Roberto Carlos ile yapılan röportajın tam metni aşağıdaki gibidir: Samandıra'ya giderken bir yandan da Beşiktaş menajeri Sinan Engin'in kulaklarımdan silinmeyen iddialı sözlerini düşünüyordum.Ne demişti Sinan Engin TV programında milyonlara: " Fenerbahçeliler Roberto Carlos gelecek diye boşuna heveslenmesinler. Onu getirmek o kadar kolay değil… İddia ediyorum. Şayet Roberto Carlos İstanbul'a gelsin. Gidip Yeşilköy Hava alanında bizzat ben karşılayacağım !..."Benzer şeyleri bir zamanlar Galatasaray'ın fanatik yöneticisi Fatih Altaylı da Alex'in transferinden önce söylemişti…Fenerbahçe'nin büyüklüğünün farkına varamayanlara karşın, Sarı-lacivertli formayı giyen dünya yıldızlarının bir büyüğü ile Samandıra'da söyleşi yaparken, gerçekten böylesine çok farklı duygular içinde idim.İşte dünya futbolunun en karizmatik 10 futbolcusunun önde gelenlerinden biri olan Roberto Carlos, mütevazı,samimi, güleç yüzlü ve de tüm içtenliği ile karşımızda idi.Spor içi-spor dışı ayırım yapmaksızın, her sorumuzu samimiyetle cevaplandıran Roberto Carlos'a olan hayranlığımızı her dakika daha da arttırıyordu. Saatlerin nasıl geçtiğinin bile farkına varamadık.Biz sorduk, Roberto Carlos dobra dobra cevapladı. Hadi gelin birlikte tekrar izleyelim… -Çok sempatik ve aynı zamanda da mütevazısınız. Bildiğimiz kadarıyla futbola başlamadan önce zor yıllar geçirdiniz. Onun için mi bu kadar mütevazısınız?- Çocukken aile olarak bayağı zorluklar çektim. Maddi açıdan iyi durumda olmayan, fakir bir aileydik. Futbolcu olmayı çok istedim ve dünya futbolunda belli bir yere geldim ama bu demek değildir ki karakterimi değiştirdim. Bilakis aksine ben her zaman basit ve iyi bir insan olmaya çalıştım. Eğer bunu başarabildiysem ne mutlu bana… -Madrid' de Beckham ile aran çok iyiydi. Fırsat olursa Beckham'ı Türkiye'ye çağırmayı düşünür müsün ?- Evet tabii ki düşünürüm. Aslında daha önce de Brezilya'ya da çağırmıştım ama vakti olmamıştı. Zaten aklımdan geçen bir durumdu bu. Benim İstanbul'umu görmesini isterim. İstanbul gerçekten her anlamı ile mükemmel bir şehir. İnsan burada isteyebileceği her şeyi bulabilir. Bunun yanında mükemmel plajları olan yerler var, oralara da gidip güzel vakit geçirir. -İstanbul'da seni büyüleyen ne buldun?"İstanbul'da çok güzel restoranlar var. Yollar düzenli, şehir düzenli, eğlenebileceğiniz güzel yerler çok. Amma trafik çok kötü… Onun dışında her şey yolunda diyebilirim."-İstanbul'da ailen ile nasıl bir yaşam umuyorsun?"Ailem ile çok iyi vakit geçiriyorum Annem, babam, kuzenlerim ve kız kardeşlerimle birlikteyiz. Genelde aile efradım ile çok sıkı fıkıyımdır. Tabii ki, her zaman saygı ve sevgi çerçevesi içersinde burada beraber olmaktan çok mutluyuz…" -Beş çocuğunuzun olduğu söyleniyor. Bunların içinde futbola meraklı olan var mı?- Yanlışınız var !... Beş değil, tam yedi çocuğum var... Bunların içinde büyük kızım Roberta Brezilya'da futbol okuluna devam ediyor. İleride kız takımlarında oynayabilir!... -Fenerbahçe, yükselen bir değer hatta Avrupa'nın en karizmatik 10 takımı içerisinde gösteriliyor. Acaba sizce Fenerbahçe kısa vadede bu çıkışı gösterebildi mi?- Fenerbahçe çok büyük bir kulüp ve camia… Bu beni çok fazla etkiledi. Yapılması gereken şey sadece sahadaki futbolu düzeltmek. Fenerbahçe benim gelişimle birlikte yerli-yabancı basında daha çok yer almaya başladı. Doğal olarak insanlar tanımaya ve merak etmeye başladılar. İşler doğru yapıldığı takdirde büyük bir çıkış neden olmasın ... Bunun için buradayız… -Özel bir beslenme programın var mı? Sakatlıklarla aran nasıl?- Aslında normal her insan gibi besleniyorum. Pek farklı bir durum yok. Sadece kendime iyi bakıyorum. 20 yıllık futbol hayatım boyunca sadece bir defa ayağımdan rahatsızlığım olmuştu. Onun haricinde bir sıkıntım olmadığına şükrediyorum… -Futbolcu olarak kıyaslarsan "Beyaz Pele " Zico mu yoksa efsane Pele mi ?- Pele'yi futbol oynarken görmedim ama Zico'yu çok izledim. Ben bu tarz karşılaştırmaları pek sevmiyorum ama Pele kendi döneminde çok iyiydi. Zico'da kendi döneminde… Özellikle Flamenco'da büyük bir yıldız iken aynı şekilde milli takımın göz bebeği idi. -Peki başka bir kıyaslama yapalım… Maradona mı, Messi mi?- Tek kelime ile Maradona… -Bu bahsettiğimiz dünya yıldızlarının alternatifi var. Senin de veliahdın var mı?Bir başka Carlos gelir mi?- Ben bir kanat oyuncusu olarak, hem defansif hem ofansif yönümü çok iyi tuttum. Defans anlamında kafa toplarında bile boyum kısa olmasına rağmen etkiliyim. Bek oyuncularda yeni bir model geliştirmiş oldum. Benim değiştirdiğim bu özellik özetle; hücuma daha çok katkı sağlayabilen ve uzaktan sert şut atarak skora katkı sağlayabilen bir bek oyuncusu modeli. Her kanat ve bek oyuncusunun farklı özellikleri var ama bu tarz komple bir oyuncu sayısı gerçekten çok az. -Sana Ufaklık-Chulinha (şulinya) diyorlar, bu lakap hoşuna gidiyor mu?- Buraya ilk geldiğimde bu lakabımı bizzat ben söyledim, herkes de böyle çağırıyor. Aslında böyle çağırılmam hoşuma gidiyor ve oyuncu arkadaşlarımla böylece güzel bir iletişime sahip olmamız çok iyi oluyor. -Alex, Brezilya milli takımına zaman zaman çağrılıyor. Sence Alex milli formayı daha çok giymeyi hak ediyor mu?- Evet, kesinlikle hak ediyor… -Topa vurduktan sonraki hızı ile ilgili herkes bir şeyler söylüyor, sence topun hızı ne?- Topa vurduktan sonraki hızının ilk 30 metrelik alanda 120-130 km civarında olduğunu ölçmüşler. Hele bir de rüzgar arkadan esiyorsa! -Taraftarlar senden sanki bir forvet oyuncusuymuşsun gibi gol atmanı bekliyor. Bu konu hakkında ne düşünüyorsun?- Bu tür beklentiler Real Madrid'de de oluyordu. Taraftarlarımız illaki benim gol atmamı istiyor. Serbest atışlardan mutlaka gol bekliyorlar. Ama tabii ki bu konuda biraz daha zamana ve taraftarlarımızın sabrına ihtiyacım var. Yeni geldim ve adapte olmaya çalışıyorum. Ama merak etmesinler bu tarz gollerimi görecekler. Şu an ben Alex'in topa vurmasını istiyorum, yeri geldiğinde Kezman'ın da. Sanırım Uğur da iyi vuruş tekniğine sahip. -Serbest vuruşlarda Alex'le maç öncesinde bir görüşmeniz oluyor mu? Örnek olarak solda olursa ben sağda olursa sen gibi?- Kaleye olan uzaklığa göre konuşuyoruz. Toplara bazen ben, bazen o vuruyor. Topu geriye doğru, yana doğru çıkarttığımızda aramızda konuşuyoruz. Aslında bu bir his ve motivasyon işidir. O anda kim kendisini daha iyi hissederse, atışı onun kullanmasında yarar vardır. Penaltı atışlarında da durum aynıdır… -İyi frikik atıyorsun. Peki iyi korner atışı kullanıyor musun? Yanılmıyorsam Madrid'de korner çizgisi hizasından falsolu gollerin var?- Real Madrid'de bazen ben de korner kullanıyordum ama Beckham vardı. Bence Beckham dünyada duran topları en iyi kullanan oyuncudur. -Fenerbahçe'ye gelmeden önce Türkiye'de tanıdığın antrenör veya futbolcu var mıydı?- Gelmeden önce Fenerbahçe ile ilgili çok şey duydum. Futbolcu olarak Marco Aurelio ve Alex geldiğinde haberim oldu. İsim olarak bilmesem de maçlarını izliyordum. 2002'de milli takımlarda birbirimize karşı oynadık. -Fenerbahçe'de bu sezon takım olarak hedefleriniz nedir?- Öncelikle Süper Kupa'yı kazanarak büyük bir başlangıç yaptık. Bizim Beşiktaş'a karşı derbide galip gelmemiz çok önemliydi. Bunun dışında lig şampiyonluğu, Türkiye kupası ve Şampiyonlar ligi olarak önümüzde üç kupa var. Tabii ki bunlardan ikisini aldığınız zaman başarılısınız demektir. Gerçekçi olalım. Şampiyonlar Ligi'ni kazanmak gerçekten çok zor. Ben Real Madrid'de üç defa bu şampiyonluğu yaşadım. Çok konsantre olmamız gerekiyor. Gerçekten bazı şeyleri doğru yapmanız gerekiyor. Ama bu 'asla olmayacak' anlamına gelmiyor. Lig ve Türkiye Kupası bir biraz daha kolay diyebilirim. Ama dediğim gibi bu konuda her şeyi doğru yaptığınız zaman bir yerlere gelebiliyorsunuz… Ben kariyerim süresince çok kupa kaldırarak, adeta 'Kupakolik' oldum. Bendeki bu alışkanlığı Fenerbahçe'de de sürdürmek istiyorum. -İlk çıktığınız resmi maç, derbi maç oldu. Derbi maçlarında duygular farklı olur, Beşiktaş maçında neler hissettiniz?- Rakip takımın bize olan saygısı gerçekten beni çok etkiledi. Rakip taraftarlar ve oyuncular Fenerbahçe'ye saygı duyuyorlar. Ben bini aşkın sayıda birçok derbi oynadım. Ama bu taraftar kitlesi ile ilk defa sahaya çıktım. Fenerbahçe seyircisi çok ateşli ve her konuda müthiş destek veren bir taraftar. Onların önünde maça çıkmak gerçekten çok keyifli..