Selahattin Pınar’ı andık

06 Şubat 2011 Pazar 00:00

6 Şubat 1960 tarihinde geçirdiği kalp krizi sonucu vefat eden Klasik Türk Müziği bestecisi Tanburi Selahattin Pınar için, Todori Tesisleri’nde bir anma gecesi düzenlendi. Her yıl geleneksel hale gelen anma gecesine sanatçılar Müjdat Gezen, Ercan Bostancıoğlu(Ateşböceği Ercan), Mustafa Alabora ve Selahattin Pınar’ın sevenleri katıldı. Gecede yer alan isimler Selahattin Pınar eserleriyle eski günleri yad ettiler. Selahattin Pınar Kimdir? Selâhaddin Pınar, 22 Ocak 1902 tarihinde İstanbul’da doğdu. Babası eski hukukçulardan Sadık Bey’dir. İlkokulu okuduğu yıllarda Sadık Bey, Çal’a tayin olduğundan Selâhaddin Pınar ilk öğrenimini burada tamamladı. Buradan sonra sırasıyla önce Saros adasına, sonra Edirne’ye tayin oldular. Ortaokulu burada okuduktan sonra 1918 yılında İstanbul’a geldiler. Babası oğlunun ciddi bir öğrenim görmesini istiyordu. Bu mümkün olamadı; çünkü o mûsıkîşinas olmağa karar vermişti. Bir süre İtalyan Ticaret Okulu’nda okudu ise de yarıda bıraktı. Musıkî çalışmalarına on iki yaşında iken, Udî Sami Bey’den Ud dersleri alarak başladı. 1920 yılında kurulan, daha sonra "Üsküdar Musıkî Cemiyeti" adını alacak olan "Darü’l-Feyz-i Mûsıkî"nin kurucuları arasında bulundu. Burada Telgrafçı Ata Bey, Udî Sami Bey, Tanburî Cemil Bey’in öğrencilerinden Kadıköylü Fuad Bey gibi kimselerle ciddi çalışmalar yapılırdı. Üsküdar Mûsıkî Cemiyeti olduktan sonra bu çalışmalara Necati Tokyay, Emin Ongan, Şükrü Tunar, Hâfız Burhan ve daha nice isim yapmış ve yapacak olan sanatkârlar katılmıştı. Bestenigâr Ziya Bey, Mızıkalı Celâl Bey, Udî Sami Bey, Hanende Hüsameddin Bey, Kâzım Uz ve Ali Rifat Çağatay hoca olarak görev yapıyordu. Selâhaddin Pınar bütün bu hocaların çeşitli yönlerinden yararlandı. 1919 yılında Tanbur çalmağa yöneldi. Udî Selâhaddin Bey’likten ayrılmış, tanburî Selâhaddin Pınar olmuştu. Aynı zamanda kendine özgü bir uslûp ve boğuk sesi ile okurdu. Bestekârlığa on sekiz yaşlarında başladı. İlk eseri sözleri adliyeci Senihî’nin olan Kürdilihicazkâr makamından ve aksak usülünde bestelediği "Mülkün ne yaman şule-i ikbâli karardı" güfteli şarkısıdır. En çok bu makamı sevdiğini her fırsatta dile getirdiğini yakınları bilirlerdi. Yıllar ilerledikçe mûsıkî repertuvarımıza birbirinden güzel şarkılar hediye etti. Çok temiz giyinen, zarif, efendi, güzel ve esprili konuşan Selâhaddin Pınar gerek mûsıkî çevrelerinde, gerekse dostları arasında sevilen, sayılan bir kimseydi. Ölümünden iki yıl önce Bursa’da ciddi olarak hastalanmış, bir kalp krizi geçirmişti. Pınar, 6 Şubat 1960’da Todori’de yanında söz yazarı Selim Aru olduğu halde, yemek yemek üzereyken yine bir kalp krizi sonucu öldü. Bestelediği eserlerle Atatürk`ün karşısında da tambur çalan Selahattin Pınar`ın bestelediği eserleri Zeki Müren, Sabite Tur Gülerman gibi birçok önemli sanatçı okudu. 100`e yakın bestesi olduğu sanılmaktadır. Bunlardan, "Nereden sevdim o zalim kadını" ve "Anladım sevmeyeceksin beni sen nazlı çiçek" isimli şarkılarını Afife Jale için bestelemiştir. En çok bilinen bestelerine aşağıdaki eserler örnek sayılabilir: Anladım sevmeyeceksin beni sen nazlı çiçek( Hicaz) - Söz : Mustafa Nâfiz Irmak Beni de alın ne olur koynunuza hatıralar (Hisarbuselik) - Söz: Baki Süha Edipoğlu Bir bahar akşamı rastladım size (Hicaz) - Söz : Fuat Edip Baksı Gel gitme kadın ruhumu hicranına yakma(Kürdilihicazkâr) - Söz : Celadet Barbarosoğlu Hala yaşıyor kalbimin en gizli yerinde (Nihavend) - Söz: Zekai Cankardeş Nereden sevdim o zalim kadını (Kürdîli Hicâzkâr) - Söz : Yusuf Ziya Ortaç Bakışı Çağırır Beni Uzaktan (Muhayyerkürdi) Söz: - Fuat Edip Baskı Kalbim yine üzgün seni andım da derinden (Bayâtî) - Söz: Yahya Kemal Beyatlı