Münir Nurettin Selçuk’un kızı Meral Selçuk’a Asr-ı Fener

29 Nisan 2011 Cuma 00:00

1907 Fenerbahçe Derneği’nin özel bir çalışmayla oluşturduğu ve 100 yıllık şanlı Fenerbahçe tarihini gözler önüne seren Asr-ı Fener’in özel bir nüshası, bir dönem Fenerbahçe’de futbol da oynayan, Türk Sanat Müziği’nin en önemli besteci ve yorumcularından Münir Nurettin Selçuk’un anısına, kızı Meral Selçuk’a takdim edildi.Kulübümüzün 100 yıllık şanlı tarihini en ince detaylarıyla ve benzersiz görsellerle ele alan Asr-ı Fener, son olarak Türk Müziğine damga vurmuş bir müzisyenin kızı olan Meral Selçuk’a 1907 Fenerbahçe Derneği Başkanı Yardımcısı Melih Esen Cengiz tarafından takdim edildi. Teslim töreninde Asr-ı Fener’de Münir Nurettin’in yer aldığı sayfaları büyük bir dikkat ve özlemle inceleyen Meral Selçuk duygu dolu anlar yaşarken, zaman zaman gözyaşlarına hakim olamadı. Asr-ı Fener’in hazırlık aşamasında da oldukça önemli katkılarda bulunan Meral Selçuk, büyük bir özen ve titizlikle hazırlanan eserin son halini çok beğendiğini belirterek emeği geçenlere teşekkür ve tebriklerini sundu.*ASR-I FENER’DEN - "MÜNİR NURETTİN SELÇUK VE FENERBAHÇE"Türk Sanat Müziği’nin en önemli besteci ve yorumcularından Münir Nurettin, bir dönem Fenerbahçe’de futbol oynadı, ama sesinin bozulması endişesiyle sahalara çok erken veda etti. Futbolu bıraktıktan sonra tenis ve denizcilik sporlarıyla ilgilenmeyi sürdüren Münir Nurettin’in Fenerbahçe’ye olan bağlılığı ve sevgisi azalmadı;Kuşdili’ndeki kulüp binasında sıkça görülen yüzlerden biri oldu. Münir Nurettin Bey’in futbolu düşünüldüğünde ilk akla gelen tertemiz kıyafetleri ve centilmenliğiydi; hatta tüm oyuncuların çamura battığı maçlarda onun formasının bile tozlanmadığı söylenirdi. Takım oyununa çok yatkın olan, pas organizasyonlarını başarıyla kuran Münir Nurettin, istediği her yere atabildiği paslarla da dikkat çekti. Asıl ününü, top dışarı çıkacakmış gibi gözükürken bir anda alçalan şutlarıyla yani "topu şandellemesiyle" kazandı. Kalenin önüne tehlikeli ve ani ortalar yapan Münir Nurettin’in çalımları da yerindeydi. Özellikle topu rakip oyuncunun sağından atıp solundan geçmesi uzun yıllar unutulmadı. Buna karşın sol ayağı zayıf, pek enerjik olmayan ve kafa vuruşlarına çıkmayan bir oyuncuydu. Neden kafa vurmadığı sorulduğunda, ses tellerinin bozulmasından ve saçlarının dökülmesinden korktuğunu söylerdi.