Kuyt: "Ben ve arkadaşlarım İsmail Kartal’a çok güveniyoruz"

12 Ağustos 2014 Salı 00:00

Hollandalı oyuncumuz Dirk Kuyt, Fenerbahçe Televizyonu’nda yayınlanan ’Günün Röportajı’ programında Fatih Demirkol’un sorularını yanıtladı. Röportaj sırasında Dünya Kupası’nda Hollanda Milli Takımı ile olan performansını, Dünya Kupası’nda yaşadıklarını, Fenerbahçemiz ile geçireceği yeni sezon hazırlıklarını, yeni hocamızla ilgili görüşlerini ve 4. Yıldız için yapacağımız mücadeleyle ilgili sorulara yanıt veren Kuyt, yeni sezonda da hedefin şampiyonluk olduğunu söyledi. Röportajda Dirk Kuyt’ın açıklamaları şöyle: "Gerçekten harika bir tecrübeydi. Brezilya’da Dünya Kupası’nda oynamak benim için gerçekten çok güzeldi. Futbolun, doğduğu yerdeydik. Herkesin sporu sevdiği bir ülkedeydik. Bu tek kelimeyle harika bir tecrübeydi. Hollanda Milli Takımı’nın çok iyi bir iş çıkarttığını düşünüyorum. Ama şu ana kadar turnuvaya genel olarak baktığımızda final oynayamamış olmak halen bir hayal kırıklığı olarak içimizde duruyor. Yine de biz kendimizle gurur duyabiliriz diye düşünüyorum. Çünkü 7 maç oynadık. Sadece penaltılarla yenilebildik. Genel performansımızın çok iyi olduğunu düşünüyorum. Hollanda’da veya dünya genelinde turnuvadan önce fazla şansımızın olduğunu düşünen çok fazla kişi olmadığını düşünüyorum. İspanya’ya karşı oynadığımız ilk maçla her şeyin değiştiğini düşünüyorum. Turnuvadan önce çok iyi bir hazırlık dönemi geçirdik. Bizim en önemli özelliklerimizden birisi fizik açısından çok iyi olmamızdı. Hava şartları için de çok iyi hazırlandık. Ve bir yanıyla da hocamızın sistemine inandık. Takımın birlikteliği de çok üst düzeydeydi. Tüm bunları bir araya getirdiğimizde çok güçlü bir takım olduk. Penaltılar ilgili ise futbolda biraz şansa da ihtiyaç vardır. Açıkçası her şeyin biraz mükemmel olması gerekir. Örneğin Kosta Rika karşısında oynadığımız maçta her şey mükemmeldi. 5 tane penaltı atıcımız vardı ve çok önemli maçlarda çok fazla penaltı atmış oyunculardı bunlar. Van Persie, Robben, Sneijder, ben, Huntelaar ilk 5 penaltıyı kullanan oyunculardık ve o gün o anda her şey mükemmeldi. Ama Arjantin karşısında oynadığımız karşılaşma 5 gün içinde 120 dakika boyunca oynamak zorunda kaldığımız ikinci maçtı. Ve yine penaltılara kaldı. İlk maçtan farklı şartlar söz konusuydu. Van Persie, maçta oyundan çıkmak zorunda kaldı çünkü fiziksel olarak iyi değildi o maçta. Penaltılara geldiğimizde bazı değişiklikler yapmak zorunda kaldık. O birazcık şansınızı da kaybettiğiniz zaman bu sizin için Dünya Kupası’nda final oynamamayla sonuçlanabiliyor. Ama bu futbol ve bizim hiçbir şekilde pişmanlığımız yok her şeyimizi ortaya koyduk ve kendimizle gurur duyuyoruz. Ülkemiz bizimle gurur duyuyor. Aynı zamanda Dünya Kupası boyunca Feerbahçe taraftarların bana ve milli Takımıma verdikleri destek için çok teşekkür ediyorum. Beni Brezilya’da yolda gördüklerinde ya da Hollanda ’ya döndüğümde karşılaştığımız Fenerbahçe taraftarları bana olan sevgilerini aktardılar ve onlara bir kez daha teşekkür ediyorum. Benim bireysel başarım aynı zamanda Fenerbahçe’nin de başarısıydı." "Tim Krull, Bizim takımımızla ilgili en özel noktalardan biri hem hocalarımız hem teknik ekibimiz her şeye hazırlıklıydık. Belki 3 veya 4 farklı sistemle oynadık. Her maçtan önce hangi anında hocalarımız en ince detayına kadar bize açıkladı. Tim Krul da penaltılar konusunda önceden hazırdı. Tüm oyuncu değişikliği haklarımızı kullanmadık onun penaltıları kullanması için bunu yaptık. Bu takım için unutulmaz bir andı. Uzatmaların bitimine 5 dakika kalana kadar ısınıyordu. Ve o uzatmalar eğer penaltıya kalsaydı oyuna gireceğini biliyordu. Penaltıları kurtarma şekli de gerçekten muhteşemdi kimsenin unutamayacağı bir süreç yaşadık. Arjantin’e karşı aynı stratejimiz vardı ancak turnuvada ilerledikçe oyuncular yoruluyor ya da sakatlanıyor ve buna benzer şeyler oluyor. Bu nedenle o maçta tüm değişiklik hakkımızı kullandık. Örneğin vanpersi ile ilgili bir örnek verdim. Ama maalesef yorgunluğu nedeniyle penaltılara kalamadı. Biz esas kalecimize de güveniyorduk. Maalesef Tim ile aynı başarıyı gösteremedi ama biz onunla da gurur duyuyoruz. Ayrıca her takımın 23 oyuncusu vardır Dünya Kupası’nda ve biz bu 23 oyuncuyu kullanan tek takım olduk. Başarımızda tüm oyuncularımızın başarının parçası oldu." "Her zaman kendime söylediğim bir şey vardır: Futbolda şansın ne zaman geleceğini bilemezsiniz bu nedenle her zaman hazır olmalısınız. Dünya Kupası’ndan önce benim Hollanda Milli Takımı’nda olacak düzeyde olmadığım düşüncesi vardı çünkü benim pozisyonumda Van Persie, Roben, Huntelar gibi oyuncular vardı. Ben her zaman kendime güvenmeye devam ettim. Benim o oyunculardan farklı özelliklerim olduğunu da biliyordum. Dünya Kupası’ndan önce ilk 3 hazırlık maçında oynamasam bile, aileme ve arkadaşlarıma endişelenmeyin ben Dünya Kupası’nın bir bölümünde yer bulacağım dedim. Antrenmanlarda çalışmalarımı sürdürdüm. Bana verilecek o bir şans için kendimi hazırladım. İkinci maçtan sonra hocamız beni odasına çağırdı ve bir görüşmemiz oldu. Ve hocamız seni farklı bir pozisyonda denemek istiyorum ve bu pozisyonda sana güveniyorum dedi. Ben de bu şansı değerlendirmek için hazırım dedim. 4-5 haftalık hazırlık sürecindeki o yoğun hazırlık sürecinden sonra ben kimsenin beni beklemediği o pozisyonda oynamaya hazırdım. Dünya için bu bir sürprizdi ama benim için bu bir sürpriz değildi. Ben bir anda bir şans verileceğini biliyordum. Belki insanlar hazırlık maçlarında benim 100. Maçıma çıkmamı bekliyorlardı. Fakat böyle bir anı Hollanda Milli Takımı ile ikinci Turda Meksika karşısında oynamak benim için çok çok daha iyiydi." "Milli Takım’la ilgili geleceğim hakkında ne yapacağıma henüz karar veremedim. Milli Takımımızın yeni hocasıyla bu ay içerisinde konuşma fırsatı bulacağım. Fenerbahçe’nin eski hocası Guus Hiddink şu anda Hollanda Milli Takımı’nın başına geçti. Benim için şu anda en önemli konu, katılacağım her kulvarda özellikle de Süper Kupa’da Galatasaray ile yapacağımız karşılaşma için hazır olabilmek. Aynı zamanda hem benim hem de Milli Takımımımın geleceği açısından en iyisinin ne olacağına hep birlikte karar vereceğiz." "Dünya Kupası’nda çok fazla maç izledim. Her zaman kendimize de bunu söylüyoruz, Dünya’nın belki de en üst düzeyinde futbol oynanıyor. Ama benim için Arjen Robben benim için turnuvanın en iyi oyuncusuydu. Çünkü maçın her anında maçı değiştirmek için her an bir şey yapabilecek bir futbolcu. Bu turnuvada bu açıdan bir özelliği başka bir oyuncuda görmedim. Almanya’yı tebrik etmemiz gerekir. Turnuvayı kazanan takımın her zaman Kupa’yı hak ettiğini düşünürüm. Eğer Almanya dışında bir takım adı söylersem adil olmaz diye düşünüyorum. Brezilya Milli Takımı’na çok saygı duyuyoruz. Onlar Dünya Kupası’nda yarı finale kadar geldiler. Ama kendi ülkelerinde oynanan bir Dünya Kupası’nı kazanamamaktan dolayı bir hayal kırıklığı yaşadıklarını düşünüyorum. Ve aynı zamanda onların oyuncularına karşı oynamak zordur diye düşünüyorum. Ben Brezilya’nın futbolcularına karşı kulüpler düzeyinde oynadım. Liverpool’da oynarken Maicon’a Alves, David Luiz’e karşı oynama şansı buldum. Herkes şunu görebilir onlar dünyanın en iyi futbolcuları. Ama bir şekilde belki de baskıdan ya da takım taktiklerinden dolayı kendilerini istedikleri düzeye çekemediler. Çünkü benim bunu başka türlü açıklamak mümkün değil. Almanya’ya aldıkları 7 gollü ve Hollanda’ya karşı aldıkları 3 gollü mağlubiyeti başka türlü açıklayamıyorum. Brezilya kalitesinde bir takım için iki maçta 10 gol yemek gerçekten sıra dışı bir durum." "Yeni formamızı tekrar giymekten dolayı çok mutluyum. Size baktığımda sizin üzerinizde de harika duruyor. Ama aynı zamanda formayı üzerime giymek beni çok mutlu ediyor. Formanın kalitesini hissedebiliyorsunuz. Taraftarlarımız ve oyuncularımız için şık bir forma olması gayet önemli. Ama bence kaliteli olması da aynı ölçüde önemli. Adidas’ın çok iyi iş çıkarttığını düşünüyorum." "Belki ticari açıdan belki çok iyi bir cevap olarak durmuyor üzerinde reklam olmaması ama formamız böyle daha parlak duruyor. Bu forma reklamsız haliyle çok çok daha güzel görünüyor. Taraftarlarımızı bu formalarla görmek çok güzel olacak. Benim için aynı zamanda formamızda olacak her sponsor bu formanın üzerinde olmaktan gurur duymalıdır. Eğer bu sene bu formanın üzerinde sponsor olmaması hiçbir markanın bunu hak etmemesindendir." "Her şeyden önce geçen yıl çok başarılı bir yıldı. Oyuncuların, yardımcı hocamızın ve hocamızın birlikte çalışmasıyla ortaya çıkmış güzel bir yıldı. Belki zor zamanlar yaşadık, belki alınması gereken zor kararlar oldu fakat karar ne olursa olsun biz buna saygı duymalıyız. En iyisi çok fazla geriye bakmadan ilerlemektir her zaman. Geçen yılla ilgili herkese teşekkür etmemiz gerekiyor ama şu anda geleceğe bakma günü gelmiştir. Çünkü en önemlisi hiçbir şekilde bir birey değildir. En önemlisi Fenerbahçe’dir. Bizim hedefimiz formamıza 4. Yıldızı kazandırmak ve taraftarımızı mutlu etmek olmalıdır. Gelecek ile ilgili ben İsmail Kartal’a oldukça güveniyorum. Kulübümüz içinde çok fazla tecrübesi olan bir hoca. Hem eski futbolcu hem yardımcı antrenör olarak bu kulüpte çok tecrübesi olan bir hoca. Belki 8 yıldan fazladır bu takımda yardımcı antrenör olarak çalışıyor. Ve en iyi hocalarla çalıştı. Low, Hiddink, Aykut Kocaman, Ersun Yanal gibi önemli isimlerle çalıştı. Çok fazla tecrübeyle başımıza geçmiş bir teknik direktör, İsmail hoca diğer hocalarımızla da iyi iletişim içerisinde. Ona bir konuda teşekkür etmeliyim. Ben Fenerbahçe’ye geldiğimde benim Fenerbahçe’ye geldikten sonra takıma uyum sağlamamdaki en önemli isimlerden biriydi İsmail hoca. Kendi adıma gördüğüm kadarıyla takım içinde çok iyi ilişkileri olan bir hoca. Ben ve takım arkadaşlarım ona çok güveniyoruz. Ona çok büyük başarı diliyoruz. Her gün antrenmanlarda ve maçlarda hep birlikte başarılı olabilmek için ve bu sezon kupaları kazanabilmek için birlikte savaşacağız." "Hepimiz bu ip maçları sabırsızlıkla bekleriz. Taraftarlarımız açısından harika bir karşılaşma olacağını düşünüyorum. Bu maç onlara sezona hazır olduğumuzu gösterme fırsatı olacak bu maç. Süper Kupa’yı kazanmak bizim için de harika olacak. Yılın geri kalanı için bir örnek olması için çok iyi olacak." "Cumartesi günü döndüm. Pazar günü takımdan ayrı olarak çalışmalarımı sürdürdüm ve dün ilk kez takımla birlikte çalışmaya başladım. Daha önce de gördüğüm, bir kez daha fark ettiğim bir şey var ki çok büyük karakterleri olan oyuncularla birlikteyim. Aynı zamanda büyük baskılar altında oynamaya alışık bir takım. Çünkü Fenerbahçe’de oynuyorsanız tek bir hedef vardır, hedef şampiyonluktur. Bu nedenle oyuncularımız hep bir baskı altında ama bunun üstesinden gelebiliriz. Biz önümüze bakıyoruz, geçmiş artık arkamızda kaldı. Dün gördüğüm şey takım gerçekten iyi çalışıyor. Önümüzdeki iki hazırlık maçını sabırsızlıkla bekliyoruz çünkü bu bizim Süper Kupa maçına ve lige hazır olduğumuzu gösterecek." "Bizim ligde her zaman hedeflediğimiz tek bir yer var o da şampiyonluk. Bu konuda en büyük rakibimiz Galatasaray’ın da aynı şeyi düşüneceğini düşünüyorum. Aynı zamanda bizim diğer takımlara da saygımızı göstermeliyiz. Şampiyonluk yarışında bir ya da iki takım daha olmak isteyecektir. Ama en önemlisi biz diğer takımları unutup kendimize bakarak kendi işimizi yapmalıyız." "Diego, geçmişte gördüğüm ve futbolun içinde onunla oynamış arkadaşlarım bana onun Avrupa’daki en iyi oyunculardan biri olduğunu söyledi. Fenerbahçe Diego’ya transfer olduğunda çok heyecanlandım ama benim için daha da önemlisi o benden bile daha heyecanlıydı Fenerbahçe’de oynamaktan dolayı. Onunla birlikte çalışmak için heyecanlanıyorum. Çünkü bir futbolcu için en iyi oyuncularla oynamak her zaman bir ayrıcalıktır. Ve bence Diego’da bu takımı bir adım yukarı taşıyabileceğinden eminim." "Ben çok iyi hissediyorum kendimi. Kulübümüze bana 3 hafta tatil yapma fırsatı verdiği için teşekkür ediyorum. 2 hafta sonra Süper Kupa maçı oynayacağız 3 hafta sonra ise ligimiz başlıyor. Ama ir futbolcunun en azından 3 hafta tatil yapması için önemlidir. Hem fiziksel hem de mental olarak çok iyi bir dinlenme süreci geçirdim. Hazırdan daha fazlası konumundayım şu anda. 3 hafta iznin az olup olmadığını soruyor insanlar ama eğer dürüstçe konuşmak gerekirse kariyerimde 4 haftadan fazla hiç tatil yapmadım. 3 Dünya Kupası 2 Avrupa Şampiyonası oynadım. Futbol oynadığım her sezon pek fırsatım olmuyor. Ama Fenerbahçe’nin bu tatil fırsatını vermesinden dolayı çok minnettarım. Ama taraftarlarımız acaba Kuyt hazır değil mi diye korkmasınlar çünkü 2010 yılında yine Dünya Kupası’nda oynadım ve biz o sezon finale çıktık. Liverpool’da oynuyordum ve 3 haftalık bir tatil yaptım, 2 haftalık bir çalışma şansı buldum takımımla. İlk maçımız Arsenal’e karşıydı. O maçı izleyen herkes benim hazır olduğumu görmüştü o yüzden endişelenmeyin." "Diego’nın 10 numara pozisyonunda oynayan bir oyuncu olduğunu herkes biliyor. Orta saha ve hücum arasında muhteşem bir iletişim sağlayabilecek bir oyuncu. Ama en önemlisi, şu anda burada olan oyuncuların ona yardım ediyor olması. Ama şuna eminim ki o da bize çok yardımcı olacaktır. Bir hücum oyuncusu olarak arkamızda böyle bir oyuncu ile oynayacak olmak harika bir şey. Herkes onun goller de atabileceğini görmüştür. Onun en önemli özelliği son pasları verebiliyor olması…" "En önemli avantajımız, hep birlikte oynayarak 3. yılına giriyor. Çok tecrübeli oyuncularla bir takım oluşturduk. Birbirinden ne bekleyeceğini bilen bir takım olduk. Güçlü yönlerimizi biliyoruz ve zayıf yönlerimizi de biliyoruz. Birbirimize nasıl ne zaman yardım etmemiz gerektiğini de biliyoruz." "Tüm taraftarlarımıza geçen yıl için çok teşekkür ediyorum. Onların desteği bize çok yardımcı oldu. Taraftarlarımızı çok özledim. Onlarla hafta sonu tekrar buluşmak için sabırsızlanıyorum. Umarım hocamız benim istediğim dakikaları bana verir. Onlardan tek istediğim bizi geçen yıl destekledikleri gibi desteklemeleri. Onlar bizi bu şekilde desteklerlerse eminim ki şampiyon olacağız." "Günün Röportajı"nı saat 21.00'den itibaren FBTV'de izleyebilirsiniz.