Fenerbahçe Dergisi’nin 139 no’lu Eylül 2014 sayısı; Galatasaray’ı penaltılarla yenerek TFF Süper Kupa’yı Müzemize getiren profesyonel futbol takımımızın seremonideki sevinç görseli ve "Süper Kupa Süper Takımın" sloganlı kapağıyla bayilerdeki yerini aldı.Derginiz, bu sayısında da sizlere 50 x 70 cm. ebatlarında bir poster hediye ediyor. Bu ayki posteriniz; Süper Kupa’lı Süper Takıma ait!Fenerbahçe Dergisi, yüksek tirajıyla Türkiye’nin en çok satan dergisi olmaya devam ediyor. Sadık birer okuyucumuz olan Büyük Fenerbahçe Taraftarı’na duyarlılıklarından dolayı teşekkür ederiz.Fenerbahçe Dergisi’nin taklitlerinden sakının, derginizi ekleriyle birlikte tükenmeden alın. Öte yandan; Fenerbahçe E-Dergi App Store ve Google Play’de yurt dışı aboneleri için yayında! Kulübümüzün, 2003 yılından itibaren yayında olan; Fenerbahçe’ye dair içeriksel ve görsel tüm bilgileri, her ay milyonlarca taraftarımıza ulaştıran ve taraftarlarımız ile Kulübümüz arasında sıkı bir bağ oluşturan Fenerbahçe Dergisi’nin E-Dergi uygulaması, yurt dışındaki taraftarlarımızca büyük ilgi gördü. App Store ve Google Play’de taraftarlarımıza sunulan Fenerbahçe E-Dergisi’ni siz de yüklemeyi unutmayın! Fenerbahçe Dergisi’nin Eylül sayısından çarpıcı başlıklar: SÜPER KUPA SÜPER TAKIMIN *İlk maçta Bingo! Geçtiğimiz ay içinde profesyonel futbol takımının teknik direktörlüğüne getirilen İsmail Kartal, Fenerbahçe’nin başında bu göreviyle ilk resmi karşılaşmasına Süper Kupa maçıyla çıktı. İlk sınavını oyuncularıyla birlikte başarıyla geçen tecrübeli hocamız, 2 sezondur bu Kupa’da ezeli rakibi karşısında mutlu sona ulaşamayan camiamıza sezonun ilk Kupa heyecanını yaşattı. Takımın karşılaşmayı baştan sona üstün götürmesi ve sonuca ulaşmasıyla birlikte İsmail Hoca’nın yaşadığı haklı gurur gözlerinden okunurken, öğrencilerinin güzel performansı da sezonun geri kalanı için önemli sinyaller verdi. * Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az Manisa 19 Mayıs Stadı’nda oynanan Fenerbahçe Galatasaray Süper Kupa maçı boyunca sıklıkla atılan pet şişelere hedef olan ve özelikle Galatasaraylı taraftarların bulunduğu tribünün önündeki kalede yapılan penaltı atışları sırasında ağza alınmayacak küfürlere maruz kalan ama yine de dirayetini korumaya çalışan tecrübeli file bekçimiz Volkan Demirel, karşılaşmanın ardından mutlu sona ulaşan takımıyla birlikte sevincini doyasıya paylaşıyor. "Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az" diyoruz
* Kimi bakar; kimi coşar
90 dakika boyunca rakibine karşı üstün bir oyun sergileyen, maçı neredeyse Kaleci Muslera’ya karşı oynayan takımımız, uzatmalarda da pozisyonları gole çeviremeyince herkesin hop oturup hop kalktığı penaltı atışlarına geçildi. Kalede Volkan Demirel’e inancımız ve güvenimizin tamdı ve hak eden, oynayan taraf kazandı! Bu fotoğraf yine, sarı lacivertlilerimizin mutluluğa koştukları, sarı kırmızılıların ise bu mutluluğu seyre daldıkları o güzel 25 Ağustos 2014 akşamına dair hoş bir anı olarak tarihe kazındı
*"Görüyorum, görüyorum! 4. yıldızı görüyorum
" Manisa 19 Mayıs Stadı’nda oynanan karşılaşmanın ardından gerçekleştirilen Kupa seremonisinde Süper Kupa’yı TFF Başkanı Yıldırım Demirören’den teslim alan takımımız, büyük sevinç yaşarken; objektifimize çok manidar bir enstantane de yansıdı. Tüm yetkililerin ve takımımızın bazı oyuncularının Kupa’nın içine baktıkları bu enstantane, "Kupa’nın içinde bu kadar mühim ne var ki?" diye sordururken, diğer yandan da sezonun ilk kupasının alınmasıyla birlikte "Kupa falımızda, bu sezonu 3 kupa ve 4. yıldızla kapatacağımızı görmüş de olabiliriz" gibi esprilerin çıkmasına neden oldu. Atletizm, Yüzme ve Kürek şampiyonlukları
Fenerbahçe yaz sezonunu yine gümbür gümbür şampiyonluklarla geçirdi. Şubelerimizin başarı öyküleri derginizde
Kulüpten Haberlerin yanı sıra Futbol, Futbol Altyapı, Atletizm, Masa Tenisi, Yüzme, Yelken, Yüzme, Boks, Voleybol ve Basketbol Şubelerimizden daha birçok haber, "Haber Turu" ve "Transfer Dosyaları" sayfalarımızda
Fenerbahçe gündeminden kopamayacaksınız. 4. yıldız için İsmail Kartal ile anlaşıldı. Teknik direktörümüzün açıklamaları derginizde
YENİ FORMALARIMIZIN SATIŞI REKORA KOŞUYOR! "En büyük sponsorumuz taraftarımız" sloganıyla, göğüs reklamsız olarak satışa çıkarılan ve taraftarlarımız tarafından büyük beğeni gören 2014/2015 sezonu formalarımız için geçtiğimiz ay içinde Fenerium mağazalarımızda birçok imza günü gerçekleştirildi. Profesyonel futbol takımı oyuncularımızın katılımıyla gerçekleştirilen imza günleri, Eylül ayında da, Fenerium tarafından duyurulan satış noktalarında devam edecek. Caner Erkin: "Bu daha başlangıç..." Yeni sezona 2 yıllık yeni sözleşme ve bir Süper Kupa motivasyonuyla başlayan Caner Erkin, her geçen sezon artan performansıyla göz doldurmaya devam ediyor. Karşılaşmalardaki kazanma hırsı ve oyun becerisiyle takıma müthiş katkı sağlayan oyuncumuz ile, bizi eşi Asena ve oğlu Çınar ile karşıladığı evinde; hazırlık dönemini, sezon hedeflerini, kişisel performansını ve İsmail Hoca’nın takımdaki yeni misyonunu konuştuk. (Sporcularımız aileleriyle birlikte, "En büyük sponsorumuz taraftarımız" sloganıyla göğüs reklamsız olarak satışa çıkarılan yeni sezon formalarının tanıtımına katkıda bulunuyorlar. Caner Erkin ve oğlu Çınar, bizi, nesilden nesle büyük sevdamızın simgesi olan çubuklu forma ile; Asena Erkin ise beyaz formayla karşıladı.) -Caner öncelikle tebrik ederiz. Takım olarak sezonu Kupa ile açtınız. Bu hem hocamız hem de sizler için güzel bir lig başlangıcı ve motivasyon olacaktır. Maçı değerlendirip hislerini aktarır mısın? Dediğiniz gibi, sezona kupa ile başlamak mutluluk verici. Bu Kupa’yı çok istiyorduk. 2 senedir Süper Kupa’da mağlup oluyorduk. Takım olarak bu anlamda çok motiveydik. Maça iyi başladık ve sonuna kadar da öyle devam ettik. Pozisyonlara girdik ve rakibimize neredeyse pozisyon vermedik. Her kademede çok iyi oynadığımızı düşünüyorum. O sıcağa ve neme rağmen, tempoyu hiç düşürmedik. Uzatma ve penaltılara kalmadan da işi bitirebilirdik ama bu şekilde nasip oldu. Kaçırdığım penaltıyı hayatım boyunca unutamayacağım. Sonuca etki etseydi gerçekten çok üzülürdüm. Galatasaray’ı yenmek çok güzel bir duygu. Bu sezonki diğer kupalara da talibiz. Sezona iyi bir başlangıç yaptık. Bundan sonra da iyi oyunumuzu devam ettireceğiz. Süper Kupa, taraftarımıza armağan olsun. Bu daha başlangıç! - Kupa demişken, geçen sezonu konuşmadan da geçmeyelim
Geçen sezonu Nisan ayında şampiyon olarak kapattık. Bu senin aynı zamanda Fenerbahçe’deki 2. şampiyonluğun oldu. Geçen sezonki başarıda da senin göz dolduran performansın ve özgüvenin çok önemli rol oynadı. Geçen sene senin açından nasıl geçti? Evet, Fenerbahçe’deki 4 senemde 2. şampiyonluğumu yaşadım. Buradaki ilk şampiyonluğumun benim için çok özel bir yeri var. Geçen sezonki şampiyonluğum ise; takıma daha çok katkı yaptığımı düşündüğüm bir sezonun neticesinde elde edilen bir Kupa’dır benim için
Her geçen sene kendimi daha çok geliştirdiğimi söyleyebilirim. Kendi istediğim, içime sinen performansa yaklaşıyorum. Bu sezon performansımı daha da ileriye götüreceğim. -Temmuz ayının ortasında Fenerbahçe’deki sözleşmeni 2 yıl daha uzattın. Fenerbahçe’de oynamanın senin için neler ifade ettiğini bizimle paylaşır mısın? Artık kendimi Fenerbahçe’nin mutlak bir parçası olarak görüyorum ve böyle görmeye devam edeceğim. Zaten taraftar olsun camia olsun beni en içten şekilde sahiplendiler. Ben de onları kendi ailem gibi görüyorum. İnşallah da uzun süreler böyle devam eder. -Sezon tatilinin ardından yoğun bir kamp dönemi geçirdiniz ve bu süreçte 7 tane hazırlık maçı yaptınız. Sepahan maçı hariç hepsinde görev aldın, çok iyi performanslar çıkarttın. Serbest vuruştan Olympiakos’a çok şık bir golün var. Sezon öncesi hazırlık kampında ve hazırlık maçlarında takımın ve kendinin performansını nasıl buldun? Hazırlık kampı ve maçları takımdaki futbolcuların birbirlerini tanıması ve ısınması için çok önemlidir ancak biz zaten birbirimizi çok iyi tanıyan bir ekiptik. Aramıza Diego katıldı ve kısa sürede onunla da kaynaştık. Performansımıza bakınca da; bir sıkıntı görmüyorum. Hem oyun anlamında hem de taktik motivasyon anlamında hazırlık sürecimizi tamamladık. Bence geçen seneki güzel futbolu kaldığımız yerden herkese izlettirmeye devam edeceğiz. -Her zaman çok dinç ve ataksın. Takımın haricinde ekstra idman yapıyor musun? Tabii ki
Zaten normal takım antrenmanlarından önce bireysel olarak 1 saat önce yardımcı hocalarımızla beraber, salonda bireysel ekstra antrenmanlar yapıyoruz. Antrenmanlardan sonra da aynı şekilde, frikik ve orta şut çalışmaları yapıyoruz. Özellikle frikik çalışmalarımı geçen seneden beri ciddi bir şekilde sürdürüyorum. -Soma turnuvasının ardından teknik direktörümüz İsmail Kartal oldu. İsmail Hoca zaten camiamızın bildiği, 4 senedir de takımda olan profesyonel bir antrenör olduğu için bir adaptasyon süreci yaşamadan yola devam ediyorsunuz. Yeni görevinde İsmail Hoca’nın sorumlulukları daha da arttı. Sizlerle olan iletişimi, antrenmanlardaki yönetimi önceki görevindeki gibi mi? İsmail Hoca’nın teknik direktörümüz olması bence takım için büyük bir avantaj. Zaten hem camianın hem de bizim senelerdir tanıdığımız bir isim. Bizim gerek fiziksel gerek psikolojik performanslarımızı yıllardır en ince detayına kadar bilimsel yöntemlerle takip eden bir hocadır. Tecrübeli ve profesyoneldir. Eksiklerimizi ve neler yapmamız gerektiğini biliyor. Bizlerle samimi olan bir hoca. Karşılıklı samimiyet ve saygı çerçevesinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hocamızın da teknik direktör olarak ilk resmi Kupasını verdik. Hepimiz için hayırlısı olsun, güzel bir sezon olacağını düşünüyorum. -Yeni bir sezona başlıyoruz. Fikstür belirlendi. Genelde son haftalarda karşılaştığımız Kardemir Karabük ile bu sezon başlangıç maçı yapacağız. Lige ilk kez katılan takımlar var. Bunun yanı sıra Beşiktaş ve Galatasaray ile ilk yarı deplasmanda oynayacağız. Fikstürü nasıl değerlendirirsin, avantaj olarak gördüklerin neler? Ben futbolcu olarak; çok fikstüre takılan biri değilim. Tabii ki baktığınızda; Trabzonspor’la, Galatasaray’la, Beşiktaş’la oynayacağımız derbi maçlarını ilk yarı hep dışarıda oynayacağız. İkinci yarı ise derbileri evimizde oynayacağız. Belki bu biraz avantaj gibi gözükebilir ama dezavantaj da olabilir. Çünkü herkes derbiler olarak bakıyor. Bence önemli olan diğer maçlar. Çünkü bu maçlar belirleyici oluyor. Derbi maçlarına zaten futbolcular bir şekilde konsantre oluyor ama diğer kalan takımlara da çok iyi konsantre olup, bu sezonu çok iyi geçirmemiz lazım. -"En büyük sponsorumuz taraftarımız" sloganıyla ilk kez göğüs reklamsız formalarla oynayacaksınız. Bu doğrultuda ayrıca, farklı Fenerium mağazalarında imza günlerinde taraftarlarımızla buluşuyorsunuz. Sen de bu organizasyonların ilk ayağında Maraton Mağazası’nda taraftarımızla buluştun. Çok sayıda katılım oldu. Bu uygulama ve taraftarımızın muazzam ilgisi ile ilgili olarak görüşlerini bizlerle paylaşır mısın? Fenerbahçe taraftarı inanılmaz! Bugüne kadar şahit olduğum taraftar yapılarıyla kıyaslarsak her anlamda çok organize ve kenetlenmiş bir camia. Fenerbahçe kavramını her şeyin üstünde tutmayı biliyorlar. Biz de onlara ve Fenerbahçemize layık olmaya çalışıyoruz. Formalarımızın sponsoru bence her zaman onlardı. Bu destek her zaman mevcuttu. Onlara teşekkür ediyoruz. -Fenerbahçe’de geçireceğin 2 yılın ardından kafanda planladığın bir rota var mı? Avrupa’ya geri döner misin yoksa Fenerbahçe’de devam edip burada mı bırakmayı hedefliyorsun? Bu aslında zor bir soru ama şu ana bakıp değerlendirdiğimde; Başkanımla konuşup 2 senelik bir imza attık. 2 sene bittiğinde ise uzun yıllar burada forma giyeceğime inanıyorum. Bir sıkıntı olacağını zannetmiyorum. -Dünya Kupası’nda favori takımın kimdi? Sürprizlerin yaşandığı bir kupa oldu. Almanya’yı bekliyor muydun? Almanların sistemi hakkında neler söylersin? Almanları bu kadar da beklemiyordum açıkçası... Brezilya belki biraz daha iyi bir şeyler yapabilirdi, Arjantin de Messi avantajını daha iyi kullanabilirdi. Belki Portekiz bile bir sürpriz yapabilirdi ama çok erken düştü. -Biraz da sosyal ve ailesel hayatından bahsetmek isteriz. Çınar sapsarı saçlarıyla ve ifadesiyle sana çok benziyor. Bunların dışında nasıl bir çocuk, aranız nasıl, futbola ilgi duyar mı? Çınar çok hareketli ve konuşkan bir çocuk. Onunla durmaksızın oyun oynuyoruz. Beni hiç bırakmak istemiyor. Tesislere gitmeden önce erken uyanıp 3 saat onunla oyun oynuyorum. Biraz daha büyüdüğünde kamp dönemine ve antrenmanlara arada onu da götüreceğim. Futbola ilgisi var, benim ve takımın sıkı bir takipçisi. Boş vakitlerimde ise eşim ve Çınar’la birlikte gezmeyi seviyorum. Asena Erkin: "Bayıla bayıla Fenerium ürünü tasarlarım" Beykent Üniversitesi Tekstil-Moda Tasarımı Bölümü’nde bir yandan eğitimi devam ederken bir yandan da sanat dünyasındaki bazı isimlere moda ve imaj danışmanlığı yapıyor. "Asena 88" adlı bir giyim mağazasının da sahibi olan Asena Erkin ile; yaptığı işi, aile yaşantısını ve bu kadar koşuşturma arasında nasıl bu kadar güler yüzlü olabildiğini konuştuk. Yeni sezon formalarının yine fark yarattığını da söyleyen Asena, "Teklif etseler bayıla bayıla ürün tasarlarım" dedi. -Asena Hanım; anne olmanın sorumluluğu ve yoğunluğunun yanı sıra, siz de en az eşiniz kadar eğitimini aldığınız kariyerinizi başarıyla sürdürüyorsunuz. Sosyal medyadan takip ettiğimiz kadarıyla, sizi hep de keyifli görüyoruz. Hayat için mottonuz nedir? Sizi bu açıdan daha yakından tanıtabilir misiniz? Bu hayatta saygı duyulan tek gerçeğin bilgi olduğuna inanıyorum. Sevdiğim alanda kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Bilgim arttıkça yaşam sevincim artıyor. Onun dışında yüzümün gülüyor olmasının en büyük sebebi; ailem. -Fenerbahçe’nin bu sezonki formalarıyla ilgili değerlendirmeniz nasıl? Fenerbahçe’nin yeni sezon formalarına bayıldım. Her sene olduğu gibi bu sene de favorim çubuklu forma. Beyaz formanın da yaka detayını çok beğendim. Kumaş kalitesi ve reklamsız oluşuyla farkını yine ortaya koymuş. -Bir Fenerbahçe ürünü tasarlamanızı isteseler, kabul eder misiniz? Bayıla bayıla
-Dünya’da giyim tarzını çok beğendiğiniz futbolcular kimler? David Beckham, Caner Erkin, Djibril Cisse ve Pablo Aurrecochea. Uruguaylı kaleci Aurrecochea’nın maçta giydiği çizgi film karakterli formaları dikkatimi çekiyor. -Caner’in maçlarını takip ediyor musunuz? Evet, her maç ailece televizyon başındayız. -Çınar ile anne / oğul ilişkiniz nasıl bir dengede; arkadaş gibi misiniz, mesafe ve sınırlamalarınız var mı? Genelde arkadaş gibiyiz ve çok eğleniyoruz. Çınar da çok zorlayan bir çocuk değil. Bir bakışla hizaya geliyor. -Çınar’ın spora olan ilgisi nasıl ve babasını model alma gibi bir durumu var mı? Her erkek çocuk gibi Çınar da babasını örnek alıyor. Futbolu çok seviyor. Evde her gün antrenman yapıyorlar. Çınar 2 ayağını da kullanıyor. Caner de sol ayağını geliştirmeye çalışıyor (Gülüyor...). -Çınar’a bir kardeş düşünüyor musunuz? Şimdilik düşünmüyoruz. Belki ileride olabilir. Vefa Küçük: "İyi ki Kongre’de ben seçilmemişim" Merhum Yüksel Günay’ın yerine, geçtiğimiz Temmuz ayında Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Başkanlığı’na seçilen Vefa Küçük’le yeni görevini ve 16 yıl önce Başkanımız Aziz Yıldırım ile giriştiği kongre yarışını konuştuk. O seçimi kaybettiğine ilk başlarda üzüldüğünü, ancak Aziz Yıldırım’ın yaptıklarını gördükten sonra da ’İyi ki ben kaybetmişim’ dediğini ifade eden Vefa Küçük, 1 oyla yitirdiği o seçimi kazansaydı o zamanlar yıkıp iş merkezi yapmayı düşündüğü stadı nereye taşımayı planladığını da açıkladı. Fenerbahçe’nin yeni tüzüğünün yazılmasında aktif görev alan Vefa Küçük, Başkanımızın çizdiği "1 Milyon Üyeli Fenerbahçe Projesi"nde bu Eylül ayında büyük bir tanıtım ve atağa kalkışılacağını, Fenerbahçe’nin ilk şubesinin Kadıköy’e açılacağını ve bu konuda ilk nüvelerin 2015 yılında toplanmaya başlanacağını da söyledi. Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle: 01: 1998 yılındaki seçimlerde Sayın Başkan’la başkanlık yarışına girdik, 2 rakip olduk, 1 oy farkla şimdiki başkanımız Aziz Yıldırım, başkan seçildi. Tabii ki her seçime giren, ideali, iddiası olan insan, seçimi kaybetmekten dolayı mutlu olmaz, mutlaka üzüntü duyar. Ben o sıralar üzülmedim dersem, yanlış olur. Ancak seneler ilerledikçe ve Aziz Başkanımızın başkanlığı daha da kıdemli hale gelip uzadıkça, ben kaybettiğime artık üzülmediğim gibi, Aziz Başkanın kazanmasına, kendi kaybettiğime de sevinmeye başladım. 02: Ben seçimi kazansaydım kendi açıkladığım programıma göre mevcut stadı yıkıp iş merkezine çevirmek, stadımızı başka bir yere taşımak düşüncesindeydim. Ümraniye’de geniş bir yer, stat yapılacak uygun bir yer vardı. Ben orayı düşünüyordum. Sayın Başkan da ’Bu stadı yıkacağım, yenileyip kapasitesini artıracağım, büyüteceğim’ dedi. Seneler geçtikten sonra ben stadın güzel yapısını, seyirci kapasitesi artırılmış yeniden inşasını gördükten sonra, dedim ki; ’İyi ki ben kazanmamışım, sen kazanmışsın. Çünkü ben kazansaydım bu kadar büyük ve güzel bir stat yapamayabilirdim. Ama sen seçimlerde vaat ettiğini yerine getirdin. Onun için seni tebrik ediyorum. O yönüyle de mutluyum’. 03: Biz Fenerbahçe’de rakip de olsak, seçim yarışına da girsek, neticesinde hepimizin sözünde, özünde Fenerbahçe vardır. Fenerbahçe sevgisi her şeyin önünde gider. O günün rakipleri bugün Fenerbahçe’nin 2 değerli koltuğunu işgal ediyoruz. Geçmişte rakip olanlar. Bugün Fenerbahçe’nin 2 önemli koltuğunda el ele dayanışma içinde başkanlık yapıyorlar. Fenerbahçe’nin geldiği nokta ve benim de bakış açım bu. Başkanda, bende ve bizim gibi olan insanlarda tek hedef Fenerbahçe’dir, Fenerbahçe’nin iyiliği ve yücelmesidir. 04: Hem YDK hem Disiplin Kurulu gibi kurullar Danışma, Tavsiye Kurulu haline dönüştü. Dolayısıyla YDK’nın geçmişte karar makamı olma özelliği de danışma, istişare makamına dönüşmüştür. Yönetim Kurulumuz senede 4 kez yaptığı Divan Kurulu Toplantılarında zaten gelip kulübün sportif mali her türlü faaliyetlerini sunuyorlar, icabında hesap veriyorlar. YDK üyeleri bu faaliyetler ilgili tenkit veya takdirlerini belirten konuşmalar yapıyorlar. Bu nedenle YDK’nın karar mekanizmasından danışma mekanizmasına dönüşmesinin hiçbir mahsuru yok. Kulüp içinde eskiden Divan Kurulu’nun gücü ne ise yeni tüzükte de aynen devam edecektir. 05: 1 Eylül’den itibaren de şubeleşme ve 1 milyon üye kaydı konusunda büyük bir tanıtım ve atağa kulüp olarak girişeceğiz. Ben 1 milyon üyenin tutacağına inanıyorum. Kısa zamanda olmasa da bu hedefe ulaşacağız. Zaten 2015 yılında bu konuda ilk nüveleri alacağız. Çok doğru bir proje. Fenerbahçe’nin 25 milyon taraftarı var diyoruz ama şu an 16 bin üyesi var. Bu çok az. En azından 1 milyon üyeyi gerçekleştirirsek, hem manevi hem maddi olarak kulübümüze çok büyük katkıları olacaktır. Genel kurul bu projenin doğruluğunu teyit etmiştir. İş uygulamaya kalmıştır. Uygulama da Kadıköy Şubesi ile başlayacaktır. Fenerbahçe Ülker Sports Arena yeni sezona hazır! Fenerbahçe Ülker Sports Arena Genel Müdürü Shane Chalmers ile, Arena’nın genel işleyişini, etkinliklere nasıl kusursuzca hazırlanabildiklerini ve basketbol sezonundan beklentilerini konuştuk. Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle: 01: Eylül ayının ikinci yarısı ile birlikte oldukça hareketli bir döneme girdiğimiz söylenebilir. Fenerbahçe Ülker Sports Arena 23-24-25 ve 26 Eylül tarihlerinde düzenlenecek ve Euroleague’in Fenerbahçe Ülker, Anadolu Efes, CSKA Moskova, Unicaja Malaga, Kızılyıldız ve Olympiakos gibi güçlü ekiplerinin katıldığı hazırlık turnuvası olan Gloria Cup’a ev sahipliği yapacak. Ekim ayının ilk haftasında; 3-5 Ekim tarihleri arasında da FIBA Dünya Kadınlar Şampiyonası Arena’da düzenlenecek. Dünya Şampiyonası’nın hemen ardından, 11 Ekim Cumartesi günü Fenerbahçe Ülker, NBA 2014 şampiyonu San Antonio Spurs’ü Arena’da ağırlayacak. 18 Ekim itibariyle de hem Türkiye Ligi hem de Euroleague maçları ile birlikte Fenerbahçe Ülker’in maratonu başlayacak. Öte yandan; konser ve gösteri programımız da tüm hızıyla devam ediyor. 9 Kasım’da Sarah Brightman, 16 Kasım’da Demi Lovato, 21 Kasım’da Troya ve 29 Kasım’da Andre Rieu’ye ev sahipliği yapacağız. 02: Tabii ki. Açılışımızdan bugüne birçok farklı içerikte ve kapasitede etkinliğe ev sahipliği yaptık. Arena büyük salonun yanı sıra irili ufaklı toplantılara imkan veren farklı büyüklüklerde toplantı odalarına ve mekanlara sahip. Ayrıca Metro Enerji Salonu da bu tip kurumsal etkinliklere/organizasyonlara rahatça ev sahipliği yapabilecek özellikte. Fenerbahçe Ülker Sports Arena’daki etkinlik imkanlarını görmek isteyenler web sitemizdeki e-broşürümüzü inceleyebilirler; http://www.ulkersportsarena.com/documents/UlkerSportsArena/assets/pdf/USA_Kurumsal_Etkinlik_Brosur_TR.pdf Adnan Ersan: "Fenerbahçe Koleji’nin marka değerini yükseltmeyi hedefliyoruz" Dergimizin bu ayki konuğu, 38 yıllık eğitimcilik yaşantısıyla Fenerbahçe Koleji’nin marka değerini yükseltmeyi hedefleyen; idealist, vizyonu ve misyonu olan bir eğitimci: Adnan Ersan
Fenerbahçe Eğitim Kurumları Genel Müdürlüğü görevini yürüten Adnan Hocamızla birlikte hem 38 yıllık öğretmenlik yaşantısını hem de Fenerbahçe çatısı altında gerçekleştirmeyi planladığı projelerini konuştuk. Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle: 01: Bizim için en iyi reklam velinin memnuniyetidir. Veli; buradaki sosyal faaliyetlerden, akademik çalışmalardan memnunsa en iyi reklam budur. Ve Fenerbahçe Koleji, marka değeri yüksek olan bir eğitim kurumudur. 02: Anadolu’dan Fenerbahçe Koleji’ni açmak için çok sayıda teklif alıyoruz. Ancak biz, bu yıl kendi sistemimizi oturtup, önümüzdeki yıllarda Fenerbahçe Koleji’ni çığ gibi büyütmeyi hedefliyoruz. 03: Aziz Bey, bir eğitim gönüllüsüdür. Sayın Aziz Yıldırım, eğitim konusunda bize her türlü desteği verdi. Fenerbahçe markasını yükseltmek için, geleceğin daha iyi olması için var gücümüzle çalışıyoruz. 04: Eşit eğitim vererek, kaliteyi ve sistemi oturtabilirsiniz. Okulların ve verdiğiniz eğitimin kalitesini arttırmak gerekiyor. Okul dendiğinde ilk akla gelen bir sınıf, bir masa bir tahta olsa da artık bu değişti, şimdi ise sanat atölyeleriniz, öğrenci kulüpleriniz, konferans salonlarınız olmalı. Eğitim, çocuğun içindeki cevheri, yeteneği ortaya çıkarıp işlemek gerekir. Fenerbahçe profesyonel futbol takımımızın sezon öncesi yaptığı 7 hazırlık maçının detayları, çok özel fotoğraflar ve istatistiki verilerle birlikte derginizde
2014-2015 Sezonu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu ve Fenerbahçe Ülker Sports Arena Kombine Kart satışı sürüyor! Detaylar derginizde
Can Altıntığ: "Hedefim: Fenerbahçe Ülker’de kalıcı olmak"Geçtiğimiz sezonu şampiyonlukla noktalayan Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımız, yeni sezon kadrosuna yine aynı hedeflerle birbirinden değerli oyuncular kattı. Bu isimlerden bir tanesi de; 27 yaşındaki başarılı oyuncu Can Altıntığ. Her iki guard pozisyonunda oynayabilen deneyimli oyuncu, başarılı kariyerinin yanı sıra efendi kişiliği ile de tanınıyor. Tofaş altyapısında başladığı basketbol kariyerinde, genç yaşta takım kaptanlığı görevini üstlenen Can Altıntığ, geçtiğimiz sezon Pınar Karşıyaka forması altında başarılı bir sezonu geride bıraktı. Sezon başında kendisini 3 yıllığına sarı lacivert renklere bağlayan sözleşmeye imza atan başarılı oyuncu ile geçtiğimiz günlerde Beylerbeyi’nde bir araya geldik. Kariyerini, hedeflerini ve bilinmeyen yönlerini konuştuğumuz Can Altıntığ ile keyifli bir röportaja imza attık. Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle: 01: Şampiyon takıma geldim. Kalan oyuncular da şampiyon takımın oyuncuları. Yeni transferlerinde kariyerleri ortada. Çok güçlü bir kadro olduk. Obradovic gibi bir koç var. Hem Euroleague hem de ligde çok kuvvetli bir ekip olduğumuzu düşünüyorum. Böylesine büyük bir camianın, Avrupa’da başarılı olması gerektiğine inanıyorum. 02: Uzun yıllar burada kalıcı olmak istiyorum. Bu camiaya çok katkı vermek istiyorum. Her şey yeni olmasına rağmen, şu anda bile çok mutluyum. Kariyerimde hep adım adım ilerleyerek yükseldim ve şu anda kendimi en iyi durumda hissediyorum. En hazır şekilde buraya gelmek bana nasip oldu. Burada da bu yükselişimin devam edeceğini umut ediyorum. 03: Fenerbahçe Ülker seyircisi rakip takımı baskı altında bırakan, kaliteli bir taraftar topluluğu. Kuralları bilen, ona göre reaksiyon gösteren, hakemleri bu şekilde baskı altına alan elit bir seyirci kitlesi. Onların desteğiyle oynamak çok keyifli olacak. Bizi desteklemeye devam etsinler. Pınar Kaynar: "Kulübüme çok iyi dereceler kazandırmak istiyorum" Yelkenci bir ailenin en küçük üyesi; Pınar Kaynar. Babası ve ağabeyinden sonra Kaynar Ailesi’nin yelkendeki başarısını sürdürüyor. Sadece aile içinde değil, genç yaşında yelkene olan yeteneğini herkese kanıtlamış durumda... Kazandığı Avrupa Şampiyonluğu’ndan olimpiyatlara gitmek için kotayı aşma çabasına kadar birçok konu hakkında sporcumuz ile konuştuk. Ağabeyi Alican ile birlikte Olimpiyatlar’da yarışmak ise; en büyük hayali. Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle: 01: Santander’de Dünya Şampiyonası için kota yarışımız var ama temel hedefim tabii ki olimpiyatlar. Bu yıl itibariyle genç yaşım bitiyor bu nedenle olimpiyat hedefim var. 02: Şu anda olimpiyatlar ile ilgili en yakın rakibim takım arkadaşım Çağla Dönertaş
Hangimiz daha iyi derece alırsa olimpiyatlara o gidecek. Bu bizim aramızda güzel ve tatlı bir rekabet yaratıyor. 03: Babam Fenerbahçeli
Ağabeyim de Fenerbahçe’nin sporcusu... Ben yelkene İstanbul Yelken’de başladım ama ben aslında Fenerbahçeliyim. Fenerbahçe’yi şehir gibi, ülke gibi düşünecek olursak ben aslında doğma büyüme Fenerbahçeliyim. Tüm çocukluğum Fenerbahçe’de geçti. Avrupa Şampiyonluğumu bile 19.07’de yani Dünya Fenerbahçeliler Günü’nde kazandım. Kulübüme çok iyi dereceler kazandırmak istiyorum. Dr. Sedat Hayran, Akademik Vizyon’da "Aziz Yıldırım, Fenerbahçe camiasında hiç bitmeyen bir şarkının ölümsüz bestesidir" konusunu kaleme aldı. Yazarımız Ersin Demirel, bu ay "Hayatın İçinden Fenerbahçe"de Cihat Tamer’i ağırladı. "Fenerbahçe ve Atatürk, ayrılmaz bütündür!" Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle: 01: 1960’larda İstanbul’da yüz elli bin tiyatro izleyicisi vardı, bugünse iki yüz bin tiyatro izleyicisi var. Neredeyse elli yıl geçmiş ve elli bin civarında artış söz konusu. Artış kelimesi tabii ki mutluluk verebilir ama aynanın diğer tarafında şunu görüyoruz: 1960’larda İstanbul’un nüfusu iki milyondu, bugün ise on beş milyon
Yorumu size bırakıyorum. 02: Eski film ve dizilerimiz sürekli olarak kanallarda tekrarlanıp duruyor ve biz sanatçıların maalesef bu olayla ilgili maddi kazancımız yok. Telif haklarıyla alakalı çok ama çok ciddi sıkıntılarımız var. Kanallar, bunlarla ilgili gelir elde ederken oyuncuların değeri verilmiyor. Bu ülkede gerçek sanatçıların kıymeti yok. 03: Babadan Fenerbahçeliyim. Çocukken, tabii radyodan dinlerdik maçları. Gol yediğimizde ağlardım ve babam "Ağlama yavrum, hemen atarız, hiç merak etme." derdi ve atardık. Böylesine saf bir duyguyla Fenerbahçeli oldum. Lefter’i, Can Bartu’yu, Mikro Mustafa’yı, Mehmetçik Basri’yi, Kaptan Naci’yi izleme şansı bulmuş bir Fenerbahçeliyim. Tabii ezeli rakibimizin büyük ismi Metin Oktay’ı ve İsfendiyar’ı da çok sever, hayranlıkla izlerdim. 04: Ben, Fenerbahçe kötü oynamış ve yenilmişse, yenen takımı tebrik eder, takımımı da gerekirse eleştiririm. Ama işte, bugün özellikle TV’lerdeki o her konuda ahkâm kesen usta (!) isimler, genç taraftarları maalesef çok etkiliyorlar. Tabii, takım yöneticilerini de unutmamak lazım. Halbuki bakın, stadımızda ne kadar güzel bir profil var. Kadınlı erkekli, toplum sorunlarına duyarlı, harika bir camiamız var. Biz, bu güzelliklerle anılmalıyız. Kavgayla, şiddetle değil
Sibel Kurt ile "Sibel’in Sahası"nda konuk: Şebnem Bursalı "Fenerbahçe’yi medya sektörün içinde de bir numara olarak görüyorum" Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle: 01: Bir gazete yöneticisi olarak da en çok Fenerbahçe maçlarının enteresan bir şekilde satışları etkilediğini söyleyebilirim. Ve ne zaman Fenerbahçe galip gelse en çok gazeteyi o zaman satıyoruz. O nedenle en çok Fenerbahçe’nin galip olmasını istiyoruz. 02: Yeni Asır Gazetesi’ni altı yıldır yönetiyorum. Altı yıldır gazetemizi gün ve gün olarak incelemeye kalkarlarsa ve bunu bir üniversite öğrencisi tez olarak hazırlarsa görürler ki diğer spor branş haberleri gazetemizde çok daha fazla yer buluyor, bunu da gururla söyleyebilirim. Yazarımız Alp BACIOĞLU, bu ayki "Zaman Tüneli" adlı köşesinde; "Gerçekler asalet kılıfına sığmıyor (2)" konusu işledi. Köşe yazarlarımız Gürdoğan Yurtsever, Oktay Unsal, Paşalı Birol ve Jak Benzonana gözden kaçmaması gereken konuları, yazılarına taşıyarak gündemi oluşturmaya devam ediyorlar. Facebook, Google+, Instagram, Twitter, Foursquare , DailyMotion, Youtube ve Spotify! Kulübümüzü taraftarlarımıza bir adım daha yaklaştırmak adına hız verdiğimiz dijital dünya ve sosyal medya çalışmaları kapsamında geçen ay içinde neler oldu? Dergimizin sosyal medya sayfasından takip edebilirsiniz. Yurt içi ve yurt dışındaki tüm derneklerimizden son haberler ve şampiyonluk kutlamaları sayfalarımızdan sizlere taşınıyor. Fenerbahçe Spor Kulübü Spor Okulları, Fenerbahçe Turizm & Catering, Fenerium, Fenercell, FenerNET, Fenerbahçe Kart, Fantorya Kart ve Fenerbahçe Dergisi Abonelik etkinlikleri derginizde. Fenerbahçe Koleji’ne dair tüm haber ve etkinlikler derginizde. Dergimizin en sevilen köşelerinden minik taraftarlarımızdan birer merhaba geliyor sizlere
"Minik Kanaryalar" adlı köşemizde siz de çocuğunuzu Fenerbahçe camiasıyla tanıştırabilirsiniz. 12. Adam’da konuk; Kerem Otar. Fenerbahçe Dergisi, astroloji ve bulmaca köşesiyle de taraftarın hayatına renk katmaya devam ediyor. Fenerbahçe Dergisi’nin 139 no’lu Eylül sayısı, gündemi oluşturan gerçek haberler ve hiçbir yerde görmediğiniz fotoğraflarla yine dopdolu. Derginizi bayiinizden ekleriyle birlikte istemeyi unutmayın. Keyifli okumalar