Teknik Direktörümüz Aykut Kocaman, takımımızın ikinci yarı hazırlıklarını sürdürdüğü Antalya’da beIN SPORTS’un sorularını yanıtladı. Profesyonel Futbol Takımımızın şampiyon olabilecek güçte ve seviyede olduğunu vurgulayan Teknik Direktörümüz Aykut Kocaman, 3 Temmuz’un etkisinin ve izlerinin tam anlamıyla geçmediğine de dikkat çekti. Takımın ligin ilk yarısındaki performansını da değerlendiren Aykut Kocaman, yabancı kuralına da değindi. Takımımızın Süper Lig’in ilk yarıdaki performansını değerlendirerek sözlerine başlayan Teknik Direktörümüz Aykut Kocaman, “Bir yandan Fenerbahçe 3 senedir şampiyonluktan uzaktı ve şampiyon olmak istiyoruz. Diğer taraftan UEFA’nın mali kriterlerinden dolayı bir takım yaptırımlar var. Ayrıca oyuncu grubunun özgüveni son derece düşük. Bütün bunları yan yana getirip bakıldığında esas itibariyle ya kadro üzerinden devam etmek gerekiyordu ya da tamamen yenilemek gerekiyordu. Tamamen yenilemek çok kolay değildi. Ancak o günün şartlarında mevcut kadro üzerinden devam etmek daha doğruydu diyebilirim. Fakat bunu da tam anlamıyla gerekli zamanda yapabildiğimizi söyleyemem. Bütün bu şeylerin arasında lig başladı. Önce Avrupa Ligi’ni değerlendirmek gerekiyor. İyi oynadığımız, iyi sinyaller verdiğimiz iki Sturm Graz maçı oynadık ve arkasından gelen lig sürecindeki Vardar maçı, hiç düşünmediğimiz sonuçlarla gerçekleşti. Göztepe ve Trabzonspor beraberlikleri, arkasından içeride oynadığımız maçların çevresinde sezon baçındaki sıkıntılı dönemin biraz daha sıkıntılı hale götüren bir durum yarattı. Sonrasındaki Başakşehir maçı bu çerçevede daha da sıkıntı yarattı. Sıkıntılar olabileceğini biliyorduk ve buna da hazırlıklıydım ama düşündüğümün ve beklediğimin çok üstünde gerçekleşen saha sonuçlarıyla karşılaştık. Bu kırılgan yapımızı daha da geriletti ve bence ilk yarıya damga vuran da bu oldu. Osmanlıspor ve Kayserispor maçları çok kolay değildi. Alınan sonuçlar bu kulübün genetiğine uygun değildi. Osmanlıspor maçına kadar olan süreç çok kırıcı bir süreçti. Benim de bir karar vermem gerekiyordu. Bence ilk devrenin en önemli tarafı olarak gözüküyor. Son derece iyi ve yüksek karakterli futbolculardan kurulu bir takım var, fakat kıramadığımız bir şey vardı. Bu anlamda sorumluluğu üzerime aldım ve sonraki süreç devam etmem gerektiğinin doğru olacağı yönündeydi. O andan itibaren de bu kadar kırıcı etkiyle yaşamasına rağmen tamamen değişen, istediklerini yapmaya doğru yönelen bir takım haline geldik. Hatta devreyi lider bitirebilecek bir takım haline geldik.” dedi. 3 Temmuz’un etkisinin ve izlerinin devam ettiğine olan inancını da paylaşan Aykut Hoca, “3 Temmuz’un etkisinin ve izlerinin geçtiği inancında değilim. O dönem çok sıcaktı ve Fenerbahçe camiası müthiş bir reaksiyon verdi. Doğru olduğuna inandığımız, haklı olduğuna inandığımız bir yolda sahada kazandıklarımızın hem kulüp hem takım adına söylüyorum; masa başında elimizden alınmaması için reaksiyon gösterdik. Ama bu sıcak bir dönemdi ve bu sıcak dönemin içinde birçok olay oldu. Pek çok unsuru ilgilendiren olaylar oldu. Ama dediğim gibi o bir sıcak dönemdi ve bir reaksiyondu. Bu büyük kulübün verdiği doğal reaksiyondu. Ancak sonra unutulan şu oldu; bu dönem halen bitmedi bence. Devam ediyor gibi gözüküyor. Aynı yoğunlukta mı değil ama etkileri devam ediyor. Bizim atladığımız yer, belki taraftarlarımız için de geçerli; Fenerbahçe’nin bütünlüğünü oluşturan taraftarın bakış açısından değerlendirilirse sanki değerlendirmeyle ilgili bir düzeltme yapmak gerekiyor gibi. Çünkü o dönem, Fenerbahçe’yi tüketmeye yönelikti. İzleri ve etkileri halen devam ediyor.” şeklinde konuştu. Ligin ilk yarısında yapılan basit hataları son haftalarda en aza indirdiklerini de söyleyen Aykut Kocaman, “Ben antrenör ekibimle beraber her maçı tekrar izliyoruz. Geçmişe dönük maçları da izleyip gözlemlemeye çalışıyoruz. Oyunun gidişatındaki farklar siyah ile beyaz arasındaki büyük ve keskin değil. Kendi içinde bir bütünlüğü yansıtıyor diyebilirim. Ancak bu seneye damga vuran şey bence, bireysel hatalar oldu. İlk yarıya bizim adımıza damga vurdu. Özellikle söylüyorum ve yanlış anlaşılmamasını rica ediyorum. Ben olaya bütün olarak bakan birisiyim. Bu işin içinde kim ne kadar varsa herkesin payı var. Başarıda da başarısızlıkta da herkesin payı var. Dolayısıyla burada kendini soyutluyor, oyuncuları bireysel hatalar tarafına götürüyor demeyelim, tam tersi her şeyin içinde sorumlu olarak ben vardı ki, Osmanlıspor maçından sonra da benim reaksiyonumun nedeni buydu. Bu takımların seviyeleri belli. Buraya oyuncu alınırken belli standartlarda oyuncu alınıyor. Bu seviyedeki oyuncuların diğer seviyedeki oyunculara göre basit hata oranları daha azdır. Bu kadar basit hataların yapıldığı başka bir dönem Fenerbahçe tarihinde de yok. Örneğin; tecrübe ve kalite anlamında bakıldığında Volkan zirvedeki oyuncudur ama onun dahi yaptığı bireysel hatalar oldu. Gol yeme sorunumuz, pozisyon verme sorunumuz azaldı ve bunun akabinde basit hata oranları çok daha azaldı ve yediğimiz gol sayısını etkiledi. Bununla birlikte son 6 maçtaki seriyi yakalamamızı sağladı.” açıklamasında bulundu. Her türlü sorunu çözmek için sonuna kadar mücadele eden bir karaktere sahip olduğunu da dile getiren tecrübeli çalıştırıcı, “Bizim gibi profesyonellerin hataları tespit ettikten sonra çarelerini araması gerekiyor. İşin zorlu tarafı ama arkasına sığınmanın anlamı yok. Ciddi bir sabırsızlık var. Ancak Türk futbolunda ve hayatımızda bu böyle. Bu, bizim baş etmemiz gereken bir durum. Coşkulu anı yakaladığımız zamanlarda bir anda 2-3 maç arka arkaya Avrupa Ligi’nde başarılı olduğunda final oynayacağız diye o yönde gidiyoruz. Tam tersi bir durumdaysa bu takımdan hiçbir şey olmaz duygusuyla hareket ediliyor. Ne pahasına olursa olsun bizim mazeret olarak arkasına geçeceğimiz şey değil. Grubumuzla beraber üstesinden gelmek için çaba harcamamız gerekiyor.” şeklinde bir açıklama yaptı. Teknik Direktörümüz Aykut Kocaman, sahip olduğumuz oyuncu grubunun şampiyon olabilecek güçte ve seviyede olduğunu ise şu şekilde vurguladı: “Mali durum Türk futboluyla ilgili bir durum. Mali anlamda bütün takımların sıkıntıları var ve bu bir gerçek. Her şeye rağmen ne yapılabilir bence bizim üzerinde durmamız gereken şey bu. Ligin ikinci yarısı ilk yarıdaki fikstürü konuşurken şimdi ilk yarı bitti ve ikinci yarı başlarken yine ilk yarıda konuştuğumuz yere geldik. Bu sefer zorluk dereceleri açısından aynı yerdeyiz. Neden? İlk dönemde 6 haftalık periyotta hazır değildik, bir takım sıkıntılarla kâğıt üzerinde şampiyonluk favorisi diyebileceğimiz; Trabzonspor, Başakşehir ve Beşiktaş’ın bulunduğu maç yoğunluğu vardı. Şimdiyse biz daha hazırız ancak rakiplerimizle deplasmanda oynayacağız. Antalya’da kampımız devam ediyor. Burada yoğun antrenman programları uygulayacağız. Ayın 16’sında İstanbulspor ve ardından Göztepe’yle başlayan 6 haftalık zorlu periyota giriyoruz. Ara transfer zaten zor. Transfer yapmak istediğiniz yerlerdeki oyunculardan daha üst seviyede olanı buldunuz ancak çok büyük maliyetler söz konusu. Ancak buralara gittiğinizde kulüpler bırakmak istemiyor ve ciddi yüksek maliyetler var. Varsayalım ki, kulüp bu maliyetin altında girdi; oyuncunun bugn geldiğini düşündüğümüzde, adaptasyon dönemi, hangi seviyede olduğu, takıma uyum sağlayıp sağlayamadığı gibi bilinmezler olacak. İster miydim, evet isterdim. Esas amacımız oyun kalitemizi arttırabilmek. Ancak var olan gerçekler de var. Şu anki kadromuz şampiyonluk için her şeye sahip. Bu grup bunu başarabilecek seviyede. Bize katkı sağlayacak her oyuncuya kapımız açık ama var olan oyuncularımız benim için dünyanın en iyileri diyebilirim.” Teknik Direktörümüz Aykut Kocaman, takımımızda listede yer alacak olan yabancı oyuncular konusundaysa şu şekilde konuştu: “Şu anda listeye yazacağımız 14 tane yabancı oyuncumuz var, Eljif de bunlardan bir tanesidir. Yerli transferi çok zor, kolay değil. Oyuncu seçimi ve seçtiğiniz oyuncuyu alabilmek de zor Türkiye’de. Bir tane oyuncu çıkarmak zorundasınız. Bu da işin başka bir tarafı.” Yabancı futbolcu kuralı hakkında da konuşan Aykut Kocaman, “Benim sayılarla vurgulamak, anlatmak istediğim; bir nedenler silsilesi olmalı diye düşünüyorum. Nedenlerden sonuca ulaşmak daha doğru olacaktır. Bu sayıyı oluşturan aktörlerin ne olduğunu bilmediğim için o ifadeyi kullandım. Ben bu futbol dünyasındaki aktörlerden birisiyim ve neredeyse 30-35 yıldır bu işin içindeyim. Bu sayılar oluşurken kimse bana sormadı. O günkü vurgum da buydu. Bugün de sayı birden 14 oldu. Neden peki? 6 idi, 6+2 oldu, 5’ti vs. ne oldu da 14 oldu? Yarın 20 yabancı dense, 20 yabancı dolar kadroya. Bir gerçekle karşı karşıyayız. Bakalım, bu 14 yabancının yaratacağı sorunlar, getireceği artılar ne olacak. Bu işin faydaları, zararları ne olacak, bunun üzerine oturup konuşmalıyız. Tabii birkaç sene sonra futbolumuz üzerine bir çıkarımlarda bulunalım ve bundan sonra da devam mı etmesi gerekiyor ya da azaltılması mı gerekiyor, buralara doğru gidelim. Bununla ilgili kişisel görüşüm; biz ülke olarak futbol için söylüyorum, üretici değil tüketici bir ülkeyiz. Tüketici bir sektör olduğumuz için bana göre zararı biraz fazla olacak. Yine de bir bekleyelim, görelim.” Teknik Direktörümüz Aykut Kocaman, sözlerini şu şekilde noktaladı: “Ben ve grubum nasıl bu arada önce dinlenerek sonra neler yaptığımızı düşünüp hatalarımızı azaltmaya çalışarak, doğrularımız çoğaltmaya çalışarak bir adım daha iyi olmayı düşünüyorsak bütün takımlar aynı şeyi düşünüyordur. Bu ortamda herkes yanlışlarını azaltacak formüllerin peşinde. Şu anda 7 takım birbirine yakın bir şekilde mücadele içerisinde. Yabancı kuralının getirmiş olduğu özellikle ligdeki rekabet ortamıyla takımlar birbirlerine daha yakın. Bütün bunları yan yana getirdiğimizde 7 takım birbirine çok yakın oynayacak. Bu 7 takımın dışında Bursa, Konya, Antalya, Sivas gibi her şeyi yapabilecek takımlar da var. Bu durumda puan ortalamasının geçen yıllara oranla daha aşağılara doğru gelmesi muhtemel gözüküyor. Tabii bir takım burada arka arkaya 6-7 maçlık bir seri yakalar ve alıp götürür, ona bir şey diyemem. Onun dışında çok yakın geçme eğilimi yüksek gözüküyor. 70-75 arası puan uygun olabilir diye duruyor. Bir-iki maç kaybedince her şeyi yitirdik havası oluyor. Fenerbahçe için 9-13 puan arası kabul edilebilir bir kayıp olarak duruyor. Puan kayıplarının olacağı yer göreceli olarak rakiplerimizle yapacağımız maçlar gibi gözüküyor. Varsayımlar üzerine, şartlar üzerine yapılan yorumlar bunlar."