Aralık sayısı bayilerde

30 Kasım 2011 Çarşamba 00:00

Fenerbahçe Dergisi’nin 106 no’lu Aralık 2011 sayısı; takımımızın, Başkanımız Aziz Yıldırım için yapılan doğum günü kutlamasındaki görseli; yine geçen sezon sonu elde edilen şampiyonluk sevincinin yer aldığı görsel ve "Bu sene de biz şampiyon olacağız" başlıklı kapağıyla bayilerdeki yerini aldı. Derginiz, bu sayısında da sizlere 50 x 70 cm. ebatlarında poster armağan ediyor. Bu ayki posteriniz Gökay Iravul’a ait. Gururla asacaksınız. Fenerbahçe Dergisi’nin taklitlerinden sakının, derginizi ekleriyle birlikte tükenmeden alın. Ayrıca Fenerbahçe Dergisi’ne abone olup, avantajlardan yararlanabilirsiniz. Ayrıntılı bilgi için 444 19 75’i arayın. Ayrıntılar derginizde… Hepinizin müptelası olduğu Fenerbahçe Dergisi’nin son sayısından çarpıcı başlıklar: • Fabio Bilica: "Sözümüz söz: Şampiyon olacağız! Fenerbahçe’de 3. sezonunun içinde bulunan ve zaman zaman perde arkasında kalan Bilica ile görüştük. Bizi, eşi ve çocuklarıyla birlikte evinde ağırlayan oyuncumuz, içinde bulunduğumuz süreçle ilgili; ne olursa olsun demotive olma lükslerinin bulunmadığını, hem camiaya hem de içeride bulunan Başkanımız ve yöneticilerimize güç ve sabır kazandırmak için sürekli galibiyet peşinde olduklarını söyledi. Türkiye’deki hayatından her şeyiyle memnun olan Bilica sezon sonuna yönelik kontratını uzatmak istediğini de dile getirdi. Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle: 01: Bu sene kontratım sonlanıyor ama ben burada devam etme düşüncesindeyim. Eşimle ortak aldığımız kararlar doğrultusunda; ailemiz için en uygunu neyse, nasılsa o şekilde devam etmek isteriz. Şu ana kadarki gördüğümüz güzellikler ve yaşadıklarımız ailem için de burada kalmamı uygun gösteriyor. 02: Bizim bu sürece yapacağımız en büyük katkı; saha içinde alacağımız güzel sonuçlarla onları mutlu etmek ve Fenerbahçe’den hiçbir şey eksilmediğini göstermek olabilir. Biz de bunun peşindeyiz. O yüzden sahanın içerisine doğru yoğunlaşmamızı da arttırdık. Fenerbahçe taraftarı kendi içinde organize olarak çok doğru eylemler ve etkinlikler yapıyor. Biz de takım olarak kenetlendik ve Başkanımıza ve yöneticilerimize güç ve sabır göndermek için ard arda güzel sonuçlar çıkarmaya çalışıyoruz. 03: Her hafta kazanılan puanın çok değerli olduğu bir lig vardı. Şimdi Play - off sistemi getirildi. Federasyonun kararı tabi. Biz bunu kabul edip ligin içinde olacağız ancak Play - off’a katılmayan takımlar için lig çok erken, Nisan ayında bitebilir. O yüzden eskiden olduğu kadar mücadeleci olmayacak. 04: Oyuncumuz, eşi Jacqueline, 7 yaşındaki kızı Caroline ve 1 yaşındaki oğlu Antonio ile birlikte yaşıyor. Bilica, futboldan arta kalan zamanlarda ailesiyle vakit geçiriyor. • Bekir İrtegün: "Onur mücadelesi veriyoruz" Bekir İrtegün gerek Fenerbahçe gerekse ülke futbolu olarak içinde bulunduğumuz süreçte neler yaşandığının farkında olan biri olmasından daha çok farkındalık yaratmak isteyen bir profesyonel oyuncu, bir futbol sever olarak karşımızdaydı röportaj boyunca… Böyle olunca konular birbirini takip etti. Bazı yerlerde açtı ağzını, yumdu gözünü. Türkiye’de futbolun istikrarlı bir şekilde ilerlemesi için aktaracak çok tespiti vardı. Bu sezon takımın en büyüğünden en küçüğüne kadar bir onur mücadelesi içinde olduklarını söyleyen Bekir, taraftarımızın bu kenetlenmenin özünü oluşturduğunu da dile getirdi ve onlara teşekkür etti. Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle: 01: Ben futbola ilk başladığımda şu anki tabiriyle ön libero veya ön orta saha denen mevkide başlamıştım. O dönemdeki yaş grubuma göre o mevkide oynamakta sıkıntı da çekmiyordum ama Ömer Akyılmaz’ın -benim Köy Hizmetleri’ndeki ilk hocam - tercihiyle defansta oynamaya başladım ve öyle de devam etti. Belli bir mevkide devamlı oynadığınızda zamanla o bölgenin özelliklerini kazanıyorsunuz ve diğer özelliklerinizi kaybediyorsunuz. Ben de yıllar içinde orta saha özelliklerimi kaybettim ve defansif özelliklerim arttı. 02: Ben Gaziantepspor’da uzun yıllar Süper Lig’de oynadım. Çok genç yaşta Süper Lig’de oynamaya başladım ve yıllar öncesinden kendimi tecrübeli olarak görmeye başladım. Maç sayım yüksekti, iyi süre alıyordum. Hem de bu süreyi alırken üst sıralara çıkma ve küme düşmeme mücadelesi veriyorduk. Küme düşmemeye oynamak çok stresli ve insana çok tecrübe katan bir durumdur. Maddi anlamda zor günler yaşadık ve ben böyle bir takımın kaptanlığını yaptım. Bu sıkıntıları çektikten sonra, Fenerbahçe gibi büyük bir camiaya geldiğimde gerçekten özgüvenim çok yüksekti ama yine de ister istemez bir bocalama dönemi yaşadım, performans olarak da geriye gittim. Ailem ve yakın arkadaşlarım bana hep destek oldu. Başta Başkanımız Aziz Yıldırım, yöneticilerimiz ve Aykut Hocam bana güvendi ve o geçiş dönemini atlattım. 03: Biz oyuncular olarak takımımıza ne kadar katkı sağlarız diye düşünüp, işimize bakıyoruz. Bu süreçte oturup sızlanmanın bir faydası olmayacağı gibi bizi daha da geriye götüreceği kesin. Bu anlamda hiç olmadığı kadar birlik bütünlük içinde olup, hiç olmadığı kadar çalışmak zorundayız. Böyle bir görevimiz, misyonumuz var ki taraftarımız da bunu sezon başı Topuk Yaylası’ndan beri, sanal ortamda, maçlarda, tesislere gelerek her alanda bize destek verdi. En başta bizim bu taraftarın özverisine karşılık vermemiz lazım. 04: Türkiye futbolunu yöneten insanlar, evet futbolu anlayan, futbol zekası olan insanlar ama Türk futbolu içinden gelmemiş, futbol kültürü olmayan insanlar diye düşünüyorum. Bu yıllardır hemen hemen böyle oldu. Ben bunun değişmesi gerektiğini düşünüyorum. Eğer bir futbol kültürümüz oluşmazsa istikrar da yakalamayız. Bazı şeylerimizi değiştirmek zorundayız. Basın belki işini yapıyor. Bundan herkes nemalanıyor. Eleştiri tabii ki yapılacak ama skor yorumculuğu bırakılmalı. 05: Türkiye için bir şampiyonaya gitmek artık bir soru işareti olmamalı. Bu anlamda insan üzülüyor. En büyük sorunlardan biri bence yabancı oyuncu sayısının fazla olması. Biz bir İngiltere, İspanya değiliz ki! Biz ilk önce Türk futbolu olarak bir yerlere gelmeliyiz ki daha sonra yabancı sayısı ile ilgili değişikler yapalım. Türk futbolcusu oynasın ki Türk futbolu gelişsin. Türk futbolu gelişsin ki Milli takım gelişsin, Milli takıma katkıda bulunulsun. 06: Play - Off sisteminin yeni bir heyecan getireceği kesin. Mayıs ayı geldiğinde, oynanacak 6 tane maç inanılmaz güzel, inanılmaz heyecanlı olacak. Ama ben yinede önceki halini tercih ederim. 34 maçlık kıran kırana yaşanmış yarışı birinci bitiren takıma bence biraz haksızlık olacak. Tekrar bir yarış verilecek. Ben bunun bu seneye özel olduğunu düşünüyorum. Bunu yaşayıp göreceğiz. Şartlara ayak uydurmak zorundayız. 07: Ocak ayına kadar namağlup gitmeyi isterdim ki çünkü bir sene boyunca mağlup olmamış bir takımın oyuncusu olma hazzını yaşayım. Ama yine 27 maçlık bir seri inanılmaz bir seridir. Bir stres olur mu, tabii ki olmaz. Biz yaşayacağımız stresi yaşadık, bundan sonra yaşacağımız stresler bize vız gelir. Biz olgun futbolcularız. Büyük takım olsanız bile mağlubiyeti hazmetmeden hiçbir şey olmaz. Biz bunu hazmedecek yapıdayız. Bunu avantaja çevireceğimizi düşünüyorum. 08: Benim sözleşmem bu sene bitiyor ama çok sevdiğim bir camiadayım. Gelecek ile ilgili olarak; Fenerbahçe’ye hizmet edebileceğim kadar hizmet etmek istiyorum. Yaşım 27. Futbolu bırakana kadar en üst seviyede oynamayı istiyorum. Ve bunun da Fenerbahçe gibi sevdiğim bir camiada olmasını çok isterim. Futbol yaşantım sonrası içinde; teknik direktörlük hayalim var. Türk futboluna ve çalıştıracağım takıma çok şey katacağımı düşünüyorum. Bu anlamda da kendimi geliştirmeye çalışıyorum. 09: Bir çocuğun bir sporcuya dönüşme süreci zaten başlı başına gerçekten çok zorlu. Çocukluğun ya da gençliğin bütün güzelliklerinden mahrum kalıyorsunuz. Kendinizi tam anlamıyla adamanız gerekiyor. Eğitimin de bununla birlikte devam edebilmesi için o çocuğun çok teşvik edilmesi ve desteklenmesi lazım. Ailelerin ya da her kademedeki okulların "Ya okul, ya spor" anlayışından uzaklaşması gerekir. 10: "Oyuncağın kırıldı diye ağlama çocuk, büyüğünce kalbini paramparça edecekler" diye bir söz vardır. Ben bu sözü hayatın her şeyine empoze edebilirim. 11: Bu renklere gönül vermiş teknik heyet, futbolcular, yönetim, taraftarlar kenetlenmiş bir biçimdeyiz. Burada en önemli faktör taraftar. Bize çok inandılar, hiç yalnız bırakmadılar ve bırakmasınlar da. Sezon sonu istediğimiz hedefe ulaşacağız. Bize desteklerini sürdürsünler çünkü biz onlarla varız • Ülker’in Arena’dan sorumlu yönetim kurulu üyesi Ahmet Özokur: "Burası Fenerbahçe Spor Kulübü’nün malı, Fenerbahçe Ülker’in yeni evidir" Ülker’in Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Özokur dergimizin Aralık ayı konuğu. Kendisi Ataşehir’de Kulübümüz ve Ülker gurubu ile inşa edilen spor kompleksinin her şeyinden sorumlu. Bugüne kadar çakılan her çivi, skorboarda ilave edilen her Led parçasından haberi var. Pırıl pırıl bir yönetici. Ekonomi eğitimi görmesine rağmen, ilk kez büyük ölçekli bir inşaatın tamamlanması için gayret göstermiş. Başkanımız Aziz Yıldırım ile birlikte projenin geliştirilmesine katkıda bulunmuş ve artık sona gelinmiş. 7 Ocak’ta bu büyük salon, taraftarla buluşuyor. Ahmet Özokur, speküle edilen birçok sorunun cevabını bu röportajda veriyor. Bu tesis Ülker’in mi yoksa Fenerbahçe’nin mi? Bu tesisin adı değişti mi gibi birçok sorunun cevabı dergi sayfalarımızın içinde. İşte Ahmet Özokur’un söylediklerinden bir paragraf: "Bu spor kompleksinin bütün gelirleri Fenerbahçe Ülker Basketbol Şubesi’ne ait. Buranın hiçbir geliri kesinlikle Ülker Grubu’nun değil. Buraya fiziksel olarak yapılan yatırım toplamı bugün itibariyle 250 milyon liradır. Bu fiyat arsa fiyatı haricindedir. Arsa, Ülker Grubu’nun katkılarıyla Fenerbahçe Spor Kulübü’nün üzerine alındı. Bunu da bilmek de fayda var. Tabii böyle de bakarsak buradaki yatırım miktarı 300 milyon lirayı buldu. Biz burayı yaptık ve Fenerbahçe Spor Kulübü’ne hediye ediyoruz. Kurumsal duruşumuz da budur. Tekrar ediyorum: Burada yapılan her türlü aktivitenin geliri, Fenerbahçe Ülker Basketbol Şubesi’ne ait olacaktır." • Alp Bacıoğlu Faik Işık ile konuştu: "Türkiye’de birçok alanda temizlik şart" 3 Temmuz 2011’de yaşanan süreçten sonra avukat Faik Işık, renkli kişiliği ile, futbolla biraz ilgili hemen her sporseverin yakından tanıdığı isim oldu. Kendisiyle Maraton Fenerium Mağazamızda alış veriş yaparken rastlaştık. Ayak üstü çok ilginç şeyler anlatıyordu, ben de bunları sizlerle de paylaşmam gerektiğini düşündüm ve böylece bir röportaj yapmak üzere kendisiyle sözleştik. Faik Bey, bazı şeyleri anlatmadan önce, "Bunları şimdilik yazma yeri gelince daha ağırlarını bile herkesle paylaşacağız. Ancak şimdilik soruşturmanın bu aşamasında bunun yazılması bizim planlamamıza uymuyor." diye beni uyardı. Bunların dışında kalanları sizlerle paylaşıyorum. Başkanımızın avukatı Faik Bey’in çok ilginç bir kişiliği var. Çoğunuz biliyorsunuzdur; kendisi kimseden korkusu olmayan lafını budaktan esirgemeyen bir kişilik... Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle: 01: Yapılan operasyonları ve içeriğini, suçlamaları görmeseydim, bunlar beni rahatsız etmeseydi, bu suçlamalar bu şekilde olmasaydı, böyle bir dosyada avukat olmayı istemezdim ama kendimi bu davaya mecbur hissettim. 02: Fenerbahçeli futbolcuların alın terleri sonucu kazanılan kupayı almak o kadar kolay mı? Bu işler bu denli ucuz değil. Sen müze müdürüsün. Eğer illa bir kupa istiyorlarsa sen yeni bir kupa yaptır. Üzerine de "Operasyon Kupası" yazdır ve Trabzonspor Müzesi’ne gönder. 03: Emniyetin servis ettiği, sızdırdığı bilgileri yayıp Fenerbahçe’yi kamuoyu gözünde suçlu ve mahkum ilan etmek gibi bir misyon üstlenmişler bunlar. Bütün bu yalan dolan haberleri, senaryoları yayanlarla hukuki olarak hesaplaşacağız. Bunların tümü hakkında ayrı ayrı davalar açıldı. 04: Türkiye’de şikeye bulaşanlar arasında bir puan cetveli, birinci, ikinci, üçüncü diye bir sıralama yapılsa Fenerbahçe inanın dereceye bile giremez. 05: Aziz Yıldırım şu soruşturma dosyalarını avukatlarından çok daha iyi biliyor. Spor camiasının bilmediği çok başka şeyleri de biliyor ama dikkat ederseniz sükunetini, ağırbaşlılığını da koruyor. Daha önce yöneticilik yaptığı 20 küsur seneye 13 yılı eklemiş bir adam. Anlatmak isterse anlatacağı çok şey var. Tabii bunun kararını yine o verecektir. • De Souza düellosu Geçtiğimiz ay, Fenerbahçe Can Bartu Tesisleri, büyük bir rekabete sahne oldu. Bu kez yankı bulan top sesleri futboldan değil, masa tenisindendi… Kaptanımız Alex de Souza’nın büyük kızı Maria, o günü babasıyla birlikte geçirmek istemiş olacak ki, Fenerbahçe Can Bartu Tesisleri’ndeki antrenmanı gözünü kırpmadan izledi ve antrenmanın bitmesinin hemen ardından da babasıyla bir maç yapmak istediğini dile getirdi. Yalnız bu maç futbol değil, masa tenisi maçı olacaktı. Teniste çok başarılı olduğunu dile getiren küçük Maria, babasının bileğini masa tenisinde bükeceğini ön görerek bu düelloyu başlattı ancak sonuç pek de tahmin ettiği gibi bitmedi. Çekişmeli ve kahkahalarla geçen maç sonucunda Kaptanımız istemeyerek de olsa, kızını yendi. Konuyla ilgili olarak bize konuşan Kaptanımız "Onların rekabet ruhu taşımaları çok hoşuma gidiyor. Kızım diye ona iltimas geçemezdim. Sporda galibiyet kadar mağlubiyet ruhunu da yaşamaları gerekiyor. Hepsini o kültürle büyütmeye gayret ediyoruz." dedi. Bu sırada söz alan Maria ise; "Tenisi çok seviyorum ve başarılıyım ama masa tenisi çok daha farklı. O nedenle babam beni yendi. Evde de Felipe ile futbol maçı yapıyoruz. O zaman da Felipe beni yeniyor" dedi. • Sertaç Kayserilioğlu yazıyor: "Onlar hep oradaydı…" Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’nda karşılaşan Fenerbahçe ve Nice takımları ilk iki maçta eşitlik sağlandığından mevcut statü gereği tarafsız bir sahada üçüncü bir maç oynamaları gerektiğinden UEFA, üçüncü maçı İsviçre’nin Cenevre kentine almıştı. Fenerbahçe futbol takımının tek ihtiyacı olacağı şey; kendini destekleyecek olan taraftarlarını o yabancı sahada da yanında hissedecek olmasıydı. İşte bu noktada Bolu’daki Fenerbahçe sevdalıları 1959 Aralık’ında bu sevda uğruna yollara düşeceklerdi. Hem de o zamanın zor koşulları altında… Kalpleri Fenerbahçe aşkı ile dolu ve takımlarına destek vermek için 1959 Aralık kara kışında Bolu’dan yola çıkarak, tahta sandalyeli, üstten bagajlı, eski burunlu, içerisini ancak motorunun sıcaklığı ile ısıtılabilen Scania Vabis otobüs ile, Fenerbahçe - Nice rövanş maçı için Cenevre’ye doğru 6230 km. aşan bir avuç Bolulu insanı hiç unutmayacağız… • Fenerbahçelinin onur mücadelesi müzik albümü oldu Besteci ve Sanatçı Taner Demiralp’in, Fenerbahçe ve Fenerbahçelinin 3 Temmuz’dan bugüne yaşadığı hummalı süreci ve verdiği onur mücadelesini konu edinen "Walk For Justice" (Adalet İçin Yürü) isimli albümü, müzik marketlerdeki yerini aldı. Albümün prodüktörü de tanıdık bir isim: Müzik yapımcılığı işiyle de uğraşan, İstanbul Mir Sanat Topluluğu Orkestrası kurucusu ve Origami Yapım’ın sahibi, Başkanımız Aziz Yıldırım’ın avukatı Faik Işık. 8 parçadan oluşan albümde sanatçıya İstanbul Mir Sanat Topluluğu Orkestrası ve taraftar coşkusunu yansıtmak amacıyla da geniş bir koro eşlik etti. Albümde tümünün söz ve bestesi Taner Demiralp’e ait olan Kalanlar Bizim, 1907, Invictus, Kaldırım, Kocaman Yürek ve Bir Asrın Hikayesi isimli parçaların yanı sıra, Taner Demiralp’in aranjesiyle Fenerbahçe’nin ilk marşı olarak 1909 yılında bestelenen, söz ve müziği Ermeni sanatçı Sinanyan’a ait olan ’1909 İlk Marş’ isimli parça da yer alıyor. Albüme ismini veren Walk For Justice isimli parçanın söz ve müziği ise ortaklaşa Taner Demiralp ve Faik Işık’a ait. • Fenerbahçe Dergisi hediye yağmuru çekilişinde muhteşem hediyeler sahiplerini buldu Fenerbahçe Dergisi’nin abonelik hizmetlerinde stratejik ortağı olan Tenha Telekomünikasyon AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Memet Tazegül, "2012 yılı içinde ikinci hediye çekilişinde Premier hediye olarak MINI Cooper verecekleri açıkladı." Taraftarlarımız şimdiden test sürüşlerine başlasınlar. • Fenerbahçe Dergimizin dağıtım hizmetlerindeki başarılı stratejik çözüm ortağı: PTT Kargo Fenerbahçe Dergimizi Türkiye’nin en ücra köşelerine kadar büyük özveriyle dergi abonesi siz değerli taraftarlarımıza sorunsuz ulaştıran ve Türkiye’nin en büyük ve en prestijli ulaştırma şirketi olan PTT Kargo’yu, daha yakından tanımanız için bu sayımıza konuk ettik. Öncelikle değerli stratejik çözüm ortağımıza, kulübümüze yapmış olduğu hizmet ve katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz. • Nice senelere Büyük Başkan; Fenerium 2012 ilkbahar / yaz satış toplantısı yapıldı; 10 Kasım’da Atamızı andık; A2’lere master class maç; Ali Koç’tan Lefter’e "Asr-ı Fener"; Asmenli miniklerin en mutlu günü; Yelken Şubesi’nden yelkenli destek; Her Fenerbahçeli Çocuğa Fenerbahçe Kart; Bayramlaştık; Cumhuriyet Bayramı Futbol Turnuvası’na Dikmen Bölgesi ağırlığını koydu; Fenerbahçe Universal sağlık kontrolünden geçti; Fenerbahçe’deki "Değişim ve Dönüşüm"ün kitabı yazıldı; Lugano: "Fenerbahçe benim için bambaşka"; NextGen Series sayesinde her açıdan tecrübe kazandılar; İstanbul Büyükler Ferdi Boks Şampiyonası’nda şampiyon olduk; Masa Tenisi Takımlarımız 2. Etap’ta namağlup lider; Yüzmede Cumhuriyet Kupası Fenerbahçemizin ve daha birçok haber "Haber Turu" sayfalarımızla Fenerbahçe gündeminden kopamayacaksınız. • Spor Toto Süper Lig’de profesyonel futbol takımımızın geçtiğimiz ay yaptığı tüm resmi karşılaşmaların maç özetleri çok özel istatistiki bilgilerle derginizde… • Sibel Kurt - Sibel’in Sahasında konuk: Faig Garayev "Bir antrenör aynı zamanda iyi bir psikolog olmalıdır" Kardeş ülkemiz Azerbaycan’ın voleyboldaki tarihçesi başarılarla dolu. Bu başarının ardındaki zirve isim de Sayın Faig Garayev. Azeri voleybolundaki saygın bu isim için "Voleybol" hayatının çok büyük bir parçası. Azerbaycan Voleybol Federasyonu 2. Başkanı, Azerbaycan Milli Takım ve Azerrail Bakü takımının antrenörü olan Garayev, 4 yıl da Türk Bayan Voleybol Milli Takımı ile Vakıfbank Bayan Voleybol takımını çalıştırmıştı. Bu başarılı antrenör için en önemli şey ülke içinde de çok büyük bir rekabet olması ve kaliteli sporcuların yetişmesi... Faig Garayev’in başarılarla dolu olan yaşamını kendi ağzından dinledik. Dinlediğimizse sadece voleybol değildi, onun ülkesine olan sevgisinin yanı sıra Fenerbahçe’ye olan sevgisiydi de… Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle: 01: Voleybolda dört önemli kulübe baktığımda Türk antrenör yok, eğer genç takım dünya şampiyonu olmuşsa; bu takımın antrenörü yabancı değil, bir Türk’tü. Ama A takımında bütün antrenörler yabancıdır. Futbolda da öyleydi. Gördüğünüz gibi Fenerbahçe Aykut Kocaman ile şampiyon oldu. Voleybol A takımda da bu niye olmasın? 02: Türkiye’de herhangi bir takım bizim dışımızda kimle oynarsa oynasın biz her zaman Türkiye’yi tutarız. 03: "Bizim Atatürkümüz yok" diye hayıflanıyordum. Sonra Haydar Aliyev geldiğinde o da bizim Atatürkümüz oldu, yetim kalmadık. Başımızda taşıyorduk. Hala da onun ekmeğini yiyoruz. 04: Süper Lig’de Fenerbahçe ile Manisaspor arasında oynanan karşılaşmada Türk futbolunda bir ilk yaşandı. Fenerbahçe Stadı’nı kadınlar ve çocuklar doldurdu. O destek, o ambiyans müthişti. Çok etkilendim ve duygulandım. Sanki bir spor bayramıydı. Fenerbahçe Spor Kulübü her zaman taraftarıyla gurur duymalı. • Yazarımız Ersin Demirel, bu ay "Hayatın İçinden Fenerbahçe"de Ferdi Eğilmez’i konuk etti. "Fenerbahçe’de Türkiye gerçeği var. Hababam Sınıfı tabii ki Fenerbahçeli olacak!" Hababam Sınıfı neden Fenerbahçelidir? Türk sinemasında neden futbola temas olduğunda Fenerbahçe adını ön planda görüyoruz? Filmin başrol oyuncusu neden genelde Fenerbahçelidir? Bu ayki konuğum, bu sorulara en net cevapları verecek. Türk sinemasının en önemli yönetmenlerinden Ertem Eğilmez’in yine kendisi gibi yönetmen, yapımcı oğlu Ferdi Eğilmez ile birlikteyiz bu ay "Hayatın İçinden Fenerbahçe"de. Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle: 01: Hiçbir zaman düşünmedim TV için bir şeyler yapmayı. Bunu küçümsemek için söylemiyorum asla, iyi yapımlar da var; ancak ben sinemacıyım, sinema için varım. 02: Sinemamızda Fenerbahçe gerçeği olması Türkiye gerçeğidir. Fenerbahçe sinemaya özel değildir, Türkiye’ye özeldir. Karakteristik, diğerlerinde olmayan özellikler taşır bünyesinde. Milyonları kucaklayan, doğallığıyla halkı kucaklayan kulüptür. Film yaparken, futbola temas edecekseniz eğer, temas edeceğiniz takımın Fenerbahçe’den başkası olma şansı yok. Halk perdede kendi gerçeğini görmek ister. 03: Eğilmez Ailesi olarak Fenerbahçemizin kuruluşundan beri taraftarıyız. Mesela Fenerbahçe yenilmişse ve ertesi gün çekim varsa, babam inanılmaz gergin olurdu, kimse yanına yaklaşamazdı. 04: Senaryo gereği Hababam’ın meşhur 6-0’lık maça kaçması lazım. Kulüpten izin istedim ve Başkanımız inanılmaz duyarlı davrandı. "Ne zaman isterseniz, gelin. Hatta size taraftar da ayarlayayım." dedi. Biz statta çekimimizi halledip okuldaki sete gittikten hemen sonra, peşimizden bir araç geldi. Başkanımız filmlerde kullanmamız için bir dünya Fenerium ürünü göndermişti. İnanılmaz mutlu olmuştum. Set bir anda Fenerbahçe karnavalına dönmüştü. • Zane Tamane: "Takım ruhuyla oynamaktan çok keyif alıyorum" Fenerbahçe Bayan Basketbol Takımımızın yeni transferlerinden Zane Tamane ile Fenerbahçe Konuk Evi’nde Euroleague’de Nadezhda ile yaptığımızı karşılaşma öncesinde keyifli bir söyleşi yaptık. İstanbul’dan, basketboldan ve Fenerbahçe’den konuştuğumuz Zane, renkli kişiliği ile röportajımızı eğlenceli bir hale getirdi. Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle: 01: Buraya gelmek benim için heyecan verici oldu çünkü gelirken biliyordum ki Fenerbahçe, Avrupa’daki en iyi takımlardan biri. 02: WNBA’deki oyun bence daha fiziksel ve bireysel bir oyun yapısına sahip. Buradaki oyun stili ise daha çok takım birliği üzerine. Ben takım ruhuyla oynamaktan kendi adıma daha çok keyif alıyorum. 03: Bence basketbol uzun boylu insanların kendilerini sportif anlamda sergileyebildikleri spor dallarının merkezi. • Merve Dalbeler: "Fenerbahçeli olmaktan her zaman gurur duydum" Fenerbahçe Universal Bayan Voleybol Takımımızın yeni liberosu Merve Dalbeler ile Aralık sayısı için bir araya geldik. Merve, pozitif kişiliği, Fenerbahçeliliği ile gönlümüzde ilk andan itibaren gönlümüzde taht kurdu. Bir sporcunun eğitimi, davranışları ve mesleğine olan bağlılığıyla genç neslin en iyi temsilcilerinden biri… Kariyerinde önemli kulüplerde forma şansı bulmuş ve şu anda da çok sevdiği Fenerbahçe formasını giyen Merve ile olan söyleşimiz keyifli bir ortamda geçti. Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle: 01: Takım arkadaşlarımı çok seviyorum, bu kolay bulunabilecek bir şey değil. Takım olmak için insanların birbirini sevmesi ve destek vermesi çok güzel bir şey. Başarının bu şekilde daha kolaylıkla gelebileceğine inanıyorum. 02: Çok yetenekli oyuncularımız var ve bence Şampiyonlar Ligi için de takımı sırtlayıp götürecek nitelikteler. Bu takımla bir başarı elde etmemek bana garip gelir. 03: Ailem fanatik derece de Fenerbahçeli. Bizde Fenerbahçelilik aileden gelen bir kavram… Annem de babam da ağabeyimi ve beni Fenerbahçeli olarak yetiştirdi. 04: Bana göre insanlar kendi içlerinde doyduklarında ve kendilerini geliştirdiklerinde bu yaptıkları işe de yansıyor. Ben bunu uygulamaya çalışıyorum. Pozitif düşüncenin bütün hayatımıza yansıdığına inanıyorum. 05: Nişantaşı Işık Lisesi mezunuyum sonrasında da İstanbul Bilgi Üniversitesi İşletme bölümünü bitirdim. Voleybol benim her şeyim. Voleybol yaşantım profesyonel anlamda bittikten sonra belki master yapabilirim. İki dil öğrenmeyi düşünüyorum; İtalyanca ve Japonca. • Eski başkanlarımızdan saygıdeğer yazarımız Faruk Ilgaz bu ayki yazılarında; eski başbakanlarımızdan ve başkanlarımızdan Şükrü Saracoğlu’nun hayat öyküsüne dair bir yazı paylaşıyor sizlerle. Ilgaz ayrıca Başkanımız Aziz Yıldırım’ın nasıl başkanlık koltuğuna geldiğini ve bugüne kadar ne denli büyük başarılara imza attığını bir kez hatırlatıyor bizlere… • Yazarımız Alp Bacıoğlu, bu ayki "Zaman Tüneli" adlı köşesinde geçen ayki konuyu devam ettiriyor ve "Demek ki tarih tekerrürden ibaretmiş (3)" adlı yazısıyla 1920’li yıllarda Fenerbahçe üzerine oynanan oyunları irdelemeyi sürdürüyor. • Köşe yazarlarımız Sedat Hayran, Baki Aydın, Ayşesu Zorlutuna, Jak Benzonana, Ege Özışık, Gözde Ergünal ve Oktay Ünsal gözden kaçmaması gereken konuları, yazılarına taşıyarak gündemi oluşturmaya devam ediyorlar. • Futbol Altyapı ile basketbol, voleybol, yüzme, boks, masa tenisi, atletizm, kürek ve yelken şubelerimizden çok özel haberler, fikstürler, transferler, müsabaka ve şampiyona sonuçları Fenerbahçe Dergisi’nde. • Fenerbahçe Spor Kulübü Spor Okulları Merkezi’nden haberler, kayıt bilgileri derginizde… • Yurt içi ve yurt dışındaki tüm derneklerimizden son haberler sayfalarımızdan sizlere taşınıyor. • Fenerium, Fenercell, Fenernet, Premium Kart, Fenerbahçe Kart, Fenerbahçe Dergisi Abonelik etkinlikleri derginizde. • Fenerbahçe Spor Kulübü Eğitim Kurumları’na dair tüm haber ve etkinlikler derginizde. • Dergimizin en sevilen köşelerinden minik taraftarlarımızdan birer merhaba geliyor sizlere… "Minik Kanaryalar" adlı köşemizde siz de çocuğunuzu Fenerbahçe camiasıyla tanıştırabilirsiniz. • Bu ayki 12. Adam sayfalarını konuğu; Meşhur Çiğköfteci Gakkoş Usta. • Fenerbahçe Dergisi, oyun ve bulmaca köşeleriyle de, taraftarın hayatına renk katmaya devam ediyor. • Fenerbahçe Dergisi’nin 106. sayısı, gündemi oluşturan gerçek haberler ve hiçbir yerde görmediğiniz fotoğraflarla yine dopdolu. Bayiinizden poster ekiyle birlikte istemeyi unutmayın. Keyifli okumalar