YÜKSEK DİVAN KURULU

Yönetim Kurulu Üyemiz Fethi Pekin, Kulübümüzün devam eden davaları hakkında YDK Üyelerimizi bilgilendirdi 

29 Mart 2024 Cuma 19:17

Hukuk İşlerinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyemiz Fethi Pekin, 2 Nisan Salı günü Stadımızda yapılacak tarihi Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı öncesi gerçekleştirilen toplantıda Yüksek Divan Kurulu Üyelerimizi hukuki çalışmalar hakkında bilgilendirdi. 

Hukuk İşlerinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyemiz Fethi Pekin, “Alacağımız veya almayı değerlendireceğimiz tüm aksiyonların ayrı ayrı hukuki sonuçları var. Bugüne kadar Fenerbahçe’nin başına gelen tatsızlıkların, yapılan uygulamaların da hepsinin hukuki karşılığı var.

3 Temmuz sürecine dönelim. Sözde Şike operasyonuyla Sn. Başkanımız Aziz Yıldırım ve Değerli Yönetim Kurulu Üyeleri, kulüp çalışanlarımız ve Fenerbahçeli dostlarımız haksız yere bir operasyona kurban edilmiş ve bunun neticesinde haksız yere hapis yatmışlar.

YARGITAY KARARI HAKKINDA

Yeniden yargılama sürecinin sonlanmasından sonra beraat kararları kesinleşmiş ve Fenerbahçemizin haklılığı ortaya çıkmıştır. Kumpas Davası dediğimiz yani bu operasyonu Fenerbahçe’ye karşı planlayan Fetullahçı Terör Örgütü mensubu başta polisler olmak üzere sanıkların yargılanma süreci başlamış, bu süreç de geçtiğimiz hafta Yargıtay kararıyla henüz bitmemiş olsa da bitmenin sonuna gelmiştir.

Yargıtay kararıyla ilgili bilgilendirme yapmak istiyorum: Bizim aslında burada kaybettiğimiz bir şey yok. Üstüne basarak 'Niye bunlar Fenerbahçe’nin başına geliyor?' diyerek, bu konuda da düşünmenizi istiyorum!

Hepimizin bildiği gibi 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararında bu sanıkların tamamına örgüt üyeliğinden zincirleme iftiradan, zincirleme evrakta sahtecilikten 1000 küsur yıl, 800 küsur yıl gibi mahkûmiyet kararları çıkmıştır. Sonrasında bunlar onanmıştır. Sonrasında konu bazı suçlar yüzünden Yargıtay’a gitmiştir. Yargıtay’ın geçen hafta verdiği kararda bütün bu sanıkların suçları kesin olarak ifade edilmiş yalnız bir tek şurada bir detay var ve bizim de anlamada güçlük çektiğimiz iki konu var.

Bir tanesi, zincirleme suçlarla ilgili. Kolayca anlaşılsın diye şöyle izah edeyim. 100 kere bir kişi ile ilgili evrakta sahtecilik yaptıysanız o tek bir suçtur diyor ve dolayısıyla cezalarda 1x100 değil, sadece bir defa cezaya hükmediyor. Bu hukuken son derece tartışmalı bir konudur. Tabii yargının verdiği karara da saygı duymamız lazım. Biraz önce de söylediğim gibi bu daha kesinleşmiş değil.

Bizi en çok rahatsız eden ‘Fenerbahçe suçtan zarar görmedi’ diye oradan bir karar çıkmıştır. Katılımcı sıfatımız varken bu Yargıtay kararı ile bu da ortadan kalkmıştır. Çok tuhaf. Fenerbahçe nasıl suçtan zarar görmemiş? İlginç. Neyse dediğim gibi kesinleşmedi. Buradan tekrar geriye yani 23. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gidecek. Ayrıca Yargıtay Başsavcılığı bu karara itiraz edebiliyor. 23. Ağır Ceza Mahkemesi'ne giderse de biz 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği cezalarda direnmesini talep edebiliriz. Onun için kesinleşmesine henüz süre var. Bunun üzerinden çok zaman geçti. Bazı açıklamalarımda zaman aşımı tehlikesini işaret etmiştim. Zaman aşımı tehlikesi hala vardır ancak gerçekleşmemiştir. Bir an evvel orada da beklediğimiz kararın çıkmasını umuyoruz.

TFF’YE AÇILAN TAZMİNAT DAVASI HAKKINDA

Şimdi bu iki esaslı davayla birlikte biz yönetime geldikten sonra konuyu yani Fenerbahçe’nin maddi ve manevi zararlarını ve bunlarla ilgili ne türlü hukuki aksiyonlar alabileceğimizi etraflıca değerlendirip yine bildiğiniz gibi TFF’ye Tazminat Davası açtık. Niye TFF’ye açtık? Çünkü 2010-11 yılı şampiyonu Fenerbahçemizi 2011 yılında Şampiyonlar Ligi’nden bize herhangi bir disiplin soruşturması dahi yapmadan men etmiştir. Bu kararından dolayı Fenerbahçemizin uğradığı maddi ve manevi zararlardan ötürü tazminat davası açtık. Davamız Ankara’da görülüyor. 8. Asliye Ceza'ya düştü. Son derece kıdemli ve konusuna hakim süratli bir hakime bu dosya gitti. Ancak o hâkimimizin kıdeminden dolayı emekliliği yaklaşıyordu. Karşı taraf vekilleri bir nevi bel altından vurarak davayı geciktirmek üzere iki kere bu ilgili hâkim hakkında reddihâkim talebinde bulundular. Tabii bunlar her seferinde süreyi uzatan süreçler. Bir türlü konunun esasına gelemiyoruz. İlgili hâkimimiz emekli oldu ve dosya başka bir hâkime geçti. O hâkim de dosyanın ehemmiyetinden midir, baskıdan mıdır, yoksa kendi hür iradesiyle midir, bilmiyorum. Kimsenin günahını da almayalım. O hâkim de bir duruşma sonra HSYK’a dilekçe verdi ve tayinini istedi ve sonuç olarak o hâkim de gitti. Sonra bir hâkim daha geldi. Bakın işin esasına geçemedik. 2,5 sene oldu, ayak oyunlarıyla. Bu hâkimimiz de daha yeni geldi. Bir duruşma gördük. Son derece hızlı şekilde ilk duruşmadan bilirkişi tayin etti. Aslında 2 sene önce olması gereken noktaya ancak daha yeni geldik. 3 kişilik bilirkişi heyeti atandı. Kendi konularında uzman, karşı tarafın zaman aşımı iddiaları var. Burada da var. ‘Daha önce bu iş Tahkim’de bitmiştir, bunu özel hukuka taşıyamazsınız’ diye itirazları vardı. Hâkimler onu reddetti. Zaman aşımı ve zararın hesaplanmasına dair itirazlar var. 3 bilirkişiden davayı gören mahkeme ne istiyor: 'Zarar hesabını yap, zaman aşımı var mı, yok mu? Bu konuları açıklığa kavuştur. Raporunu sun ve dava da devam etsin.' Burada enteresan bazı geciktirme taktikleriyle olay 2,5 senedir esasa ancak gelecek. Bir sonraki duruşma 16 Nisan 2024 tarihinde. Çok yakından takip ediyoruz. Her aşamasında bilgilendirme yapıyorum. Sadece ben değil benimle birlikte bir avukat ordusunun kafa yorduğu ve bizimle beraber stratejiler kurduğu ve bu doğrultuda hareket ettiğimiz bir dava.

Başkanımız özellikle ne dedi: ‘Biz devletimizle helalleşmek istiyoruz.’ Ben de her seferinde ‘Biz devletimizle davalaşmak istemiyoruz’ dedim. Biz, bu sorunu sulhen halletmek istiyoruz. Bu zarara biz kimlerden dolayı uğradık? FETÖ mensubu polisler, hakimler, savcılar! Kumpas Davası neticelenince İçişleri Bakanlığı'na bir sulh dilekçesi vermek suretiyle konuyu da izah ederek, nasıl zarar gördüğümüzü ifade ederek terör örgütü mensuplarının kumpasından ötürü tazminat talebinde bulunduk. Bu ret oldu. Dolayısıyla süresi içinde İçişleri Bakanlığımıza da dava açtık. O da devam ediyor. Henüz Adalet Bakanlığı'na bir dava açmadık. Daha birçok hukuki sorun ve konu var” diyerek sözlerini noktaladı.