SÖZDE ŞİKE DAVASI

"Biz dava adamıyız"

12 Şubat 2014 Çarşamba 14:15

Başkanımız Aziz Yıldırım, Genel Sekreterimiz ve Basın Sözcümüz Mahmut Uslu, Asbaşkanlarımızdan Deniz Tolga Aytöre ilk kez, CNN TÜRK’de yayınlanan Tarafsız Bölge programında Ahmet Hakan’ın sorularını yanıtladı.. Programdan satırbaşları şöyle:
 
Başkanımız Aziz Yıldırım: "Yargıtay başsavcılığında bizim dilekçemiz vardı, itiraz dilekçesiydi, şimdi o inceleniyor. Şu anda kamuoyu gibi biz de bekliyoruz. Çok da önemli değil benim hapiste yatmam. Önemli olan Türkiye’nin durumu. Biz hapisten korkmuyoruz. Biz dava adamıyız. 1 yıl yattım, 2 sene 4 ay gibi bir şey daha yatacağım. Eğer suçsuz olduğunuzu kabul ediyorsanız, insanların vicdanında yeniden yargılanırsınız. Mühim olan benim insanların vicdanında temiz olmam."
 
"İktidar adil yargılanmayı yaparken usulüne ve kanuna göre yapılmalı. Hapishanede benim resimlerimi çektiler ve bu sayede bir algı oluşturuldu. Kanun, hakim, savcı eldeki belgelere göre yargılamalı. Gizlilik kalktıktan sonra herkes öğrenecek. Ama gizlilik varken bile suçlu olduğumuzu internet sayfalarından öğrendik. Suç var veya yok o ayrı bir konu. Mahkeme bu konuda gerekeni yapar. Zaten bu gizlilik konusunda bütün partiler şikayetçi: AKP, CHP, MHP, BDP... Bunu çözmek hükümetin görevi. Yeniden adil yargılanma yaparak bu insanların suçlu olup olmadığını ortaya koyacaklar. Ben yatmayı göze aldım. Kamuoyu öğrensin. O insanlara yazık. İnsanlar kanserden ölüyor içeride."
 
 "17 Aralık’ta yapılan bir, operasyondur. Ülkenin genel durumu üzerinde kendimizi odaklıyoruz. Bugün Ergenekon, Balyoz, Oda TV, Cübbeli Ahmet davası... Yani özel mahkemelerde yargılananların hukuksuz yargılandıklarını beyan ediyoruz. 17 Aralık’ta yapılan bu hadiseyi kınıyoruz. Aynı zamanda Fetullah hocanın da ses kayıtlarının yayınlanmasını da tasvip etmiyoruz. Bu da bir operasyon. Kanuna göre gereken yapılacaktır."
 
’’Şike davası olmasaydı da hedef olurdum. Şamil Tayyar benim Ergenekon’un kasası olduğumu yazdı ve söyledi. Beni Ergenekon’a bağlamak istiyorlardı ama başaramadılar. Asker ile benim bir ilişkim var sandılar. Halbuki bizim ortak noktamız: Fenerbahçe.  Aziz Yıldırım, ihaleler alıp, silah sattı dediler. Ben Nato müteahhititiyim. Yol yaptım ancak Türkiye’nin bir özelliği var ki, her şey sansasyon."
 
Asbaşkanlarımızdan Deniz Tolga Aytöre de yeniden yargılanmanın yerine adil yargınlanma kavramını konuştuklarını söyledi.  "Başka bir mahkemeye gittiniz. Neyle yollayacaklar sizi. Özel yetkili savcıların belgeleriyle. Yani polis fezlekeleriyle. Biz o fezlekeler sonucu UEFA’ya gittik. Daha savunması alınmamış insanı örgüt lideri olarak lanse edemezsiniz.
Algı açısından 4 Temmuz’da her şeyin zaten bittiğini söyleyen Aytöre, 17 Aralık’ta da aynı şeyin olduğunu söyledi.
Genel Sekreterimiz ve Basın Sözcümüz Mahmut Uslu da "O yaptı bu yaptının ötesindeyiz" diyerek "Başbakan’ın ’evet yanlışlar olmuş’ dediğini hatırlattı. 
 
Tolga Deniz Aytöre: "Biz şikeden ve haksız çıkar örgütü olmaktan suçlandık. Bunların görüleceği yer; 6222’ye dönerseniz cebir ve şiddet yoksa özel mahkemeler bunun yeri değil. Özel Yetkili Mahkemeler’e bunun gitmesi için cebir ve şiddet olması gerekir. Silahlı suç örgütünden 2 şeyi sağlıyorsunuz. Hukuka aykırı dinlemeler için gerekli mahkemeleri yönlendiriyorsunuz. Meşhur dinleme kararları nasıl başlıyor. Aziz Yıldırım, Mahmut Özgener ile telefon görüşmesi yapıyor. Mahmut Özgener ile Olgun Peker’in ne ilgisi var. Olgun Peker, Mahmut Özgener’i bir transfer için arıyor. Aziz Yıldırım, Mahmut Özgener’i, Peker de Özgener’i arıyor. Öyleyse bunlar örgüt diye bir sonuca varılıyor. Biz bunlar için yargılanıyoruz."
 
Başkanımız Aziz Yıldırım: "Emenike’nin parası görüntülü dediler. Bir şey çıkmadı. Biz görmedik bugüne kadar. Siyah çanta var dediler. Bizde Emenike’nin paralarının görüntüleri var dediler. Sivas’ta görüntü var dediler, yok. Buca maçında şike olduğunu biliyoruz dediler, iddianameye bile girmedi. Bunları ne zaman öğreneceğiz, iddianame açıklandığı zaman. Herkesi itibarsızlaştırma hareketiyle içeriye aldılar ve tutukladılar.
 
Tolga Deniz Aytöre: "Şu anda yapılan yeniden yargılanma çalışmaları, bir dava, iki dava ve üç dava için olmaz. Belki de bunun için bu kadar uzun sürüyor. Burada bir hukuksuzluk varsa 2005’e kadar gideceksiniz."
 
Başkanımız Aziz Yıldırım: "Ya biz kurtulacağız, adil yargılanacağız, ya da bütün haklarımızı iade edecekler. Mehmet Berk şunu söylüyor. Bu davanın kilididir bu: "Bu dava bana Zekeriya Öz ’den geldi. Öz Galatasaraylı’ydı. Davanın kendisinde olmasının yanlış olduğunu söyleyerek dosyaları önüme koydu... Davalar sıradan bir dolandırıcılık çerçevesinde ele alınabilirdi. Bu durumda bu kişileri çağırıp, ifadelerini alıp salmaya karar verdim. TBMM’de kanun değişti ve yapabileceğimiz bi şey yoktu. Önüme gelen dosyada Fenerbahçe ile ilgili şike içeren dosyalar vardı. Bunu sadece Fenerbahçe davası ile ilgili ele almak doğru olmaz, diğer davalara bakmak lazım dedim.
 
"İddia şu, Mahmut Özgener’le hakem ayarlamak için konuşuyormuşum. Bu konuşmaların ardından dinlemeye alıyorlar. Mahmut Özgener’le konuşmalarımda hiçbir suç yok. Hakem ayarlaması iddiasıyla mahkeme dinliyor. Benim kardeşimin 24’ünde yaptığı konuşmayı, 21’inde konuşmuş gibi gösteriyorlar. Biz tapeleri zaten kabul etmiyoruz. Hukuksuz diyoruz. "
 
" İbrahim Akın menajeri ya da arkadaşı Yusuf Turanlı ile konuşuyor. 100 bin Dolar muhabbeti var. Bu konuşmaya göre diyorlar ki, bu parayı Aziz Yıldırım verdi. İbrahim Akın’a soruyorlar, bunu kabul etmiyor. Sonra Mehmet Berk soruyor. Mehmet Berk, benim dediklerimi kabul edersen, seni evine göndereceğim diyor İbrahim Akın’a. İbrahim Akın da baskı altında yanıt veriyor. Ama tutuklamayı görünce, aşağıda biz bunları kabul etmiyoruz diyor. Ona bakarsak Mehmet Yıldız, müslüman, dürüst adam. Yüzüme bakıyor, doğruyu söyleyemiyor."
 
" Mehmet Berk hakkında suç duyurusunda bulundum ama HSYK hiçbir ceza vermedi. Ne suç üstü var, ne bir belge var. İbrahim Akın’a para teklif edilmişse, ben mi etmişim? Aziz Yıldırım parayı verdi diyorlar. Benim verdiğimi ispat etsinler, kendimi köprüden atacağım dedim ya... Ya da benim adıma kim vermiş, kim teklif etmiş İbrahim Akın’a? Tamer Yelkovan’ın, Yusuf Turanlı’ya para verdiğini ispat etsinler, kendimi köprüden aşağı atacağım. Birbirlerini tanımıyorlar. Ben ses kayıtlarını istedim. Dinleyeyim benim sesim mi, değil mi? Tapeleri kabul ettim ama iyice dinleyelim, bakalım ses benim sesim mi değil mi? Bize konuşmalar resmen sunulmadı. İnternette gördük.. Bu yargılamaları yapanların nerede olduğunu hepimiz biliyoruz. Savcı Bolu’da, diğerleri bilmem nerede... Bu söylediğiniz konuşmada transfer yapıyorduk. Alper Potuk’u falan alıyorduk. Bu tapeleri boşa konuşuyoruz. Bu tapeler artık çöp tenekesi. "
 
" Ben Trabzonspor şike yaptı demiyorum. Balık gitti diyorum, o da tapelerde yazıyor. Tek suçlu Fenerbahçe, diğer herkes temizlendi. Mehmet Berk’in kendi ifadesi, bu operasyon bizim için yapıldı. Sadece bizim davamız değil, bütün davalar için, bütün bu tapelerin çöp olduğunu söylüyoruz. "
 
Tolga Deniz Aytöre:"Diyelim bizi başka bir mahkemeye gönderdiler. Ama o mahkemeler de aynı savcıların iddianameleriyle yargılayacaklar. Biz hep aynı fezlekelerle ceza aldık. Yeniden yargılanma olacaksa, bu iddianamelerin de gözden geçirilmesi, yenilenmesi gerekiyor.
 
İşin içine silah, şiddet girmese biz ÖYM’de yargılanmayacaktık. Bunun için operasyon diyoruz zaten. Aziz Yıldırım ile Mahmut Özgener’le telefon görüşmesi yapıyor. O dönemin TFF Başkanı. Mahmut Özgener de Olgun Peker’le telde konuşuyor. Peker de Giresunspor eski başkanı. Böyle bağlantı kuruyorlar bizle. Bunları ispat etmesi gereken biz değiliz, savcı.  İbrahim Akın, kumar borcum var ve bunu hocaya anlatamadım dedim diyor. Biz CAS’a gittik, bu ifadeye inanmadılar. Bizde papaza her şey anlatılır dediler.   Bu delilleri şikeye göre topluyorsun. Ama şike suç değil o zaman. İşte bu operasyon oluyor. Yasadan haberleri var. Bu söylenen 3 maç ne oldu biliyor musunuz? Polis bir değerlendirme yapıyor. Kendi kendine. Savunma yok. İki tarafı da dinlemelisiniz."
 
 Başkanımız Aziz Yıldırım: "Biz Metris’te hapisteyken o kanuna göre 150-160 seneyle yargılanıyordum. Adam vursanız bile 3-5 sene yatıp çıkıyorsunuz. Ben 160 seneyle yargılanıyordum. O zamanlarda Başbakan’ın bize çok yardımları oldu. Ama biz iki iddianame ile yargılanıyorduk. Bu kanunun değiştirilmesi için arkadaşlarımız çalışma yaptı. Çok ağır olduğuyla ilgili Başbakan’la görüşüldü. Diğer siyasi liderler de destek verdi. Hepsi hak verdi ve bu kanunun çok ağır olduğu konusunda hemfikir olundu. O zamanlarda bize yardımları dokunan herkese çok teşekkür ediyorum."
"Biz Silivri’de ilk kez yargılanırken hakim iddianameyi okurken bizim avukatlar dedi ki, ’Bir dakika; hangi davayı okuyorsunuz?’ bunun üstüne ara verildi davaya.. Sonra ortaya çıktı ki iki iddianame var."
 
"Başbakan’a gidip anlatmışlar tabi. Hepimiz insanız, inanırız. Gidip demişler ’19 maçta şike var, şöyle var, böyle var’ demişler. İnanmıştır. Başbakan’ın bize karşı özel bir durumu olduğunu düşünmüyoruz. Sadece çevresindekilerin söylediklerine inanmıştır. Olağan bir şey. Bizim bir duruşumuz var. Biz Atatürkçüyüz."
 
"Ben ne cemaatin operasyonu diyorum ne de hükümetin operasyonu diyorum. Bir hükümet var, AKP hükumeti. Türkiye’yi iyönetiyor. Muhatap da O’dur. Sonra belli kademelerde bir şeyler konuşulmaya başlandı. O dönemde bize gelip konuşanlar o şahısların ne tarafta olduğunu bize söylediklerinde biz de ona göre konuştuk. Şimdi o taraf diyor ki ’Bunlar bizden değil’ öbür taraf diyor ki ’Bunlar bizden değil’. eee! bende böyle söyledim işte. Biz kim olduğunu biliyoruz ama kimse kabul etmiyor. Ne diyelim. ’Bizden değil’ diyorlar. O zaman ortadalar. Ne diyelim?"
  
"Benim Fenerbahçe’yi ligden çekmek gibi bir yetkim yok. Taraftarımızın bir kısmından böyle bir şey çıktı ortaya. Ancak biz bu mücadeleden alnımızın akıyla çıkacağız."
 
"Statta küfür edilecekse, hakaret edilecekse karşıyım. Ancak diyelim ki Gezi Parkı’yla ilgili 34. dakikada tezahürat yapıyorlar. eee! bunlar en doğal hakkı insanların. Bırakın yapsınlar. Vali geliyor amigoları toplayıp konuşuyor. Bu kadar karışılması yanlış. Hükümet istifa da diyebilir yani ne var? Siz buna polisle müdahale ederseniz bu artar."
 
"Ali İsmail Korkmaz tezahüratını kimse engelleyemez. Fenerbahçe taraftarı söyler. Ya bırakın bu işleri. Siz baskı yapmaya kalkarsanız insanlar da isyan ederler. Bunun sonu iyi olmaz. Herkes aklı selim olsun."
 
Genel Sekreterimiz ve Basın Sözcümüz Mahmut Uslu: Şampiyonlar Ligi’ne katılamadığımız  için 150 milyon Euro kayıptayız. Belki Şampiyonlar Ligi şampiyonu olacaktık. Bir operasyonla buraya geldik. UEFA bize kötü bakamaz. 80 milyon nüfusumuz var. Hükümetin sayesinde 10 bin dolar GSMH’miz var. Bu operasyon yalnız Fenerbahçe’ye değil milli takıma da, Türkiye’ye de oldu" 

Başkanımız Aziz Yıldırım: "1998 yılına kadar Türkiye’de amatör kulüplerden bahsedilmiyordu. Ben önem verdim. Dereağzına atletizm salonu yaptım. Boksörlere salon yaptım. Bütün amatör branşları ayağa kaldırdık. Masa tenisi ismi yokken Avrupa’da iki yıldır şampiyon oldu. Bu senede finale yükseldiler. Diğer amatör branşlarımızda Avrupa’da şampiyonluklar yaşayıp; final oynadılar.  Bu senede Avrupa’da inşallah amatör branşlarımız şampiyon olacak. Biz amatör branşlara yatırım yaptıkça, diğer kulüpler de yatırım yapmaya başladı. Spor kulübüyüz diyoruz ama esas branş futbol. Amatör branşla destek olurken her yıl 20-25 milyon açık veriyoruz. Erkek basketi ayrı tutuyorum; oranın ihtiyaçlarına Ülker katkı yapıyor. Teşekkür ediyoruz. Devletin katkısı olmadan biz sporun öncülüğünü yaptık. Türkiye’de sporda 6 milyar dolara yakın kaynak var. Burada pay alabilmek için sporun içinde olmak istiyorlar. Devletin yapacağı benim daha önce bir projem vardı. Profesyonel şubelerin verdiği vergilerin amatör şubelere aktarılması idi. Ama bu gerçekleşmedi.

En temiz biziz. Kulübün tüzüğünde değişiklik çalışmalarımız var. 1 milyon kongre üyemiz olması için fiyatların düşürülmesi konusunda bir çalışma bu. O zaman Fenerbahçe daha güçlü hale gelecek. Gelirleri 1 milyar dolara ulaşacak. 

Pazar günü gerçekleşecek yürüyüşe bende arkadaşlarımla beraber katılacağım. Bu yürüyüş, Türkiye için adalet, Fenerbahçe için adalet ve tüm adaletsizliği yaşayan insanlar için adalet sloganı ile yapılıyor.  Fenerbahçeli avukatlar düzenliyor. Küfürsüz hakaretsiz; sessiz çığlık olarak dertlerimizi anlatmak için bir araya geleceğiz. Saat 14.00’te Şaşkınbakkal’dan stada kadar hep beraber el ele yürüyeceğiz.

Gecemi gündüzümü 16 yılımı verdim. İyiki vermişim diyorum. Fenerbahçe ile Aziz Yıldırım arasındaki bağı, mahkeme kararları, iftiralarla koparılamaz. Bu gerçeği anlamalılar. Havaalanında beni karşılamaya gelen taraftarlar, Metris’te yattığım günlerde; yılbaşında beni desteklemek için oraya gelen insanlara, ayrıca Babalar Günü’nde beni unutmayıp Metris’e gelen tüm Fenerbahçelilere, teşekkür ediyorum. Bir de buradan özel yetkili mahkemelerden içeride yatan dostlarımıza, İlker paşaya, komutanlara diyorum, ÖYM’lerde yargılanan  sivil insanlara da saygılar sevgiler sunuyorum. Yiğit insanlara selam olsun...