KULÜP

Kulübümüzün Finans Danışmanı Serdar Yıldız’dan açıklamalar

05 Ağustos 2020 Çarşamba 17:39

Kulübümüzün Finans Danışmanı Serdar Yıldız, Türkiye Futbol Federasyonu tarafından açıklanan takım harcama limitleriyle ilgili Fenerbahçe Televizyonu’na açıklamalarda bulundu.

Finans Danışmanımız Serdar Yıldız’ın açıklamaları şöyle:

Önce genel bir değerlendirmeyle başlayalım. Bildiğiniz üzere Türkiye Futbol Federasyonu, kulüplerimizin 2020-2021 sezonunda geçerli olacak takım harcama limitlerini dün itibariyle yayımladı. Kısaca bir değerlendirme yaptığımızda ben şunu anlatmak istiyorum: Takım harcama limitlerinde baktığımızda aslında kulüplere geçmiş sezonki limitlerine yakın limitler verildiğini görüyoruz. Hatta birçok kulüpte de geçmiş sezonun daha da altında limitler verilmiş. Öyle ki toplama baktığımızda Euro bazda geçen sene 18 kulübe 330 Milyon Euro limit tanımlanırken, bu sezon ise 21 kulübe 307 milyon Euro limit tanımlandığını görüyoruz. Bu da aslında takım sayısındaki artışa rağmen Euro bazda bu limitlerin düşmesi aslında Türk Futbol Ekonomisinin de gerilediğinin önemli göstergelerinden birisi olarak görebiliriz.

KULÜBÜMÜZ İÇİN AÇIKLANAN LİMİT ADALETTEN UZAK

Şimdi ‘takım harcama limitleri neyi kapsıyor?’ diye sordunuz. Kulüplerimizin bahsedilen sezonda yani t+1 diye geçer talimatta, bizim 2020-2021 futbol sezonuna tekabül ediyor, içinde bulunduğumuz dönemde. Futbolcu, menajer ve transfer harcamalarını içeren bir hesaplama yöntemi. Bu hesaplama yönteminde unutulmaması gereken önemli bir konu var, o da mevcut ve yeni oyuncular için geçerli olacak bir limittir bu. Bazen görüyorum bunu bir transfer bütçesi olarak algılayanlar oluyor. Tam tersine mevcut oyuncularınız ve yeni alacağınız oyuncuların bütün harcamalarını siz bu limite sığdırmak durumundasınız. Diğer taraftan Kulübümüz için açıklanan bir limit var; 154 milyon TL seviyesinde olduğunu görüyoruz ve diğer kulüplerle kıyasladığınızda biraz adaletten uzak olduğunu düşünüyoruz. Kulübün dün yaptığı bir açıklama var. 2019-2020 sezonunda yaklaşık 2 sezonluk %30’luk bir tasarrufla kulübün bu bahsedilen harcamalarda 64 milyon Euro seviyesine indiğini görüyoruz. İki sene önce 92 milyon Euro seviyelerinde olduğunu düşünürsek %30’un üzerinde bir tasarruf var. Aslında burada yönetimimiz gerekli tasarrufları, gerekli önlemleri alıyor diye düşünebiliriz ama bize açıklanan limit yaklaşık 18-19 milyon Euro’lara karşılık geliyor.

BİR SEZONDA 64 MİLYON EURO’DAN 19 MİLYON EURO’YA İNMEK GERÇEKÇİ DEĞİL

Bizim 64 milyon Euro’dan kulüp olarak 19 milyon Euro seviyesine inmemizi söylüyor bize talimat ve bunu 1 sezonda inmemizi söylüyor. Bunun da açıkçası bizim için çok gerçekçi olmadığını düşünüyoruz. Gerçekçi olmayışının birkaç tane nedeni var. Ama çok fazla teknik detaylara girip de biraz da konuyu boğmak istemiyorum. En önemli maddesine değinip hem akılda kalsın hem de anlaşılır olsun istiyorum. O da anapara ödemelerinin limitten düşülmesi. Burada talimatın Ek-12 A maddesini son paragrafını olduğu gibi okuyorum: ‘Kulüplerin t+1 sezonunda (yani içinde bulunduğumuz dönemde 2020-2021 sezonunda) finansal kuruluşlara yapılacak olan anapara ödemeleri takım harcama limitinden düşülecektir.’ diyor. Burada şöyle bir soru olabilir; ‘Bu anapara ödemeleri nasıl ve neye göre değerlendiriliyor?’ diye. Bir kulübün kullandığı bir kredi varsa eğer, bu kredinin 2020-2021 sezonunda denk gelen anapara ödemeleri, anapara taksitlerini ben sizin limitinizden indiririm diyor, TFF. Peki, neden böyle bir yaklaşım var? Aslında burada Türkiye Futbol Federasyonu şunu benimsiyor: ‘Bir kulübün kredi geri ödemesi varsa bu geri ödemeyi yapabilmek için limitini de bu kadar indirmesi lazım.’ Böyle anlattığımız zaman çok mantıklı, çok makul bir madde gibi görebiliriz ancak kulüplerin içinde bulunduğu mevcut durumda Fenerbahçe’nin toplam finansal borçlarının 2 milyar TL’nin üzerinde olduğunu zaten herkes biliyor ve her yerde açıklanıyor. Şimdi 9 aylık mali tablolarda KAP’ta yapılan açıklamalara baktığımızda kulübün kısa vadeye düşen kredi/finansal borç ödemeleri1 milyar TL’nin üzerinde. Çünkü herkesin bildiği üzere biz bu yeniden yapılandırmayı, borç yapılandırma protokolünü imzalayamadığımız için borçlarımız şu an kısa vadede görünüyor. Ne demek? Sizin 1 milyar TL üzerindeki anapara ödemenizi, bu sezona tekabül eden anapara ödemenizi limitten düşelim diyor, TFF. Ama baktığımızda zaten en yüksek açıklanan limit Galatasaray’ın ve 429 Milyon TL. Bu limitin neresinden siz 1 Milyar düşebilirsiniz? Düştüğünüz zaman eksi çıkar. Ekside hem mevcut oyuncuları hem yeni oyuncuları düşündüğünüz zaman anlamsız bir seviyeye geldiği için belli yöntemlerle eksileri sıfır alırsınız. İki yöntemin ortalamasını aldığınız zaman da 154 Milyon gibi bir değer hesaplanıyor. Burada Fenerbahçe’nin 1 Milyar TL üzerindeki kısa vadeye düşen kredi ödemesini bir senede yapması tabii ki mümkün değildir. Bu her sene bu şekilde gelir. Geçen sene de böyleydi. Biz 1 Milyar TL kredi geri ödemesi mi yaptık? Yapmadık. Bu ne demek? Bu borcu sizin yönetmeniz lazım. Ne yapabilirsiniz? Bir kısmını ödeyebilirsiniz ya da belli kısmı için başka bir kaynak bulup başka bir borç bulup ödemesini yapabilirsiniz. Ancak borç seviyeniz yine yakın kalır. Ya da vadesi gelen borçlarınızı bankalarla anlaşıp öteleyebilirsiniz. Ya da diğer kulüplerin yaptığı gibi uygun bir ortam sağlandığı zaman bir borç yapılandırma protokolüne girersiniz. O zaman ne olur? Diğer kulüplerde olduğu gibi bizim de anlaşma koşullarına göre belli süre için anapara ödemeniz olmaz. Bu şekilde borcu kulüp yönetebilir. Bahsettiğim seçenekler kulübün borcunu yönetmesine yönelik süreçlerdir. Her zaman söylemeye çalıştığımız konu borcun yönetimiyle harcamanın yönetimi iki ayrı kavramdır. İç içe soktuğunuz zaman 1 Milyarlık kredi ödemesini sizin 300-400 Milyon limitten inmeye çalışmanız anlamına gelmektedir. Aynı zamanda yapılandırma yapıldığında da 4. yılında, 5. yılında kamuoyundan duyduğumuz anaparanın üçte ikisinin geri ödenmesi gibi anlaşmalar var. Bu da zaten makul olmayacaktır. O yüzden onlar da günü geldiğinde bu borcunu yapılandıracak ve bir şekilde yönetecekler anlamını taşıyor.

LİMİTLER GERÇEK DIŞI

Borcun yönetimini ve harcamanın yönetimini iç içe sokup bir talimat yayınladığınız zaman misal iki tane kulüp düşünün. Ya da yapılandırma yapıp bankalardan ilave kaynak alan kulüpler var ve vadesi gelen borçlarını da ötelediler. Bu anlaşmayı yapan kulüpler için siz yüksek limit çıkartırsanız anapara ödemesi olmadığı için ve kendi imkanlarıyla borcunu yönetmeye çalışan, belki ödemeye belki ötelemeye yani bir şekilde kendi imkanlarıyla bunu yapmaya çalışan kulüp için ise mümkün olmayacak şekilde düşük limitler çıkartırsınız. Birincisi bu. İkincisinde de aynı borç seviyesine sahip iki kulübü ele alalım. Birisi kredi imkanını kullanarak vergisini ödüyor. Vergi günü geldiği zaman kulüp vergisini nasıl ödeyebilir? Bir kaynak kullanır. Haliyle finansal borcunu arttırır. Vergisini öder. Bunun için siz limiti düşürürsünüz çünkü anapara ödemesi gelecek. Ama diğer bir kulüp vergisini ödemez. Öteler, af bekler. Bir şekilde vergi borcu biriktirmeye devam eder. Bu sistem kulüp içinse limiti yüksek çıkartır. Çünkü vergi borçları değil finansal borçlar dikkate alınıyor. Diğer taraftan yine aynı borçluk seviyesindeki iki kulüp için bir kulüp düşünün ki borcunu ödemeye çalışıyor. Onun için daha düşük limit çıkartıyorsunuz. Diğer bir kulüp ödemeyip ötelemeye çalışıyor. Öteleyen için daha yüksek bir limit çıkarmış oluyorsunuz. Bu limitlerin gerçek dışı olduğunu biz Fenerbahçe’nin limitine baktığımız zaman diğer kulüplerle kıyasladığında herkes anlayabilir. Bunun için finansçı olmaya gerek yok. Yine kulübün dün yaptığı açıklamadaki yüzde 30’luk tasarrufla 64 Milyon Euro seviyesine indiği görebiliyoruz. Açıklanan limitte 19 Milyon Euro seviyesinde hatta diyelim ki ekstra yüzde 15’lik limit aşımını da kullandığınızı varsayalım. Fenerbahçe’nin 22 Milyon Euro’ya inmesi bekleniyor. Zaten 64 Milyon Euro geçen sene harcamış olan bir kulüp belli oyuncuları sözleşme dışına da çıkıyor. Serbest kalıyor ve mevcut oyuncularıyla en azından 40 Milyon Euro seviyesinde bir şeyi olacağını tahmin edebilirsiniz. Rakamı tamamen farazi konuşuyorum. 40 Milyon Euro seviyelerinde hali hazırda devam eden oyuncularınızın yükümlülüğü var.

BÖYLE BİR TAKIM PLANLAMASI MÜMKÜN DEĞİL, FUTBOLUN GERÇEKLERİNDEN UZAK

Talimat şunu söylüyor; devam eden oyuncular, -yani giden gitti, onun yerine kimseyi alma-, devam eden oyuncuların yarı değerinde olan oyuncuları elden çıkar ama bunlara fesih yaparken de para ödeme çünkü ödersen onu da limitin içerisine sokarım. Bir şekilde gönder, yarısına indikten sonra oyuncu satarsan sattığın kadar alabilirsin diyor. Bize 64'ten 22'ye başka şekilde indirmesinin bir yöntemi, mümkünatı yok. Tabii buradan anlatırken sanki olabilecekmiş gibi geliyor ama fiiliyatta kalemi ve maliyetleri elinize aldığınız zaman böyle bir takım planlaması maalesef mümkün değil. O yüzden futbolun gerçeklerinden uzak olduğunu savunuyoruz.

Özetle, misal limitler bu şekilde gerçekçilikten uzak olduğu için,

Birincisi, sözleşmesi biten oyuncuların yerine yenisini alamıyorsunuz. Ne demek? Biraz dramatize edeyim; diyelim iki tane forvetiniz var, ikisinin de sözleşmesi bitiyor. Yerine yeni forvet alamıyorsunuz çünkü sizin devam eden yükümlülüğünüz, örneğin 40 milyon Euro seviyesinde olduğunu düşünelim, 22'ye ineceksin diyor. Zaten onlar gitmiş yerine kimseyi alamıyorsunuz.

İkincisi, diyelim ki yüksek maliyetli oyuncunuz var. Bir oyuncunuz var, daha önceden anlaşma yapılırken belki hata yapılmış ya da maliyetinin karşılığında performansını sergileyemediğini düşünüyorsunuz ve bu oyuncuyu göndermek istiyorsunuz. Diyelim ki 3 milyon Euro ücreti var. Siz bu oyuncuyu gönderdiğiniz zaman yerine daha ucuza oynayacak bir oyuncuyu alamıyorsunuz. O zaman ne oluyor? Kulüp yüksek maliyetli oyuncuyu elinden çıkaramıyor çünkü yerine düşük maliyetli oyuncuyu alamayacak. Bu da bu çarpık yapıda aslında kulübün aslında maliyetinin tasarruf yapmasının  da bir şekilde önüne geçiyor.

Diğer bir konu, diyelim ki parlayan bir oyuncunuz var. Yurt dışından ya da yurt içinden çok iyi bir teklif gelecek; 30-40 milyon Euro. Transfer karında 3'te 1'i limite dahil olacağı için siz o 40 milyon Euro'luk teklifi bile değerlendiremeyeceksiniz. Çünkü önemli bir oyuncunuzu satmanız gerekecek ve onun yerine yeni oyuncu koyamayacaksınız. Böyle düşünülürse aslında kulüplerin para kazanmasının da önüne geçilmiş oluyor.


FİNANSAL FAIR PLAY FUTBOLUN ADİL OYNANMASI İÇİN YAPILIYOR

En önemlisi, en önem verdiğimiz konu, aslında bütün aksiyonlar kulüplerin Finansal Fair Play seviyesine gelmesi için yapılıyor. Ne demek? Finansal anlamda adil oynanması için yapılıyor. Biz bu çıktılara baktığımız zaman ne finansal, ne sportif ne de hukuki açıdan adaletten söz edebileceğimizi düşünmüyoruz. Pek mümkün görünmüyor. Böyle bir ortamda da futbol ekonomisi ne kadar daha küçülür, yayın ihalemizin görüşmeleri ne şekilde seyreder bunları herkesin düşünmesi gerekiyor.

Ligin marka değeriyle futbolun ekonomisi büyüyor, bununla sizin sponsorluk anlaşmalarınız, yayın ihaleniz büyüyor. Hepsini daha değerli hale getirmemiz lazım ki kulüpler daha hızlı borç ödeyebilir ve sürdürülebilir yapılara gelsinler.

Bir günde bir sezonda 64 milyon Euro'lardan 22 milyon Euro'lara inebilmek maalesef mümkün değil. İnemediğiniz zaman ne olacak? Sezon sonunda da inceleme yapılacak. Diyelim ki hiç transfer yapmadınız, mevcut yükümlülükleriniz 40'a indi ve kimseyi alamadınız. Dediniz ki, 'Bu oyuncularla devam edeceğim, sözleşmesi bitenlerin yerine altyapıdan oyuncu koyacağım.' Bu şekilde bile sezon sonundaki denetimlerde TFF bakacak, diyecek ki, 'Talimatın şöyle bir maddesi var, ona göre size cezai işlem uygulayacağım ve kesinlikle 3 puan silinmesi sonrasında da transfer yasağı, kadro sınırlandırması, para cezası gibi cezalardan biri veya birkaçının  uygulanması gerekiyor.' Ama kulüp bu ceza için hiçbir aksiyonda, hiçbir maliyet arttırıcı ya da hiçbir transfer yapmamış. Böyle bir ortamda bile bu cezanın uygulanması gerekiyor. Bir sene sonradan bahsediyorum. Gerçekçi değil, transferinizin, maliyet tasarrufunuzun, para kazanmanızın önüne geçiyor. Bunların önüne geçtikten 1 sene sonra da puanınızı siliyor ve başka bir takım cezalar uygulayabiliyor. Kulübün, yönetimin yaptığı hiçbir olumsuz, maliyet arttırıcı unsur olmadan hiçbir transfer olmadan dahi bunlarla karşı karşıya kalmak durumunda oluyoruz.

Basın Fotoğrafları