FUTBOL

Başkanımız Ali Y. Koç’tan açıklamalar

24 Ekim 2021 Pazar 23:17

Başkanımız Ali Y. Koç’un, Aytemiz Alanyaspor karşılaşmanın ardından basın mensuplarına yaptığı açıklamalar şu şekilde:

Futbolun içinde var dediğimiz olaylardan bir tanesi. Evet, mutlak galibiyet için çıktık, taraftarımız da bunun bilincinde. Burayı hiç olmadığından fazla doldurdu. Derneklerimiz, Türkiye’nin dört bir yanından geldiler, onlara teşekkür ediyorum. Her şey güzel başladı. İlk yarı pozisyon vermedik diyebiliriz. Sizin dediğiniz gibi iki kere geldiler, oldu. İlk yarı orta sahayı geçmekte sıkıntı çekti Alanyaspor, çünkü iyi baskı yaptık ama bir türlü bu baskımızın sonucunu gole çeviremiyoruz. Bu maçı seyredip 2-1 kaybetmiş olmak, yani o ilk gol gelene kadar kimsenin aklının ucundan geçmiyordu, en kötü beraberlik olurdu fakat bir düşüş var, bu bariz. Şampiyonluğa oynayan her takımda bu olabilir. Ligde her noktaya oynayan takım için bu olabilir. Bir başka başkanımızın dediği gibi bütün maçları hiç kimse kazanmıyor şampiyon olmak için. Tabii ki puan kayıpları olur ve bunlar dönemsel oluyor. Sadece biz değil, şampiyon adayları bugün de dün de zaman zaman bu türbülansın içine girebiliyor. Bizim de böyle bir türbülansın içinde olduğumuzu düşünüyorum. Son haftalarda oynadığımız maçlara baktığınız zaman iyi de oynasak kötü de oynasak istediğimiz sonuçları alamıyoruz. Dolayısıyla taraftarın da serzenişte olması haklı. Yani bu camia yedi senedir şampiyonluk bekliyor. Ama dün hedefimiz neyse bugün de hedefimiz aynı. Bize düşen acilen bu gidişatı durdurup ekibi toparlayabilmek. Daha köprünün altından çok su akacaktır. Ama söylemek istediğim şu; sezona çok güzel başladık. Hazırlık maçları da buna dahil, Avrupa elemeleri de buna dahil. Ondan sonra hafif bir duraklama, şimdi bir düşüş dönemine girdik. Tabii ki bu değişecektir, böyle gitmeyecektir. Bu kadro geçen seneye nazaran daha kuvvetlenmiş bir kadrodur. O yüzden bizler, teknik kadromuz, oyuncularımız, yöneticilerimiz üstümüze düşen sorumluluk, vazife bir an evvel bu gidişatı durduracak hamleleri, eylemleri, görüşmeleri, iletişimi yapmak.”

“Gayet normal tepkileri. Ama şunu da unutmayın; Fenerbahçe camiasına özel bir kırılganlık, yıllardır şampiyonluk bekleme durumu var. Bu sene çok büyük umutlarla başladık, taraftar da bunun bilincinde ve sevincindeydi. Tabii şimdi ‘acaba yine benzer sıkıntıları yaşayacağımız bir sezona mı girdik?' düşüncesi içinde olmaları.. Tabii bu gibi kötü gidişatlarda da köşede bekleyip, kötü gidişatta taraftar psikolojisini körükleyip olumsuz alanlara çekmeye hazır bize özel bir durum da var. Ama taraftar sonuçta haklıdır burada. Taraftar tabii oyuncularımızın da maçtan sonra onlara gitmesine de tepki gösterdi, yine haklı olarak. Ben şahsen anlam veremedim. Ama onlar da aslında alkışlama, özür dileme mahiyetindeydi. Geçen hafta havalimanına gelmelerinden çok etkilendiler, özellikle de ilk defa Fenerbahçe’ye gelen oyuncular. Bununla beraber bugün de maç öncesi yoğun bir destek vardı. Maç içinde de vardı. Onlar aslında taraftarı alkışlamaya gittiklerinde özür dilemeye gittiler. Ama bence bir nebze manasızdı, çünkü taraftarın haklı tepkisini başka yerlere çekti.”

“Bence bu kadro şampiyonluk için yeterli. Oynanan futbol, ilk beş haftayı konuşsanız ‘Fenerbahçe şampiyonluğun en büyük adayı’ derdiniz. Son dört haftayı konuşsanız ‘bu takım şampiyon olmaz’ diyebilirsiniz. Futbolun içinde olan şeyler, inişli çıkışlı durumlar!  Ama şunu tekrar söylüyorum taraftarımıza; evet, bu gece olan oldu, tepkilerinde de haklılar ama böyle bir sarmala girip, umutsuzluğa kapılıp ‘yine mi böyle bir sezon yaşayacağız?’ konumuna gelmemeleri! Çünkü bu işi başaracaksak hep beraber başaracağız. Tekrar ediyorum; taraftar tepkisinde haklı, tepki bu gecede kalmalı ve bu takım toparlanıp tepeye oynayacak skoru da futbolu da yapabilecek kapasitededir. Bundan hiçbir şüphem yok. Evet, ben de çok üzgünüm. Ben de istemem bu tip tepkileri ama bizim işimiz anlık, saniyelik konulara takılmak değil; problemi çözmek. Problemleri de çözeceğiz, devam edeceğiz. Sadece biz düşüş yaşayan takım değiliz. 3-4 hafta arka arkaya düşüş yaşayan pek çok takım var. Bakın sadece bu hafta, 10 hafta sonra lige de bakın, ligin şu an üçte biri tamamlandı. Onlara da baktığınız zaman bize has bir şey değil. Bize tepkilerin daha fazla olması bize has bir durum.


Ben taraftarla ilgili söyleyeceğimi söyledim.

(MHK Başkanı istifa etti. Daha önce Metin Tokat istifa demiştiniz, istifa etti.) Ben kimseye 'istifa etsin' demedim. 'Orada olmamalı' dedim. Temmuz ayındaydı. (Yabancı bir MHK Başkanından bahsediliyor) Başkanımız öyle bir şeyin olmadığını söyledi. Kimseye öyle bir şeyden bahsetmedi, benim bulunduğum toplantılarda da, Kulüpler Birliği’nde de öyle bir talebimiz olmadı. Hepimizin dediği gibi; Burak Başkan, Ahmet Ağaoğlu.. kişiler değil, sistem sıkıntılı! Sistemi sıkıntılı hale getiren bazı öbekler var, gruplar var. Bu işi topyekûn ele almamız lazım. Bakın hiç bizle alakası olmayan maç söyleyeceğim, maça gelirken gördüm; Sivasspor-Adana Demirspor maçında penaltı oldu. Hakem VAR’a gitti. O penaltıda VAR’a gitmek aslında hakemlik performansının ne kadar düşük olduğunun bir misali. Ne onu tuttu, ne bunu tuttu, hiçbir şey demiyorum. Gördünüz mü onu? Yani hakemin orada penaltıyı çalamayıp VAR’a gitmesi bile işin vehametini net bir şekilde gösteriyor. Ama bu MHK başkanları değişiyor, Federasyon başkanları değişiyor, Kulüp başkanları değişiyor ama hepimiz yine şikayet ediyoruz. Geçmiş MHK başkanlarıyla ilgili arkadaşlarımız, Kulüpler Birliği Vakfı’ndaki bazı başkanlar oturdular, çalışma yaptılar, onların serzenişleri bizim kadar ağır. Hem başkanlık yapmışlar hem sistemden serzenişleri... Umutlu konuşmak gerekirse çözüm var. Yeter ki çözmek için irade olsun. Tekerleği yeniden icat etmemize gerek yok ama bu sistemin şu şekilde gitmesinin herkese, hepimize zarar verdiğini, kaybet-kaybet bir senaryo olduğunu herkes söylüyor, tek biz söylemiyoruz! Bizim taraftarlarımız da zaman zaman ‘Bırakın sistemi, sanane sistemden, Fenerbahçe’nin çıkarlarını koruyun’ diyorlar ama bu sistemin böyle gitmesinden en çok zararı gören zaten Fenerbahçe, yıllardır! Ben bu maç özelinde konuşmuyorum. Gördüğüm kadarıyla bu maçta hakemlik bir şey de yok. Birkaç saat evvel oynanan bir maçı söylüyorum. Demek ki VAR olmasaydı, öyle bir pozisyon penaltısız geçecekti. İyi niyetli hataya hepimiz açığız ama bizlerin en büyük sıkıntısı; performanslar yetersiz, teknoloji iyi kullanılmıyor, atamalarda hepimizin kafasında soru işareti var. Hatta bir adım daha öteye gideyim, bence gözlemci raporları ne kadar kâle alınıyor, ne kadar alınmıyor bu atamalarda merak ediyorum. Altay, hepiniz görmüşsünüzdür internette. Altay çıkarken ona edilen küfürleri, Altay hiçbir şey yapmıyor. Yapsaydı, küfür etseydi ağır tahrikten yine indirimli ceza alırdı. Şimdi hiç ceza almaması lazım. Federasyona rica ediyorum, temsilci raporunu açıklasınlar, temsilci raporunda ceza alabilecek hiçbir şey yok, hiçbir cümle yok, hiçbir ifade yok. Kendisine çok ağır küfür edildiğini, küfrü de yazıyor, soyunma odasına giderken elini yumruk yaptığını, ondan sonra da iki elini başının üstüne koyup alkışladığını, ağızından bir şey çıktıysa da bunun temsilci tarafından duyulmadığını yazıyor raporda. Ama ceza yedi. (Temsilci raporunda bu ifadeler var değil mi?) Olduğu söyleniyor, evet.

İki kulvarda götürecek takım kalitemiz ve derinliğimiz var. Mazeret değil. Bize böyle bir takvim varsa başkalarına da aynı takvim var. Bize has bir şey değil ki. (Onlarda zorlanıyor) Hepimiz zorlanıyoruz ama bu mazeret değil.

Çözüm, akıl akıldan üstündür. Kulüplerle inatlaşmadan, ortak bir istişareyle, aceleye getirmeden ve bundan sonraki MHK Başkanı ve kurulu kim olacaksa gerçekten değişime ihtiyaç olduğunu ve değişimin de futbolun tüm paydaşlarıyla beraber çok kısa, kısa ve orta vadede adımlarla, değişikliklerle bir kısmını hemen, bir kısmını sindire sindire yapıp, en geç iki sezon içinde bugün konuştuğumuz bütün sorunlardan arınabilecek bir yapıyı oluşturmak. Tabii ki hata olacak. İnsanın olduğu yerde her zaman hata olur ama güvensizlik ve soru işaretleri öyle bir boyuta geldi ki, ortalıkta millet birbirine girecek durumda. Bizlerin de özellikle büyük kulüplerin milyonlarca taraftarı var. Onların da şüpheleri, endişeleri, tenkitleri ama biz hepimiz maça atanacak hakemler konusunda 'aman başıma bir şey gelmesin' diye arkadan federasyonda tanıdığımız, yakın bulduğumuz kişileri arayıp, bir şekilde hakem atamalarına müdahale edecek bir konuma gelindiyse sıkıntı burada. Bugün de toplantıda söyledim. Ben, 4 senedir bir kere federasyonun bir yetkilisine 'şu hakemi atayın, bu hakemi atamayın veya hakem kim olacak' diye aramamanın rahatlığı ile böyle konuşuyorum. Bizler de kulüpler ve yöneticiler kendimize çekidüzen vermemiz lazım. Bu sistemin doğru işlemesini istiyorsak bizler de kapalı kapılar arkasında müdahalelerde bulunmamamız lazım. Ne yapıyorsak açık yapmamız lazım ama bu yumurta tavuk meselesi. Sistem belki iyi olsaydı kimse bu yöntemlere başvurma ihtiyacı duymak zorunda hissetmezdi kendini. Dolayısıyla orada bir yumurta/tavuk durumu var. İnşallah el birliğiyle en doğru yolu buluruz. Doğru yolu bulmak da çok uzakta değil, çalışan sistemler var. Her zaman söylüyorum; tekerleği yeniden icat etmemize gerek yok, inşallah en hayırlısı olur. İnşallah ilk önce doğru bir başkan, altındaki kurul üyeleri sonra beraber istişareye başlayıp, ivedilikle problemleri adreslemek. Daha evvel geçen hafta da söyledim; bu yapısal değişiklikler ve insan kaynağının kalitesinin artırılması, hakem alternatiflerinin çoğalması, VAR hakemi ile orta saha hakeminin ayrılmasına kadar gelecek süreçte tabii ki zaman alacak. Ama şu an tepe yapmış endişeleri de acilen bir nebze azaltacak ve hepimizin de kulüpler olarak altına imza atacağımız adımlar da net bir şekilde ortada. Hemen ne talimat değişikliği, ne o, ne bu çabucak yapılabilecek adımlar da ortada. İnşallah en doğrusu yapılır.

Adaletsizlik zaten standartsızlığından.. Sen aynı şeyi yapıyorsun başka ceza alıyorsun; ben aynı şeyi yapıyorum başka ceza alıyorum. Bir ötekisi aynı şeyi yapıyor bambaşka ceza alıyor. Bir standart olmamasına… Ama biz kulüpler olarak artık şikayet ederek bir yere varılamayacağını ve artık bizim faal olarak, aktif olarak federasyonumuzla beraber bir süreçle bu işleri adreslememiz gerektiğinin inancına geldik. Bu da Türk futbolunda yıllardır görülmeyen bir şey.

Bu işten en çok çeken kulüp Fenerbahçe’dir! Bunda herhalde taraflı tarafsız herkes aynı noktadadır. En çok Fenerbahçe ve dolayısıyla bu şeyleri dillendiriyor. Biz, iki üç senedir dillendiriyoruz. Şimdi herkes dillendirmeye başladı. Ben, 2018’de yola çıktığım zaman Türk futbolunun mali durumunu söylerken bir tek ben söylüyordum, bir de Saffet Sancaklı vardı; bugün herkes söylüyor. Bankalar Birliği ile yapılan anlaşmanın olmayacağına -ilk imza atılan anlaşmanın- doğrusunun bu olmadığına, bir sezon geçmeden bu sistemin çökeceğini ve yeniden yapmak zorunda kalacağımızı ve ‘bari başından, peşinen doğru dizayn edelim’ demiştim. Yalnızdık, hatta bazı başkanlar, ‘devlete kafa mı tutuyorsun’ diye fırsatçılık yaptı. Ama bir sene sonra geldiğimiz noktada aynı noktaya geldik. Hakemler için de aynı şey geçerli. Bunun sürdürülebilir bir sistem olmadığını biz, haykırıyoruz. Şimdi bütün kulüpler aynı noktaya geldik. İnşallah bu fikir birliğinden memleketimiz için hayırlı bir şey çıkacak.