FUTBOL

Performans Antrenörümüz Prof. Dr. Niyazi Eniseler kamp çalışmalarına ilişkin bilgi verdi

08 Ocak 2019 Salı 20:34

Profesyonel Futbol Takımımızın Performans Antrenörü Prof. Dr. Niyazi Eniseler, Fenrbahçe Televizyonu’nda yayınlanan 14/16 programına açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Niyazi Eniseler, ikinci yarı hazırlıkları kapsamında futbolcuların geçtiği testlerden hangi antrenman teknikleriyle çalıştıklarına kadar birçok konuda bilgi verdi.

Ben bir bilim insanıyım ama en az benim kadar Ersun Hoca da bilim insanı

İlk olarak futbolculara antrenmanlarda çok istekli ve coşkulu oldukları için teşekkür eden Prof. Dr. Niyazi Eniseler, “İstanbul’da başladığımız çalışmalar devam ediyor. Öncelikle futbolculara teşekkür etmek istiyorum. Çok coşkulu çok istekli bir şekilde antrenmanlara kendilerini veriyorlar. Kendilerini bizlere teslim ettiler. Biz de o güvenle çalışmalarımızı başlattık ve devam ediyoruz. Ersun Hoca’dan bahsetmek istiyorum. Ben bir bilim insanıyım ama en az benim kadar Ersun Hoca da bilim insanı. Hem teknik direktör hem de bilime çok önem veren, çok değer veren biri. Başarısının sırrı da bilime olan inancından kaynaklanıyor. Buraya yatak yorgan hariç her şeyi getirdik. Hemen hemen bir tır dolusu malzeme geldi. Bu malzemeler içerisinde kuvvet malzemeleri, dronelar, GPS cihazları, bilgisayarlar ve test cihazları var. Öyle bir durum ki tüm antrenmanlarda dronela çekilmiş görüntüler elde ediliyor. Analizci arkadaşlar neredeyse sabaha kadar saatlerce bu görüntüleri analiz ediyorlar ve bu analizleri her antrenmandan sonra futbolculara feedback veriyorlar. Yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Biz buraya yeniden bir fitness salonu kurduk. Yaklaşık 4-5 sene önce alınan kuvvet cihazları içerisinde bir numara olan pinomatik bir sistemle fitness salonu kurulmuştu. Bütün kuvvet-antrenman sistemlerini buraya taşıdık ve kurduk. Antrenmanlarımız haftada iki gün gün aşırı kuvvet ve denge antrenmanlarıyla devam ediyor.” şeklinde konuştu.

Oldukça keyifli bir çalışma ortamına sahip olduklarına da değinen Eniseler, “Bunlar çoğunlukla futbolculardan kaynaklanıyor. Büyük bir coşku içerisindeler. Büyük bir sevgiyle antrenmanlara kendilerini veriyorlar. Antrenmanlarda da bu gelişimi görüyoruz. İnşallah maçlarda da göreceğiz.” dedi.

Başarımız bilimden gelecek destekle de sağlanacak

Bütün hedeflerinin bu çalışma ortamını sahaya da yansıtmak olduğunu söyleyen Niyazi Eniseler, “Gözle bazı şeyleri göremezsiniz. Doktora gidiyorsunuz sizi görmeden ilaç yazmıyor. Önceden sizi röntgenden, birtakım tahlillerden geçiriyor. Ondan sonra tedaviyi öneriyor. Biz de burada futbolcuları çeşitli fiziksel, fizyolojik, biyokimyasal testlerle tanımaya çalışıyoruz. Eksikliklerini tespit etmeye çalışıyoruz. Futbolcuların dayanıklılık seviyesini tespit etmek için İstanbul’da laktat testi yapıldı. Laktat testi, antrenmanların şiddetini ve nasıl yükleneceğimizi bize anlattı. Ondan yararlandık. Burada da birtakım dikey sıçrama testleri uygulandı. Tabii ki bu iş biraz yüklenme, dinlenme ve beslenmeyle ilgil.  Hemen hemen her gün idrar tahlilleri yapılarak futbolcuların su kaybı olup olmadığına bakılıyor. 3-4 günde bir vücut-kitle endeksleri, yağ oranları, uykudan uyanır uyanmaz kahvaltıya gitmeden önce futbolcular fizyoterapi odasına geliyorlar. Yağ oranları, vücut ağırlıkları tespit ediliyor. Fazlalık varsa onlara öneriler veriliyor. Beslenme-diyetisyenimizle beraber beslenmeleri kontrol altına alınıyor. Bu sayede eksik hiçbir şey bırakmak istemiyoruz. Dün bir güç testi yapıldı. Futbolcularımızın güç seviyeleri tespit edildi. Buna benzer birçok testle beraber Fenerbahçe’nin antrenmanları neredeyse bir üniversite laboratuvarındaymış gibi yapılmaya çalışılıyor. Birtakım eksiklikleri çözmeye çalışıyoruz ama şunu bilmek gerekli ki biz bir bilim çağında yaşıyoruz. Futbolun da artık bir bilim olduğunu bilmemiz gerekiyor. Bilimden yararlanmalıyız. Bu sayede en iyiye ve en güzele ulaşmamız lazım. Başarımız biraz da buradan gelecek destekle sağlanacaktır diye düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.

Yüklenme kadar dinlenme ve beslenme de öneml

Futbolcuların çok ciddi ve yoğun bir antrenman programından geçtiğini belirten Niyazi Eniseler, “Sabah kuvvet öğleden sonra sahada şiddetli oyun antrenmanları yapıyorlar. Ciddi anlamda bir yorgunluk var. Bu yorgunluğun seviyesini bir an önce ölçmemiz gerekli. Arkadaşlar iki günde bir kalkıp parmak uçlarından kan veriyorlar. Bu sayede onların kreatin kinaz oranlarına bakarak yorgunluk seviyelerini tespit ediyoruz. Ne kadar yorgunlar ne kadar yüklenebiliriz onu kontrol ediyoruz. Son bilimsel çalışmalar diyor ki bu kreatin kinaz seviyesi yorgunluğun belirtisidir ama bunu daha aşağı indirmek için ne yapabileceğimize ilişkin çok araştırma var. Burada her gün yaklaşık olarak iki ton buz kullanıyoruz. 3-4 kişinin girebileceği küçük havuzlar oluşturduk. Her bir havuza 250 kg buz koyuyoruz. Buz yetiştiremiyorlar neredeyse. Bu kreatin kinaz biraz yorgunluğa neden olan bir madde. Bu maddeyi en aza indirmek için buzun kullanılması önemli. Otelin görevlileri bize buz yetiştiremez oldular. Samandıra’da bu anlamda tesislerimiz var. Hatta ice sauna denen -130 derecelere varan bir sistemimiz var. Böyle sistemler burada olmadığı için burada bu sistemi yaratmaya çalıştık ama bu havuzcuklara günde iki ton buz harcıyoruz. Toparlanmaları bu buzlu suda azaltılmaya çalışılıyor. Gerçekten yüklenme kadar dinlenme ve beslenme de önemli. Bu üç sacayağını iyi oturtmak ve iyi kullanmak gerekir.” şeklinde konuştu.

Sakatlanmamanın sırrı doğru kuvvet antrenmanları

Sakatlanmamanın sırrının kuvvet antrenmanları olduğunun altını çizen Performans Antrenörümüz, “Genellikle hazırlık sezonlarında takımların en büyük derdi sakatlıktır. Hatta bununla ilgili bir araştırma var. Avrupa’daki liglerin yıllık sakatlık maliyetlerinin 5 Milyon Euro olduğunu söylüyor. Sakatlık hem futbolcuların hem de takımların derdi. En iyi oyuncunuz, ilk 11’deki oyuncunuz sakatlanıyor. Çok formda bu futbolcunun sakatlanmasıyla takımların uyumu bozulabiliyor. Birkaç hafta ya da ay ayrı kalıyor. Bu nedenle herkes çok üzülüyor. Bunun sırrı da doğru kuvvet antrenmanları. Bu anlamda biz vazgeçmeden kuvvet antrenmanlarımıza başladık ve devam ediyoruz. Çarşamba-Pazar maç olunca bu kuvvet antrenmanlarını biraz azaltmak zorunda kalabiliriz. Ama işin sırrı kuvvetli olmaktan geçiyor. Eğer kuvvetli olmazsanız sakatlanırsınız. Samandıra’yı buraya taşımasaydık kuvvet antrenmanlarını istediğimiz gibi yapamazdık. Günde 15-20 ton ağırlık kaldırıyor arkadaşlar. Ama bunların semeresini inşallah hem kupada hem de ligde göreceğiz.” dedi.

Prof. Dr. Niyazi Eniseler, futbolcuların da çok konsantre bir şekilde çalışamalara katıldıklarını söyledi ve sözlerini şu şekilde sonlandırdı:

“Sabah saat 8.30’da buraya geliyoruz. Önce fizyoterapistlerin odasında kreatin kinaz, kan, idrar ölçümleri, yağ oranı ölçümü yapıyoruz. Sonra saat 8.30-9.00 gibi buraya geliyoruz ve 13.00’e kadar çalışma temposunu sürdürüyoruz. Sadece ben değil hep beraber özellikle analizciler saatlerce bilgisayar başında futbolculara ne yaptıklarını, iyi ve eksik yönlerini sunmaya çalışıyorlar. Ama futbolcular da çok konsantre bir şekilde her şeylerini veriyorlar. Onlara da teşekkür etmek lazım.”