“Şampiyonlukta pay sahibi olmak istiyorum”

13 Nisan 2011 Çarşamba 00:00

Fenerbahçe Gazetesi’nin yeni sayısının konuğu Profesyonel Futbol Takımımızın oyuncularından Uğur Boral. Uğur Boral ile yapılan keyifli sohbetin detayları şöyle: - Sakatlığın sonrasında artık kendini hazır hissediyor musun? - Şu an hiç hissetmediğim kadar kendimi iyi hissediyorum. Hocamız ne zaman görev verirse o zaman oynarım. Özellikle Galatasaray ve Bursaspor maçlarında kadrodaydım. Biliyorsunuz futbol takımlarında kimin oynayacağına teknik direktörler karar verir. Son söz tabii ki Aykut hocamızın. Ben her an oynayabilecek gibi hazırlıklarıma devam ediyorum. - Antalya kampında yapılan toplantılardan sonra takımda arkadaşlık ve kenetlenme hat safhada yaşandı. Bu toplantıda neler konuşuldu ki sizi motive etti? - Öncelikle Fenerbahçe takımı olarak karakterli insanların bir araya geldiği bir topluluğuz.. Biz kendimize şunu söyledik, eğer bu durumu gururumuza yedirebiliyorsak, bu şekilde devam edelim. Ama ’Biz Fenerbahçe’yiz, biz büyük bir takımız’ diyorsanız da artık buradan ayağa kalkmanın zamanı geldi, diye konuşuldu. Sonuçta biz bir kaosun içine sürüklendik ve toparlanmamız kolay olmadı. Ama Yeni Malatyaspor maçından sonra uçurumun kenarından tutunduk. Bizler de oradan kendimizi yukarıya çekebilmeyi başardık. İnşallah sezon sonunda bu ayaklanmamızı şampiyonlukla perçinleyeceğiz. - Geçen sene de iki takım şampiyonlukta başa baş gitmişti, bu sene de aynı şeyler yaşanıyor.. Bu sizde farklı bir duygu yaratıyor mu? - Yaşadığımız acı bir tecrübe var, geçen sezondan.. Rakiplerimiz bunu yaşamadı. O yaşanan olaylarda hiç kimsenin üzülmediği kadar, üzüldük. Haftalarca evden çıkmadık, gülemedik… Bu topluluk bunun bilincinde, şampiyonluk için elimizden gelen her şeyi yapacağız. - Yerli hoca ile çalışmak daha avantajlı mı? - Türk oyuncular açısından avantajlı bir durum çünkü birebir diyaloga girebiliyorsunuz, sizin hissettiklerinizi hisseden bir insan oluyor karşınızda... Aykut hocamla, herkesin olduğu gibi benim de aram çok iyi.. Mesela maçları konsantrasyonlar belirliyor.. Bunda hocanın önemi çok büyük oluyor.. Aynı dili konuşuyorsanız, doğal olarak daha rahat anlaşırsınız. Ve durum hocamızın bu konuda ne kadar başarılı olduğunu gösteriyor. İyi oynayan ve iyi bir durumda olan bir takım var. Hocanın hepimizde, takım ruhunu yakalamamızda çok emeği var. - Rakiplerin Fenerbahçe maçlarına daha yoğun konsantrasyonla hazırlandığını biliyoruz. Bu durum sizi nasıl etkiliyor? - Şimdi Fenerbahçe takımı sürekli böyle şeyleri yaşadı, yaşıyor ve yaşayacaktır. Büyük bir camia olmanın verdiği normal sonuçtur bu aslında. Size karşı oynayan her takım puan almak için uğraşır. Sen bir bina inşa etmek zorundasın ki içine girip oturabilesin. Ama rakiplerin öyle bir amacı yok, her türlü rahatlar. Geçen sezon rakipleri Bursaspor’a karşı bir Anadolu takımıymış gibi oynadılar, normal bir mücadele sergilediler. Bursaspor’da iyi bir takım olduğu için bu avantajı kullandı ve maçlardan galip ayrılmasını bildi. Bursaspor, şampiyon olduktan sonra rakipler onları ciddiye almayı başladı ve şimdi onlara karşı nasıl mücadele ettiklerini hep birlikte görüyoruz. Biz büyük bir takımsak, kaliteli oyuncularsak tüm bunların üstesinden geleceğimize inanıyoruz. - Futbol yaşamında en çok etkilendiğin bir anın var mı? - Sevilla maçıyla ilgili anılarım çok özel.. Her zaman söylerim bunu. Gerçekten orada çok yoğun duygular vardı.. İsmimin o maçla ilgili olarak anılmasını kastetmiyorum. Oradaki o hava, oradaki o duygu yoğunluğu bizleri çok etkiledi. O maçta forma giyen her Fenerbahçeli için o maç unutulmaz bir anıdır. - Milli formadan sakatlığın dolayısıyla uzak kaldın bundan sonrası için planların neler? - Milli formayı giymek benim ve ailem için müthiş bir gurur kaynağı.. Ama öncelikle takımımda forma şansı bulmam gerekiyor ardından da milli takımın formasını tekrardan terletmek istiyorum. Bir gün yeniden milli takıma gideceğime yüzde yüz inanıyorum. - Biraz futbolun dışına çıkalım istersen.. Futbol dışında ilgini çeken başka neler var? - Futbol dışında tenisi çok seviyorum. Hatta şunu söyleyebilirim, futbol maçlarından çok tenis maçlarını izlemeyi seviyorum.. Ama en çok yapmayı sevdiğim şey film izlemektir. Müzik dinlerim.. Şarkı söylerim.. Kitap okuyarak kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Hatta çoğu kez genç sporculara kitap okumaları konusunda uyarıyorum. İyi bir sporcu olmak için yetenek yetmez, zekânızı da kullanmak zorundasınız. - Forma değiştirme ve koleksiyonu merakın var mı? Var ise kaç forma birikti?.. - Evet var. Evimde yaklaşık 50 tane farklı forma var. - Futbolcu olmasaydın, hayatını ne işle sürdürmeyi arzulardın? - Sanırım Bankacı olurdum. Çünkü Ticaret Lisesi mezunuyum ve bankacılık okudum. Hatta Lise 3. sınıftayken bir bankada staj yapmıştım. Futbolcu olmasaydım hayatımı bu şekilde sürdürebilirdim. - Fenerbahçe’yi bu sezon sonunda nerede görüyorsun? - Tabii ki şampiyon olarak görüyorum ve şampiyonlukta benim de katkım olsun istiyorum...