"Saracoğlu’na ilk 16 yaşımda ayak bastım"

10 Ekim 2011 Pazartesi 00:00

Fenerbahçe Gazetesi 94. sayısında Profesyonel Futbol Takımımızın oyuncularından Caner Erkin ile yaptığı röportajın ayrıntıları aşağıda yer almaktadır. - Bir dönem Galatasaray’da oynadın. Futbolda taraftarlar Galatasaray’dan Fenerbahçe’ye ve Fenerbahçe’den Galatasaray’a transfer olan oyuncuları çabuk kabullenemiyor. Ama seni çabuk kabullendi taraftarımız. Bunun sırrı nedir?"Bilindiği gibi ben Galatasaray’da iken Fenerbahçeli olduğumu açıklamıştım zaten, bunun bir etkisi olabilir. Futbolcular olarak profesyoneliz tabii ama taraftarı olduğunuz bir takımda forma giymek çok özel bir durum. Fenerbahçe için her şeyimi ortaya koyuyorum. Ben böyle içten oynadıkça taraftarımız da beni kabullendi. Onlara çok teşekkür ediyorum." - Fenerbahçe formasıyla Şükrü Saracoğlu’nda oynamak nasıl bir duygu? Nasıl bir hava ve atmosfer farkı var?"Fenerbahçe’de yenildiğinizde inanılmaz bir üzüntü var ama üzüntü derken 1-2 kişi üzülmüyor bütün camia üzülüyor. Yendiğinizde de gerçekten bir bayram havası oluyor. Yani bunu çok iyi hissediyorsunuz, kötüyü çok kötü hissediyorsunuz bu bir dezavantaj olabilir ama sonuç iyi olduğu zaman her birimiz çok mutlu oluyoruz. Burada müthiş bir duygu yoğunluğu var. Daha önce bu kadarını hiç hissetmemiştim." - Aykut Kocaman’ın verdiği görevleri başarılı bir şekilde yerine getiriyorsun hatta Kayserispor maçında güzel de bir gol attın.. Nasıl bir Caner Erkin izleyeceğiz bu sene? Caner Erkin’in hedefleri nedir bu sezon?"Tabii geçen sene de çok başarılı bir sezon geçirdiğimi düşünüyorum. Ama yine de tam istediğim Caner değildi sahaya yansıttığım. Bu sene gerçekten sezon başında iyi başladım ama performansımın yüzde yüz olduğuna inanmıyorum. Ben çok çok daha iyi işler yaparak takıma önemli katkılar sağlayacağıma inanıyorum. İyi oynadığım sürece zaten Aykut Hoca’nın da beni oynatacağına inanıyorum. Bu sezon çok büyük hayallerim var..." - Peki özel olarak maçtan sonra televizyon başına oturup maçların tekrarını izlemek hatalarını görmek gibi özel şeyler yapıyor musun?"Tabii ki oynadığım maçlardan sonra gece zaten pek uyuyamam çoğu futbolcu uyuyamaz. Maçtan sonra yorgun oluruz ama ben mesela 4’e 5’e kadar uyuyamam. Bazen çok yorgun olduğumda uykuya dalarım, gece maçın hep tekrarını izlerim.. Hatalarımı artılarımı eksilerimi görürüm zaten her futbolcunun bunu yapması lazım ki eksiklerini görebilsin." - İlk kez 16 yaşında Şükrü Saracoğlu Stadı’na çıkmışsın.. O günlerde, bir gün Fenerbahçe forması giymeyi düşlemiş miydin? "16 yaşımdayken Manisaspor’daydım. İlk kez o zaman mabedimize çıkmıştım. Çok heyecanlanmıştım o gün… Daha önceleri ben arkadaşlarımla amatör takımda konuştuğumda gerçekten inanıyordum böyle bir şey olacağına. Yani bu camianın içinde olacağıma inanıyordum. Bir hedefim vardı, çünkü hedefsiz hiç bir şey olmaz. O taraftarın içine çıktıkça, o camiayı gördükçe o havayı soludukça gerçekten insanın tüyleri diken diken oluyor." - Kulübümüz bildiğin gibi, zor günlerden geçiyor.. Bu süreçte siz futbolcular düşüncelerinizi sahada rakiplerinizle iyi mücadele ederek yansıtıyorsunuz.. Sizin için bu süreç nasıl işliyor?"Bundan 1-2 ay öncesine dönelim, bizler bu olaylar ilerledikçe acaba bugün ne olacak diye düşünüyorduk. Bir gün oturuyorsunuz evde öğlen açıklanıyor şu oldu, bunu yaptılar diye federasyondan açıklama geliyor. İnsan tabii ki acaba bugün ne olacak yarın ne olacak diye korkuya kapılıyor. Şampiyonlar Ligi’nde oynamak isterdik. Hakkımızın yendiğini düşünüyoruz. Geçtiğimiz sezon müthiş bir emek harcadık, hayal kurduk.. Hayallerimiz gerçekleşti, şampiyon olduk, Avrupa’için hedefler koyduk ama hayallerimizi elimizden aldılar.. Ve sürekli olarak Fenerbahçe ceza alacak mı diye soruluyor, bence hiç bir şey olmayacak çünkü alın terimizle kazandığımız bir şampiyonluğumuz var. Bunu hiç kimse inkâr edemez! Camia olarak hepimiz çok üzgünüz, sonuçta hala bir karar yok.. Bu durumdan ailelerimiz, eşlerimiz, çocuklarımız bile etkileniyor…" - Takıma katılan yeni oyuncuları nasıl değerlendiriyorsun?"Mesela Türk oyuncular değil de yabancı oyuncular çekilen sıkıntıları pek iyi anlayamayabiliyorlar. Türkiye’deki futbol ortamına alışmakta güçlük çekebiliyorlar. Ama biz geçen sene takım olmayı başardık. Yabancı futbolcular da Türkler de da son ana kadar tüm kalpleriyle katkıda bulundular. Bu sezon da yeni arkadaşlarımız çabuk uyum sağladılar ve takıma büyük katkıları oldu." - Ben tercüman Samet’in bir tweet’ini okudum, Ziegler’e uçakta diyor ki taraftar havalimanında bizi bekliyor.. Ziegler de olur mu öyle şey diyor ama havalimanına inince taraftarları gördüğünde çok şaşırıyor…"Fenerbahçe’nin nasıl bir camia olduğunu henüz tam bilmedikleri için tabii ki onlar da bazı şeylerde şok oluyorlar. Mesela diyoruz ki stat full olacak, belki stadın dışında da bir 50.000 kişi olacak, inanmıyorlar nasıl olur diyorlar.. Ama yaşadıkça gördükçe, müthiş bir heyecan ve şaşkınlık yaşıyorlar, nasıl bir kulübe geldiklerini daha iyi anlıyorlar. Ziegler o gece sürekli otobüsten taraftarlarımızın fotoğraflarını çekti." - Tarihe geçen cezalı maçta bayan seyirciler bilet alırken müthiş bir izdiham yaşadılar.. 70-75 yaşında teyzeler, torunları kollarından tutup merdivenlerden çıkardılar böylesine bir günde sen sahaya çıkıp 50.000 kadın taraftarımızı görünce neler düşündün? "Biz zaten futbolcular olsun, hocamız olsun hepimiz oldukça heyecanlıydık. Bu özel taraftar bir galibiyet edebilme heyecanıydı.. Yani bayan taraftarlarımızın, çocuklarımızın önünde bu maçı mutlaka kazanmalıydık çünkü bu bir ilkti yani dünyada bir ilkti.. İnanılmaz güzel bir ses vardı sahada, tezahüratları çok güzeldi. Aslında çok da alışık olmadığımız seslerdi… Etkilenmemek elde değildi.. Ayrıca eşimde oradaydı bebeğimiz de o gün ilk maçına gelmiş oldu…" - Futbol dışında özel bir hobin var mı? Mesela biz geçen sefer Bekir ile son sohbet ettiğimizde çok güzel saz çalarım dedi senin o tip hobilerin var mıdır?"Aslında öyle çok belirgin bir hobim yok. Ama eşimle tanıştığımdan beri eşimle vakit geçirmekten çok zevk alıyorum. Arkadaşlarımla 2-3 saat vakit geçirdiğimde hemen eşim geliyor aklıma.. Ne yaparsak beraber yapıyoruz, birlikte spora gidiyoruz. Onun dışında eşim ve annesi ile birlikte zaman geçirmeyi seviyorum.." - Otomobil merakın var mı?"Yani hızı seviyorum.. Ama oğlum olduktan sonra biraz duruldum."- Kayserispor’a attığın golden sonra yaptığın A harfi ne anlama geliyor?" Eşimin baş harfi Asena’nın A’sını yapmıştım. Golümü ona armağan ettim…" - Ziegler ile aynı kanatta oynuyorsunuz. Ziegler ile anlaşabiliyor musunuz? "Ziegler’in 3-4 dili var.. Benim de İngilizcem var o yüzden dil konusunda bir sorun yaşamıyoruz. Avrupa’da belli bir kariyer yapmış disiplinli bir futbolcu.. Ben onun ne zaman çıkacağını, ne zaman içeri gireceğini çok iyi biliyorum. Birbirimizi tanımaya başladığımız için daha da iyi anlaşacağız. Maç içinde de sürekli konuşuyor, ben de konuşurum, uyarıda bulunurum, bağırırım, kızarım arkadaşlarıma iyi yönden tabii ki. Maçı yaşarım yani. Mesela arkada onu uyarıyorum içeri gir dışarı çık diye. Sonuç olarak Ziegler ile oynamak inanılmaz keyifli.." - Son olarak Fenerbahçe taraftarına mesajın nedir?"Onlar bizi desteklemeye devam etsinler biz onlara sezon sonunda en güzel hediyeyi vereceğiz, artık bunun için daha çok çalışacağız…"