"Dünyada da söz sahibi olmak…"

31 Temmuz 2008 Perşembe 00:00

Başkanımız Aziz Yıldırım'ın, Fenerbahçe Spor Kulübü'nün resmi yayın organı olan Fenerbahçe Dergisi'nin 66 no'lu Ağustos 2008 sayısındaki "Dünyada da söz sahibi olmak" başlıklı yazısı şöyledir:"Fenerbahçe'nin büyük hedefleri doğrultusunda futbol takımımızın başına geçmesini planladığımız Sayın Luis Aragones, teknik ekibiyle birlikte işine başladı ve böylece takımımızda her yönüyle yeni bir dönem de başlamış oldu. Son Avrupa Şampiyonası'nda İspanya'yı şampiyon yapan takımın teknik direktörü ile o takımın santrforu Daniel Güiza'nın Fenerbahçe'ye transfer edilmesinin önemi, önümüzdeki dönemde daha da iyi anlaşılacaktır. Bu transferler; her dönemde Türkiye'de transfer gündemini belirleyen Fenerbahçe'nin, artık Avrupa transfer piyasasında da söz sahibi bir kulüp olduğunun ispatıdır. Bu transferlerin gerek İspanya ve diğer Avrupa ülkelerinde, gerekse uluslararası futbol kurumlarının yayın organlarında geniş yankı bulması da bunun bir göstergesidir. Fenerbahçe; artık mevcut transfer kalıplarını tamamen kırmış, her anlamda bir dünya kulübü olma yolunda hızlı adımlarla ilerlemektedir. Her yönüyle Fenerbahçe'ye faydasına inandığımız bu transferlerin teknik analizleri ise ayrı bir bahis konusudur.Yeni hocamız Sayın Aragones ve Güiza'dan başka, Türkiye'nin, Avrupa'nın hatta dünyanın en önemli futbolcularından biri olarak kabul edilen, Türk Milli Takımı'nın kaptanı Emre Belözoğlu ile Türk futbolunun gelecek vadeden yıldızlarından Burak Yılmaz da bu yıl kadromuza kattığımız oyuncular arasındadır. Yetenekleri tartışılmaz olan Emre, uzun yıllar Avrupa'da top koşturarak, profesyonelliği tam anlamıyla kavramış, futbol kişiliği ve düşüncesine de geliştirmiştir. Biz Emre'ye inandığımız ve güvendiğimiz için bu transferi gerçekleştirdik. Şimdi taraftarımız da üzerine düşeni yapmalı, geçmişte yapılan tüm spekülasyonların üzerine bir sünger çekmeli ve Fenerbahçe'nin sembol futbolcularından biri olma amaç ve azmindeki Emre'ye sahip çıkmalıdır. Camiamızdan beklediğimiz bu tutum, Fenerbahçe'nin büyüklüğünü ve farklılığını içine girdikten sonra daha iyi kavradığına inandığımız Emre'nin, takımımıza en kısa sürede entegrasyonu için şarttır.Geçtiğimiz ayın bizim için en acı olayı, kısa süre önce başına geçtiği Futbol Federasyonu'nda önemli atılımlar yapan, son Avrupa Şampiyonası'nda Milli Takımımızın elde ettiği başarıda çok önemli payı bulunan Hasan Doğan'nın, ani ve hiç beklemediğimiz vefatı olmuştur. Görev aldığı kısa zaman aralığında, kişiliği ve çalışma prensipleriyle Türk futbol camiasını bir araya getiren Hasan Doğan, Türk futbolu için önemine hep birlikte inandığımız projelerin arifesinde çok acı bir şekilde aramızdan ayrıldı. Yürekten duyduğumuz bu insani acı sırasında bile, benim ve arkadaşlarımın bu vefatın hemen ardından yeni federasyonun kurulması için çalışmalara hemen başladığımız yönünde, gerçek olması mümkün olmayacak derecede çirkin haberler yazıldı, çizildi. Bu konuda, hiçbir şey söylemeye bile gerek duymuyorum ve bu iddiaları ortaya atanları insanlarımızın vicdanına bırakıyorum.Öteden beri söylediğimiz gibi, Türkiye'de artık Fenerbahçe haricindeki spor kulüplerinin de hızla kurumsallaşma yolunda olduklarını görmenin sevincini yaşadığımızı buradan belirtmek isterim. Çünkü Türk futbolu daha da ilerilere gidecekse, bu sadece Fenerbahçe ile olmaz. Fenerbahçe bu konuda öncü ve örnek olabilir. Türk futbolunun topyekün kalkınabilmesi için, başta federasyon olmak üzere tüm unsurların birlikte kurumsallaşması ve gelişmesi gerekmektedir. Bu kurumsallaşma yolunda, kendisine en çok çekidüzen vermesi gereken kurumlar da basınımızda yer alan bazı medya kuruluşlarıdır. Türk spor basınının bir bölümü, her zaman için eleştirdiğimiz konularda artık kendisini yenilemelidir. Masa başında hazırlanan, nabza göre şerbet veren, yalan haber yazma alışkanlığından artık vazgeçilmelidir. Toplantılarda, tanıtımlarda basın mensuplarının neden olduğu olumsuz görüntüler ortadan kalkmalıdır. Bir bütün olarak basın bu tip şeyleri yapanları arasında barındırmamalı ve bunlara prim tanımamalıdır. Çünkü, bir olumsuzlukta suçlanan sadece o işi yapan kişi ya da kurum değil, topyekün tüm spor basını olmaktadır.Fenerbahçe Spor Kulübü olarak tesis atılımlarımız, bu yoldaki çalışmalarımız, yeni arayışlarla ve yeni projelerle birlikte sürecektir. Tesisleşme, kurumsallaşmanın hem bir yansıması, hem de sebebidir. Fenerbahçe, her bakımdan ve her anlamda daha zengin bir kulüp haline gelecektir. Ben ve arkadaşlarım, Fenerbahçe'nin geleceğinin bu yoldan geçtiğinin bilincindeyiz.Yeni başlayacak futbol sezonunun Fenerbahçe'yi seven herkesin dilediği gibi geçmesi temennisinde bulunurken, yeni sezon için çıkardığımız kombine kartlara büyük ilgi gösteren ve her geçen gün rakamı daha da yukarılara taşıyan büyük Fenerbahçe taraftarına bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Gerçek Fenerbahçelilerden başkasının kavrayamayacağı bu büyük ilgiyi, taraftarımızın ve camiamızın Fenerbahçe yönetimine gösterdiği teveccüh ve inancın bir göstergesi olarak kabul ediyoruz. Ayrıca çok önemli olan ve gurur duyduğumuz bir başka konuya da değinmek istiyorum: Fenerbahçe, futbolda Avrupa'da belirleyici olmaya başladığı gibi, bir "Spor" kulübü olduğunu da her geçen gün daha iyi ispatlamaktadır. Türkiye'yi 2008 Olimpiyatları'nda temsil edecek 68 sporcunun 17'sinin Fenerbahçe'nin lisanslı sporcuları olması; dünyanın en eski, en önemli spor organizasyonu olarak kabul edilen olimpiyatlara, Türkiye'den en çok sporcu gönderen kulübün Fenerbahçemiz olması göğsümüzü kabartmaktadır. Buradan ülkemizi temsil eden tüm milli sporculara ve Fenerbahçeli oyuncularımıza başarılar diliyor, elde edeceklerinden emin olduğumuz tüm rekorlar, dereceler ve her türlü başarıları için şimdiden tebrik ediyorum. Saygılarımla,Aziz YıldırımFenerbahçe Spor Kulübü Başkanı"