“Golcü olmadan şampiyonluk gelmez”

09 Şubat 2010 Salı 00:00

Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya'nın, Başkanımız Aziz Yıldırım ile Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda gerçekleştirdiği röportaj, gazetede bugün de yayınlanmaya devam etti. Röportajın ikinci gününde Fenerbahçe'nin şirketleri Fenerium ve Fnercell anlatıldı, taraftar sayısı ve şampiyonluk yarışı gibi konulara değinildi. Gazetenin bugünkü sayısında, Fenerium'un 14 Şubat Sevgililer Günü için özel olarak tasarladığı tişörtlerin fotoğrafıyla yayınlanan röportajın tamamı şöyle: "14 Şubat'ta iki beden tek kalp! Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'la sohbetimizde çok renkli notlar, eğlenceli izlenimler ortaya çıktı. Şükrü Saracoğlu'nda, 'Fenerbahçe'nin kalbi'nde, 'Aziz Başkan'la röportajımızda Yıldırım'ın ilginç özellikleriyle de karşılaştım.Öncelikle...Taraftar sayısını merak ediyordum. '30 milyon deniliyor, doğru kabul ediyoruz' dedi. En çok vakti Fenerium mağazasında geçirdik. Gün geçtikçe büyüyen bir iş koluna dönüşüyor. Ciro, '40-45 milyon bandına' ulaşmış. Tanıştık, ekip profesyonel. Ürün çeşitlemesine gidiyorlar, binlerle ifade ediliyor. 'Fenerbahçeli'nin ev hali' gibi sıcak temalar tasarlanmış. Derken, bir sürprizle karşılaştık. SEVGİLİLER GÜNÜ TİŞÖRTÜNE NEDEN İTİRAZ ETTİ? Yaz kreasyonlarına baktık, rengarenk, cıvıl cıvıl. Sevgililer Günü'ne özel bayanlarda sarı, erkeklerde lacivert iki yarım kalpli tişört satılıyor. Yan yana gelince bir bütün oluyor. Yıldırım, tişörtlerin üzerinde, 'yaşam biter, aşkın asla' sloganını okuyunca 'olur mu canım, yaşam bitince aşk kalır mı?' diye itiraz etti. Ama kızlar, 'Başkanım Fener aşkı öldükten sonra da devam eder' diyerek, Başkan'ı güldürdüler. MODACILARI NASIL NAKAVT ETTİ? Başkan, Fenerium'un moda tasarımcılarıyla konuşurken birden, 'bu yılın moda rengi hangisi?' diye sordu. Aldığı yanıtları tam beğenmedi. 'Kot mavisinin bütün tonları' diye kendisi devam etti. Ayrılırken, 'Siz nereden biliyorsunuz?' dedim, 'Sabah Alişan'la Çağla Şıkel'in programında duymuştum' sözleriyle kahkahaya boğuldu. Fenerium'un sorumluluğunu Abdullah Kiğılı'ya bırakmış, 'Kendi mağazasında ne yapıyorsa burada da aynısını uyguluyor' sözleriyle 'emin ellerdeyiz' güvencesi verdi. HER YERDE CİMBOM'LA REKABET HALİ... Aziz Yıldırım, zayıflamıştı. Rejim yapıyormuş. 3 hafta önce başlamış, dört kilo vermiş. Taylan Kümeli'ye gidiyor, ne yediği konusunda liste kontrolü yaptırıyormuş. Ya spor? Hiç vakit bulamıyormuş. Sonra Fenercell'e geçtik. Sistemin başında Hakan Demir. Aziz Bey, abone sayısını sordu. '160 bini geçtik' yanıtını alınca, GS'nin bir gün önce 120 bin rakamı açıkladığını hatırlattı. Cimbom'la rekabet her alanda sürüyor. Ben de 'abone başına ne kadar görüştürüyorsunuz?' diyerek detay öğrendim. Abone sayısından ziyade onun ticari anlamı vardır. Abone başına 12 TL'miş. Yanılmıyorsam Türkiye ortalamasına yakın. Sonra Fenebahçe TV'yi gezdik, pek çoğu tanıdığımız isimler ya da ekrandan aşinayız. Profesyonel ekip, tam donanımlı, yüksek teknoloji... Başında usta isim İhsan Topaloğlu var. Halit Kıvanç yeni programa başlıyormuş. CİMBOM'UN TRANSFERLERİ İÇİN NE YORUM YAPTI? Bir yandan sohbet ediyoruz, bir yandan da Fenerbahçe'nin kalbinde dolaşıyoruz, bilgiler alıyoruz. Tam o arada Galatasaray'ın flaş transferi Jo'nun sakatlandığı haberi geldi. Aziz Bey 'üzüldüm' dedi. 'Ciddi mi, rakibinizin eli zayıfladı' diye şaşırdığımı dile getirdim. 'Yoo; yorum yapmak bana düşmez ama Galatasaray'ın transferleri yanlış' karşılığını verdi. Ardından şu değerlendirme geldi:'Lükse kaçtılar, ihtiyaçları olan yere adam transfer etmediler. Şimdi golcüleri yok.' Galatasaray'ın yıldızları Milan Baros ve Harry Kewel sakat. Jo geldi o da sakatlandı, takım forvetsiz kaldı. Nitekim, röportajımızdan bir gün sonra Kayseri maçında GS sahaya golcüsüz çıktı, Arda çaresiz kaldı ve maç alınamadı. 'GOLCÜSÜ OLAN ŞAMPİYONLUĞA UZANIR' Ve Yıldırım'dan çok önemli bir analiz: 'Golcü olmadan şampiyonluk gelmez. Biz Beşiktaş'ın elinden 8 puan geriden gelerek ipi göğüslediğimizde onların golcüsü yoktu.'Başkan, 2003-2004 sezonundan bahsediyor. Beşiktaş 8 puan öndeydi. FB, ara transferde Nobre'yi aldı. Beşiktaş ise İlhan Mansız'ı sattı, Ahmet Dursun tek forvet kaldı. O yıl Fenerbahçe ipi göğüsledi. FENER'İN KUPA ŞANSI Görüştüğümüz gün Kanarya'nın Bursaspor kupa maçı vardı. Fener kupaya hasret. Başkan bu yıl umutlu. 'Şansımız genelde Beşiktaş'a tutmuyor. Ama büyük olasılıkla Trabzon-Galatasaray galibiyle final oynarız. Onlara şansımız tutar, kupaya uzanırız' inancında. Yıldırım hakemler konusunda dertli. Çarpıcı önerilerini okumuşsunuzdur. Özellikle genç hakemlerin TV'deki yorumlardan çok etkilendiklerine inanıyor. KIRMIZI ŞEMSİYE İLE FOTOĞRAF ÇEKTİRMEDİ Stadyumu gezerken yağmur başladı, Aziz Başkan kırmızı bir şemsiye açtı, beraber kullanıyorduk. Arkadaşlara, 'fotoğraf çekin' dedim, Aziz Yıldırım birden şemsiyeyi bıraktı, başka renk şemsiye geldi. 'Siz nasıl Fenerbahçeli oldunuz?' diye sordum. 'Hiç hatırlamıyorum, kendimi bildem bileli taraftarım. Küçükken radyodan maç dinlerdik. Çok fanatik değildim. Akıllı taraftardım' dedi. Akıllı taraftar ne demek?Başkan'ın tanımı şöyle:'Takımını her şartta destekleyen, tenkit eden ama kırıcı olmayan. Hiç küsmeyen.' FENERBAHÇE'NİN BAŞKANI NELER HİSSEDER? Peki Fenerbahçe gibi bir kulübün 1 numaralı koltuğunda oturmak insana neler hissettirir? İşte Aziz Yıldırım'ın sözleri:'Onur verici. Kendinizi önemli hissediyorsunuz. Daima sevgi görüyorsunuz, nereye gitseniz ilginin odağı oluyorsunuz. Hepimiz insanız, egolarımız var, egomuz okşanıyor.'Ayrılırken yönetimden konuştuk, çok eskiden tanıdığım dostlarımdan... 1992'lerden Nihat Özdemir ve Nihat Özbağı'dan... Ali Koç'u anlattı Başkan. 'Önde ben görünüyorum ama bütün yönetim, çalışan 800 arkadaşımın hepsinin başarıda emeği var' diyerek takım ruhunu hatırlattı"