KULÜP

Başkanımız Ali Koç’un YDK toplantısındaki açıklamaları

31 Temmuz 2021 Cumartesi 18:08

Başkanımız Ali Koç’un Yüksek Divan Kurulu Temmuz Ayı Olağan Toplantımızdaki konuşması:
 
“Sayın Yüksek Divan Kurulu Başkanım, saygıdeğer üyelerimiz, ekranları başında takip eden tüm Fenerbahçeliler burada olan olmayan herkesi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.  Son iki üç gündür canımız çok sıkkın Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir yangın olayı ile karşı karşıyayız.  O görüntüleri televizyonda gördüğümüz zaman yüreğimiz kaldırmıyor.  Bizler televizyonda izlerken zorlanırken orada yaşayanların o yangınla mücadele etmek zorunda kalanların neler yaşadığını düşünmek dahi istemiyorum.  Bizden Fenerbahçe Spor Kulübü olarak 10 şubemizden 1907 fidan, toplamda 19070 fidan bağışlayacağız. Bu sembolik bir rakam.  Sporcularımız taraftarlarımız derneklerimiz kongre üyelerimiz hep beraber omuz omuza verip bundan çok daha büyük bir seferberlik yapmamız lazım. Biz yönetim kurulu olarak şunu taahhüt ediyoruz, tüm Fenerbahçe paydaşlarının, bazılarının sosyal medyada açıkladığı, bazılarının henüz açıklamadığı veya özelde yaptıkları tüm çabaları bir araya getirip aradaki farkı da yönetim kurulu olarak tamamlayarak Fenerbahçe Spor Kulübü olarak 250.000 ağaç dikme sözünü sizlerin huzurunda vermek istiyorum. Kaybettiğimiz için tüm vatandaşlarımız için başsağlığı, ailelerine de sabır diliyorum. Seferberlik derken sadece fidan dikme seferberliği değil, bu yanan arazilerin orman vasfında kalmaları ve hepsinin ağaçlarla ormanlık alana çevrilmesi, yani hiçbir şekilde imarlık alana açılmaması için seferberlik rica ediyorum.
 
AŞI OLMALIYIZ
 
En son 18 ay önce 8 Şubat tarihinde beraberdik. Ondan sonra olağanüstü bir döneme girdik. Bu dönemde sizden ve temasta olabilmek için sizlerle iletişim halinde olabilmek için her türlü fırsatı değerlendirmeye çalıştık.  YDK toplantılarımızı online ortamda yaptık; diğer kulüplere de örnek olduk.  İlk defa geçen hafta bir araya geldik; aşağı yukarı 300 kişi bayramlaştık. Ülke olarak iyi bir iş çıkardığımızı düşünüyorum. Aşılama konusunda en iyi ülkelerden biriyiz. Hızlı aksiyon alındı. Bu yüzden şu an beraber olabiliyoruz. Dolayısıyla Sağlık Bakanlığımıza, tüm sağlık personeline ve tabi sağlık sektörü dışında hayatımızın devam edebilmesi için arka planda olan destek sektörlerinin hepsine burada huzurunuzda önlerinde saygıyla eğiliyorum ve emeği geçen herkesi Fenerbahçe camiası olarak alkışlamanızı rica ediyorum. Yeni dalgalardan bahsediliyor.  Devletimiz kadar sağlık personeli kadar en büyük sorumluluk bizlere de düşüyor. Muhakkak aşı olmalıyız.
 
Olağan seçimli genel kurulumuzu yaptık.  Yüksek divan kurulu seçimlerin ertelenmesi ile ilgili görüşler var. Biz bu kararı verirken, Nisan ayın başında, bırakın önümüzdeki senenin, önümüzdeki ayların bile ne olacağını  bilmemekle beraber, hiçbir şekilde seçimli bir ortamın sağlanamayacağını gördük. Bırakın YDK seçimlerini, kendi kulübümüzün seçimlerini bile yapamayacağımızı, yapamadığımız taktirde neler yapmamız gerektiğini çok irdeledik. Haziran ayında da neler olacağını bilmeden önümüzdeki seneye attık.  Gelelim olağan seçimli genel kurulumuza. Burada herhangi bir keyfiyet art niyet veya kafamızın arkasında başka bir düşünce olmadığını bilmenizi özellikle rica ediyorum.
 
ÖNCELİK FUTBOLDA TAKIM RUHUNU SAĞLAMAK
 
Gelelim olağan seçimi genel kurulumuza. Yaz aylarında olması, pandemi şartları, sadece tek adayın olması, bunlara rağmen yoğun bir katılım sağlandı. Bu katılımı sağlayan, mesajlarını çok net şekilde veren, bizlere inançlarını, desteklerini gösteren, Fenerbahçe için verdiğimiz mücadeleyi gören, sahadaki rakiplerimizle mücadele etmenin dışında dışarıda ve içerde nelerle mücadele etmek zorunda kaldığımızı daha iyi anlayan her bir üyemize destekleri için şahsım ve yönetim kurulu adına teşekkürü borç bilirim, minnetlerimizi sunarız. İyi ki varsınız iyi ki bizimlesiniz. Bizi her zaman motive eden bizim samimi çalışmalarımıza olan inancınız olmuştur. Bu yolda birlik ve beraberlikle, bu Kulübü seven, samimi duygularla bu kulüp için kalbi atan kişilerle bir mücadele yapmaya hep beraber tekrar yola çıkıyoruz. Camia olarak birbirimizi kucaklayacağımız bu yolda ki Fenerbahçe'nin yarıştığı her noktada yaşadığı zorluklar, önüne çıkan engeller, standart dışı uygulamalar hepimizin malumu ve bunlarla topyekün mücadele ettik ve etmeye de devam edeceğiz. Özellikle futbolda önümüzdeki sezon da hem içerden hem dışardan bahsettiğim durum devam edecektir. Kocaman bir sezon bitti, yepyeni bir sezona hep birlikte merhaba diyeceğiz.  Gelelim futbola... Tanıdık bir ismi görevin başına getirdik. Şahsen verdiğimiz bu karardan dolayı içim son derece ferah. Bir kesim biz ne yapsak eleştiriyor. Bielsa dedin niye onu getirdin bunu getirdin eğer o hocayı getirseydik hayatında kupa kazanmamış diyeceklerdi.   Bir kongre yerimiz federasyon üyesi oyunu kullanıyor burada olay oluyor. MHK başkanı siyah beyaz kravat takıp şampiyonluk kutlamasına gidiyor kimse sesini çıkarmıyor.  Ama Fenerbahçe değilseniz eleştirilere hazırlıklı olmak durumundasınız. Dolayısıyla Vitor Pereira seçimi ile ilgili için son derece içim rahat. Bir kere buranın kültürünü, futbol sektörünü, Federasyonu, hakemleri tanıyan biri. Porto'da iki sezon üst üste şampiyonluk kazanmış 2 senede sadece bir maç kaybetmiş ve buraya gelmeye son derece arzulu ve istekli arkadaşımız, buraya getirdik. Hocamızla yakın çalışıyoruz.  Öncelikle hocamız kadroyu derinlemesine incelemek ve kimlerin gideceğine karar vermek istedi.  Dolayısıyla incelemeleri yaptı.  Biz bu sezon sahada her şeyini veren, bu arma için terinin son damlasına kadar savaşan, taşıdığı formanın ve bu kutsal camianın sorumluluklarını bilen, hayatını bu sorumluluklar çerçevesinde sürdüren bir takım olmak durumundayız. Hocamız da bize verdiği raporlarda aşağı yukarı gidecek tüm oyuncuları belirledi. Bunların bir kısmı sizler tarafından kamuoyunda biliniyor, paylaşıldı. Şu an İçinde bulunduğumuz transfer sessizliği sizi ürkütmesin, bunlar bilinçli yapılan adımlar.  En önemli öncelik takım olmak, takım ruhunu sağlamak, bu ruhu geliştirmek. Bunun kadar önemli olan bunu yapmamızı engelleyecek futbolcularla yollarımızı ayırmak veya bu ruhu yaşatacak futbolcularla yolumuza devam etmek.
 
HOCAMIZ 3-4 TRANSFER İSTİYOR
 
Hocamız nerelere ihtiyacımız olduğunu belirledi, 3 ya da 4, 3 kesin mümkünse 4 transfer istiyor. Ağustos ayında yüzlerce oyuncu piyasaya girecek. Pandeminin olumsuz etkileri çok daha fazla yaşanıyor. Pek çok kulüp, gıpta ile takip ettiğimiz bu kadroları özellikle finansal sebeplerden dolayı boşaltmak zorunda.  Hiç düşünemeyeceğiniz bazı oyuncular kulüplerinden ayrılacaklar.  Dolayısıyla bilinçli bir bekleme içindeyiz. Bir sürü isimler telaffuz ediliyor. Menajerler var işin içinde, bazı gazeteciler var işin içinde. Mesela Boupendza ile bir kere görüşmedik. Vedat Muriqi tatile geliyor Fenerbahçe'ye transfere geldi deniyor. O yüzden bizden bir şey gelene kadar çıkan hiçbir şeye inanmayın. Bu senemizin odağı futboldur.
 
Hocamızla koordineli atacağımız adımlar, ortak akılla belirleyeceğimiz bir yol haritamız var. Samandıra'da hocamızın rahat çalışabileceği iklimi yarattığımıza inanıyorum. Hoca ve ekibi, kendi getirdikleri ve bizim arkadaşlarımızla çok daha sağlıklı bir ortamda çalışacak. Samandıra’yı büyüttük. Sığmıyorduk Samandıra’ya. 11 tane yeni, daha rahat, daha büyük, daha lüks odalar yaptık. Bu da futbolcularımız açısından çok rahatlatıcı bir unsur. Ama önemli olan takımdaki doğru ruh, hocanın çalışabileceği doğru iklimin sağlanması, Samandıra’daki değişim de devam edecek.
 
Camia olarak futboldaki şampiyonluğu çok özledik. Sevinmeyi, coşmayı, doyasıya kutlamaları çok özledik, susadık. Dolayısıyla bu sene futbol takımında formayı taşıyan isimler başta olmak üzere, bu sorumluluğu, bilinci bilen her bir birey istisnasız olarak bu ciddiyetle görevlerini yapacaklardır. Futbolcudan çimçisine kadar, çimçisinden başkanına, yönetim kurulu üyelerine kadar, kulüpteki ofisteki idari ve finansman ekibinden hukukçulara kadar.
 
Fenerbahçe gibi milyonların, sevgisini, bağlılığını sorumluluğunu taşıyan bir takımın 7 yıl şampiyonluktan uzak kalması doğal olarak bizlerin üzerinde daha da önemlisi takımın üstünde büyük bir baskı unsuru oluşturuyor. Takım da ister istemez bundan etkileniyor. Bu bir realite. Ancak biz bu baskıyı bu sene sinerjiye çevirmek durumundayız. Bu sene arkadaşların da ifade ettiği gibi Türkiye'de futbolun rengine sarı laciverte boyamak durumundayız. Zaman zaman düşeceğiz, sıkıntılı günlerimiz olacak. Diğer camialarda böyle mi bilmiyorum ama kötü maçlar sonucunda o hafta bir sonraki maça kadar bazı kesimler öyle bir dinamik ortam yaratıyor ki, dünyanın sonu gelmiş gibi bizleri futbolcularımızı hocalarımızı yerden yere vuruyorlar. Sizden özellikle ricam, taraftarlarımız sesleniyorum: En düşük anlarımızda size ihtiyacımız var. Kazanırken desteklemek kolaydır, sıkıntılı günlerde bu yaratılacaktır, biliyorsunuz pusuda bekleyen bir kadro var. Dolayısıyla sizden ricamız,  bizim pusulamız belli. Bu sene şampiyon olacağız. Allah'ın izniyle bu camiye hak ettiği noktaya kavuşacak ama sizlerden ricam özellikle ricam, lütfen paniğe kapılmayın, endişeye mahal vermeyin. Gerginliğin hiçbir anlamı yok. Taraftarımızdan ricam dediğim gibi hiçbir endişeye kapılmadan Fenerbahçe gündeminin gergin bir havaya bürünmesine izin vermeden, başarısız olmamız için pusuya yatanların ekmeğine yağ sürmeden, her daim camianızın kulübünüzün takımınızın futbolcuların yanında olmanız ve bu eksiği sezon boyunca devam ettirmeniz. Sezon sonunda varsa bir hesaplaşma o zaman yaparız. Ama ne olur, bunu maçtan maça yapmayın. Çok istirham ediyorum sizden. Sizlerin desteği ve inancı ve güveni ile bu zorlu mücadelede Fenerbahçe olarak inşallah iyi ki diyeceğimiz adeta yeniden doğuşun hikayesini yazacağımız bir sezon olsun.
 
Bu noktada Türkiye Futbol Federasyonu değinelim, Uğur Bey değindi. Teşekkür ederiz. Evet, son Mali Genel Kurul Toplantısı için gidelim, gitmeyelim; katılalım, katılmayalım düşünceleri içerisinde Kulüpler Birliği olarak, ortak hareket ederek, katılmaya karar verdik. Toplantıda dile getirdiğim; Fenerbahçe olarak son birkaç senedir üstüne basa basa vurguladığımız, geldiğimiz noktada 4 büyükler olarak sahiplendiğimiz görüşlerimizi, çekincelerimizi, Türk futbolunun içinde yaşadığı bulunduğu yapısal sorunlarını, Türk Futbol Federasyonu ile yaşadığımız sorunları, polemikleri, futbolumuzdaki güvensizlik ortamını karmaşa, adil ortamdan adil rekabetten uzak olmasını finansal açıdan çökmüş ancak birlikte olabilirsek düzeltebiliriz, konuları burada tek tek sıralamayacağım, zaten takip edenler bilirler, bu konudaki düşüncelerimizi. Çünkü Fenerbahçe olarak bunları çok uzun zamandır dile getiriyoruz ve ilk gün ne diyorsak bugün de aynı şeyi söylediğimizi artık herhalde kamuoyu gördü, kabullendi. Yayıncı ile yaşanan sorunlar, yabancı kuralı, finansal anlamda atılması gereken adımlar, biz bu konuları sen-ben, benim kulübüm, senin kulübün, forma rengi gözetmeksizin kişisel gibi bir tavır gibi algılamadan hep birlikte ortak akılla çözüme kavuşsun diye mücadele verir iken, en önemli paydaşımız olan Türkiye Futbol Federasyonu ve onun Başkanı Sayın Nihat Özdemir'in bu anlamdaki duruşu söylemleri şaşkınlık ve endişe vericidir. Sayın Özdemir size sesleniyorum. Bu konu Ali Koç'un özel bir konusu değildir. Konu Ali Koç değildir. Lütfen daha önce bize ve şahsıma karşı pek çok kez yaptığınız gibi konuyu kişiselleştirip, odağı bu noktaya çekmeyin. Artık gerçekleri görün. Büyük resmi görün. Sizden ricam, şöyle bir dönün, kulüpler ne diyor. 'Ali Koç’un kuyruğuna takılmışsınız, etmişsiniz' çok çirkin bunlar. Bırakın onları, büyük resmi görün. Tekerleği yeniden icat etmenize gerek yok. Kulak verin, kulüplerle beraber hareket edin. Aynı gemide olduğunuzu bilin. Sizin ana noktanız, Türkiye’deki ligler ve futbol kulüpleridir. Başka hiçbir yer değildir. Kimseden de icazet almanız gerekmiyor. Doğru bildiğinizi doğru şekilde yapmanız gerekir. O yüzden tekrar size sesleniyorum. Biz Fenerbahçe Spor Kulübü olarak, bu sorunların aşılmasında sizlerle her zaman iş birliği yapmaya hazırız ama bu garip tutumunuzu değiştirmediğiniz müddetçe de sizlerle her yerde, her ortamda kapışmaya da hazırız.  Bunu da bilmenizi istiyorum.
 
Tabii bu gerginlik, polemik, sürtüşme taraftarlarımızın gündeminde. Ciddi anlamda endişe ile karşılıyorlar. Niye endişe ile karşılıyorlar. Evet, bizim başkanımız doğru söylüyor, aynı bir çizgide gidiyor. Seviniyorlar belki, başka kulüplerde yavaş yavaş bizim noktamıza geliyor diye ama tabi onların endişesi de, bu duruşumuzun bize, yol-su- elektrik olarak olumsuz anlamda dönebileceği riskinden de endişe duyuyorlar. Gayet de haklılar. Demin de dedim,  sezon içinde devam edecek diye. Zaten biz ağzımızla kuş tutsak federasyondaki ekibi herhalde tutumlarını değiştirmeyecektir. Bunu yaşayarak görüyoruz. Federasyonla iyi geçinenlerin de ödüllendirildiğini de görüyoruz ama buna rağmen bizim kimseye yaranma, şirin gözükme gibi bir duruşumuz olmaz, olamaz. Belki zaman zaman sahada bunun negatif yansımalarını görüyoruz ama inanın bir yerde aynı Bankalar Birliği’ndeki anlaşmada olduğu gibi, bir noktada işler bizim dediğimiz noktaya gelecek. Ama bunu da iyi bilin. Daha evvel de söyledim. Net bir şekilde bir daha söylemek istiyorum. Fenerbahçe'nin hakkının sahada ya da saha dışına yenmesine, tertemiz mücadelemizin; en yakın geçen sene gördüğümüz şahit olduğumuz gibi sekteye uğratılmasına da izin vermemek için ne varsa elimizde, ne gücümüz varsa hepsini de sergileyeceğimizi, kullanacağımızı buradan ifade etmek istiyoruz. Gözümüz kulağımız tüm dikkatimiz üzerinizde. Ona göre hareket edip, ona göre kulak verin. Artık bizim tahammülümüz yok.  Sadece şuna bakmanızı istiyorum. Herkes şikayet ediyor, şampiyon adayları arasında bakmanızı istiyorum. Bizim şikayet ettiğimiz pozisyonların hepsi direkt skora etki eden pozisyonlar. Yok işte orta sahada dirsek atmış kırmızı görmüş görmemiş yok havadayken dizi değil, bakın bizimkilerin hepsi direkt sonucu etkileyen konular.  Bir tanesi hariç hepsi aleyhimize. Açık açık burada da söyleyeyim. Gaziantep’i yendiğimiz maçta Gaziantep’in bir golü Atilla Szalai’ye yapılan faulden dolayı verilmedi. Bence faul olmaya da bilirdi veya değildi ama diğerlerini hepsi bütün gri pozisyonlar maçı etkileyen gri pozisyonlar aleyhimize cereyan etti.
 
Şimdi taraftarla özlemişler, 3-4  bin kişi geçen günkü Olimpiyat Stadı'ndaki maçımıza geldi. Görüyorsunuz, hissediyorsunuz. Allah'ın izniyle inşallah bu sene %50 kapasiteyle başlayacağız. Bu arada da 4 dalgadan bahsediliyor ama artık taraftarlarımızın o birikmiş coşkusuna çok çok ihtiyacımız var. O birikmiş coşkuyla sıkıştığımız maçları alacağımıza inancımız tam ve demin vurguladığım sebeplerden dolayı da artık statlarımızı açabilecek bir konuma geldik.  İyiye iyi diyebilmeliyiz, yanlışa yanlış diyebilmeliyiz. Ben de bunu her zaman bu şekilde yapmaya çalıştım. Bu bağlamda Türkiye Futbol Federasyonu'nun birkaç gün evvel açıklamış olduğu statlardaki kapasite ve statlara kimlerin gireceği son derece isabetli bir karar, onları burada huzurunda tebrik etmek istiyorum. Ya aşı olacaksın, ya da her maç öncesi 250 liraya PCR testi olacaksın. Aşıya teşvik etmek açısından bence son derece isabetli bir karar. Bununla beraber stat girişlerinde HES kodu zorunluluğu, Passolig ve HES entegrasyonunu da çok önemli hamleler olarak görüyorum. Şunun da üstüne basarak söylemek istiyorum. Umarım alınan bu kararlar stattan stada değişmez. Maçtan maça değişmez. Her yerde her maçta her ilde aynı şekilde uygulanır. Seyirci yasağına biz harfiyen uymaya çalıştık ama gittiğimiz statlarda hiçbir zaman şikayet etmedik ama gittiğimiz statlarda çok farklı uygulamalar olduğunu da yaşayarak gördük. Bir öneri yapmak istiyorum. Bence stat kapasitesini %50’den %100’e çıkartalım. Ve sadece aşı olanları alalım.
 
Ömer bey, Ahmet bey ve ilgili profesyonellerimizle bu konuyu irdeliyoruz. Kombine mi çıkalım, maç başı bilet mi çıkalım. Kombine sahibi 34 bin kişi var. Tam seyircili sezonda herkesin bir tane almaya hakkı var. 24 bin kapasite de nasıl yapacağız, bunları düşündük. Bu sene nasıl yaparsak yapalım kombine sahipleri haklarını kaybetmeyecek. Onu da bilmenizi istiyorum.
 
Erkek basketbolda geçen sene takımın başına Igor Kokoskov’u getirdik. O geldiğinde takım nispeten kurulmuştu, dolayısıyla kendi kurduğu bir takım değildi. Bu sene geçmiş yılların aksine mart-nisan aylarında aşağı yukarı yapmamız gereken transferlerin %80’ini, haziran ayında da göndermemiz gerekenlerin çoğunu, neredeyse hepsini gönderdik ve hazır bir şekilde sezon öncesi hazırlıkları beklerken, Amerika'dan Dallas takımından Sayın Kokoskov’a bir teklif geldi. Normal şartlarda Avrupa'da olduğu zaman, Avrupa'da kurallara göre; Avrupa'da bir hoca veya bir oyuncu gittiğin zaman iki kulüp arasında mutabakat gerekiyor ancak Amerika'ya bir hoca gittiği zaman NBA’e, bu mutabakat gerekmiyor. Yani diğer bir değişle, siz hocanızı yollarsanız tazminat ödemek zorundasınız,  ama hocanız Amerika’ya giderse tazminat ödemek durumunda değil.  Detaylarını Sertaç bey anlatacak. Bence hayırlı oldu. Yeni hocamızla imzalanmış. Onu da Sertaç beye bırakacağım. Kendisi anlatsın ama maddi açıdan da bütçemiz açısından da olumlu oldu bu değişiklik. Bana göre Sayın Kokoskov tam da Avrupa’ya alışamadı. Yıllarca orada yaşayıp, Avrupa basketboluna alışmak bir sezondan daha uzun sürebilir ama ben ona yine de usulen de olsa hizmetleri için teşekkür ediyorum. Takımımız hazır. 11-12 Eylül’de bir hazırlık turnuvamız var. O turnuvaya Obradovic ve takımı gelecek. Partizan, Monaco, UNICS Kazan ile oynayacağız. güçlü takımın turnuvası olacak. İyi bir hazırlık kampı olacak.  Bu turnuvanın gerçekleşmesinde emeği geçen, pek çok konuda emeği geçen 1907 Fenerbahçe Derneği’ne bununla beraber  Ankara Fenerbahçeliler Derneğine ve Sarı Lacivert Derneğine, katkılarından dolayı huzurunuzda teşekkür ederim.
 
Salonumuzda parkeler tamamen yenileniyor.  Renkleri değiştiriyor musunuz? Söylemeyelim. Markamızın ruhunu besleyecek pek çok yenilikler yapılıyor. Bunlardan bir tanesi de Türkiye’nin ilk basketbol müzesi olacak. Sponsor da bulundu. Müzemizin açılışı sezona yetişecek. Umarım keyifle gezersiniz. Geçmişten bugüne ve yıllardır kulüp bazında ülke basketbolumuzun lokomotif olan hem erkeklerde hem kadınlarda ülkemizi Avrupa'nın en üst seviyelerinde başarı ile temsil eden kulübümüz erkek basketbolda ikinci takım projesini hayata geçirdi. Bizim artık basketbolda da öz kaynaktan sporcular yetiştirmemiz lazım. Fenerbahçe Beko’nun Türk basketbolcularının son dönemdeki performansından hiç de memnun olmadığımı Sertaç beye de ilettim, sizlere de iletiyorum. Bizim Türk oyuncularımızın daha kuvvetli olması gerekir.  Dolayısıyla kendi kaynaklarımızı kullanarak onları geliştirme anlamında bize ciddi katkılar sağlayacağına inandığımız genç oyuncuları forma vermenin yanı sıra oyuncu takibi konusunda da fark yaratacak Fenerbahçe Basketbol geleneğini yeni nesillere gençlere taşıyacak ama bundan daha da önemlisi Fenerbahçe'nin geleceğini de teminat altına alacak bu projeyi çok değerli buluyorum ve bu projeyi gerçekleştirdiği içinde Sertaç Bey ve ekibine teşekkür etmek istiyorum.
 
YÖNETİCİMİZ SERTAÇ KOMSUOĞLU: YENİ HOCAMIZ ALEXANDER DJORDJEVİC. İNŞALLAH BÜYÜK BAŞARILARA İMZA ATACAĞINA İNANIYORUZ
 
Fenerbahçe Beko’dan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyemiz Sertaç Komsuoğlu: “Ahmet Bey, 20 Temmuz'da ve 27 Temmuz'da iki açıklama yapıldı. ‘Siz şahsi hesabınızdan 20 Temmuz'da yaptınız ama kulübümüz 27 Temmuz'da bu açıklamayı yaptı’ dedi. Burada sanıyorum bir yanlış anlama var. Şöyle ki; 20 Temmuz'da sizin belirttiğiniz gibi biz şeffaflık adına yapılan bir bilgilendirme yaptık. Çıkan haberler vardı. Bu haberler konusuna kısa bir bilgilendirme yaptık ve bu yapılan bilgilendirmenin hemen akabinde resmi sitelerimizde de yer aldı. Keza 27 Temmuz'da ise kulübümüzün resmi konunun netleşmesinden sonra açıklaması oldu. Bu bir bilgilendirme değildi. Siz benimle konuştuğunuzu dediniz ki, ‘Ben Twitter takip etmiyorum, Instagram ve TikTok’u takip ediyorum.’ ‘Oralarda görmedim.’ dediniz. Ben de size, ‘Instagram’da da aynı şekilde bu açıklamaların ve bilgilendirmenin yer aldığını söyledim. Buna karşılık hakikaten TikTok'tan böyle bir bilgilendirme veya açıklama yapmadık. Bunun dışında bizim kulübümüz adına attığımız her adımda tek düşüncemiz var, Fenerbahçe'nin menfaatleri. Bu konuda hiç şüpheniz olmamalı. Hocamız ailevi nedenlerinden dolayı Amerika’ya dönmek istediğini söyledi. Aynı şekilde biz kendisi ile şubat ayından itibaren Fenerbahçe Beko'nun bu seneki kadrosu, yapılanması ki ayrıca salonda istediği özel alanlar dahil olmak üzere her şeyi birlikte planladık. Genel Menajerimiz Maurizio, Igor Kokoskov bu konular üzerine çalıştılar. Sonra böyle bir talep geldi. Bizim Fenerbahçe olarak her zaman hedeflerimize konsantre olacak, sarı-lacivert çubuklu forma ile şampiyonluklar yaşamaya inanacak oyuncular, teknik kadrolara ihtiyacımız var. Bu konuda en ufak bir sapma görürsek biz tekrar bazı değişikliklere gidebiliriz ve bu doğrultuda gittik de. Sayın Başkanımız söyledi. Siz, ‘Şeffaflık adına kulüp sözleşmeden nasıl bir tazminat aldı?’ dediniz. Daha şeffaf olamayız. Herhangi bir tazminat almadık, herhangi bir tazminat söz konusu değildir ki tazminat alındığı da yine Twitter’da yer aldı. Oralarda yer olan şeylere değil kulübümüzün yaptığı açıklamalara bakmak daha doğru olacaktır inancındayım. Bununla birlikte hoca değişikliği olsun, yapılan bazı adımlar olsun bunların bütçemize çok ciddi artı değer kattığını vurgulamak isterim. Bugün itibarıyla hocamız netleşti. Başkanımız divan kurulunda duyurulmasını istemişti. Sayın Alexander Djordjevic yeni hocamız. Kendisi en son bu sene İtalya Ligi'nde Final Four oynayan Armani’yi Bologna takımıyla birlikte 4-0’la geçip İtalya şampiyonu olmuştu. İnşallah büyük başarılara imza atacağına inanıyoruz. Fenerbahçe Beko’nun hedefi hep aynıdır, Türkiye'de şampiyonluktur ve EuroLeague’de de Final Four’dur, sonrasında da Final Four’da en iyi dereceleri almaktır. Bu konuda da hedefimizde yönetim kurulu olarak, sayın Başkanımızın da destekleriyle en ufak bir sapmamız yok.”
 
BAŞKANIMIZ ALİ KOÇ ŞÖYLE DEVAM ETTİ:
(Yöneticilerin tweet atmasıyla ilgili bir soru üzerine) Biz zaman zaman iletişimci arkadaşların onlara göre haklı nedenlerle bazı konuları resmileştirmeden tek tük yönetici hesapları kullanarak yapıyoruz. İlgili yönetim kurulu üyesi olduğu için onun hesabı kullanıldı. Sertaç Bey'in kendi kafasına göre bir tweet atmış olma durumu yoktu. Eleştirinizi alıyoruz, tercihimiz buydu. Kurumsallığı da sadece bunun üzerinden ölçecekseniz…
 
Biliyorsunuz kulüplerin yeni gelirler yaratması gerekiyor. Bu bağlamda biz dijital dünyanın sunduğu imkanların üzerine odaklanıyoruz. Zaman zaman konuşmalarımda ektiğimiz tohumların meyvelerini toplayacağız dediğimiz konular oluyor. Bunların içinde dijital de var. Köksal Bey de biraz evvel değindi. Bizim kulübümüzün geleceği açısından bu çağa ayak uydurmanın, bu çağın faydalarından yararlanmanın ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Özellikle yayıncı kuruluşun gelirlerinin her geçen gün azaldığı, TL/Dolar bazında eridiği bir ortamda yen gelir kapıları açmak zorundayız. Bunun için dijital adımlarımızı te tek saymayacağım, meyve vermeye başladı. Mesela YouTube abonemiz 2 milyona geldi. Fenerbahçe Spor Kulübü’nün bir hazırlık maçını 1 milyon kişi Youtube’dan izledi. Bu sizler için çok bir şey ifade etmeyebilir ama o dünya için çok önemli rakamlar. Ve daha bebeklik aşamasındayız.
 
FENERBAHÇE GÜCÜNÜ DİJİTAL DÜNYADA GÖSTERECEK
 
Bunlardan bir tanesi de kripto para işi. Bahis işinde olduğu gibi kripto işinde de Türkiye Avrupa’dan çok daha önde. Ne demek istiyorum? Buradaki trafik, bahis oynayan insanların sayısı veya kriptoya yatırım yapan insanların sayısına baktığınız zaman enteresan bir şekilde ülkemiz Avrupa’dan ayrışıyor. Olum veya olumsuz diyebilirsiniz. Yoğunluk açısından. Pek çok kulüp Süper Lig’de kendi kripto para stratejilerini, yol haritalarını, iş birliklerini açıkladı. Biz Fenerbahçe olarak sessiz kaldık. Köksal Bey, sordum arkadaşlara ‘kriptoyla ilgili gelen bir şey var mı’ diye, ‘yok’ dediler ama şunu söylemek istiyorum Köksal Bey; 10 ayrı firmayla bazıları daha borsa işlemeye bile başlamamış, yatırımcısını bulmuş daha düğmeye basmamış. Onlar da dahil olmak üzere, yurt içi, yurt dışı da dahil olmak üzere 1 seneyi aşkın süredir ‘öyle mi yapalım, böyle mi yapalım, başka paranın altına mı girelim, kendi kriptomuzu mu çıkaralım, kulüp bünyesinde mi başkasının bünyesinde mi yapalım, iş birliği mi yapalım…’ Her şeyi artısıyla eksisiyle inceledik ve inanın ne kadar iyi etmişiz de beklemişiz. Bekledikçe aldığımız teklifler daha cazip hale geldi. Herkes Fenerbahçe’yi bekliyor. Bu işe yatırım yapmış borsalar, oyuncular, yatırımcılar hem borsa tarafı hem yatırımcı tarafı meğerse herkes Fenerbahçe’yi bekliyormuş. ‘Mazim Fenerbahçe, yarınım Fenerbahçe’ diyerek en geç 10 gün içinde, olabilirse önümüzdeki hafta projemizin startını vereceğimiz bir davet yapacağımız imza töreniyle başlatıyoruz. Buradan hatırı sayılır bir gelir imkanı yaratacağımıza inanıyoruz. Kimle yapacağımızı şu an açıklamak istemiyorum ama az kaldı, eli kulağında. Ama bir şeyi biliyorum ki her alanda olduğu gibi –bu YouTube’da izleme olur, kulübümüz için yaptığınız destek kampanyası olur, kombine satış sayıları olur- Fenerbahçe taraftarı burada da Fenerbahçe’nin farkını, gücünü, ayrıcalığını göstereceğinden sonuna kadar hiçbir şüphem yok. Fenerbahçe gücünü dijital dünyada gösterecek. Ve göreceksiniz, bu tatlı bir rekabet. Biz seviye arttırdıkça diğer kulüpler de bundan faydalanacak. Bu güzel bir rekabet. Hepimiz kazanalım.
 
KULÜBÜMÜZÜN RESMİ KANALLARINDAN BİLGİLENDİRMELER GELMEDİKÇE FENERBAHÇEMİZİN KRİPTO PARASINI SATTIĞINI, BUNLARLA İŞLEM YAPTIĞINI SÖYLEYEN HİÇBİR KİŞİYE YA DA PLATFORMA İNANMAYIN
 
Yalnız bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Nasıl herkes Fenerbahçe’yi bekliyorsa gerek borsalar gerek yatırımcılar, sahtekarlar da bekliyor. Fenercoin adını kullanarak pek çok dolandırıcılık adı altında paylaşımlar yapılıyor. Bizimle hiçbir ilgisi olmayan siteler sanki bizim kripto paramızı satışa çıkarmışçasına yayınlar yapıyorlar. Sizden ricam kulübümüzün resmi kanallarından bilgilendirmeler gelmedikçe Fenerbahçemizin kripto parasını sattığını, bunlarla işlem yaptığını söyleyen hiçbir kişiye ya da platforma inanmamanızdır yoksa üzülürsünüz. Siz üzülürseniz biz üzülürüz. Hassas bir konu. Mevzuatı şu an çıkmamış bir konu. Dolayısıyla mevzuat olmadığı için cezalar olmadığı için hukuken bir yere bağlayamadığınız için şu an dolandırıcılık yapmak da kolay. Dolandırıcılık yapmanın kolay olduğu yerde de mağduriyetin artması söz konusu. Biz bunu istemiyoruz. O yüzden çok dikkatli olmanızı sizden rica ediyorum. Halihazırda hukuk departmanımız bu dolandırıcılık girişimleriyle ilgili pek çok dava açmış vaziyette.
 
TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ’NİN OLİMPİYAT KAFİLESİNİN %20’SİNİN FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ TARAFINDAN SAĞLANMASI BENCE GURUR DUYMAMIZ GEREKEN BİR VESİLEDİR
 
Sözlerime son vermeden önce olimpiyatlara değinelim. Hakikaten gurur tablosu oldu. 109 sporcunun 22’sinin Fenerbahçe’den olması yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin olimpiyat kafilesinin %20’sinin Fenerbahçe Spor Kulübü tarafından sağlanması bence gurur duymamız gereken bir vesiledir. Sporcu fabrikası tanımı herhalde en çok Fenerbahçe için geçerlidir. Bunu sağlayan bugüne kadarki tüm yönetimlere, sporcularımızın hocalarına, sporcularımıza teşekkür ediyorum. En büyük teşekkürü de sporcuların ailelerine vermek istiyorum. Fenerbahçe Spor Kulübü mücadele ettiği 9 branşta da yorumsuz ve tartışmasız bir şekilde Türk sporunun lokomotifidir. Bunu da rakamlar göstermektedir. Aileler yeri geldi çocuklarını günlerce, haftalarca göremediler. Yeri geldi maddi manevi eşsiz bir fedakarlık ortaya koydular. Nasıl bizler hiçbir geliri olmayan bu alanlara 1 dakika dahi tereddüt etmeden maliyetlerini karşılıyor, sponsor bulmaya çalışıyorsak bu sporcular da neredeyse hiçbir şey kazanmıyorlar. Dolayısıyla aileleri de maddi manevi eşsiz fedakarlıklar ortaya koyuyorlar. Yeri geliyor üzüntülerine ortak oluyorlar, destek olup onları ayağa kaldırmaya çalışıyorlar. Yeri geliyor sevinçlerine ortak olup günlerce uyuyamıyorlar. Kısacası Fenerbahçe Spor Kulübü ve sporcuları çok ciddi bir sorumlulukla çalışırken arka planda bizlere göre en büyük gizli kahramanlar sporcu aileleridir. Onlara da teşekkür ediyorum. Sağ olun, var olun.
 
BU ÜLKEDE 4 BÜYÜK KULÜP HANGİ SPOR BRANŞINA EL ATARSA ATSIN ONUN GELİŞMEMESİ DİYE BİR ŞEY SÖZ KONUSU OLAMAZ
 
Spor Bakanlığımıza, Spor Bakanımıza da Türkiye’de sporun yayılması, daha tabana ulaşması, gelişmemiş bazı branşların daha da fazla gelişmesi için yaptığı tüm çalışmalara, kısacası sporu kültür haline getirme çalışmalarına da bu hassas çalışmalar için de teşekkür ediyorum. Ama bununla beraber kendisine ve bakanlığa şunu söylemek istiyorum; Bu kadar önemli bir farkındalık oluşmuşken gelin Fenerbahçe’nin önderliğinde gelecek adına yüzlerce sporcu yetiştirmek, Türk gençlerini sporla buluşturmak adına el ele, omuz omuza verelim. Bizleri destekleyin ki biz de ülkemizin geleceği adına hiçbir maddi kaygımız olmadan var gücümüzle çalışalım. İnanın bu ülkede 4 büyük kulüp hangi spor branşına el atarsa atsın onun gelişmemesi diye bir şey söz konusu olamaz. Keşke 10 yıllık futbolda söylediğim gibi genel kurulda, bir spor stratejimiz olsa. Hangi branşta yatırım yapacağız? Onları nasıl tabana yayacağız? İlkokuldan başlayarak ülkemizi nasıl spor ülkesi haline getireceğimizle ilgili keşke bir devlet stratejimiz, planımız olsa. Ama olana kadar da Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray, Trabzonspor en büyük şansımız. Ama bizlerin içinde bulunduğu maddi çöküş tabii ki sizlerin sorunu değil bakanlık olarak ama… Sorumlu değil ama sizin de sorununuz. Defalarca ifade ettiğim gibi biz 3 yıllık anlaşma yaptık, 3 yıl daha olimpik şubelerimiz ayakta kalabilir. Yani ihtiyacı olan gelirleri karşılayacak 3 yıllık anlaşma yaptık, yakında açıklayacağız. 3 sene daha en azından ben ve arkadaşlarım bu yükü kaldırabileceğiz ama bundan sonrası nasıl olacak camia olarak bunun kararını vermek durumundayız.
 
Aidat konusu çok dillendirildi haklı olarak. Ben burada size 500 TL’nin niye doğru olduğunu anlatırım, belki hepinizi buna ikna ederek çıkarabilirim. Biri çıkar 500 TL’nin niye yanlış olduğunu anlatır argümanlarıyla, belki hepimizi buradan ikna ederek çıkarabilir. Bu aidatın bu seviyeye çıkmasında hiçbir şekilde Vefa Bey’in hiçbir sorumluluğu, hatası yoktur.
 
Fenerbahçe Spor Kulübü’nün aidatı 50 TL’de kalamaz. Nasıl eşinizle, dostunuzla konuşuyoruz, olumlu, olumsuz görüşler veriyorlar 500 TL’yle ilgili. İnanın kulübe 1000 TL olsun, 1500 TL olsun diye mesajlar yağıyor. 50 TL olduğundan bugüne TEFE-TÜFE yapıp aidatı getirseydik 480 TL olacaktı. Ben Fenerbahçe Spor Kulübü’ne üye olmak için yılda 500 TL’nin vermenin zenginler kulübü diye adlandırılmasını doğru bulmuyorum. Kesinlikle doğru bulmuyorum. Siz bir taraftan öyle böyle transferler istenecek, 15-20 TL’ye havuz çalışacak, o olacak, bu olacak, olimpiyatlara devamlı sporcu yollayacağız hiç geliri olmayan bir yerden ama kongre üyelerinin çorbada tuzu olmayacak. Böyle şey olmaz. Şunu da söylemek istiyorum; Ferruh Bey’in de dediği gibi bazı aileler var, 5-6 kişi ve o ailede tek kişi ödemek zorunda. Bunu da göz ardı etmemek lazım.
 
Şimdi tüzük değişikliği Uğur Bey’in de değindiği bir konuydu. Uğur Bey’e de görüşleri için teşekkür ederim. Tüzük çalışmalarımız hazır ama son 1,5 yıl hiçbir şekilde toplanma durumumuz söz konusu değildi. Bırakın tüzüğü oylamaya sunmayı kongre üyelerimize yeni tüzük çalışmalarımızı açıp görüş alabilecek bir imkan da yoktu ama tüzüğümüz gereği bu seneyi 500 TL’yle geçireceğiz. Tüzük değişikliği yaptığımız zaman da 40 yıl, 50 yıl belki belli bir süre üzerinde üye olanlardan aidat almamamız lazım. Aidatı taksitlendirmemiz lazım. Sesli düşünüyorum… Veya ailelerde 3’ten fazla üye varsa belki indirim getirme gibi şeylere çalışacağız ama bu sene böyle geçecek.
 
Seçim konusunda Nail Bey KVKK var biliyorsunuz. 3 sene evvel de vardı ancak cezaları bugünkü gibi değildi. Son 2 senede çok artırdılar. Belki Vefa Bey, siz, ben toplanıp bir daha değerlendirelim bu konuyu ama ben size şunun sözünü verebilirim; aynen seçimlerde biri çıksaydı –Sayın Eyüp Yeşilyurt çıktı, sonra çekildi- ona da dediğimiz gibi kulübümüzün televizyonu, radyosu, tesisleri, seçim kampanyası yapacağınız çalışmalarda istediğiniz şekilde kullanabileceğinizi ifade etmek istiyorum. Adaylığınızla ilgili televizyona çıkıp taraftarlarımıza, kongre üyelerimize seslenmek istiyorsanız, nasıl Vefa Bey isterse yapabiliyorsa sizin de aynı şartlara sahip olmanız lazım. Bu KVKK Galatasaray bir evvelki seçiminde verdi, kimse sesini çıkarmadı. Kongre bilgilerini. Hatta internet sitesine koydu. Son durumu hep beraber değerlendirebiliriz istiyorsanız.
 
Uğur Bey’in birkaç önerisi var. Bilhassa heykellerin stada taşınması. Aramızda da biraz evvel değerlendirdik. Aslında çok mantıklı bir öneri. Yani stadımızın ana girişinde… Stadın içine koyarsak sadece tribünlere gelenler görebilir. Ama ana girişe koyarsak belki heykellerin arasından geçerek stada girilebilir. O enteresan olabilir. Onu değerlendireceğiz.”

Fotoğraflar: Atilla Sertbakan

Basın Fotoğrafları