KULÜP

Başkanımız Ali Koç’un YDK toplantısındaki açıklamaları

24 Ekim 2020 Cumartesi 17:49

Yüksek Divan Kurulu Ekim Ayı Olağan Toplantısı'nda Başkanımız Ali Koç, Yüksek Divan Kurulu Üyelerimizin ilettiği soruları cevapladı. Bazı konularla ilgili Yönetim Kurulu Üyelerimiz de açıklamalar yaptı. Başkanımızın ve yöneticilerimizin açıklamaları şöyle:

“Yüksek Divan Kurulu Başkanımız Sayın Vefa bey, Yönetim Kurulumuz, bizi izleyen üyelerimiz, tüm Yüksek Divan Kurulu üyelerimiz, taraftarlarımız, camiamız herkesi sevgi ve saygı ile selamlıyorum.

Burak bey kapsamlı bir şekilde son üç ayda yaşanılanları anlattı. Teşekkür ediyorum. Bazı üyelerimizden gelen soruların yanıtları da bu açıklamaların içindeydi. Burhan Bey’e de uzun süre sonra finansal konularda verdiği bilgilendirme için teşekkür ederim. Bununla ilgili ve son dönemdeki bazı gelişmelerle ilgili duygu ve düşüncelerimi sizlerle paylaşacağım.

Önce soruları alacağız. Paylaşacağım bilgiler arasında bazı soruların cevapları da var.  Sonrasında kalan süreye göre ben de kapanış konuşması yapacağım.

Ahmet Kıvanç Turancı: 4779 Sicil No’lu Ahmet Kıvanç Turancı ben. Eski kürekçilerden. Geçtiğimiz ay oğlumla birlikte Dereağzı’ndaki lokale gittik. Avrupa yakasında ikamet ediyorum. Tesis girişine geldiğimizde lokalin kapalı olduğu ve içeriye de giremeyeceğimiz söylendi. Lokalin açılması ve divan üyelerinin lokale girişi değerlendirilebilir mi?  Kulübümüzden zaten epeyce uzakta kaldık. En azından Dereağzı’na gidip oradaki havayı solumak, çocuklarımıza yaşatmak isterim. Saygılarımla.

Başkanımız Ali Koç:  Biz de en kısa zamanda normale dönmek istiyoruz. Bu konuyla ilgili Genel Sekterimiz Burak Bey kapsamlı bir açıklama yaptı.

Abdullah Hüseyin Aktarı: Sayın Başkan, değerli üyeler; eskiden FBTV'de takımlarımız ile ilgili seyahat, antrenman öncesi  veya sonrası vb. gibi hoş, zevkli programlar olurdu. TV karşısında oturup zevkle seyrederdik. Nedense bu tür programlar artık yok. Saygılarımla.

Başkanımız Ali Koç: Abdullah Bey’e teşekkür ediyorum.  Halbuki biz yeni yayıncılık formatımızda, vizyonumuz, uygulamalarımızda sanki bunun tam tersini uyguladığımızı düşünüyordum.

Yönetim Kurulu Üyemiz Sertaç Komsuoğlu: Sanıyorum Abdullah Bey’in kaçırdığı programlarımız var. Yakın Takip programımız var. Bu program canlı yayınlanıyor. Takımımızın saha içi veya deplasman maçlarında Can Bartu Tesislerimiz çıkışından itibaren canlı yayınlanan programımız var. Diğer bir programımız maçın öyküsü. Bu programda deplasmana gidiliyorsa uçak içi röportajı, o şehirde yapılan röportajlar, keza takımın havasını gösteren program. Maçtan hemen sonraki gün yayınlanıyor. 30 dakika sürüyor. Bu yıl tekrar başladığımız otobüsten canlı yayınla verdiğimiz maç sonrası bir programımız var. Bu programı öncelikle Youtube Katıl’dan veriyoruz. Buradaki en önemli konu Youtube Katıl’a yeni üyeler kazandırmak. Bu programda Youtube Katıl’da yayınlandıktan üç gün sonra Fenerbahçe TV’de yayınlanıyor. Futbol takımımızın maç havasını yansıtacak programlar aynı şekilde devam ediyor. EuroLeague için de program yapıyoruz. Bu programda deplasman şehrinde yapılan röportajlar, antrenmanlar, orada yaşayan taraftarlarımızın Fenerbahçe Beko ile görüşlerini içeriyor. Bu programı her iç saha ve dış saha maçından sonra yapıyoruz.
 
YOUTUBE ÜZERİNDEN 500-600 BİN LİRALIK AYLIK GELİRİMİZ VAR
 
Başkanımız Ali Koç: Ben de birkaç ilave yapmak istiyorum.Televizyonumuz yoğun bir şekilde gerek altyapı maçlarımız ki şu an altyapı maçlarımız yok. Gerek futbol dışındaki branşların müsabakalarını, seyahatlerini vs yayınlıyor. Kulüp televizyonları arasında her platformda olan tek kanal Fenerbahçe TV. Arkadaşlarımız özellikle pandemi döneminde çoğu insanlar evden çalışırken yoğun mesai harcadılar. Fenerbahçe TV şartlar ne olursa olsun yayınlarına devam etti. Teşekkür ediyorum ancak bir gerçeği de sizlerle paylaşmak istiyorum. Fenerbahçe TV kendi alanında bize göre tartışmasız lider ama bunun da ciddi bir maliyeti var. Bugün baktığımız zaman donanımı ile teknolojisi, insan kaynağıyla, imkanlarıyla yaptığı yayınlarıyla orta boy ulusal bir kanala muadil bir kanalımız var. Bunun da büyük bir finansal yükü var. Daha evvel de ifade etmiş olduğum gibi er ya da geç bu 2-3 sene içinde olur, 3-5 sene içinde olur, 7 sene içinde olur ama er ya da geç biz yönetimde olalım, olmayalım; Youtube yayınına geçmek durumundayız. Bütün yapacağımız yayıncılığı Youtube üzerinden er ya da geç yapmak durumundayız. Isınma turlarındayız. Taraftarlarımıza çok teşekkür ediyorum. Youtube yayınlarımıza yoğun bir ilgi var.  Hem açık olan hem de üyelikle olan yayınlara. Youtube ve dijital ekibimizi alkışlıyorum, teşekkür ediyorum. Önemli hamleler yaptılar. Bunun meyvelerini toplamaya başladık. Aylık 500-600 bin liralık sadece şu an, gelir sağlamaya başladık. Bu gelirleri, tam oturttuğumuz zaman 30-40 milyon liraya getirtebilmek. Bu da çok uzakta değil ama dediğim gibi tekrar söylüyorum. Herkes paniğe kapılmasın. Fenerbahçe TV kapanıyor, Youtube’a geçiyoruz diye ama bir gerçeği sizinle paylaşıyorum. Er ya da geç bu dönüşüm kaçınılmazdır. Tabi ki Fenerbahçe TV’deki arkadaşların görevleri devam edecek çünkü yayınları Youtube üzerinden yapacağız. Bir yayıncılık olacak. Bununla beraber maliyetler ciddi anlamda düşecek. Aboneliklerden de gelirlerimiz ciddi anlamda artacak. Burhan Bey biraz evvel size yapılandırmanın en üst düzey detaylarını paylaştı. İnşallah en kısa zamanda bu anlaşmayı yaptığımız zaman her anlamda her kuruşumuzu, her yatırımı ciddi anlamda gözden geçirmek durumundayız. Çünkü küçülmek durumundayız bunun kaçarı yok. Dolayısıyla buna dikkat çekmek istedim.

Serdar Karcılıoğlu: Pandemi nedeniyle yüz yüze yapılamayan YDK toplantılarının sürekliliği için alınan bu önlem nedeniyle YDK ve Kulüp Yönetim Kurulumuzu candan tebrik ediyor, bu toplantımızda kulübümüzün başarılarına katkı sağlayacak kararlar alınacağına inancım nedeniyle yönetimimize her şekilde desteklerimi belirtiyor divana ve tüm üyelerimize saygılarımı sunuyorum.

Başkanımız Ali Koç: Serdar Bey’e bende şahsım ve yönetimim adına teşekkür ediyorum. Destekleri, duygu ve düşüncelerini paylaştığı için teşekkür ediyorum.

Mahmut Dalmış: Hemen hemen her gün bir üyemizin vefat mesajını alıp hakkın rahmetine uğurluyoruz. Benim önerim gönderdiğim ses kaydında da belirttiğim  gibi vefat mesajlarını whatsappdan resimli olarak gönderebilirseniz  rahmetlinin hatırlanmasına ve son göreve  katılıma yardımcı olacaktır.

Başkanımız Ali Koç: Mahmut Bey’e bu fikir için teşekkür ediyorum. Değerli bir fikir. Biz şu an tüm insan kaynağımızı Whatssap’a geçirmek üzereyiz. Fenerbahçe Spor Kulübü tez zamanda kendi içinde yaptığı bütün iletişimi Whatsapp’dan yapabilir hale geldi. Üyelerimize bunu yapmak bir nebze zaman alacaktır, olabilir mi? Olabilir. Olması için iki unsur gerekli. Herkesin Whatsapp’da olması, tüm üyelerimiz Whatsapp kullanmıyor. Tüm üyelerimizin telefon bilgilerinin güncel olması gerekiyor. Pandemi döneminde pandemi destek paketlerini dağıtırken üzülerek gördük ki, pek çok üyemizin bilgileri güncel değil. Yanlış. Onları güncellemeye çalıştık. Bütün Whatsapp kullanan üyelerimizin bilgilerini güncellediğimiz ve onlardan da kendi bilgilerini kullanma izni aldığımız takdirde bunu yapmak mümkün. Bununla beraber yeni başlayacak olan chatbot uygulamamız var. Bunları ilerleyen zamanlarda anlatacağız. Resimli olarak duyurularını burada yapmak mümkün. Dijitaldeki arkadaşlar bu önemli önerinizi çalışacaklar.

Kadir Serkan Tamer: Sayın üyeler ve Başkanımız ben Muğla/Köyceğiz’de yaşayan bir üyeniz olarak, kulübümüzün de eski bir atleti olarak burada kulübümüzün amatör branşlarda faaliyet göstermesini diliyorum. Burada sadece Beşiktaş kulübüne ait altyapı mevcut olup kulübümüzün de Muğla’da bir alt yapıya sahip olmasını diliyorum.

Başkanımız Ali Koç: Teşekkür ederiz, duygu ve görüş olarak ben de bu öneriye katılıyorum ancak bu zaman alacaktır. Biz yönetime geldiğimizden beri mücadele ve rekabet ettiğimiz tüm kulüplerle branş ne olursa olsun, yakın ilişkiler ve dostluk ilişkileri içerisinde götürmeye çalışıyoruz. Gönül isterdi ki imkanlarımız olsun. Fenerbahçe’nin yarıştığı branşlarda ülkemizin değişik yerlerinde mevcudiyet sağlayalım. Oralara yatırım yapalım. Demin de ifade ettiğim gibi harcadığımız her kuruşa, her yatırıma ciddi anlamda dikkat etmeliyiz. Küçülmek durumundayız. O yüzden kısa ve orta vadede çok arzu etsek de böyle bir şeyi yapamayacağımızı açık ve net bir şekilde ifade etmek isterim.
 
Adil Somersan: Sayın Başkanım Fenerium mağazalarında Pet Shop ürünlerine de yer verilmesinin dikkate alınmasını isterim.

Başkanımız Ali Koç: Bu öneri daha önce gelmiş. Bizden evvel ki yönetimde bu işe önem verip, incelemiş, değerlendirmiş ancak onay verilmemiş. Ben de bizden önceki yönetim gibi düşünüyorum. Feneriumlarda Pet Shop ürünlerinin satılmasını çok uygun olmadığı kanaatindeyim.

Osman Sinan Sümen: Gerçekten şu anda kulüple ilgili yönetimimizin çalışmalarını takdirle izliyoruz. Bundan bir kulüp üyesi olarak büyük mutluluk duyuyorum ne gerekiyorsa yapılıyor özellikle Başkanımızın gayretlerini de takdire şayan buluyorum. Saygılar sunuyorum.

Başkanımız Ali Koç: Ben de şahsım ve Yönetim Kurulum adına Osman Sinan Bey’e teşekkür ederiz.

Mehmet Ali Güvenç: Yapılan her iyi şey için teşekkür ederim. Sorum şu.  Kenan Evren Lisesi arazisi kulübün tapulu malı olmuştu, şu andaki durumunu ve ne olmasının düşünüldüğünü söyler misiniz? Yanıtlar için şimdiden teşekkürler. Fenerbahçemizin daha güzel günlerinde ve Sayın Ali Koç’un başkanlığında nice mutlu ve başarılı yıllara.

Başkanımız Ali Koç: Kenan Evren Lisesi’ni 14.10.2020 tarihi itibariyle devralmış bulunuyoruz. 1 yıllık ön devralma. Bunu Burak bey de konuşmasında net bir şekilde anlattı. İfraz, tevhid, terk, alan proje gibi hazırlıklar için bir sene süremiz var. Ondan sonra da 30 yıllık irtifak hakkını Çevre ve Şehir Bakanlığı’ndan alacağız. Çalışmalarımız devam ediyor. İçinde bulunduğumuz ekonomik şartlar açısından gayri menkul sektörü, gayri menkul değerlendirme ve geliştirme açısından şu an eski iştah ülkemizde doğal olarak yok ama burası çok önemli bir arazi. İlk aşamada arazimizi çevreleyeceğiz. Yol tarafına bilboardlar asılacak. Yaptığımız anlaşmalar çerçevesinde o bilboardlardan gelecek gelirlerle ödememiz gereken kiraları ödeyeceğiz. İnşallah 1-2 sene içerisinde iyi bir işbirliği içerisinde kulübümüze değer yaratacak, proje geliştirmeyi hedefliyoruz. Buradan kongre üyelerimize sesleniyorum. Burayı değerlendirme üzerine bize fayda sağlayacak önerilerinizi lütfen hiç çekinmeden bizlerle paylaşın. Burada Sayın Mustafa Pınar’a da gayrı menkul işlerinden sorumlu arkadaşımıza da teşekkür ediyorum. Çevre Bakanlığı’na teşekkür ediyorum. Milli Eğitim Bakanlığı’na teşekkür ediyorum. Bu süreçte destek oldular. Cumhurbaşkanımıza bir kez daha teşekkür ediyorum. Çok uzun süredir hakkımızı devralamıyorduk, sonuçta alabildik. Bu projenin gerçekleşmesinde emeği geçen başta eski Başkanımız Sayın Aziz Yıldırım olmak üzere emeği geçen herkese de bir kez daha teşekkür ediyorum. Böyle bir projeyi, böyle bir araziyi Kulübümüze tapulu olmasa da, siz tapulu diyorsunuz, tapulu değil. Bu hakkı kazandırdıkları için teşekkür ediyorum.
 
Suat Hoşcanlar: Pandemi dolayısıyla kapalı olan Dereağzı sosyal tesislerini biz üyelere kontrollü bir şekilde hizmete açmayı düşünüyor musunuz? Saygılarımla.

Başkanımız Ali Koç: Burak Bey bunu cevapladı. Biz de normale dönmek istiyoruz ama henüz net bir tarih veremiyoruz.

Selçuk Yılmaz: Biz Muğla Dalyan’da ikamet etmekteyiz. Burada amatör bir kulübümüz var. Dalyan Spor acaba bu kulübe bir katkıda bulunabilir misiniz? Mesela, forma, ayakkabı, eşofman gibi şeyler teşekkür ederiz.

Başkanımız Ali Koç: Biraz evvel Köyceğiz’den altyapı yatırımı yapabilir misiniz diye bir soru geldi. Selçuk Bey de Dalyan’da. Cennet gibi iki yerde yaşıyorlar. Onlara sevgi ve selamlarımı iletiyorum. Demin de dediğim gibi mecbur olmadığımız hiçbir harcamayı yapmamalıyız. Selçuk Bey’le arkadaşlarımız temasa geçecek. Küçükte olsa Fenerium stoklarında geçmiş yıllardan kalan ürünlerle yardımcı olabilirsek, bakacağız ama söz vermiş olmayayım.

Samiye Artemiz Arpacıoğlu: Değerli Başkanımız Sayın Ali Koç, Kulübümüzün başkanlığını tarihi bir kongre
sonrası devralmanızla birlikte mali olarak kulübümüze yapmış olduğunuz şahsi desteklerin hakkı asla ödenemez. Rahmetli İslam Çupi'nin Fenerbahçemiz için yaptığı büyüklük tanımının bir benzerini yüksek müsaadenizle şahsınıza uyarlamak isterim. Fenerbahçe'ye 2 yıl gibi kısa bir sürede vermiş olduğunuz maddi ve manevi desteğin, hiçbir şampiyonlukla ölçülemeyeceği, ancak taçlanacağı ve Ali Koç isminin Fenerbahçe'nin yarınına, bugününden çok daha büyük ve altın harflerle yazılacağı bilinmelidir. 2020-2021 sezonu için futbol başta olmak üzere, takip ettiğimiz tüm branşlarda mücadele eden takımlarımızın ne kadar profesyonelce oluşturulduğu ve teknik - idari kadrolarının uyumu açıkça görülmektedir. Özellikle kadın ve erkek voleybol takımlarımızda sahada ve saha dışında Sayın Simla Türker Bayazıt hanımefendinin aktif desteği bizler tarafından görülmektedir. Değerli Yönetim Kurulu Üyemiz Simla hanıma voleybol branşımızda yaptığı katkılar için teşekkürlerimi iletmenizi rica ederim. Futbol takımımızın oyuncu kadrosunun oluşmasında emeği olduğunu bildiğimiz Sayın Emre Belözoğlu'na da ayrı bir teşekkür etmek isterim. Umudumuz tüm branşlarda şampiyonluk kupalarına uzanan, bir sonraki sezonda Avrupa'ya gidecek takımlarımızın başarılarını sırasıyla ve gıptayla izleyebilmektir. Sayın Başkan, sizden bir ricam olacak. Bu sezon tüm branşlarda bu kadar mücadeleci, üst düzey takımlar kuran kulübümüzün haklarının sonuna kadar savunulması ve tüm spor federasyonlarında Fenerbahçemizin gücünün etkin olarak hissedilmesidir. Size ve Yönetim Kurulu'na güvenimiz sonsuzdur. Sayın Başkan, Fenerbahçe Üniversitesi ile ilgili bir sorumu cevaplarsanız memnun olurum. Fenerbahçe Üniversitesi'nin bu yıla ait öğrenci sayısı beklentimiz seviyesinde gerçekleşmiş midir? Üniversitemizin akademik kadro yapılanmasında kulübümüzün Yönetim Kurulu'nun da katkıları olmuş mudur? Görüşlerime yer verdiğiniz için teşekkür eder, saygıdeğer Yüksek Divan Kurulu Başkanımız Sayın Vefa Küçük beyefendiye hürmetlerimi sunarım. Fenerbahçe ailemize tüm branşlarda şampiyonluklarla dolu, mutlu bir sezon dilerim. Saygılarımla.

Başkanımız Ali Koç: Ben de Samiye Hanım’a duygu ve düşüncelerini paylaştığı için teşekkürlerimi sunarım. Üniversite konusu ile ilgili Turhan Bey cevap verecek.
 
Yönetim Kurulu Üyemiz Turhan Şahin: Bütün camiama sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Üniversitemiz geçen sene açıldı. Açılışta 5 fakülte, 12 programla eğitim öğretim görevine başladı. 362 öğrencimiz vardı. Bu şu demek. YÖK’ün bize tahsis etmiş olduğu kontenjanın %46 dolulukla eğitimimizi sürdürüyoruz. Bu sene ise bu oran 1726 talebeye ulaştı. Halen yurtdışından kayıtlarımız devam etmekte. Geçen sene 362 talebemizin 2 tanesi yurt dışından gelmiş yabancı öğrenci idi bu sene bu rakam 112’ye ulaştı. Bu sayede üniversitemiz giderek uluslararası bir üniversite olmak durumunda. Bu vesile ile üniversitemize maddi ve manevi katkılarda bulunan Medicana Grubu’na da çok çok teşekkür ediyorum. Yanımızda olan Yönetim Kurulu Başkanımız Ali Koç’a teşekkür ediyorum. Üniversite kurulmasında büyük emekleri olan geçmişteki başkanımız Aziz Yıldırım’a teşekkür ediyorum. Yüksek Divan Kurulu Başkanımız Sayın Vefa Küçük’e teşekkür ediyorum. Üniversitemiz çok iyi yolda. Bütün camiamızın genç çocuklarına ve Türkiye’nin üniversite çağındaki gençlerimize şunu söylemek istiyorum; Üniversitemiz gerçekten çok iyi bir eğitim seviyesine ulaşmış, çok iyi eğitim kadrosu var ve önümüzdeki dönemlerde tercihinizi Fenerbahçe Üniversitesi’ne yapmanızı sağlıklı buluyorum.
 
Başkanımız Ali Koç: Ben de yeri gelmişken Sayın Hüseyin Bozkurt’a ve Medicana Grubu’na çok çok teşekkür ediyorum. Üniversite uzun bir yolculuktu. Sabır ister, ilk başta ciddi yatırımlar ister. Demin de ifade edildiği gibi 300’lü öğrencilerden bir yılda, şuan 1726 öğrencimiz var. Diğer bir deyişle %45 doluluktan % 96.3’e gelmek, 2 yabancı öğrenciden 100’ün üzerine öğrenciye çıkmak büyük bir başarı. Şahsen bu kadarını beklemiyordum. Bu kadar büyümeyi, kapasite doluyor. Kampüsümüz de gayet güzel. Fenerbahçe Üniversitesi genç bir üniversite, hedefleri olan ve bu hedefler doğrultusunda ilerleyen bir üniversite. Doğru bir iş birliği yaptığımızı şu an itibariyle görüyorum. Samiye Hanım’a ben de Simla Hanım’ın katkılarını gördüğü için, değindiği için teşekkür ediyorum. Her bir yöneticimiz kendi alanında elinden geleni yapıyor. Gösteriş meraklısı bir yönetim değiliz. O yüzden zaman zaman yapılanlar göz ardı edilebiliyor. Voleybolda başarılarımız devam ediyor. Başarının arkasında büyük bir emek ve takım ruhu var. Sadece takım oluşturmak değil; sponsor bulmak da çok çok önemli. Sorumluluk alanınızda olan konularla ilgili aynı zamanda gelir yaratmakta çok değerli. Emre Belözoğlu çok güzel işler yaptı. Burhan Bey biraz evvel gösterdi. Futbol takımı bazında maliyetlerin ne kadar düştüğünü. Şunu da hatırlatmak istiyorum. Bu maliyet düşüşü aynı zamanda kurların da tam tersi istikamette hareket ettiği ortamda biz bunları yakaladık. İnşallah devam edeceğiz. Yapacağımız yeniden yapılandırma kapsamında çok daha fazla küçülmemiz gerektiğini de hatırlamak istiyorum. Samiye Hanım’a güzel sözleri için teşekkür ediyorum. Önemli olan bizlerin ne yaptığı değil, önemli olan Fenerbahçe’nin tarih boyunca sergilemiş olduğu duruşu sergilemesi; başarılar imza atması, şampiyonluklar yaşaması ve bu ülkenin en önemli bir kurumu, Sivil Toplum Kuruluşu olarak, bir spor kulübü olarak hayatına devam etmesidir.
 
Atilla Öztürk: Sayın Başkanım, daha önceki bir mesajımda pandemi sürecinde maçların seyircisiz veya 1/3, 1/4 oranında seyircili olarak oynanabileceği varsayımında bulunmuştum ve durum için TFF tarafından bir karar alındı ve uygulamaya geçiliyor. Önerim; Federasyonları karar alırsa, basketbol ve voleybol maçları içinde geçerli olabilir. Kendi sahamızda seyircili oynayabilecek futbol müsabakaları için önerim; Yüksek Divan Kurulu üyeleri arasından isteyenlerin her karşılaşmayı bir ‘’ bedel ‘’ karşılığı ‘’davetiye‘’ ile maçı özel bir konumda, tribünde izlemelerinin sağlanmasıdır. YDK üyesi için “anı‘’ değeri de olacaktır, yaşanan bu özel günlerde. Bu davetiye bedellerinin normal maç bedellerinden farklı örneğin 500-750 TL ve derbi maçları bunun 2 katı olabilir. Böyle bir uygulama ile YDK üyelerinin Kulübümüze anlamlı bir katkı sağlamasına da, olanak verileceğine inanıyorum. Sayın Başkanım önerimi bilginize sunar, çalışmalarınızda başarılar dilerim. 
 
Başkanımız Ali Koç: Atilla bey teşekkür ederim.
 
Yönetim Kurulu Üyemiz Mustafa Kemal Danabaş: Bildiğiniz gibi pandemi öncesi YDK üyelerimize stadımızın maraton alt tribünde ve Fenerium alt tribünde birer blok ayırmak üzere kombine satışı yapıyorduk. Ayrıca maç başı biletlerde yine YDK üyelerimize öncelik sağlıyorduk. Bugünden itibaren Türkiye genelinde statların belirli oranda seyirciye açılması durumunda yine belirlenecek oranda bilet satışlarında YDK üyelerimize bir öncelik vermeyi planlıyoruz. Bilet fiyatlandırmasına gelince, belirli kriterler göz önüne alınarak, tüm üyelerimize, YDK üyelerine, tüm taraftarlarımıza dokunacak adil ve etkin bir fiyatlama politikası izleme gayreti içinde olacağız. Değerli YDK üyemize görüşleri ve önerileri içi teşekkür ediyorum.
 
Başkanımız Ali Koç: Ben bir ekleme yapmak istiyorum. Bildiğiniz gibi Türkiye’de çok modern stat var. Neredeyse hiç maç oynanmayan modern statlar da dahil olmak üzere ama bunların tohumunun atıldığı yer bizim stadımızdır. Kendi imkanlarımızla, her zaman dediğim gibi kelle koltukta, o zamanın ekonomik şartlarına rağmen, faizlerin çok yüksek olduğu, ekonominin inişli çıkışlı dönemlerinde insanların kredi çekip 3-5 yıllık kombine alarak bu stat yapılmıştı. Şimdi modern statlar her yerde. Locaları olan statlar her yerde. Biz o dönem locaları kısıtlı tuttuk. Bütün stadın etrafına loca yapmadık. Keşke yapsaydık. Bizden sonraki statlar locaları yaptılar. Dolayısıyla bizim loca sayımız büyük rakiplerimize istinaden daha sınırlı. Buna mukabil ben buradan loca sahiplerine teşekkür ediyorum. Pandeminin ne olacağı belli değil iken, mart nisan aylarında bir kısmı, bir kısmı da son dönemde ağustos aylarında biz localarımızı sezonluk sattık, sahiplerine. Çoğunluğu mevcut sahiplerine bir kısmı yeni loca sahipleri oldular. Bu aslında Fenerbahçe’yi pek çok kulüpten ayırt eden unsurlardan bir tanesi. Söz konusu Fenerbahçe ise iş adamından talebesine, sanatçısından bürokratına insanların gönlü cömert. Loca sahiplerimize özellikle teşekkür etmek istiyorum. Az locamız kaldı. Bu locaların da maç başına biletli olarak satıyoruz fakat şunu tekrar söylemek istiyorum. Biz yarın bütün kapasitemizi dolduracağız. 1250 civarında kapasitemiz var. İnşallah yarın hepsini dolduracağız. Burada söz konusu seyirci bilet loca derken tüm loca sahiplerimize teşekkür ediyorum. Hem yenileyenlere, hem yeni loca sahiplerine. Maçlar olsun olmasın gidelim, yarı kapasite gidelim. Hiç onları da düşünmeden kulübümüzün ihtiyacı olan bu satışları yaptıkları için. Hepsine tek tek teşekkür ediyorum. Teşekkür ederken sadece loca sahipleri değil, 1907 tribünü de loca kategorisindedir. Buranın da 3/2’lik bölümü kombine sahipleri tarafından ortada hiçbir netlik yokken satılmıştır. Satın alan çok insan tanıyorum. Teşekkür ettiğim zaman, sağlık olsun. Maça gider gitmeyiz. Çorbada tuzumuz olsun, dediler. Biletlerini yenilediler. Hepsine tek tek teşekkür ediyorum. Çorbada tuzum olsun ruhunu yerleşti diyoruz. Camiamız içinde genişletiyoruz. Sadece kombine için pek çok kademede görüyoruz. Bunun için ayrıca mutluyum, müteşekkiriz ve gururluyuz. Sağ olun, var olun.      
 
İlhan İzibelli: Fenerbahçe’nin şirket borcunu anlıyorum da. 2 milyar 190 milyon liralık dernek borcunun nasıl bir faaliyet neticesinde oluştuğunu anlamıyorum. Bilginize.
 
Başkanımız Ali Koç: İlhan Bey teşekkür ederiz.
 
Başkan Yardımcımız Burhan Karaçam: İlhan Bey haklı. Öncelikle şunu söyleyeyim. 2 bin 190 içerisinde 1 milyar 550 milyonluk Futbol AŞ’nin derneğe olan borcu var.  İkinci büyük rakam 230 milyonluk Ataşehir arazisi için borcumuz var. Kalan 410 milyon da ticari ve finansal borçlar ve kamuya olan yükümlülükler. İlhan Beyi’n aldığı bu rakam Denetim Kurulu raporundan. Bir sene önceki rapordan alınmış bir rakam. Denetim Kurulumuz kendi raporunu Vergi Usul Kanunu’na göre yapıyor. Halbuki biz dernek rakamlarını Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarına göre yapıyoruz. O yüzden arada bir baz farkı var. Bir oradan geliyor. İkincisi konsolide olarak yapıyoruz.  Bu sadece dernekle ilgili. Burada da Uluslararası Finansal Raporlama Standartları ve Vergi Usul Kanunu arasındaki prensiplerden dolayı rakamlar kayabiliyor. Biz bir de 31 Aralık itibari ile veriyoruz. Denetim Kurulu raporu 30 Eylül itibari ile zamanlama farkı var. Dolayısıyla rakamların birbirini tutması pek mümkün değil ama ben kırılımını verdim kendisine.
 
Başkanımız Ali Koç: Yani bağımsız olarak rakamların tutmasından konsolide olduğu zaman AŞ ile dernek arasındaki borç elemine oluyor. Ama burada anladığım kadarıyla finansal, ticari ve AŞ olan borçlar var.
 
Yöneticimiz Burhan Karaçam: Esas büyük rakam, 1, 1.5 milyarlık kısmı o zaten. Futbol AŞ ile Fenerbahçe Spor Kulübü Derneği arasındaki borç alacak verecek işini bu yeniden yapılandırma sürecinde bir şekilde çözmemiz, ortadan kaldırmamız gerekiyor.
 
Sadık Çetin: Saygıdeğer Başkanım değerli üyeler ve büyük Fenerbahçeli taraftarlarımıza selam olsun 97. yılını kutlayacağımız Cumhuriyetimizin kurucusu başkomutan Ulu Önder Atatürk ve silah arkadaşlarına minnetlerimizi sunarım. Göreve geldiğinden beri Başkanımız, Fenerbahçe Kulübü için elini taşın altına koymuştur, yönetemezsiniz diyenlere Başkanımız sabrı işaret ederek bugünlere gelinmiştir ve kulüp kıskanılacak şekilde hamle yapmıştır. Her zaman dile getirdiğim Ali Koç ve yönetime şahsım adına çok teşekkür ediyorum. Sahne sırası sporculardadır. Fenerbahçe armasını canla başla hak ettiği yere getireceklerine inanıyorum. Beni dinlediğiniz için hürmetlerimi sunar; iyi yayınlar dilerken kulüp içinde aile ortamını sağlayan Ali Koç ve yönetimine ayrı ayrı teşekkürlerimi iletir, Sivas'tan selamlar dilerim.
 
Başkanımız Ali Koç: Sadık Bey’e de bizden sevgi ve selamlar. İnşallah Sivas deplasmanında tanışabiliriz. Teşekkür ediyorum. Hamleler yaptık. Sadece futbolda değil pek çok alanda hamle yaptık. Önemli olan transfer yapmak değil, takım olabilmek. Şu geldiğimiz yeni sezonun başında gerek futbolda gerek diğer branşlarda takım olma yolunda çok hızlı ilerliyoruz. Şöyle bir intiba yaratılıyor; yönetim yapacağını yaptı, başarı olmazsa hocanın sorumluluğudur, futbolcunundur… Öyle bir şey yok. Başarı varsa hepimizindir. Başarısızlık varsa yönetimin, başarı varsa hepimizin. Şöyle ki transfer yapmakla iş bitmiyor. O oyuncuların başarılı olacağı ortamı, iklimi de sağlamak lazım. Buradaki en önemli 3 ayak hocamız, Sportif Direktörümüz ve Takım Menajerimiz. Yani Emre Belözoğlu’yla Volkan Ballı. Samandıra’daki yaratılan hava, aile ortamı olabilmesi, yönetimin ödemelerin mümkün olduğunca zamanında yapılabilmesi ve herkesin birbirinden güç alabilmesi. Şimdiki en önemli arzumuz, amacımız sporcularımızın –sadece futbolda değil, her alanda- başarılı olacakları iklimi yönetim olarak sağlayabilmemiz lazım. Buradaki en büyük unsurlardan biri de aile olmak, birlik beraberlik içinde olmak, aynı şarkıyı söylemek, aynı hedefe odaklanabilmek.
 
Vahe Tanilyan: Sayın Başkan, öncelikle iyi günler dilerim. Şimdiye kadarki online toplantılarda çeşitli sorular sormuştum. Bugün ise takdirlerimi belirtmek isterim. Mali yapılandırmadaki siz ve arkadaşlarınızın çabalarını tebrik ve takdir etmemek elde değildir. Zaten bunun sonucunu da geçmiş transfer döneminde görmüş olduk. Transfer dönemi biter bitmez  (KAP)'a sunulan kapsamlı mali rapor kulübümüzün nasıl bir disiplin içinde ve ehil ellerde yönetildiğinin bir kanıtıdır. İnşallah tüm bu çabaların olumlu sonuçlarını mayıs ayında görürüz. Bu bağlamda siz ve yönetim kurulundaki arkadaşlarınızı tebrik eder ve verimli çalışmalarınızın devamını dilerim. Saygılarımla…
 
Başkanımız Ali Koç: Biz de çok teşekkür ederiz. İyi yoldayız, daha yapacak çok işimiz var. Sizlerin bu desteği, duygu ve düşünceleri bizi motive eden en önemli unsurdur. Sağ olun, var olun.
 
Kamil Şükrü Düzgüner: Fenerbahçe Spor Kulübü derneğine üye olmak her Fenerbahçeliye nasip olmaz. Hele 25 yılını doldurarak Yüksek Divan Kurulu’na erişmek büyük bir mutluluktur. 25 yılını dolduran üyelere altın rozet verilir. 40 yılını doldurmak başka mutluluktur. Fenerbahçe üyeliğinde 50 yılını dolduran üyeler 70’li yaşlara gelmektedirler. 50. yılından sonra 60 yılına değil her 5 yılda yani (55- 60- 65) plaket verilmesini takdirlerinize arz ederim. 65 yılını dolduran ve çok olmayan üyelere çok sevdikleri kulüplerinin maçlarını statta seyretmeleri için serbest giriş kartları verilerek onurlandırmanız takdirlerimiz olur.
 
Başkanımız Ali Koç: Kamil Bey teşekkür ediyorum. 70 yıl. Söylemesi kolay. İnşallah bizlere de 74 olmasa da buna yakın bir süre nasip olur. Kendisine teşekkür ediyorum. Bu konuyu Vefa Bey cevaplayacak. Bu 65 yılını dolduran maçları statta seyretme olayını not alalım lütfen. Bu imkanı sağlayabiliyorsak –tabii bunun için normalleşme olması gerekiyor- muhakkak değerlendirelim.
 
YDK Başkanımız Vefa Küçük: Aslında mümkün. Divan Kurulu’nun hem de Yönetim Kurulumuzun takdirine bağlı. Sizin konuşmanızın arasında da geçti. Üyelerimizin, bilhassa eski üyelerimizin, Yüksek Divan Kurulu üyelerimizin sicildeki adresleri ve telefonları maalesef güncellenmediği için normalde 40 yıl ve 60 yıl arası süredeki üyelerimize plaketler veriliyor. Misal olarak o dönem hazırladığımız plaket sayısı 50 ise ancak 20 üyemiz Divan Kuruluna iştirak edip plaketlerini alabiliyorlar. Gelmeyen ve almayan üyelerimizin plaketleri Kulübümüz arşivinde depolanmaktadır. Bugüne kadar hazır edildiği halde alınmayan plaket sayısı 200’ü geçmiş bulunmaktadır. 50 yıldan önce 25 yıldan sonra da 5’er yıl devam edebilir. Bu tamamen bir tercih.  74 yılını doldurmuş Şükrü bey gibi üyelerimizin arzularını yerine getirmemiz lazım. Bu görüşe katılıyorum. 5’er yıl bu plaketlerin verilmesi lazım. En azından gelecek seneden itibaren böyle olmasında yarar var. Bu görüşe katılıyorum.
 
Başkanımız Ali Koç: Vefa Bey teşekkür ediyorum. Biz de aynı şekilde bu öneriye katılıyoruz. İnşallah gelecek sene hayata geçirebiliriz.
 
Güngör Adak: 1-Üye aidatı 500 (beş yüz) TL yükseltilsin ve mümkünse kredi kartı ile 10 taksitte ödenebilsin. 2-Kulubümüzün pek çok dalda başarılı isimleri unutulmuş veya unutulmakta. Özellikle atletizm dalında hemen aklıma gelen birkaçını saymak istiyorum; Ruhi Sarıalp, Doğan Acarbay, Ekrem Koçak, Osman Çoşgül, Erdal Akkan gibi… Diğer dallarda: Boncuk Ömer, Reşat Erte, Ergun Öztuna futbol gibi… Bunlar derlenerek stat veya müze içinde bir veya birkaç pano üzerinde derli toplu anılır ve yaşatılır. 3-Bir de efsane takımımız var:  Cihat,  Murat,  Ahmet,  Selahattin, Samim, Müjdat, Fikret (Küçük), Erol, Suphi, Lefter, Halit. 1950’li yılların bu  efsane  takımına da  özel  bir  yer  verilmeli. Durumu yüksek heyetinize önerir saygılarımı sunarım.
 
Başkanımız Ali Koç: Güngör Bey’e çok teşekkür ediyorum. Önerileriyle ilgili Sevil Hanım’dan rica ediyorum, Müze Kuruluyla, yetkili çalışanlarımızla bu konuyu değerlendirelim, bir karar verelim. Olumlu, olumsuz bu kararımızı da Güngör Bey’e iletelim.
 
Ferruh Manav: Kulübümüzün tüzük ile belirlenmiş "Kulübün Amaç ve Faaliyetleri" başlığı altındaki 3. maddesinde üyelerin Kulübün tesis ve faaliyetlerinden yararlandırılması açıkça belirlenmiştir. Hal böyleyken yönetim kurulumuz, pandemiyi bahane ederek bugüne kadar lokalimizi kapalı tutmuş, sporcu ve üyeler bu kullanımdan mahrum bırakılmıştır. Pandemiden önce de kulüp yönetimince tadilat yapılması bahanesi ile bazı üyelerinin kullandığı lokal kapatılarak hiçbir işlem yapılmadan bir ay sonra tekrar hizmete açılması da oldukça manidardır. 1959 tarihinden beri hizmet veren lokalimizin her türlü tedbirin alınarak kulüp yönetimince açılması için gereğini bilgilerinize arz ederim. Açılmadığı takdirde her türlü yasal yollara müracaat edeceğimi bildirir saygılarımı sunarım. Kulübümüzün 3. maddesinde açıklanan “Kulübün Amaç ve Faaliyetleri”nin yerine getirilmediğinin takibi 44. madde ile güçlendirilip görev denetleme kuruluna verilmiştir. Bugüne kadar bu konu ile ilgili bir araştırma yapıldığına da rastlamadım. Dolayısıyla bu hususa denetleme kurulu raporunda yer verilmesi gerektiği görüşünde olduğumdan, Denetleme Kurulu’na tüzüğün 44. maddesi ile verilmiş olan bu görevi tüzük hükümlerine uygun olarak yerine getirilmesi teklifimi de kurula arz ediyorum.
 
Başkanımız Ali Koç: Ferruh Bey teşekkür ederiz. Dereağzı’yla ilgili Burak Bey gerekli cevapları verdi. Ben şahsen Ferruh Bey’e bir çift laf etmek istiyorum. Seçilmeden önce de görüş ayrılıklarımız vardı, seçildikten sonra da. Olabilir. Herkesin görüşüne saygı duyarım. Birkaç ay önce beni aradınız, ‘mahkemeye vereceğim’ dediniz. Ben de ‘verin’ dedim. Hala vermemişsiniz, vermeyi düşünüyormuşsunuz. Bu kadar işimizin arasında küçük bir zümrenin belli bir yeri kullanamıyor diye bizi mahkemeye verecekseniz sizden rica ediyorum verin. Bunu verirken de ben son yıllarda Fenerbahçe için ne katkı sağladım, neler yaptım, onu da bir sorgulayın. Kulübümüzü ayakta tutabilmek için nelerle uğraşıyoruz, olağanüstü bir süreçten geçerken bu konuda kesin olarak hemfikir değiliz. ‘Sizi mahkemeye vereceğim’ dediniz, ‘lütfen verin’ dedim. Birkaç ay sonra bugün bir daha diyorsunuz. Tekrar söylüyorum, ‘lütfen verin’. Görüşlerinize saygılıyım, katılmıyorum. Olağanüstü bir durumdan geçiyoruz. Yönetim olarak tercihimiz budur. Dolayısıyla sizin de bir kongre üyesi olarak her türü hakkınız vardır. Bu hakkınızı kullanmanız için sizden özellikle ricada bulunuyorum.
 
Raşit Hilmi Hoşkan: Sayın Başkanım, öncelikle bize böyle imkan verdiğiniz için teşekkür ederiz. Sizi göreve başladıktan 8 ay sonra en sert şekilde, hatta sizin deyiminizle ‘eldivensiz şekilde’ eleştiren bir kişi olarak bugünü özetlemek istiyorum:
 
Dünya bu günlerde pandeminin ikinci dalgasına girme durumunda, tabii ki biz de bundan nasibimizi alacağız. Ülkemiz de ayrıca ekonomik olarak negatif bir durum seyrediyor. İşte bu durumda siz futbol, basketbol, voleybol da takımlarımızı yenilediniz, büyük bir riske ve maliyete imza attınız. Aynı durumda sponsorları bünyemizde tuttunuz, borç ödemelerinde TL cinsinden yapılandırma ve yeni uzun vadeli kredi buldunuz. Bunlar bizlerin gördüğü buz dağının üstü, kim bilir alt tarafında neler yaptınız. Ödemelerde de hiç bir aksaklığa neden olmadan, Fenerbahçemizi diğer kulüp taraftarlarının kıskanacağı bir düzeye getirdiniz, bu yüzden size teşekkürü kendi adıma bir borç bildiğim için bunları yazıyorum. Bunlara ek olarak, iletişim, şeffaflık ve idari olarak seçim arifesinde bizlere söz verdiğiniz düzeye getirme çabalarında olduğunuzu çok net bir gözle görmekten de mutluluk duymaktayım. Her şey için tekrar teşekkürlerimi sunar, çalışmalarınızda başarılar dilerim. Saygılarımla…
 
Başkanımız Ali Koç: Hilmi Beye de teşekkür ediyorum. Hilmi Bey benim görevde bulunduğum süre zarfında zaman zaman görüştüğüm üyelerimizden biri. Kendisi her zaman açık ve net bir şekilde artıyı da eksiyi de, olumluyu da olumsuzu da söyler. Burada önemli olan samimiyetidir, niyetidir. Hiçbir zaman da niyetini sorgulamamışımdır. Evet, en sıkıntılı dönemlerde en ağır eleştirileri yapmıştır kendisi. Niyet her zaman Fenerbahçe’nin iyiliği için olmuştur. Yararlandığımız, katıldığımız, ayrıştığımız görüşleri olmuştur ama zaten sağlıklı bir dernek yapısı da bu şekilde olur; kongre üyeleriyle çift taraflı iletişim üzerine. Sabrına, düşüncelerine teşekkür ediyorum. Destek verdiği için teşekkür ediyorum. Sıkıntılı dönemlerden geçtik. Artık ufak ufak doğru işler su üstüne çıkmaya başladı. Önemli olan sportif başarı. O da gelirse bütün bu çabalarımız, eforlarımız, kulübümüzü yeniden yapılandırma, mali konularda attığımız adımlar hepsi taçlanmış olacaktır. Kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum.
 
Tamer Ertuğrul: Saygıdeğer Başkanlarım, Değerli Kurullar ve Fenerbahçeli kardeşlerim… Sözlerime başlarken, sizlere muhabbet ve saygılarımı sunuyorum. Hatırlanacağı üzere, gerçekleştiği andan bu yana aklımızdan bir türlü çıkmayan ve de zaten unutulmaması gereken ve de unutulmayan, takımımızın kurşunlanması olayı geçen uzun süreye rağmen bir türlü açıklığa kavuşturulamamıştır. Bu saldırının esasında yüce Atamızın değerleri ve Cumhuriyetimizle özdeşleşmiş bulunan Kulübümüz hedef alınarak Cumhuriyetimize yapıldığı inancındayım. Bugüne kadar aydınlatılamama nedenini ise anlayabilmiş değilim. Anlayabildiğim ise bazı odaklar tarafından bu menfur olayın üstünün örtülmek istendiği kanaatinin ister istemez oluştuğu yönündedir. Hatırlayacağınız üzere olay gerçekleştiğinde Trabzon Valisi koskoca kurşun deliğini ve yaralanan sürücüyü görmezden gelerek, bazı kendini bilmezlerin otobüse attığı birkaç taş olarak basite indirgeyerek değerlendirmişti maalesef. Sevgili Başkanımın olayı aydınlatma gayret ve çabalarına inanıyorum. Ancak olayın bulunduğu aşama hakkında bilgilendirme çok makbule geçecektir.
 
Bu bağlamda, futbol takımımızın yeniden oluşturulması konusunda önümüze çekilen tüm engelleri adeta parçalayarak başarıya ulaşılmasında, başta Başkanımız olmak üzere tüm emeği geçenlere duygularımızı ifadede sadece teşekkür sözcüğüne sığınabiliyoruz, sağ olun var olun. Ancak takımımızın bu günden şampiyon ilan edilmesi tuzağına da düşmemek ve bunun takım üzerinde yaratacağı baskıyı gidermek için de gerekli motivasyon göz ardı edilmemelidir.
 
Esasen kulübümüzün içinde bulunduğu malum finans yapısının düzlüğe çıkarılarak gerekli parametrelere kavuşturulması bağlamında, verilen mücadelenin en az şampiyonluklar kadar değerli olduğu unutulmamalıdır. Çünkü düze çıkmış, güçlü mali yapıya sahip bir Fenerbahçe’yi kimse ne yıkabilir ve ne de tutabilir. Bu konuda her türlü özverili çalışmayı yürütmekte olan Başkanımıza ve Yönetimimize destek olmak bizim için bir borçtur.
 
Bu arada geçmişte kulübümüze yarattığı sıkıntılar nedeni ile maddi olanaklar sunarak yaşanmışlığı örteceğini sananlar ile ilişkilerde dikkatli davranılması hususunda naçizane kanaatimi de belirtmekte fayda buluyorum. Sevgi ve saygılar sunarım.
 
Başkanımız Ali Koç: Tamer Bey ben de teşekkür ediyorum. Cevap vermeden önce otobüsümüze yapılan saldırıyla ilgili öncelikle Fethi beyin son durumu iletmesini rica ediyorum.
 
Yöneticimiz Fethi Pekin: Sayın Ertuğrul’a bu konuyu gündeme getirdiği için ben de teşekkür ediyorum. Bu, kanayan bir yara. 5,5 yılı bulmuş bir eylem sonrasında Kulübümüzün yaptığı başvuru üzerine Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma açılmış ancak o gün sosyal medyada bu eylemle ilgili paylaşımlarda bulunan şahıslar için yakın bir tarihte, 4 Ağustos 2020 tarihinde delil yetersizliğinden kovuşturmaya gerek olmadığına dair karar verilmiştir. Soruşturmanın faillerinin bulunması yönünde devam etmesine dair karar verilmiştir. Biz de bu karara karşın 19 Ağustos 2020 tarihinde gerekli itirazımızı yaptık. 5,5 yılı bulan, faillerin bir türlü bulunamadığı suikast girişimine, kafilemizin canına kıyma girişiminin artık bir şekilde faillerinin bulunmasını, tespit edilmesini ve en ağır şekilde cezalandırılmasını diliyoruz. Bunun takipçisiyiz.
 
Başkanımız Ali Koç: Ben de bu konuyla ilgili birkaç görüş paylaşmak istiyorum. Çok açık ve net olacağım. Bu sadece Fenerbahçe Spor Kulübü’nün futbol takımına yapılmış bir saldırı değildir. Fenerbahçe Spor Kulübü’ne yapılmış bir saldırıdır, Türk sporuna, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yapılmış bir saldırıdır. Bu saldırıyı yapanlar emellerine, hedeflerine ulaşsalardı, Türkiye’nin en önemli kurumlarından biri olan Fenerbahçe Spor Kulübü’nün futbol takımının otobüsünü kurşunlayıp orada can kayıpları olsaydı yine mi bu şekilde davranılacaktı? Yine mi bu konu açıklığa kavuşmayacaktı? Bu konu dünya çapında haber olacaktı. Bu konunun bu şekilde sürüncemede kalması devletimizin ayıbıdır. İstense bu konun dibine inilir. Bizim düşüncemiz budur. Her bir Fenerbahçe Spor Kulübü taraftarı bu şekilde düşünmektedir ve rahatsızdır. 5,5 sene geçmiştir ve bir arpa boyu yol alınamamıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuvvetlidir, kudretlidir, her türlü imkana sahiptir ve bunu bulacak her türlü imkanı da vardır. Bunun aydınlatılmaması sadece bize yapılan haksızlık, ayıp değil bu Cumhuriyete yapılan en büyük ayıplardan biridir. Yetkililerden, ilgililerden, imkanı olanlardan rica ediyoruz; bu konu en kısa zamanda aydınlatılmalı. Aydınlatılmaması da hepimiz açısından son derece ayıp ve garip bir durumdur.
 
‘Şampiyon ilan edilmesi tuzağına düşmeyin.’ Biraz sonra konuşacağım görüşlerin içinde bu da vardı. Tamer Bey’e buna değindiği için teşekkür ediyorum. Size tamamen katılıyorum. Fenerbahçe sezon öncesi hep şampiyon ilan edilir, şampiyon yapılacaktır denir. Bu sezon da yine onu yaşıyoruz. Aynı film, aynı senaryo, aynı aktörler. İşin kötü tarafı, kendi içimizden, camiamızın mensuplarının, ileri gelenlerinin ‘Fenerbahçe kesin şampiyon olacaktır’ tarzı konuşmaları bize zarar vermektedir. Ne transfer yapmakla şampiyon olunuyor ne de ilk 5 maçtaki başarılı sonuçlarla şampiyon olunuyor. Şampiyonluk uzun yolculuktur. Hele bu sene takvim 1 ay daha kısa, 6 maç daha fazla, üstüne bir de pandemi var. Her gün değişik kulüplerden üzücü haberler geliyor. Köprünün altından daha çok su akacak. Özellikle şimdiden bizim şampiyon ilan edilmemizin altında yatan niyetler samimi niyetler değildir. Bizim dışımızda, bilhassa medyada söylenenler. Bir de sıkılmadan, utanmadan Fenerbahçe federasyonu, Fenerbahçe MHK’si vs… Her sene alıştığımız söylemlerin bu sene tekrar gündeme gelmesi... Türk futboluna neredeyse hiçbir katkısı olmayan hatta zararı olan bazı medya mensuplarının televizyonlarda böğürerek, bağırarak Fenerbahçe kayrılacak imaları yapmaları daha evvel hep görülmüş, yaşanmış konular. Bir kez daha yaşanıyor. Hepimiz bilinçli olmalıyız. Türkiye’de rekabet her sene daha fazla artıyor. Fenerbahçe bu sene iyi başlamıştır ama Fenerbahçe geçen sene 20. haftada şampiyonluğun en büyük adayıyken ligi 7. sırada bitirmiştir. Bunun bir sürü nedenleri var, detaylarına girmeyeceğim. Diri olalım, duru olalım, gözlerimizi açalım ve bu tuzaklara düşmeyelim. Tamer Bey’e aynı şekilde katılıyorum.

Zafer Duruoğlu: Sayın Başkanlarım, Yönetim Kurulu Üyeleri, Yüksek Divan Kurulu üyesi ağabeylerim, ablalarım, kardeşlerim. Öncelikle Ali beye halasının vefatından dolayı başsağlığı dilerim. Suna hanım nur içinde yatsın, mekanı cennet olsun.

Bir önceki toplantımızda, benim üzerinde yaklaşık 4 yıldır çalıştığım, uğraştığım çok uzun zamanımı  verdiğim Yüksek Divan Kurulu üyesi olmaya hak kazanmış üyelerimize katılım sertifikası verilmesi konusunda göstermiş olduğu çok samimi ilgiden dolayı Ali beye tüm üyeler adına sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Bu sertifikayı Ali bey olmasaydı üyelerimiz kesinlikle alamazlardı, o yüzden kendisine ne kadar teşekkür etsek azdır.
 
Yalnız bu noktada haksız ve eşit olmayan bir durumla karşı karşıyayız. Geçen toplantıdan hatırladığım 2014 senesi öncesi YDK üyesi olmaya hak kazanmış üyelere Vefa beyin sertifika vermek istemiyor olması. Üyeler arasında sıkıntı ve eşitsizlik yaratan bu durumun ivedilikle düzeltilmesini, üyelere sertifikalarının yollanmasını rica ederken, Vefa beyden de aldığı bu kararın nedenini duymak istiyorum.
 
İkinci konum ise; biz üye ve YDK üyelerinin kulübümüze katkı sağlayabileceği çok konu olmasına rağmen, YDK’da veya kulüp yönetimi bünyesinde çalışma grupları oluşturulmadığından kulübümüze katkımız çok sınırlı kalmıştır. Bu konuda çok olumlu bir haberi yazın, bayramda, Yöneticimiz Sayın Sevil Zeynep Becan hanımefendiden almış olmama rağmen şu ana kadar bu konuda bir ilerleme kaydedilmediğini görmekteyim. Bu konudaki düşüncelerinizi rica ederim.
 
Üçüncü konum ise Dereağzı Tesisleri’nde üyelerin kulübün hizmet verdiği yegane tesisimizin (ki diğer tesislerde işletmeciler var) neden hala kapalı olduğunu, eğer bu geçici bir Covid-19  salgını önlemi ise belirtilmesini  ve salgın geçtiğinde sporculara ve üyelere bu noktada yeniden hizmet verilip verilmeyeceği konusunda bizleri aydınlatmanızı rica ediyorum.
 
Son sorum ise;  U19 takımımız da santrafor oynayan Muhammed Gümüşkaya’yı, yine aynı takımdaki Kaan Öztürk’ü ve A takımdaki Ömer Faruk’u yakın gelecekte, muhtemelen 2021-22 sezonunda nasıl değerlendirmeyi düşündüğünüzü duymak istiyorum.
 
Tüm Fenerbahçe camiasına sevgilerimi iletiyorum. 2021’de 4. yıldızı takmak ümidiyle… Saygılarımla.
 
Başkanımız Ali Koç: Zafer beye teşekkür ederim. Sorusunun ilk bölümünü Vefa başkanın cevaplamasını rica ediyorum.
 
YDK Başkanımız Vefa Küçük: Zafer Duruoğlu arkadaşımız gerçekten beyan ettiği gibi ve yazılı olarak söylediği gibi bu plaketlerin, sertifikaların verilmesinde ön ayak olmuştur. Ciddi ısrarları sonucu sonuca ulaşılmıştır. 2014 yılından itibaren verilmek istenmesi benim görüşümdür çünkü ben Yüksek Divan Kurulu Başkanlığı’na 2014 yılında seçildim. Benden önce merhum Yüksel Günay bu görevi yapmaktaydı. Yüksel başkan uzun süre divan başkanlığı yapmış değerli bir Fenerbahçeli dostumuzdu. Bu vesileyle rahmetle anıyorum. Onun zamanında bu sertifikalar verilmeye başlandı. Belli bir süre inkıtaaya uğradı. Bir ara yeniden verildi ve tekrar verilme olayı iptal oldu. Plaketlerle ilgili söylediğim sertifikalarla ilgili de geçerli. Kulübümüzün Yüksel Günay zamanında Aziz Yıldırım’la müşterek imzaladığı sertifikaların çoğu halen arşivde bulunmaktadır çünkü üyelere ulaşılamamıştır. 2014 yılında benim ve şimdiki Başkanımız Ali Koç’un imzasını taşıyan sertifikalar büyük miktarda üyelerimize ulaştırılmıştır. Burada Zeynep Tugay’ın ve Üye İlişkilerindeki arkadaşlarımızın da büyük katkısı ve emeği vardır. Tercih benim değil, yönetimindir. Yeniden 2014 yılındaki üyelere bu sertifikaların verilmesi bizim Sicil Kurulu’nun ve Üye İlişkilerinin gayret göstereceği bir husustur. Benim için mahsuru yok. Siz yönetim olarak, Başkan olarak uygun görüyorsanız bu şekilde geriye dönük uygulama yapılabilir.
 
Başkanımız Ali Koç: Vefa Başkana ben de teşekkür ederim. Sevil hanım ve ekibinden rica edelim, arşivde olanlara bir şekilde ulaşabiliyor muyuz? Zira YDK üyelerimizin neredeyse hepsinin bir akrabası kongre üyemiz. Onlar üzerinden bir iz sürebilirsek bir bakalım. Zafer bey genelde bir soru sormaz, çoklu sorular sorar. Bunlardan bir tanesi Dereağzı Tesisleri. Onu Sayın Genel Sekreterimiz Burak bey açıkladı. Daha fazla girmiyorum. İstişare gruplarına katılıyorum. Bu göreve geldiğimizden beri geri kaldığımız noktalardan bir tanesi. Akıl akıldan üstündür. Biz buna her zaman inandık. Tüzük çalışmalarında bunu gündeme getirmek istedik ki önümüzdeki aylarda başlayacak bir çalışmamız var. Kongre üyelerimizle istişare etmek için. Haklısınız, daha aktif olabilir, daha fazla ivme kazanabilirdik. Bu konudaki çalışmalarımız devam ediyor.
3 futbolcumuzun adını vermişsiniz; Muhammed Gümüşkaya, Kaan Öztürk, Ömer Faruk. Bence kişiler özelinde değil, sistem üzerine konuşmak daha faydalı olur. Fenerbahçe Spor Kulübü altyapı olarak kendi şanına, tarihine ve başarılarına yakışır bir oluşum içinde değil. Bizim dönemimiz de buna dahil. Hem tesisleşme açısından hem ürettiğimiz oyuncular açısından. Değiliz ne yazık ki. Buradaki hedef mümkün olduğu kadar genç oyuncuyu A Takıma çıkarmak, süre almalarını sağlamak sonra da ekonomik değer yaratmalarını sağlamak. Söylemesi kolay gerçekleştirmesi zor. Ama Emre Belözoğlu’nun Tahir hocanın da aylardır üstünde yaptığı çalışmalar, ilgili Yönetim Kurulu Üyelerimizin de yaptığı çalışmalar neticesinde burada bir ilerleme sağlanıyor. Bu konuda içiniz rahat olabilir. Bu bahsettiğiniz 3 oyuncu da er ya da geç ya A Takıma katılacak ya da Kulübümüze değer yaratacak oyunculardır. Bu bağlamda Fenerbahçe Spor Kulübü’nün futbol takımı bazında şunu daha çok göstermesi lazım; Fenerbahçe Spor Kulübü altyapısına giren oyuncuların kendilerini gösterdikleri takdirde A Takımda görev alabilecekleri, süre alabilecekleri. Bu konuda karnemiz ne yazık ki iyi değil. Bir veli, bir genç oyuncumuz, potansiyel oyuncu şöyle düşünüyor olabilir;  Fenerbahçe’de kaç kişi A Takıma geçti de ben geçeceğim. Olabilir, oluyorsa da haklıdır. Dönüp baktığımız zaman gördüğümüz tablo ne yazık ki bu durumu sorgulamaya vesile olmaktadır. Bu Ömer Faruk’la başladı. Amacımız mümkün olduğu kadar çok oyuncuyu A Takıma çekebilmek. U19, U17 takımlarını A Takımla aynı tesiste idman yapacak, yatacak, kalkacak, yiyecek, içecek duruma getirebilmektir. Bunlarla ilgili çok fazla bir şey söylemek istemiyorum, yaptıklarımızı konuşmayı tercih ediyorum ama bu yönde çalışmalarımız vardır. Daha gidecek çok yolumuz var. Ama inanın bizim önümüzde olanlara arayı kapayacak her türlü akla, vizyona, stratejiye ve imkana sahibiz. Bu yönde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
 
Derviş Köksal Özbek: Muhterem hazirun, Sayın Ali Koç ve kurullarının göreve gelmesi sonrası yapılan ilk Yüksek Divan Genel Kurul Toplantısı'nda şu iki hususu belirtmiştim birincisi, donanımları itibariyle yönetim kurulunun son derecede üst düzey olduğu fakat spor yöneticiliği yanlarının henüz eksik bulunduğu idi ancak yetenek ve zekalarına güvendiğimi, bir süre geçtikten sonra bu hususta da ustalaşacaklarını ifade etmiştim. Nitekim ilk iki senelerinde futbolda sportif başarıya ulaşamadılar. Nihayet bu sezon ustaca eylemde bulundular, futbol A takımızda kaliteyi arttırdılar. İkinci husus forma sponsorluğuyla ilgiliydi, piyasalardan sponsor bulma güçlüğü vardı. Başkanımız Ali Koç’un mensup olduğu holdingin firmalarından forma sponsoru sağlamak mecburiyetinde kalacağını belirtmiştim. Sayın Ali Koç bu görüşüme sitemde bulunmuştu fakat mecburiyetinde olmak ayrı şey mecbur kalmak ayrı şeydir nitekim bütün takımlarımız meşhur firmaların isimlerini formalarında taşımaktadırlar. Sayın Başkana teşekkür ederiz. Ayrıca kulübümüzün içinde bulunduğu büyük borç yükünün zaman içinde ödenmesi hususunda da tekraren başarılar dileriz. Değerli Fenerbahçeliler, sözlerimi iki konuyu da belirtip bitireceğim. İlki üyelerin Dereağzı Tesisleri’ne girememesi hususudur. Dere ahalisinin kendi mekanları varken Kalamış Parkı kafelerinde toplanmaları görenlerin tuhafına gitmektedir. Veliler, minik sporcular Dereağzı’na girebilmekte, asli unsur üyeler girememekte ayrıca havuza girmek de yanı başındaki bahane girememektedirler. Fiziksel mesafe korunarak toplanmak mümkündür.
 
Başkanımız Ali Koç: Köksal Bey’e görüşleri için teşekkür ediyorum. Dereağzı için Burak Bey gerekli cevabı verdi. Veliler girip çıkıyor deniyor. Öyle bir şey olmadığını ifade etti. Dolayısıyla veliler konusunda Köksal Bey’deki bilgiler tam da gerçeği yansıtmıyor. Ama haklıdır. Burayı en kısa zamanda açabilecek konuma getirmemiz gerekmektedir. Köksal Bey’e olumlu düşünceleri ve desteği için teşekkür ederim. Köksal Bey hepimizin bildiği gibi görüşlerini en açık ve cesur bir şekilde paylaşır. Akıl akıldan üstündür. Niyet önemlidir. Konuşan bir camia olduğunuz zaman başarı da gelecektir.
 
Kadir Teoman Fanuscu: Birinci önerim, tüm Fenerbahçe Spor Kulübü branşlarının yüzme ve pinpon dahil Youtube kanalından yarışmaların yayınlanması. İkinci önerim Fenerbahçe’den milli takımlara seçilmiş sporcuların anne ve babalarının Faruk Ilgaz Sosyal Tesisleri’nden yararlandırma imkanının sağlanması. Üçüncü önerim de Fenerbahçe Sivil Toplum Örgütü için bir abide yapılması.
 
Yönetim Kurulu Üyemiz Sertaç Komsuoğlu: Biz bu yarışları yayınlıyoruz. Pandemi sonrası iki tane yüzme yarışımız oldu. Onlar da kendi bünyemizde yapıldı. Bunlardan biri 25-26 Temmuz’da idi. Diğeri de 19-20 Eylül’de idi. İkisini de gerek Fenerbahçe TV’de gerekse de Fenerbahçe Youtube hesabından canlı olarak yayınladık. Masa tenisi için de şube yöneticimiz söyledi. Sezon pandemi sonrasında 31 Ekim’de açılıyor. 31 Ekim’den sonra masa tenisiyle ilgili herhangi bir yarışma varsa da onları yayınlayacağız. Spor kanalları arasında bu kadar çeşitli branşa yer veren tek kanalız. Bu nedenle hiçbir amatör branşımızı atlamıyoruz. Başkanımızın ve Genel Sekreterimizin Youtube’u vurgulamanız sonrası şu anda tekrar Youtube’da Türkiye’de birinci sıradayız. Tekrar birinci sıraya çıktık. Şu anda en çok takip edilen spor kanalı olduk.

Başkanımız Ali Koç: Moralim bozuldu. Ben zaten bir numaradayız diye düşünüyordum. Her gün çıkıp konuşalım böyle. Arayı açarız.

Yönetim Kurulu Üyemiz Sertaç Komsuoğlu: Bizim Youtube üyelerimizin tamamı gerçekten olan kişiler.
Başkanımız Ali Koç: Gerçek olmayan kişiler de mi var? Ona cevabı verdik. Milli takıma seçilmiş sporcuların anne ve babalarının tesislerimizi kullanmaları konusunda ne yazık ki mevcut tüzüğümüz buna imkan veren bir düzenlemeye sahip değil. Tüzük değişikliği kapsamlı anlamda yapıldığı zaman gündeme getirilebilir. Fethi Bey’den rica ediyorum. Bunu not alsın. Artısına eksisine bakalım. Ama şu anki haliyle mümkün değil.
 
Rint Akyüz: Yönetim ve Yüksek Divan Kurulumuzun değerli başkanları ve değerli üyeleri, umutlarımızın yeşerdiği, mücadele eden, uzun zamandır ilk defa seyir zevki veren bir futbol, küçülen bütçesine rağmen ümit veren basketbol ve kurumsal geniş bütçeli takımlarla kora kor yarışan voleybol takımlarımızın, bu pandemi ortamına rağmen yarattığı olumlu atmosferde hepinizi sevgi, saygı ve de keyifle selamlıyorum. Başlamadan iki sene önce göreve geldiklerinde çok heyecanlandığımız, doğal olarak kendilerinden çok şey beklediğimiz başkanımız ve yönetim kurulumuz için birkaç şey söylemek istiyorum. İlk önce kimsenin tahmin etmediği bir 630 milyon avroluk borç, heba edilmiş kulüp kaynakları, ardından sadece bankalar veya alacakların değil tüm kurumların sistemli bir şekilde üstüne geldiği ve boyun eğdirmek için ellerinden geleni yaptıkları bir Fenerbahçe. Kabul etmek lazım ki bütün bunların üstüne futbol takımımızın başarısızlığı, hatta daha doğru terimle futbol takımındaki vurdumduymazlık eklenince hepimiz çok üzüldük, ümitsizliğe düştüğümüz çok zaman oldu. Bizi Fenerbahçeli ruhu, mücadele gücü ayakta tuttu. Nasıl 3 Temmuz'da teslim olmadıysak bugün de olmadık. Başkanımızın çeşitli vesilelerle açıkladığı gibi geldiğimiz noktada çok engel aşıldı, nefes alınabilecek bir noktaya gelindi. Ama en önemlisi organize baskılara boyun eğmedik, dik durduk, kulübü teslim etmedik ve sonunda, tam istediğimiz midir bilmiyorum ama arzu ettiğimiz bir noktaya geldik. Bu nedenle başta başkanımız olmak üzere yönetim kurulu üyelerine, kulüp çalışanlarına ve tüm emeği geçenlere şükranlarımı sunmak istiyorum. Benim bugün değinmek istediğim konu basketbol. Basketbol şubesinin tercihen tümüyle veya erkek basketbol takımının tek olarak (Karar yönetimin) bir anonim şirket şeklinde yapılandırılıp halka açılmasının gerekli olduğunu düşünüyorum. Belki bunun daha önce yapmamız lazımdı, belki de şimdi tam zamanıdır, karar gene yönetimin ama Erkek basketbol takımımızın son senelerde koç Obradovic ile yaptığı çıkış, 4 sene üst üste Final Four ve Euroleague şampiyonluğu hem marka bilinirliği, hem de itibar açısından çok katkı yaptı. Gayet iyi bildiğiniz gibi Avrupa’da benzer kulüplerin yaptığı da bu zaten. Ancak genel halka açılmaların aksine burada ilave bir teklifim var; O da halka açılacak oran azami %49 olmalı ve bu %49’un %25 veya 30’unun azami %5’lik dilimler halinde ve blok olarak gerçek kişilere satılabilmesinin sağlanması ve %5 hisse sahibi olanların da yönetim kurulunda bir üyelik hakkı bulunması, dolayısıyla elini taşın altına koyup %5 hisse alanın da şubenin yönetiminde söz sahibi olması. Bu şekilde hem ciddi bir sermaye birikimi sağlanabilir hem de şubenin sürdürülebilirliği garanti altına alınabilir. Yoksa mevcut yapıda futbolun kaynaklarıyla basketbolu finanse etmek sürdürülebilir değil. Uzatmadan başarılı günler diliyorum.

Başkanımız Ali Koç: Duygu, düşünce ve önerileri için teşekkür ederim. Kalıp dışı bir yaklaşım. Yaratıcı bir yaklaşım ancak şu an Türkiye’de 4 kulübümüz de halka açık. Futbol kulüplerinin yarattığı ekonomik boyut basketbolun fersah fersah üstünde. Şirketler bile zorluk çekmektedirler. Biz Fenerbahçe Spor Kulübü olarak ilk halka arz olduğumuzda 25-30 milyon dolar civarı bir girdimiz olmuştu. Kaynak diyelim. İlerleyen dönemlerde de biraz hisse sattık. Şirket olmanın bürokratik yükü, iş yükü hele SPK mevzuatına uyum sağlamanın zorlukları aslında dönüp baktığımız zaman acaba futbol kulüpleri halka arz edilmeli miydi, edilmemeli miydi? Bunu sorgulatıyor. Dolayısıyla boyutu çok daha küçük olan basketbol ki bugün en azından bizim basketbol takımımızın eminim diğerleri için de geçerlidir çünkü biz burada daha büyük montanlarla faaliyet gösteriyoruz. Yarattığı ekonominin halka arz edilecek bir seviyesi yoktur. Karı dahi yoktur. Buna mukabil Avrupa’da halka açık hiçbir basket takımı yoktur. O yüzden yaratıcı bir formatla beraber gerçekleşmesi pek mümkün olmayan bir tekliftir. Ama görüşlerini bizimle paylaştığı için teşekkür ediyorum.

Haluk Kaynar: Benim sporla ilişkim seyircilikten ibaret. O nedenle de teknik konularda transfer, taktik, strateji gibi uzmanlık gerektirecek konularda görüş belirtecek, öneri sunacak bilgi ve birikime sahip değilim. Bununla birlikte,70 yıllık bir Fenerbahçeli, 50 yıllık bir iletişimci olarak iki meselem var. Birinci meselem, 28 şampiyonluğumuz var. Bunun karşılığı 5 yıldızdır. Yok, kabul etmiyorlar yok onaylamıyorlar falan bizi hiç ama hiç bağlamaz. O şampiyonluklar bazı kişilerin bazı kurumların izni, inayeti, lütfu ve onayı ile alınmadı. Üzerinde 28 şampiyonluğumuzun yer aldığı 5 yıldızlı formayı, sunun Fenerbahçe taraftarına, tribünlerde sokaklarda tarihi bir belge olarak dalgalansın. Sonrasını onlar düşünsün. En fazla maç formamıza koydurmazlar. Bir adım daha ileri gidelim. 5 yıldız onaylanana kadar 3 yıldızı çıkaralım formadan. Bir tek armamız yeter o şampiyonluklarımızı anlatmaya... İkinci meseleme gelince. Ali Koç hatırlar belki. 1-2 defa dile getirmiştim Kadın Futbol Şubesi isteğimi. Çok eskiden beri bunca finansal sorun arasında dahi bu küçük, hayata geçmesi çok kolay bir proje gibi gelir hep bana. Hazır, başarılı bir transfer politikası ile kar etmiş gibiyken küçük bir bölümü  sporsever ve sporcu kadınlarımız için kullanılabilir sanki. Neyimiz eksik? Topumuz var, formamız var, sahamız var. Sanki her şey yönetim kurulunun ‘haydi’  demesine kalmış. Getirin projenin başına Sevil Hanım’ı, veya Simla Hanım’ı. Hep birlikte onlara destek olalım ve gelmiş geçmiş ve gelecek milyonlarca Fenerbahçeli annemizin, eşimizin, sevgilimizin, kızımızın, gelinimizin, torunumuzun, akrabamızın dostumuzun, tanıdığımız tanımadığımız Fenerbahçeli kadının hayallerini gerçekleştirelim. Ali Koç yönetimdeki kurullarımız bu proje ile Fenerbahçe tarihine çok anlamlı tam zamanında bir sayfa açmış olacaktır. HEFORSHE’nin açtığı çağdaş yol bu proje ile taçlanacaktır. Ve son olarak ben bir iletişimci olarak bu yüce projeye bir isim önermekten kendimi alamıyorum. ‘Fenerbahçe Zübeyde Hanım Kadın Futbol Şubesi’

28 ŞAMPİYONLUĞUMUZ VAR

Başkanımız Ali Koç: Haluk Bey iki önemli konuya değindi. Bir tanesi 28 şampiyonluğumuz. Bu tarihimizde var. Kimse de bu tarihi gerçeği değiştiremez. Biraz önce de dedim. Fenerbahçe Youtube kaçınılmaz diye. Er ya da geç hangi zaman süresi içerisinde olacak bilmiyordum. Bunun için de aynısını söylüyorum. Er ya da geç hakkımızı alacağız. Çok çalışıyoruz. Belki sizlerin pek dikkatini çekmiyor ama arka planda bununla ilgili yoğun mesai var. Buna inanan arkadaşlarımız var. Bilhassa yönetimde. Yönetime girmeden önce bunun üstüne mesai harcamış arkadaşlarımız var. An itibarıyla yavaş yavaş bu konunun başkalarının dikkatini çektiğini görmek, bir rakibimizin dün veya evvelsi gün başkanının bu konuya atıfta bulunması bizim doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Bu çabalarımız dikkat çekmeye başladı. Bu iş bize rastlar, bize nasip olur olmaz er ya da geç Fenerbahçe Spor Kulübü hak ettiği şampiyonlukları göğsüne takacaktır. Hiç şüpheniz olmasın. Bizim arkadaşlarımız da Haluk Bey gibi düşünüyor. 5 yıldızı takana kadar 3 yıldızı takmayalım. Enteresan bir öneri. Çarpıcı ve radikal. Bizim yönetimimizde de sizin gibi düşünen arkadaşlar var. Belki de önümüzdeki sezonun formasında sizin dediğiniz gibi olur. Haluk Bey, peki biz sezon sonu 4. yıldızı takarsak ne yapalım? Önümüzdeki sezon hiç mi takmayalım olursa? İnşallah olur. Kadın futbolu Avrupa’da önümüzdeki 10 yıl en hızlı gelişecek, gelir kaynağı sağlanabilecek futbol alanlarından biri olarak net bir şekilde ifade edilmektedir. Geçen sene Juventus’un bir maçı oldu. 47 bin kişi seyretti. Sponsorlar, kadın futboluna sponsor olmak için zaman zaman erkek futboluna göre daha iştahlı olabiliyorlar. Fenerbahçe’nin tarihine, kadının Fenerbahçe’deki yerine baktığınız zaman, Fenerbahçe’nin bütün değer ve ilkelerine baktığınız zaman, burada Orduspor ile oynadığımız maça baktığımız zaman bunun kaçınılmaz konulardan bir tanesi olduğunu düşünüyorum. Finansman ve yatırım gerektirecek. Diğer alanlara göre çok büyük rakamlar olmasa da hem maddi hem de manevi bir yatırım gerektirecektir. Bu sezon olmayacak. Bizim bir tane daha dönemimiz olur mu olmaz mı bilemiyorum. Olursa şöyle bir projeyle hayata geçirilebilir. Peşinen üç yıllık sponsorları bulunup Fenerbahçe Kadın Futbol Takımı ile bir yolculuğa çıkabilecek bir fon garantilenirse olur. Fenerbahçe Spor Kulübü’nün kadın futbol takımı da 21. yüzyılın 20. yılında muhakkak değerlendirilmesi gereken bir unsurdur. Tercih ettiğiniz isim de enteresan bir takım adı olmuş. Fenerbahçe Zübeyde Hanım Kadın Futbol Şubesi. İnşallah o günleri görürüz.
 
Olağanüstü dönemden geçiyoruz. Pandemi, Mart, Nisan, Mayıs. Yeni normallere alışmaya çalıştık. Yazın bu iş biter dedik. Rahata kavuşuruz dedik. Pek çok anlamda ve alanda normale döneriz demiştik. Ne yazık ki ondan daha kötü bir konumdayız. Olağanüstü günler devam ediyor. Bir kez daha sağlık çalışanlarına, kendi hayatlarını bizim için risk eden sağlık çalışanlarına müteşekkiriz. Hayatlarını kaybeden sağlık çalışanlarına rahmet diliyoruz. Onların emekleri unutulamaz. Normale yakın hayatlarını sürdürmeye çalışırken aslında çok anormal bir dönemden geçiyoruz. Sağlık Bakanlığımıza, bu konuda emek veren herkese ayrı ayrı Fenerbahçe Spor Kulübü adına teşekkür ederiz. Arka planda diğer sektörlerde çalışanlara da teşekkür etmek istiyoruz.
 
KALABALIKTAN UZAK DURMAMIZ GEREKİYOR

Her hafta görüyoruz. O takımda korona var, bu takımda korona var. Euroleague’de 4 maç iptal edildi. 4 haftada 4 maç iptal edildi. Sonra kuralı değiştirdiler. Artık maçlar ertelenecek. İptal yok. Yaşadıkça bizler de ayak uydurmaya çalışıyoruz. Özellikle sporcularımıza bir çağrım var. Olağanüstü halde olduğumuzu kendi hayatınızda da uygulamanız lazım. Özel hayatlarınızda olağanüstü önlemler almanız lazım. Pek çok şeyden feragat etmeniz lazım. Sizler spor kulüplerinin yatırımlarısınız. Tabii ki sakatlık olabilir ama bunun dışındaki her türlü sağlık sorunundan uzak durmamız lazım. Pandemiyle ilgili konuda da sporcularımızın çok hassas olmalarını özellikle rica ediyorum. Gidişatımızı engellemeyebilecek, başarımızı engelleyecek unsurların başında korona belası geliyor. O yüzden sağlık çalışanlarına teşekkür ve şükranlarımızı sunarken; sporcularımıza da çok sorumlu, bilinçli davranmalarını, hem kendilerini hem ailelerini hem de kulüplerini korumaları gerektiğini, bunu yapmak için de ne yazık ki pek çok konuda feragat etmeniz gerekiyor. Kalabalıktan uzak durmanız gerekiyor. Çok şükür ki bugüne kadar dün de testlerimiz yapıldı ve tertemiz çıktık. İyi gidiyoruz. İnşallah böyle devam edebiliriz. Basketbol takımımız EuroLeague’de 17 deplasmana gidecek. Bir iki deplasman dışında tarifeli gidiyorduk ama kaldırdık. Her deplasmana özel uçakla gitmek zorundayız. Onları korumamız lazım. Çünkü en çok yurtdışı maçları olan onlar olacak. EuroLeague Kadın’da bubble dedikleri yani fanus sistemi var. Metin Bey’in çabalarıyla da fanuslardan bir tanesini Türkiye’de ev sahipliğini yapacağız. O da güzel gelişme. Seyircisiz ve fanus ortamında bir şekilde ligleri sürdürmemiz gerekiyor. O yüzden özellikle bu çağrıyı yapmak istedim.
 
EMRE SAKÇI’NIN BAŞARISI YÜZME TARİHİNDE BİR TÜRK SPORCUNUN ALDIĞI EN BÜYÜK BAŞARI

Emre Sakçı’yı alkışlayalım. Emre kardeşimiz şu an Macaristan’da tek başına. Orada yarışlara giriyor. Türk spor tarihinde, yüzme tarihinde bir Türk yüzücünün uluslararası arenada aldığı en büyük başarıdır. Bu başarı yani 50 metre kurbağalamada uluslararası ligde almış olduğu başarı dünya tarihinin 9. en iyi derecesidir. Bu sene için demiyorum. Dünya tarihinde yüzme konusunda ve bir Türk sporcunun almış olduğu en büyük başarıdır. Tabii ki Türkiye rekorudur. Kendisini tebrik ediyoruz. Bizi gururlandırdı. Armamızı en yükseklere taşıdı. Başarılarının devamını diliyorum.

Elektronik genel kurul. Pandemi olmasa da bizim gibi 3 bin üyeye sahip kurumların ki büyüyoruz da. Bu imkana sahip olmamız gerekiyor. Şu an şirketlerde yapılabiliyor. Seneye seçim senemiz. Benim şahsi düşüncem, COVID konusu seneye de bizleri yoracak. Şu ana kadar mali genel kurulumuzu yapamadık. Çok önemliydi. Bir sürü aktivitemizi zaten yapamıyoruz. Bundan 8-9 ay sonra seçim zamanı geldiğinde benzer bir tabloyla karşılaşacağımızı düşünürsek altyapısı hazır olan mevzuatın dernekler için de uygulanabilmesi için çaba sarf ediyoruz. Öncüsü olacağız. Dernek yapısında olan futbol kulüpleri için. Bunun üstüne çalışıyoruz. Katılımı da arttırır. Bununla beraber seçim senesine girdik. Benim en büyük hayalim Fenerbahçe’de en demokratik seçimlerin yapılmasıydı. Şu an tüzüğe onu koyamadık ama verdiğimiz sözleri tutacağız. Her bir aday ki ne kadar çok aday olursa o kadar faydalı olur. Her bir aday tesislerimiz, televizyonumuzu, radyomuzu istediği şekilde kullanabilir. Kendi görüşlerini ve ifadelerini anlatabilir. Burada hiçbir şekilde ayrım yapılmayacaktır. Bizler de kulüp imkanlarını kullanarak devam etme kararı çıkarsa aramızda kulüp imkanlarını kullanmayacağız. Olabilecek, görebileceğiniz, Fenerbahçe’ye en yakışan, en adil seçim olacağının sözünü sizlere verebilirim. Elektronik genel kurul da çok önemli.
 
Spor yasasıyla ilgili birkaç kelime etmek istiyorum. Bir yasa çıkarırken süreç vardır ve maddeler vardır. Bize göre iki tarafta da sıkıntı vardır. Geçenlerde Kulüpler Birliği’nde yaptığımız bir toplantıda kulüpler de rahatsızlıklarını dile getirmelerine rağmen Başkanımızın toplantıdan sonra yaptığı açıklama sanki yanlış anlaşılabilir. En azından bizim tarafımızdan bir nebze yanlış algılanabildi. Çalışılmakta olan yasa konusunda kulüpler destekliyor diye. Ben Fenerbahçe Spor Kulübü adına konuşabilirim. Ne yasanın gelişme süreci doğrudur ki 16 küsur yıldır bekleyen bir konudur bu. Doğru yapılması ve doğru kurgulanması çok önemlidir. Evet, bizlerden görüş alınmıştır. Bizlerden alınan görüşlerin ne kadarı taslağı girmiştir ya da girmemiştir bilmiyoruz. Ama bu milyonları etkileyen bir unsurdur. Bunun süreci tüm paydaşların beraber çalıştığı, kafa yorduğu, bakanlıklar, bürokratlar, dernekler, federasyonlar, hukukçular vs. vs. Bu şekilde olması gerekir. Aceleye gelmemesi gerekir. Madde olarak baktığımız zaman da bilhassa futbol tarafında sıkıntılar vardır. Bunları uluslararası federasyonlara veya konfederasyonlara kabul ettirmek zor gözüküyor. O yüzden Fenerbahçe Spor Kulübü olarak aceleye gelmeden sağlıklı bir süreç içinde, ülkemize en uyan yasayı hep beraber çıkarmamızın daha uygun olacağını söyleme ihtiyacı duyuyorum.
 
Dijital konular. Bizlerin yeni gelir kaynaklarına ihtiyacı var. Buradaki en büyük fırsat ve sıçrama, bir nebze de damlaya damlaya göl olur misali pek çok dijital adımdan geçmektedir. Fenerbahçe Spor Kulübü olarak iki senedir, özellikle de son senede pek çok çalışmamız oldu. Bunları tek tek hayata geçirdik. Bazıları test aşamasında, bazılarını açıkladık. Bazılarını açıklayacağız. Youtube’dan beklentim çok yüksek. Geçen gün gazetelerden birinde gördüm. Alex, Emre, Volkan Demirel jübile maçı Youtube Katıl’dan 10 lira, 15 lira ne ise artık. Bu tamamen fikir. Sesli düşünüyorum. 1 milyon kişinin, 2 milyon kişinin izlediği bu imkanlar teknolojik ortamda var artık. Bunları en iyi şekilde kullanmamız lazım. Lütfen Youtube kanalımıza abone olun. Başka yerlerde ulaşamayacağınız enteresan, eğlenceli, futbolcuların başka yönlerini, sporcuların başka kişiliklerini, tarzlarını, hobilerini gösteren çok güzel çalışmalar var. Oğlumdan ve kızımdan biliyorum. Deli gibi seyrediyorlar. Zaten o jenerasyon televizyon seyretmiyor. O yüzden desteklerinizi izliyorum.
 
MOHİKAN GELİYOR

Mohikan geliyor. Mohikan’a alışacağız. Mohikan bizim için çok önemli. Çok uğraştık ve çok çalıştık. Dijital hamlelerimizden en önemlisi de Mohikan. Mohikan nedir diye soranlar olduğunu hissediyorum. 27 Ekim Salı akşamı Ülker Arena’da yapacağımız bir etkinlikle bunu açıklayacağız. Taraftar deneyimini, kulübünüzle olan ilişkinizi tamamen dijital sisteme taşıyan bir proje. Çok fazla detaya girmeyeyim. Niye Mohikan? Mohikan, Fenerbahçe taraftarının en önemli özelliklerini, karakterlerini yansıtan en iyi isim. Bunun için seçtik. Mücadeleci, savaşçı, kararlı, inatçı, yaratıcı, fedakar ve sadık. Bu özelliklere en çok ne yansıtır dedik ve arkadaşlar Mohikan ile geldiler. İsmi önemli de içinde ne olduğunu Salı günü paylaşacağız. Biz camiamızdan güç alıyoruz. Ancak camiamızın gücünden de gelir yaratmamız gereken unsurlar var. Bu da onlardan bir tanesi. Sizlerin bu Fenerbahçe aplikasyonunu sahiplenmeniz, sayısını arttırmanız, büyütmeniz, sizlerden alacağımız geri bildirimlerle bizim daha mükemmel hale getirmemiz ve bunun örnekleri çok yok. O yüzden iyi sahiplenirsek herkesten bir adım öne çıkarız. Basketbol takımımız sosyal medyada NBA’den sonra en çok konuşulan takımdı. 9’u NBA takımıydı, biri de bizdik. Bir evvelki seneden bahsediyorum. Mohikan geliyor. Mohikan’ı sahiplenin. Mohikan’ı sevin. Nasıl daha iyi yapabileceğimize dair geri bildirimde bulunun. Kulübümüzü dijital dünyada bambaşka bir platforma hep beraber taşıyalım.

Futbol Takımımıza gelelim… Şimdi şunu bir hatırlatmak istiyorum. Perfect Storm diye bir laf vardır, yani her şey, bütün olumsuzluklar üst üste geldiği zaman. Hepimiz biliyoruz ki kulüpler çok büyük sıkıntıda. Onun üstüne neler geldi son 1 sene içinde ona da bakmamız da fayda var. Zaten sıkıntılı mali durum üstüne bir de kur etkisi geldi. Zaten maliyetlerimizin, harcamalarımızın yüzde 70’i, 80’i yabancı para biriminden.
 
STOPAJ İADESİNİN NEDEN DURDUĞUNU ANLAMAKTA GÜÇLÜK ÇEKİYORUZ

1 milyon lira sponsor bulduğumuz da seviniyorduk. Şimdi 1 milyon lira oldu, 100 bin Euro. Dolayısıyla kur, bizi ciddi anlamda etkiledi. Üstüne stopaj. Stopaj neydi? Stopaj iadesi, futbol takımında, basketbolda belli kontratlarda vergi iadesiydi. Saat gibi çalışıyordu, Cumhurbaşkanımızın desteğiyle kulüplere fayda sağlayacak müthiş bir düzenlemeye imza atıldı. Ama aradan 1 sene geçmeden bu değiştirildi. Ocak ayında durdu. Ne yapıyorduk? Her ay vergi ödemimizi yaptıktan sonra 6-7 gün içinde iade alıyorduk ve bunları amatör branşlara harcıyorduk. Biraz evvel Burhan Bey size anlattı. Yeniden yapılandırmada artık kulüple yani dernekle futbol aş arasında hiçbir ilişki kalmayacak. Futbol AŞ’nin yarattığı ekonomiyle zaman zaman diğer tarafları destekliyorduk. O yüzden stopaj iadesi daha da önem kazanmaktadır. Ocak ayında durduruldu, neredeyse 1 sene olacak ama hala yerine ne konulacağı belli değil.

Bu kadar iyi çalışan bir sistemin niye durdurulduğunu anlamakta güçlük çekiyoruz ama onun amatörlerde büyük etkisi olacak. Amatörlere gelmişken şunu söyleyeyim, bundan sonra amatörler, sponsorlar, kombine bilet ki, erkek basketbol dışında fazla bir kombine bilet, loca gelirimiz yok, neredeyse hiç yok, ondan sonra stopaj iadesi çok önemli oluyor ama onun da ne olacağı belli değil. Bir de geri kalan açığı yönetimler kaynak yaratmazlarsa kendi imkanlarıyla karşılamak zorundalar. Aram Bey altyapı için mesai harcıyor, Yöneticilerimiz 250 bin – 500 bin… Liradan bahsediyorum, Euro’dan değil. Kongre üyelerimiz ellerini taşlarının altına koyuyorlar, maddi manevi, çok önemli destekler oluyorlar yeterli mi tabi ki değil ama müteşekkir olmaktan başka bir şey diyemeyiz çünkü yapıyorlar, hiçbir mecburiyetleri yokken destekliyorlar.

YAYIN KURULUŞUN İNDİRİM TALEBİNİ KABUL ETMEK MÜMKÜN DEĞİL

Futbola dönersek… Yeni vergiler geldi, sanki her şey iyi gidiyormuş gibi 20’den 40’a çıktı. Bunun üstüne pandemi etkisi geldi. Pandemi etkisi ne? İşte loca satamıyoruz. Eskisi gibi rahat satamıyoruz. Elimizde 7-8 tane locamız kaldı. Normalde hepsini satmamız lazım. Ama yine teşekkür edeceğim. Kombine satamıyoruz. Kombine bizim için çok önemli bir gelirdi. Maç bileti satamıyoruz. Böyle olunca sponsorların iştahı biraz azalıyor. Bir de yayıncı kuruluş. En büyük gelir kalemi. Orada ne alacağımız belli değil. Konu muallakta. Geçen sene indirim yapılmıştı. Bu sene onun üstüne de indirim isteniyor. Kulüplerin bunu kabul etmesi mümkün değil. Biz diyoruz ki indirim 1 senelik, bu sene normal kontrat şartlarına dönmeliyiz. Mesafe katedemiyoruz. Dolayısıyla ne alacağımızı bilmiyoruz. Söylenen rakamlar, alacağımızdan daha küçük rakamlar, bir de bunu 21’e böleceğiz. Neresinden bakarsanız bakın finansal açıdan pek çok olumsuzluklarla 2020-21 sezonuna başladık.
Burhan Bey’in de ifade ettiği gibi bir sürü oyuncu gitti, yeni oyuncu aldık. Maliyetleri düşürdük. İyi bir kadro kurduğumuzu, alternatifli bir kadro kurduğumuzu düşünüyorum. 1 ay daha kısa, 6 maç daha fazla, bir de pandemi var. Kadro alternatifinin ne kadar önemli olduğunu göreceğiz. Umutlu başladık futbolda. Diğer branşlarımızda da bence gayet umutlu başladık.
 
Kaynak yaratmanın önemi her geçen gün daha da çok artmaktadır. Bu süreçte ismini veremeyeceğim çok insana gidiyoruz, kapılarını çalıyoruz, vermek zor ama istemek daha zor. Sağ olsunlar insanlar bizi geri çeviremiyoruz. Dereağzı’nda altyapı için yaptıklarımız için aldığımız ayni desteğin haddi hesabı yok.
 
FENERBAHÇE KURAL TANIMIYOR DİYE KAKAFONİ BAŞLADI

A Takımımıza gelince ne dediler transfer yapamaz. Devre arasında transfer yapamadığımızda her şey güzeldi, hiçbir problem yoktu. Sonra limitler açıklandı, Türkiye gerçekleri ile, futbol gerçekleri ile alakası yok, o zaman da her şey normaldi, kimse demedi ki böyle limit mi olur? Ta ki biz doğru hamleleri yapıp, Bankalar Birliği’ne de teşekkür ediyorum, desteklerini alıp, pahalı futbolcularla sözleşme yenilemeyip, Vedat’ı, Jailson’u satıp, 22 milyon Euro kaynak yaratıp, onlara da teşekkür etmek istiyorum Fenerbahçe’ye yaptıkları hizmetler ve kazandırdıkları ekonomik değer için, yolları açık olsun, bizden ayrılan tüm futbolcuların yolları açık olsun, şansları bol olsun ama bu 2 oyuncuya özellikle teşekkür etmek istiyorum. Bir sürü oyuncu aldık, onların mukavelelerine bakarsanız, gidenlere göre çok daha düşük meblağlar. Mukavelelerin bir kısmını performansa, başarıya bağladık. Bunları yapınca ne oldu? Yok Fenerbahçe kural tanımıyor, Yok Fenerbahçe hile yapıyor, onu yapıyor, bunu yapıyor. Böyle bir kakafoni başladı. Sağ olsunlar Kongre Üyelerimiz görüyorlar ne olduğunu, bazı medya mensupları da onlara da teşekkür ediyorum objektif yaklaştıkları için

HEP SENARYOLAR, ALGI OPERASYONLARI

Sonra MHK değişti, Fenerbahçe’nin MHK’si dendi. Fenerbahçe’nin federasyonla yaşadıkları ortada, hepiniz görüyorsunuz. 6 ay önce belki de şampiyonluğumuza mal olan transferleri yapamadık. Özellikle de sol beke ihtiyacımız vardı. O zaman hiçbir problem yok. ‘Şımarık Fenerbahçe’. Bir de öyle bir hava yaratıyorlar. Fütursuzca para harcıyor, ediyor. Fenerbahçe şeffaf değil, ne demek şeffaf değil. SPK’nın kuralları var, baremleri var, bunlara göre mecbur kaldığımız her şeyi açıklıyoruz. Mecbur kalmadığımızı açıklamıyoruz. Niye bize laf atıyorsunuz? Ama totalini sonradan açıkladık SPK’ya. Hep bizim etrafımızda dönen senaryolar, Fenerbahçe etrafında yapılan algı operasyonları. Biz işimize bakmaya çalışıyoruz, mümkün olduğu kadar konuşmamaya çalışıyoruz. Omuz omuza verdik. Bu camianın hak ettiği, özlediği başarıyı yakalamaya çalışıyoruz. Şampiyon Fenerbahçe olacak tuzağına kesinlikle düşmeyeceğiz. Özellikle kendi camiamızın mensuplarına söylüyorum, basına çıkıp Fenerbahçe şampiyon olacak gibi söylemlerde bulunmamanızı rica ediyoruz.
 
GENÇ, DİNAMİK, ARZULUYUZ

Genciz, nispeten tecrübe konusunda zaaflarımız olabilir, 2 yılık başkan üçüncü yılına giriyor, sıfır kilometre bir sportif direktör, daha üçüncü takımını çalıştıran bir hoca. Çok dinamiğiz, arzuluyuz, kenetlendik, birbirimizin artılarını eksilerini çok iyi biliyoruz, huzur içindeyiz, uyum içindeyiz, kimyamız uyuşuyor. Futbol için söylüyorum bunu. Basketbol ve voleybol için de söyleyebilirim. Doğru yoldayız. Biraz şans bize gülerse iyi olacağız.
 
Basketbol konusunda… Efsane hocamız ayrıldı. Bir kez daha ona teşekkür etmek istiyorum bize yaşattıkları ve Fenerbahçe’yi basketbolda getirdiği nokta, Fenerbahçe markasına yaptığı hizmetler için. Devam etmedi, edemedi, ailevi sebeplerle. Çok kısa süre içinde Igor Kokoskov ile anlaştık. Geldi, takımını kurdu. İyi başladık. (Euroleague’de) 2 galibiyetimiz var ama 4 galibiyetimiz de olabilirdi. Bayern Münih maçında akla ziyan bir ikinci yarı. CSKA maçında son topa kaldı.

Erkek voleybol takımımızda çoğunlukla kadroyu koruduk. Gerçek anlamda takım deseniz erkek voleybol takımına bakın. Evvelki sezon tüm kupaları aldılar, geçen sene de alacaktık pandemi önümüze geçti.
Kadın basketbol takımımız Euroleague’in en büyük adayıydı. Pandemiye takıldık. Bu sene daha düşük bir bütçeyle benzer kalitede bir takım kurduk. Bu süreç içinde gördük ki biz oyuncu maaşlarında cömert davranmışız. Onlara önlem aldık. İnşallah iyi yoldayız.
 
Cumhuriyet Bayramımız geliyor. 97’inci yılımızı kutlayacağız. Pandemi nedeniyle bu sene yapmayı düşündüğümüz etkinlikleri yapamayacağız ama televizyonumuzda özel bir 29 Ekim günü gerçekleştireceğiz. 10 Kasım’da geçen sene çok güzel bir etkinlik yapmıştık. Bir vapurla Dolmabahçe’ye gitmiştik, çok etkilendik. Bu sene 3-4 vapur yapacaktık ama pandemi nedeniyle orada da frene basacağız. Belki sadece kulüp çalışanlarıyla bir vapur olarak gitmeyi düşünüyoruz. Onun için de kongre üyelerimizin anlayışına sığınırız. Ulu Önder Atatürk ve silah arkadaşlarını şükranla, özlemle anacağız. Bizim bu konuda yolumuzun ne olduğunu herkes biliyor, yolumuza devam ediyoruz. Cumhuriyetimizin 97’inci yılı kutlu olsun.

Sizlere teşekkür etmek istiyorum, kongre üyemiz olsun olmasın, niye teşekkür etmek istiyorum çünkü sıkıntılı günler yaşadık, üzüntünün, çilenin her türlüsünü gördük. Ama bu yolda ne yaptınız, sabrettiniz, inandınız, destek oldunuz, samimi eleştirilerde bulundunuz, yönetim kurulu olarak müteşekkiriz. İnşallah bu sene layık oluruz ve sizleri mutlu edebiliriz. Başta futbol olmak üzere, her zaman futbol takımına şunu söylüyorum, diğer branşlarda gelen başarılar, futbol takımında başarı gelmediği sürece hak ettiği değeri göremiyor.
Geçen sene de bunu söylediğimi hatırlıyorum sezon başlangıcında ama bu sene farklı bir ekip var, bu sene lider bir ekip var. Kendi mevkiilerinde her zaman başarılı istatistiklere sahip bir ekip var. Birbirini destekleyen, birbirine güç veren bir ekip var.

Sayın Vefa Başkan da sabrediyor, bizi dinliyor. Vefa Bey sizi özledik. Size de teşekkür ederiz bu toplantı için, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum, soru soran kongre üyelerimize, bizi izleyenlere, dikkatle takip edenlere, Fenerbahçe TV’ye, Denetleme Kurulu’na da teşekkür ediyorum. Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum, sağ olun, var olun.