KULÜP

YÖNETİCİMİZ ALPER PİRŞEN'DEN AÇIKLAMALAR

18 Ekim 2019 Cuma 23:33

Hukuk İşleri’nden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyemiz Alper Pirşen, Aytemiz Alanyaspor ile oynadığımız ve kural hataları yaşandığı gerekçesiyle maçın tekrarını talep ettiğimiz başvurumuzun reddedilmesiyle ilgili açıklamalarda bulundu. 

FBTV’de konuşan Alper Pirşen, sözlerine Barış Pınarı Harekatı’na katılan tüm Mehmetçiklerimize şükranlarını sunarak ve şehitlerimize Allah’tan rahmet dileyerek başladı.

Fenerbahçemizin Alanyaspor maçında kural hataları yaşandığı gerekçesiyle yaptığı başvuruların reddini değerlendiren Yöneticimiz, “Böyle bir programa neden ihtiyaç duyduk. Öncelikle onu söylememiz lazım. Başkanımız ve Yönetim Kurulumuz olarak bu kararın buraya geliş biçimini içimize sindiremiyoruz. Bu kararı değiştiremeyecek olsak da içimizi dökmek olarak görsünler. Bizi eleştirebilirler niye baştan söylemediniz diye. Biz her mecrada bunları dile getirdik, içleri rahat olsun ancak bazen kararları değiştiremiyorsunuz” dedi.

MHK Başkanı konu kendisine gelmeden cezayı kesmiş pozisyonuna geldi

Pirşen sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu süreçte en temel konu TFF Yönetim Kurulu’nun vereceği karardı. Bu kararın da baktığınızda teknik bir dayanağı var. O da MHK’nin görüşü. Peki ne oldu? MHK Başkanı daha biz başvuru yapmadan kural hatası yoktur diye çok bağlayıcı bir açıklama yaptı ve dedi ki ben karar mercii değilim ki. Bunu söylemek akıllara durgunluk veriyor. Evet, siz karar mercii değilsiniz ama karar merciine görüş veren tek teknik birim sizsiniz. Şu anki TFF Yönetim Kurulu’nda futbol oynamış 2 kişi var, hakemlik yapmış kimse yok. Böyle keskin bir görüş vermek makamın yapmaması gereken bir şeydi. Bu noktada böyle keskin bir görüş vererek kendisini bağladı aslında. Siz bir başkan olarak verdiğiniz görüşe aykırı bir kararın kurumunuzdan çıkmasını ister misiniz? Biz başvurumuzda kendisinin MHK görüşünde imzasının bulunmamasını, toplantılara katılmamasını talep ettik. Sıra dışı gelebilir ama aslında tam bir etiğe, ahlaka, medeni bir ülkede beklenen şeyleri talep ediyoruz ama Türk futbolunda alışılmamış şeyleri talep ettik. Bir hakimin görüşü çok netse ve bakacağı davadan önce görüşünü belirtirse bu hakimin o davada karar veremiyor olması lazım. Konu daha kendisine gelmeden cezayı kesmiş konumuna geldi. Bizce sorunların başladığı yer burası zaten. Sayın Başkan bunu en acı şekilde kendisi yaşamış biri. Daha önce Kasımpaşa-Beşiktaş maçında aynı şekilde konuşup kural hatası yoktur, varsa görevi bırakırım demişti. TFF Yönetim Kurulu aksi yönde karar vermişti. Bu sefer kendi görüşünün aksine bir karar çıkmaması için özel bir çaba sarf etti mi bilemiyorum ama bu insanlarda bir şüphe yaratıyor. Futbolun marka değerinin yüksek olabilmesi için bu saha dışı etmenlerin olmadığına dair kanaat oluşması lazım. Özellikle 5 büyük ligde karşılaşamayacağınız olaylarla karşılaşıyorsunuz”. 

Birileri maçın tekrarlanmaması için propaganda yaptı

Karar verilmeden önce maçın tekrarlanmayacağı yönünde medyada çıkan haberlerle ilgili olarak ise Alper Pirşen, “Birileri demek ki bu kararın böyle çıkması için yoğun çaba gösteriyor. Bunu söylerken çok üzülüyorum ama hatırlayın, maalesef Kişinev’de TFF Yönetim Kurulu toplantısı yapıldı, milli takım maçı varken. İçerdeki tüm konuşmalar belki kısmen belki tamamen dışarı sızdırıldı. Tam yalanlanamadı bile. Böyle bir ortam var. Aynı medya kuruluşunda bu sefer böyle bir haber yaptırılıyor. Bunlar kendi kendine yapmıyor. Buna eminiz. Birileri bunu yönlendiriyor. Aynı kişiler mi bilmiyorum ama bütün yönetim kurulu üyelerimizi tenzih ediyorum. Onlardan kaynaklı olduğunu düşünmüyorum ama ben profesyoneller seviyesinde ciddi sıkıntılar olduğunu duyuyorum da, üzülerek söylüyorum ama duyuyorum da. Ve maalesef aynı üst düzey profesyonellerin kararı manipüle etmek için, salı günü yapılacak toplantıdan önce pazar günü bu haberi yaptırdığını, hatta toplantı yapılmaması yönünde propaganda yaptıklarını duyuyoruz. Arkasından yöneticileri arayıp ‘Karar zaten böyle değil mi?’ gibi yönlendirici sorular sorduklarını, ‘Zaten usulen toplantı yapacağız’ gibi söylemlerde bulunduklarını duyuyoruz, sağlam kaynaklardan duyuyoruz. Yönetim Kurulumuzu tenzih ediyorum, onlar mutlaka yine serbest iradeleriyle karar vermiştir. Ama ne olursa olsun suya atılan mürekkep kirlilik yaratır. Önce Zekeriya Alp’in çıkışı, arkasından çıkan bu haber ve bizim duyumlarımızı da üzerine koyduğunuz zaman… Acı olan şu biz bu duyumlar üzerine bir harekette bulunmadık, yaygara yapmadık, şöyle oldu böyle oldu demedik. Hepsini üst üste koyduğunuzda inanacağınız şeyler anlatılıyor size, acı olan bu.

IFAB MHK ile sözlü görüşmeler olduğunu açıkladı ama MHK raporunda bu yok

Yönetim Kurulu Üyemiz Alper Pirşen, böyle bir kararın arkasında ne gibi sebepler olabileceği yönündeki soru üzerine şöyle konuştu: “Daha enteresan bir şey söyleyeyim size. Profesyonellere yazan bir konu bu. Tahkime başvurmak için biz dosyayı istedik. Nasıl verdiniz bu kararı diye. Medyada bu da çıktı. IFAB görüşü şöyledir böyledir diye. Dosyada böyle bir şey görmedik. IFAB’a yazdık. Dedik ki “Biz görüşünüzün ne olduğunu merak etmiyoruz, siz TFF’ye yazılı görüş verdiniz mi?” Onlar da “Hayır biz yazılı görüş vermedik ama sözlü olarak MHK ile rutin görüşmelerimiz oldu” cevabını verdi. Alın size bir şüphe daha var. Bu görüşmenin maç tarihinden sonra olduğunu da söylediler. Bu bile şöyle bir şüphe yaratıyor. Acaba yazılı bir rapor almaktan mı kaçındılar. MHK’nin verdiği görüşün ekinde bu yönde yazılı hiçbir rapor yok. Siz şimdi sizin savınızı güçlendirecek bir cevap aldığınızda bunu yazıya dökelim demez misiniz? Sorulduğunu duyuyorum ama bunun hiçbir zaman yazıya dökülmediği düşünülüyor. Kaldı ki yazılı görüş alındığını söyleyenler de oldu. Biz bunun üzerine IFAB’a sorduk. Şimdi IFAB’a inanıyorum. İnanmak istiyorum. Dürüstçe de söylüyorlar. Demek ki siz bu görüşü beğenmediniz. Aklıma bu geliyor. Doğal olarak bu üçlemeyi alt alta koyduğunuzda aklınıza bu gelir”

İki kere taç atışı yapıldığının bile tespit edilmediğini gördük

Neden tahkime gidildiği ile ilgili soruyu yanıtlayan Alper Pirşen sözlerine şöyle devam etti: “Hukuk ekibi, başta Fethi bey ve benim önderliğimde hemen hemen her konuda en üst mercie kadar takip ediyoruz. Çok inanarak savundum. Genel sekreterlikten talebimizin reddedildiğine ilişkin yazı geldiğinde şu paragraf dikkatimizi çekti. Taç atışının hakem uyarısı üzerine doğru yerden yapıldığı.  İki kere taç atışı yapıldığının bile tespit edilmediğini gördük. Dedik ki, nasıl olur ? Kamera kayıtları var. Hepimiz gördük. Taç iki kere atıldı. Zaten kural hatasının bulunup bulunmadığı, iki kere mi atıldı, bir kere mi atıldı. Oradaki ifade sanki bir kez atılmış gibi gözüküyordu. Biz burada şüpheye düştük. Aut atışı ile pozisyonda da kuralla ilgili bir sirküler var. Orada istisna olarak oyuncunun ceza alanı içinden çıkacak süreyi bulamaması madde var. İkinci fıkra. Bir sonraki madde de oyuncu kasten çıkmazsa bu istisna uygulanmaz diyor. Maalesef verilen Yönetim Kurulu kararında bu tip teknik detaylara hiç yer verilmediğini fark edince, 'MHK görüşünü, hakem raporlarını istiyoruz', dedik. 'Elinizdeki tüm raporları görmek istiyoruz', dedik. Raporları aldık. Maalesef son gün verdiler. Bugüne kadar hiç yapılmamış bir uygulama olduğu bize belirtildi. Kimse istememiş herhalde, biz ısrarla evrakları istedik. Hakkımızı istedik. Sanki bir lütuf yapılmış gibi konuşuldu. Yine de teşekkür ediyoruz. Evrakları inceleyince dehşete düştük. 6 müsabaka görevlisinin 4‘ü aynı YK kararında olduğu gibi sanki tek taç atışı yapılmış gibi hikayeyi anlatmışlar. İki kişi taçın tekrar yapıldığını yazmış, hemen hemen aynı cümlelerle. Kimse bu farkı irdelemiyor.  Bir taç atışı ile iki taç atışı arasında o kadar çok fark var ki. Şu tartışmanın yapılması lazım. Oyun durdu mu, durmadı mı? Hakem oyunu durdur mu? Sadece uyarı mı yaptı? Biz burada oyunun durmadığı hakemin uyarı yaptığı kanaatindeyiz. 6 raporun 6’sında da hakemin sadece uyarı yaptığından bahsediliyor. Hakem, 'ben uyardım sonra taç atıldı' diyor. İki kişi ağızından ya da kaleminden tacın iki kere yapıldığını kaçırıyor. MHK bunu hiç değerlendirmemiş. Kuralı almış kopyalıp, yapıştırmış. Suya sabuna dokunmadan rapor yazmış. Doğru dürüst incelememişler bile. MHK niye yeterince, teknik inceleme yapmamış? Rahatsız edici bir durum."

Savunmamızdaki detaylar irdelenmemiş bile

"Aut durumunda ise istisna maddesi var ancak istisnayı bozan madde yok. Savunmamızda ‘oyuncu 10 metreyi 12 saniyede görmüş, kafasını çevirmiş, autun kullanıldığını görünce ceza sahasını terk etmekten kaçınmış.’ Savunmamızdaki detaylar irdelenmemiş bile. Taçın iki kere atıldığı bile rapora doğru yansıtılmamış. Dehşetle inceledik." 

"İki ihtimal söyledik, kaldı ki; biz ilk pozisyonda kural hatası olduğuna inandığımız için maç 45+2’de biz 1-0 öndeyken başlamalıydı. Taç atışında hata olmadığını düşünürseniz, ikincisinde de var. O zaman da '1-1’den devam etsin' dedik. Tamamen reddedildik. Ben bu kuralı günlerce araştırdım. IFAB kitapçığını defalarca okudum. 2019-20 yenilikleri sadece sirküler olarak gelmiş, kulüplere yollanmamış.  Aut atışı mesela kulüplere bildirilmemiş. Kurallarda yapılan değişiklikler sirküle edilmemiş. Sadece TFF’de var. Allah’tan kuralı biliyorduk. Orijinal metinleri okudum. Konu şurada tıkanıyor. Hakem oyunu hangi durumlarda durdurabilir? Sonuçta hakemlerin özellikle bilebileceği teknik konulara konuyu indirgedik. Tahkimin kararını boydan boya değerlendirmek, sonuçta içeride değildik; şık olmaz. Yargı kararı. Meslektaşlarımızın da değerlendirmeleri olmuştur. Şu konuda rahatsızız. Biz dedik ki siz avukatsınız bilmek zorunda değilsiniz. İlla spor adamı ya da her şeyi bilmek zorunda değiliz. Bunun için bilirkişi dinleyelim. Yasal olarak usul kanununda da böyle bir hakkımız var. Bize her şey son gün bildiriliyor. TFF Hukuk müşavirliği, tahkim başvurumuza cevap yazdı. Duruşmadan 12-13 saat önce bize yollandı. Hazırlandık ama hareket alanımız daraldı. Tüm çalışmalarımızı yaptık. Dedik ki, bilirkişi dinlensin. Normalde vakitlice yapılsa idi yazılı bildirecektik. Gerekirse bu işin uzmanını TFF bulsun. Bildiğim kadarıyla aralarında onaylanmış ve reddedilmiş. Dosya burada bitiyor. Siz onu işi bilen teknik kişiye sormazsanız, kararınızı sizde MHK’nın, YK’nın anlattığı kadar verirsiniz. Teknik kişi belki söylediklerimizi doğrulacaktı, belki hakem hatası diyecekti. 'Biz de var, siz de birini bulun' dedim. Tahkim’in görevi en derine kadar inip esasa da bakıp, bilirkişiyi redderek usulen incelemeye dönmüşler. Amacım orayı eleştirmek değil ben sürecin nasıl manipüle edildiğini izah ettim. Bizi rahatsız eden bu. Biz her karara açıklamaya yapmaya kalksak olmaz. Bizim eleştirdiğimiz hukuk dışı kişiler. Biz bundan rahatsısız. Yöneticilik bir tarafa ben çok iyi bir Fenerbahçeliyim. Vicdan savaşı verdim. Kazanamayınca üzüldüm." 

"Taçtan gol oluyorsa evet maç tekrarlanabilir. Bu hafife alınacak bir durum değil. Hatalı bir uygulama varsa tekrar gerektirir. Son ana kadar mücadele vermeyi önemsedim."

"Taraftarlarımızın, üçüncü kişilerin gerekli mesajlarını aldığını düşünüyorum. Bu şüphelerle sıkıntı yaşarız. Fenerbahçe olarak duruşumuz bu. Futbola tam güven olsun istiyoruz. İnşallah bundan sonraki süreçte kafamızda soru işareti kalmaz. Memnun değiliz. Karara katılmıyoruz ama mecburen hukukun gereği saygı duymak zorundayız. YK olarak çabalarımızı ve iç dökme olarak bunu burada herkesle paylaşmak istedik." 

"Bu pozisyonlar sonrası medyada hakem hocası denenler, ikiye üçe bölündü. Doğru kuralların bilmediğini fark ettik. Farklı bakış açıları vardı. Bu bizim iddialarımızın boş olmadığının göstergesidir. Kanaat önderi gibi davrananların bir kısmının tam doğruları bilmediğini gördük." 

Fotoğraflar: Tolga Ovalı

Basın Fotoğrafları